“Rab’bim butun dualarımızı kabul etsin.”

Kur’an’ı okuyan, anlayan ve ne dediğini bilen Kardeşlerimi tenzih ederek soze başlamak istiyorum.
Dinde en cok zorlandığımız konu DUA’dır. Nasıl dua edeceğimizi bilemeyiz. Dualarımızda ne soylememiz gerektiğini bilemeyiz. Allah’tan korkar, cekiniriz… Acaba yanlış bir şey soyler yanlış bir şey yaparsak?
Duada en kolayına kacarız! Birisi sırayla sayarken, bizler “AMİN” deriz. Arapca okumuş Turkce okumuş fark etmez. Bizler icin sevaptır “AMİN” demek.
Camide kıldığımız namazlarda Hoca başlar duaya… Once arapca bir şeyler soyler. Tabii ki kotu bir şey soylemiyor bunu biliyorum. Ama anlamıyorum. Anlamadığım şeye ikiyuzluluk yapıp “AMİN” demek de istemiyorum! Hocaya sesleniyorum…
- Hocam! Şunun Turkcesini soylesenizde anlayarak “AMİN” desek!
Anında “bozguncu” oluyoruz. Bizler koyun surusuyuz ya! Ne deseler “AMİN” diyeceğiz. Caresi yok.
Dua etmesini gercekten bilmiyoruz… Trajikomik olacak ama, dua siparişleri verdiğimizi yazmadan bu yazı olmaz!
Hemen hemen hepimiz izlemişizdir. TV’lerin Din Programlarında PROF unvanlı Hocalar alınan dua siparişlerini anında cevaplıyorlar ve DİN(!) adına cok buyuk bir hizmette bulunuyorlar. Hoca konuyla ilgili konuşurken ekranda alt yazı geciyor… “S.G. nin hasta olan annesinin iyileşmesi icin dua BİRAZDAN!”… “A.B. nin oğlunun sınıfını gecmesi icin dua BİRAZDAN!”…
Programın Duadan sorumlu konuşmacı Hocası, o hep tebessum eden edasıyla, istenen duaları sırasıyla istek sahiplerine ulaştırır. Yapmış olduğu bu hayırlı(!) iş yuzune yansımaktadır.
Bu hocalarımızın Dua etmek icin arayan ve isteğini belirten insanlarımıza hicbir zaman “KUR’AN’I acın okusanız orada herşeyi goreceksiniz.” dediğini duymadım! Hergun namazlarında “Kul e’uzu” dualarını okuyanların, “Komşum beni kıskanıyor… Nasıl bir dua okuyayım?” diyen izleyicisine “KUR’AN’IN TURKCE MEALİNİ AL , 113 V3 114 UNCU SURELERİNİ OKU!” demiyor… Daha doğrusu diyemiyor! Bunu yaparlarsa, herkes Kur’an’ı oğrenir ve bu Hocalar işsiz kalır. Kur’an’dan haberi olmayan inananlar icin Hocalarımız(!) dua uretmek zorundadırlar…
Konficyus’un dediği gibi; bunlar balık veren Hocalardır… Balık tutmayı oğretmezler!
Beni en cok uzen konulardan birisi (en kotu alışkanlığımız), cocuklarımızın siparişleri… “Anne dua et. Yarın işteki ilk gunum!” Ya da “Dua et anne! Bu yıl universiteyi bitireyim.” Anne – babalar bu siparişlere karşılıksız kalabilirler mi? Cevapları hazırdır… Tabii yavrum… Halanlar da, teyzenler de bol bol dua edecekler!
İşte beni en cok endişelendiren konu bu… Cocuklarımıza dua etmeyi dahi oğretememek!
Olması gereken olayı anlatmak istiyorum…
Anne sınavına giren cocuğunu uğurlarken, cocuğu annesine donerek seslenir.
- Anne! Biliyorsun bugun cok onemli bir sınavım var… Ne olur benim icin dua et!..
Anne gulumseyerek ona seslenir ve şoyle der.
- Tabii ki senin icin dua edeceğim yavrum. Ancak, Allah seni sorarsa ne diyeyim?
Dua etmeyi, Allah’a sunmayı, Allah’tan istemeyi once bizler oğrenmeliyiz ki, COCUKLARIMIZA DA OĞRETEBİLELİM.
__________________