Hatay Kultur Araştırmaları Vakfı Yayınları- 2004
Dil, Dildeki Değişimler ve Ağız
İnsanların duygu, duşunce ve dileklerini anlatmak icin kullandıkları işaretlerin (ozellikle ses işaretlerinin) tumune birden dil denir. Bir milletin bireyleri arasında, anlaşmayı ve kaynaşmayı sağlayan en onemli vasıta da, hic kuşku yok, işte bu konuştuklan ortak dildir. Hatta diyebiliriz ki; aynı milletten olmasalar bile, insanlar, kendileriyle ortak dili konuşan kimselere karşı daha bir yakınlık, daha bir sempati duyarlar.
Pek cok dil bilgini, dili bir canlı varlık olarak kabul etmektedir. Cunku, onlara gore diller de, butun diğer canlılar gibi; doğarlar, ceşitli dış faktorlerin etkilemesiyle gelişip zenginleşirler, belki başka dilleri doğurup, başka dillerin anası olurlar ve nihayet yaşama surelerini tamamlayıp olur, tarihte kullanılmış olu diller sınıfına girerler.
Her bir dil, doğuşundan itibaren, kullanıldığı uzun yıllar boyunca ceşitli donemler, ceşitli aşamalar gecirmiş ve bu surec icerisinde, yapısında bir takım değişmeler, gelişmeler, farklılaşmalar yaşamıştır. İşte lehceler, şiveler ve ağızlar da dildeki bu değişmeler, farklılaşmalar sonucunda ortaya cıkmışlardır.
Şimdi, bu olgunun nedenleri uzerinde biraz durmak ve kaynaklarım araştırmak istiyoruz. Cunku dildeki bu değişimleri, ağız farklılaşmalarını basit bir olay gibi gormek, sanırız ki işi cok hafife almak olur. Aksine, kanımca doğrusu; bu dilbilimsel olgunun, pek cok nedenin bir araya gelmesiyle ve de cok karmaşık bazı sosyal ilişkilerin devreye girmesiyle ortaya cıktığıdır. Ancak, yazıyı fazla uzatmamak icin biz burada ayrıntıya girmeksizin, yalnızca en onemli birkac neden uzerinde duracağız.
Dildeki bu değişimlerin nedenlerinden soz edilirken, ilk olarak, yaşanılan bolge ve iklim faktorlerinin dile getirilmesi gerektiği inancındayız. Cunku bu faktorlerin, giyinişlerde, vucut yapılarında ve huylarda olduğu gibi soyleyiş şekillerinde de derin farklılıklar yarattığı hususunda butun dil uzmanları goruş birliği icindedirler. Yine, dildeki bu değişimlerle ilgili olarak gosterebileceğimiz ikinci bir neden de, yabancı bir dilin, bazı şartlarda, konuşulan dil uzerinde yarattığı buyuk etkidir. Soz gelimi; yabancı bir ulkede yıllarca kalmış kişilerin veya yabancı okullarda okuyanların konuşmalarında bir soyleyiş farklılığının oluştuğunu ve hatta, aksan adı verilen bu farklılığın, derhal dikkati cekecek derecede belirgin olduğunu herkes bilir. Ve yine, yabancı bir dilin, konuşulan dili etkilemesi konusunda, biribirine komşu iki toplum arasındaki kultur alışverişi ile iletişimin de gozardı edilemeyecek derecede onemli bir faktor olarak ifade edilmesi gerekir.
Butun bunlardan başka, gecim şartlan, kultur duzeyi, gelip gecen modalar, başkalannın konuşmalanna ozenme... gibi turlu ve değişik nedenler de ağızlann yapısını surekli şekilde değiştirmektedirler. Mesela, bugunun genclerinin dedelerinden, hatta babalanndan farklı şekilde konuştuklan, herkes tarafından bilinen ve doğrulanan bir gercektir.