Sunnet, hadis, mezhep, sahabe, evliya tanımazlığa reddiyedir!

Afşin Selim / Milli Gazete

İslÂmiyet’in mutlak bilinmesi gereken kaide, edep ve erkÂnını oğrenmekle yukumlu olanlar; cahilliğe sığınıp en temel hukumlere yabancı kalamazlar. Evet, bilmek luks değildir Musluman icin. Cuhelalık ile Âlimlik arasında, bilmekten ziyade, “idrak” farkı mevcuttur. Cuhelanın idraki, algısı, nazariyesi, Âlim ile denk olabilir mi? HÂlbuki her şey derecelendirilmiştir yeryuzunde; hayat bir denge! Fakat her şeye rağmen; cuhela, edindiği temel hukumler cercevesinde(aşmadan ve taşmadan) tavır durmaya memurdur. Cuhelanın kimisi bilmemezliğe sığınır, kimisi akletmek icin bilmek ister... “Muslumanlardanım” diyerek, İslÂm’ın temel prensiplerini -haşa- teferruat diyerek geciştirenler, “bilmiş cuhelalar”dandır meselÂ.

Hz. Âişe (Dininizin yarısını bu Âişe’den alınız), Hz. Osman (O’ndan gokteki melekler hay ederler) ve Hz. Omer’e(Hak ile bÂtılı ayırt edici Omer’dir) hakarete varan tenkitleri bilmişlik addeden bir “Musluman”ın yaptığı edepsizliğin mesuliyeti, İslÂmiyet’e mal edilemez. Ve yine, gunluk hayatta yapılan yanlışların faturası İslÂmiyet’e kesilemez. Yanlışı şahıslar yapar, İslÂmiyet değil… “Canından, malından ve makamından vazgecmeden”, sıcacık odalarda; Hz. Aişe, Hz. Osman ve Hz. Omer’e atfen ahkÂm kesenler, ulke gundemi tartışırcasına, İslÂmî hukumler vermeye kalkışan edep yoksunlarıdır ancak! Heyhat: Beraber postal bağladıkları ahbaplarına hitap eder gibi hitap edip, yargılamaya kalkıyorlar sahabeleri, Âlimleri ve evliyaları…

Modern cağın garabetleri

Modern cağı garabetler sarmıştır. Muslumanlarda bundan nasiplenmiştir. Kur’an’ı ve Sunneti, birbirinden bambaşka şeylermiş gibi izah etmek, inkÂra acılan bir kapıdır. “Allah’ın emirleri ile peygamberlerinin emirlerini birbirinden ayırmak”(Nisa 150) gibi… Yıkıcı bir propagandadır bu! Hazreti Peygambersiz bir Muslumanlık olabilir mi yahu? HÂl boyle iken, “akıl” ve “mantık” bahşedilmiştir insana; Kur’an’da adı sıkca gecen “temiz akıl” (Bakara 179, Bakara 269, Âl-i İmran 7, Âl-i İmran 190, Zumer 9, Zumer 18, Zumer 21, Mu’min 54, Mu’min 67) manidardır sahiden. Keza akıl bahsinde, “yine de akıllanmayacak mısınız, yine de akıl erdirmeyecek misiniz” (Bakara 44, Bakara 76, En’am 32, A’raf 169, Yunus 16, Hud 51, Yusuf 109, Enbiya 67, Mu’minun 80, Kasas 60, Yasin 62, Yasin 68, Saffat 138…) diye suÂl edilir Kur’an’da. O hÂlde gercekten, “aklı olmayanın dini olmaz.”

Her şeyi, her ayrıntısı ile Kur’an’da bulmak mumkun mudur? Hayır… Yalnızca belli başlı esaslar bulunabilir orada. Ehl-i sunnet Âlimleri yetiştirmiştir İslÂmiyet. Buna binaen; İslÂm şereflenmez, şereflendirir! İctihat diye bir zenginliğe, berekete sahiptir İslÂm. Mezheplerde buradan zerk olmuştur zaten. Soze “bence” ile başlayanlar, benliklerini yutmuşlar mıdır gercekten? Zira ictihat denilen hÂdise, “onlar eskide kaldı” ezberiyle idrak edilebilir mi? HÂlbuki eskiyen, porsuyen ve kuflenen “kusurlu ve noksan din anlayışı”nın musebbibi, az once vurguladığımız gibi, İslÂm değil, şahıslardır! “Muslumanlardanım” diyen bir insan, hayatı “yalnızca ve yalnızca”, “guzel ahlÂk gozetmeksizin”, namaz ibadetine, başortusune veyahut bayramlarda seyranlarda kabristanlıkta dua etmeye indirgemiş ise; bunun suclusu İslÂmiyet olamaz! “Sosyal bir varlık” olduğu alenen belli olan insan, vicdanına hapsettiği bir İslÂmiyet idrakiyle de, İslÂm’ın sosyal hayata mudahalesini kavrayamamıştır. İslam, şarkın mistik tarikatlarına benzemez! O, akıl bahşettiği insana, “sorgu ve duşunce” kabiliyeti vermiştir; yeter ki suzgecten gecirebil, amacını ve aracını edinmiş ol!

Dunden bugune ehl-i sunnet Âlimlerini ciddiye almayarak, itikadi sapkınlığını “modernizm” ve “reform” maskesi ile perdeleyen şurekÂ, İslÂm’ın suzgecinden bir turlu geciremediği felsefeyi “arac” ken, “amac” edinmiş olabilir mi? Belki de…

Yuruyen Kur’an

“Yalnızca Kur’an yeter” iddiasının arka planında; sunnetsizlik, mezhepsizlik ve Âlim tanımazlık yatar coğu kez… İslÂmiyet’in suzgecinden gecmemiş her şey batıldır! “Muslumanlardanım” diyen bir insan, İslÂm’ı her şeyin onune koyamıyorsa, orada bir gudukluğe rastlanır muhakkak.

Hazreti Peygamberin “yuruyen Kur’an” olduğunu dÂhi idrak edememekteki inat ve ısrarları da devam ededursun; “bence” ile başlayan hukumler, ehl-i sunnet Âlimlerinin asırlardır yazdıklarını, konuştuklarını dikkate almadan yapılmaktadır ki, bu cok tehlikelidir. Demek ki epey guveniyorlar kendilerine! Esasen, inanan var, inanan var! İslÂm’ı, sozde İslÂm ile yok etmek niyeti guden modern haclı zihniyeti ise, şuphesiz sempati ile bakıyor bunlara. Cunku donuşturuluyor Muslumanlar. Cercevesini mezhep, sunnet ve hadis inkÂrından edinen bu yenileyicilere gore, “İslÂm yalnızca Kur’an’dan ibaret”. Maksat farklı elbette: Muhtevası muğlÂk bir yenileyicilik… Şunlara bakınız: Herhangi bir alt yapı ve rahleyi tedrisattan gecmemişleri dÂhi “yeniliyoruz” diyerek, geziyor ortalıkta. Hangi eskiyi yeniliyorlar?

Netice itibariyle:

- “Yenilemek” iddiası, İslÂm’ı tahrif ve tahrip olmuş bir din zannetmenin tepkisidir.

- Yuce Yaratıcıyı ve İslÂm’ı idraki nispetinde algılayan insan ise, kendi yanlışlarından kendisi sorumludur.

- Din tacirliğinin bir diğer adı da dini taciz etmektir ayrıca!

- Hadislerin sahih olup olmadığını; Hazreti Peygamberi ve onun davasını, misyonunu tanıyan bir Musluman, akla, vicdana ve idrake sahip olduğundan dolayı, gayet tabi ayırt edebilir.

- Ehl-i sunnet vel cemaat bir Musluman, “kucuğunden buyuğune” Sahabelere saygı duymak mecburiyetindedir. Hazreti Peygamberin ifadesiyle: “Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine tÂbi olsanız hidayete erersiniz.”

- İslÂm’ın(Hazreti Peygamberin), Âlimlere bakışı malumdur: “Kıyamet gununde Âlimlerin murekkebi ile şehitlerin kanı tartılır, Âlimlerin murekkebi şehitlerin kanından ağır gelir.”

- O’nun dostlarını dost edinmeyen kimin dostudur ki?
Not: HÂdiseyi burada noktalıyorum. Soz ustalarındır. Bu ulkedeki Muslumanları bekleyen bir tehlikeyi işaret ediyorum yalnızca. Hazreti Peygamberi ve onun sunnetini, ashabını ve Âlimlerini hafife alıp, pervasızca sorgu sual ederek, zihin ve kalp bulanıklığına sebebiyet veren sozum ona “yenileyici”lerin, sozlerini ve yazdıklarını ciddiye almıyorum! Ehl-i sunnet vel cemaat itikadına mensup hakiki Âlimlerden şaşmamak gerek. Allah icin sevip, Allah icin buğz edenlere selÂm olsun

alikarahoca sitesinden alıntıdır.

__________________