İnsan, Allah Katından bir imtihan olarak hayatı boyunca maddi-manevi ceşitli acı ve sıkıntılı gibi gozuken olaylarla karşılaşır. Ancak bunlar arasında oyle bir his vardır ki bu, belki de hicbir fiziksel acı ile kıyaslanamayacak kadar şiddetlidir. İnsanın ruhunda buyuk bir sıkıntı oluşturur. Bahsettiğimiz bu his, “pişmanlık”tır.

Pişmanlığın iki farklı şekli vardır: Allah’a iman eden insanların yaşadıkları pişmanlık ile, iman etmeyen insanların yaşadıkları pişmanlık... Bu iki his, birbirlerinden son derece farklıdır.

Muminler her olayın Allah’ın bilgisi ve izniyle gercekleştiğini, başlarına ne gelirse gelsin Allah’ın dilemesiyle olduğunu kesin olarak bilen insanlardır. Bu yuzden de en onemli ozelliklerinden biri tevekkullu oluşlarıdır. İnanan bir insan zorlukla da karşılaşsa, cok rahat bir ortamda da bulunsa, hic yapmak istemediği bir hatayı da işlese tevekkullu davranır.

Allah’a iman etmeyen insanların yaşadıkları pişmanlık duygusu ise genellikle son derece sıkıntılı ve uzun surelidir. Tevekkullu olmadıkları icin de karşılaştıkları zorluklarda, yaptıkları bir hatada muthiş bir ic sıkıntısı yaşarlar. Ancak bundan daha onemli bir konu vardır ki, dunyadayken yaşadıkları bu sıkıntılı pişmanlıktan cok daha buyuğu ahirette karşılarına cıkacaktır. Cunku dunyada defalarca uyarılmış, doğru yola davet edilmişlerdir. Ancak bu anları hep goz ardı etmiş ve dunya hayatının hic son bulmayacağı gibi bir hisse kapılarak ahireti unutmuşlardır. Ne var ki, ahirette cehennem ile karşılaşıldığında artık geri donup telafi etme imkanı olmayacaktır. Bir ayette şoyle bildirilir:

"Ateşin ustunde durdurulduklarında onları bir gorsen; derler ki: "Keşke (dunyaya bir daha) geri cevrilseydik de Rabbimiz’in ayetlerini yalanlamasaydık ve mu’minlerden olsaydık." (Enam Suresi, 27)

O gun hic kimsenin pişmanlığı kimseye fayda vermeyecek ve kişiyi cehennem azabından kurtaramayacaktır. Bu pişmanlığı yaşamamanın tek yolu, henuz vakit varken Yuce Rabbimiz'e teslim olmak, O’nun emrettiği Kuran ahlakını tam anlamıyla yaşamaktır.
__________________