• 19-07-2022, 23:34:22
    #1



    Turkiye’de insanlar dinleri tanımazlar ve merak etmezler. Orneğin, İstanbul’da doğar, yaşar, olurler, ama bir kilisenin icine girip de, burada pazar Âyini nasıl yapılıyor, bunların inancı nedir, duaları nedir, bayram gunleri nedir, inancları nasıl acıklanır, diye merak etmezler. Hıristiyanlar da Muslumanlığı tanımazlar. Kısacası, kapalı kompartımanlar halinde yaşayan bir toplumduk ve halen oyle bir toplumuz. Dinin sozu buna rağmen cok ediliyor, eksik bilgilere gore tarih yorumlanıyor.

    Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Osmanlı yonetimindeki farklı dinî grupları Tanzimat’tan itibaren gecirdikleri donuşumle birlikte ele alan makaleleri onemli bir boşluğu dolduruyor. Osmanlı diplomasisindeki gelişmeleri, Yunanistan, Carlık Rusyası ve Avusturya ile ilişkiler bağlamında inceleyen yazıları ise diplomasi tarihine olduğu kadar Osmanlının son donemlerine de ışık tutuyor. Son bolumde ise modernleşmenin yeni duşunce dunyasını, ilk Osmanlıca telif iktisat yazmasından Tanzimat devri basınına kadar uzanan geniş bir yelpazede izleme şansı buluyoruz.


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.