y Diriler! Bu sizin Telkininizdir
Ey diriler! Bir gun oleceksiniz. O gun Her nefis olumu tadacaktır. (Al-i İmran/185) ayetini yaşamış olacaksınız. Dostlarınız bu haberinizi duyar duymaz yanınıza koşacaklar. O an başınız cok kalabalık olacak. Onlar cansız yatmakta olan bedeninize bakacaklar ve bircok hatıralar canlanacak zihinlerinde. Kara haberinizin ulaştığı zihinlerde ne tur şeyler canlandıracağınız size bağlı bir şey. Daha doğrusu sizin elinizde. Sizden sonraki insanların sizi nasıl anacaklarına siz karar vereceksiniz. Nasıl mı? Once iradenizi ALLAHa teslim edeceksiniz sonra da dilinizle Ona dua edeceksiniz tıpkı Hz. İbrahim (a.s) gibi; Bana, sonra gelecekler arasında iyilikle anılmak nasip eyle. (Şuara/84) Sonra dostlarınız sizi gozyaşı ve huzun icerisinde alıp yıkanacağınız yere goturecekler. Bir yıkayıcı gelip once sizi soyacak. Ardından evire cevire yıkamaya başlayacak. Halbuki sağlığınızda kimse sizi başka tarafa ceviremezdi. Siz istediğiniz yonde yaşardınız, cevrilmez bir insandınız.
Nihayet yıkama işi biter
Sıra giydirilmenize gelmiştir
Sonunda herkesin giyeceği elbise size de bicilmiştir. Cebi yok, dikişi yok, ustelik de kalitesiz kumaştan. Her şeyden onemlisi de markası yok. Sade, beyaz bir elbise. Oysa siz yaşarken marka giyinirdiniz, her markayı beğenmezdiniz. Bazı markalara ne kadar da heves ederdiniz. Kaliteye onem verirdiniz. Kaliteli elbise giymeyi kaliteli bir insan olmak gibi zannederdiniz değil mi? Boylece insanların gozunu doldururdunuz. Her neyse beğenseniz de beğenmeseniz de giydirirler elbisenizi. Duğmeleri de yoktur ki duğmelesinler. Bu yuzden acılmasın diye ayağınızdan ve başınızdan duğum atarlar. Bir de belinize kuşak atarlar, acılmayasınız diye. Oysa belki de diri iken tesettursuz geziyordunuz. Ardından da tabutunuza yerleştirip musalla taşına koyarlar sizi.
Namaz saatini beklersiniz. En yakınlarınızdan, sizi tanımayan insanlara varana kadar, saf tutarlar karşınızda. Muezzin adınızı zikrederek namazınızın kılınacağını ilan eder. Orada sizi tanımayanlar da olduğu halde Biz filan kimseyi ehli sunnet ve-l cemaat biliriz. Siz merhumu nasıl bilirsiniz? sorusuna lafın gelişine uygun olarak ve bir alışkanlık gereği İyi biliriz, ALLAH rahmet etsin diyerek cevap verirler.
Namazınız kılındıktan sonra, sizi hic bekletmeden omuzladıkları gibi kabristana doğru yola koyulurlar. Oraya vardıklarında sizin icin onceden kazılmış cukurun yanına getirip omuzlarından indirirler. Cukuru tekrar gozden gecirdikten sonra tabutunuzu acıp sizi cıkarırlar. Bismillahi ve ale milleti Resulillah sesleri arasında sizi kabrinize yerleştirirler ve ozellikle yonunuzun kıbleye donuk olmasına cok dikkat ederler. Oysa belki de siz diri iken yonunuz kıbleye donuk değildi. Nasıl donuk olsun ki hayatınızda namaz yoktu. Namazı olmayan adamın kıblesi olur mu? Ya da yerin ustunde diri iken kıbleye donmeyen adamı olunce yerin altında kıbleye cevirmişsiniz ne anlamı var?
Kıbleye donuk olan bedeninizi guzelce yerleştirme işi bitince, uzerinize sıra sıra tahtaları / beton kalıpları dizmeye başlarlar
Sonuncusu ile birlikte yattığınız yer karanlığa burunur... Kabre yerleştirme işlemi bittikten sonra sizi defnetmeye gelenler, kureklere sarılarak cıkarılan toprağı tekrar ustunuze yığmaya başlarlar. Bu iş oyle hızlı olur ki mevcut toprağın ustunuze yığılması sadece birkac dakika surer, yeter ki olmeye gorun
__________________
Ey diriler!bu sizin telkininizdir
Dini Bilgiler0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Ey diriler!bu sizin telkininizdir