
TaHa Suresinden İzduşumleri
Tum kalabalığa rağmen yapayalnız kaldığınızı duşunun. Milyonluk şehirlerde tek başınaymışsınız gibi hissettiğinizi. Bir suru sorunla boğuşup durmuş ve oyle bir noktaya gelmişsiniz ki daha onceki tum kıyamda’lığınıza rağmen artık yorgunluğunuzu ve caresizliğinizi hissetmeye başlamışsınız. Oyle ki artık duygulanmak istiyorsunuz. Belki de ağlamak isteseniz bile beceremiyorsunuz. Cunku ağlayışınızı işitip de size şefkat edebilecek, sizi ayağa kaldırıp omuzlarına alarak neşelendirecek, sizi gıdıklayıp guldurecek bir babanız da olmayabilir. Ya bir kenara cekilip kendi halinize kalacaksınız ya da sizi ateşleyecek yeni bir cakmak taşı lazım.
İfade etmek değil, yureğinize yutmak istiyorsunuz kelimelerinizi artık. Tum duygusallığınıza rağmen duyguyu hice sayan bir anlayış etrafınızı sarmış. Tum mantığınıza rağmen, hic duşunmeyenler ya da mantığını sadece duygusuz bir akıl yurutmeye teslim etmişler cevirmiş cevrenizi. Hatta duygusal olmaktan utanan, bunu bir eziklik goren, hep gulen ve ağlamayı unutanlar sizi neredeyse kınıyor. Ya da siz oyle zannediyorsunuz. Oysa siz olgunlaşmaya başlayan tum anaclığınıza ya da tum erkekliğinize rağmen, ağlamak istiyorsunuz. Evet, ağlamak istiyorsunuz, bu kadar basit. Aynen dunyaya gozlerinizi actığınız o gunku gibi.
Cevrenizdeki yaşıtlarınız ya da kucukleriniz az ya da cok sizinle beraber olsa da bir cocuksu yalnızlık icindesiniz. Onlar size her turlu desteği verse de icinizdeki aynı hissi yaşamaya henuz hazır değiller. Bircok konuda sizi anlasalar da yaşanmamış tecrubeleri onlar icin havada kalıyor ve bu kucuk yaranıza merhem olamıyorlar. Oyle bir şey lazım ki sizi sarsın sarmalasın, kucağına alıp pışpışlasın ve tekrar sizi kendinize getirsin. Dışarıda sizi ifade edebilecek hicbir paydaş kalmamış da tum fikriniz, fikretiniz sizin icinizde artık. İşte o anda sizi bir buyuğunuzun hatırladığını ve durup dururken halinizi hatırınızı sorduğunu duşunun. Sizi anladığını onun uc beş kelimesinde hissedin. Uykusuz gecelerinizdeki uydurma trafiği gerceğe donuşturduğunu hissedin. Sizi kucaklayıp, yanaklarınızdan optuğunu ve neyin var kucuğum diye sorduğunu, sizinle ilgilendiğini.
İşte şu satıra kadar sizi de icine soktuğum bu haleti ruhiyeyi bana ozgulemeyin, sebebinizi zannınızı benden uzak tutun. Kendiniz hissetmeye calıştığınızdan goreceksiniz ki bu durum bircoğumuzun başına arada bir gelir. Gormezden gelmeyin duygusal tarafınızı. Cocuk olun, bebek olun, cocuksu tarafınızı hatırlayın arada bir. Bu size zarar vermez. Olgunlaştırır. Once cocuk olmadan buyuyemezsiniz.
Hatta Kuran’ı kendisine rehber edinmişler olarak da bu ruh haline girebiliriz arada bir. Bu durumlar bana gore ruhi dinginliğe giden bir otobandır. Allah’ı duymaya, O’nu yanıbaşımızda hissetmeye, O’nun tek başına ve yapayalnız bir kulu olduğumuzu anlamaya, O’nu daha cok sevmeye, bizi hicbir zaman terk etmeyecek ve unutmayacak olan bir babadan bile daha ustun bir şefkatte olduğunu anlamaya goturur. O’nun da bizi sevdiğini ve arada bir neyimiz olduğunu bildiği halde nicin “neyin var kulum” diye sorduğunu anlamaya. Musa’ya “o elindeki nedir Musa?” diye sorduğu ve O’nun yalnızlığını paylaştığı, onu şefkatiyle sarmaladığı gibi.
20 TaHa 17 Sağ elindeki nedir ey Musa?
Hayat bu. Allah’ın vahyi size arkadaş olmuş olsa bile, onu anlamaya ve kendi idrakinizce yaşamaya başlamış ama tıkanmış da olabilirsiniz. Bazen oyle anlar gelir ki o vahiylerden bazıları sizi zorlar. Oyle derin bir tefekkur gerektirir ki donanımınızın yetmediğini hissedebilirsiniz. Anlamamış bile olsanız, oyle anlarda orada bir gerceğin saklı olduğunu bilirseniz, ertesi gun actığınız sayfada icinizin yağları erir.
20 TaHa 1,2 Ta Ha. Biz sana bu Kur’an’ı gucluk cekmen icin indirmedik.
Daha once okuyup da anlamadığınız ve dara duştuğunuz anları bir anda silip atan kısacık bir ayet.
“Biz sana bu Kuran’ı gucluk cekmen icin indirmedik”
Subhanallah!!!
Hangi bilimsel cevap, hangi araştırmacının ulaştığı sonuc ya da hangi mucize o anlamadığınız ayeti şu yukarıdaki hak cumle kadar acıklayıp rahatlatabilir sizi?
“Biz sana bu Kuran’ı gucluk cekmen icin indirmedik”
Subhanallah!!!
İşte size “neyin var oğlum” diyen bir buyuğunuz. İşte sizi sarıp sarmalayıp, yanaklarınızdan opup omuzlarına alan bir baba. İşte “canını sıkma, ben seninle beraberim” diyen sadık bir dost. İşte sizi kalabalıklar icinde yapayalnızken, gecici de olsa duştuğunuz ruhsal sıkıntıdan “hooop” diye cıkartıveren bir mucize.
“Biz sana bu Kuran’ı gucluk cekmen icin indirmedik”
Subhanallah!!!
Allah size sadece emirler yağdıran bir padişah olmadığını, aynı zamanda o kadar kulunun icinden sizi secip, size değer verip, sizi seven, korkunuzu, yalnızlığınızı ve efkÂrınızı paylaşan bir dost olduğunu da hatırlatıyor.
20 TaHa 13 Ben seni secmiş bulunuyorum; bundan boyle vahyolunanı dinle.
Eğer vahyolunan vahiy sizi zora duşuruyorsa, yine yardım istenecek olan dost o Allah’tır. Eğer bir arkadaşa, bir destekciye, bir yoldaşa ihtiyacınız varsa da kendinizi yıpratmaya gerek yok, O’ndan isteyeceksiniz. Aynen Musa’nın yaptığı gibi.
20 TaHa 25-35 Dedi ki: ‘Rabbim, benim goğsumu ac. İşimi kolaylaştır. Dilimden duğumu coz, ki soyleyeceklerimi kavrasınlar. Ailemden bana bir yardımcı kıl. Kardeşim Harun’u. Onunla arkamı kuvvetlendir. Onu işimde ortak kıl. Boylece seni cok tesbih edelim. Ve seni cok zikredelim. Şuphesiz Sen bizi goruyorsun.
Eğer biz Musa olmayı becerebilirsek, Allah da bize elbet istediğimiz kolaylığı verir. Hatta biz istemediğimiz, isteyemediğimiz zamanlarda bile O bize bircok şey vermiştir. Aynen Musa’ya verdiği gibi.
20 TaHa 36-40 (Allah) Dedi ki: ‘Ey Musa istediğin sana verilmiştir. Andolsun, biz sana bir defa daha lutufta bulunmuştuk. Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şoyle ki: ) Onu sandığın icine koy, suya bırak, boylece su onu sahile bıraksın; onu benim de duşmanım, onun da duşmanı olan biri alacaktır. Gozumun onunde yetiştirilmen icin, kendimden sana bir sevgi yonelttim. Hani kız kardeşin gezinip; ‘Onu(n bakımını) ustlenecek birini size haber vereyim mi?’ demekteydi. Boylece, seni annene geri cevirmiş olduk ki, gozu aydın olsun ve uzulmesin. Sen bir insan oldurmuştun de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni esaslı bir denemeden gecirip-denemiştik. Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader uzerine (buraya) geldin ey Musa.
Allah sadece elcilerini secmez. Allah kullarından dilediğini secer ve hidayete eriştirir. Eğer secenin O olduğunu unutmazsak ne mutlu bize, ne mutlu size.
20 TaHa 41 Seni kendim icin sectim. Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve beni zikretmede gevşek davranmayın.
Allah sizi bizi ayetlerini anlamaya layık gordukten sonra hangi yalnızlığın onemi kalır! Hangi neden daha fazla korkmaya gerekcedir.
20 TaHa 46 Dedi ki: Korkmayın, cunku Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve goruyorum.
Kuran’ı beyan etmeye calışırken karşılaştığımız direncler ve hatta tekfir edilişlere cok uzuluyoruz. Bu durumun normal olduğunu bilmek gibisi var mı? Tum elciler gibi Musa da bir benzerini yaşadı elbette. Aldığı vahye rağmen zora duşen, sıkıntıya duşen ve karşılaştığı dunyevi zorluklardan dolayı korkuya ve endişeye kapılan Musa’ya bakın Allah ne diyor…
20 TaHa 68 “Korkma” dedik. Muhakkak sen ustun geleceksin.
Duşunun… Allah, aynen Musa’ya soylediği gibi “korkma” diye bize de hatırlatıyor aslında. O yuce Allah’ın “korkma kulum” demesinden ote ne gibi bir şey bizi endişeye suruklesin ki artık!!! Allah “korkma” diyor, daha otesi var mı?
Secilmişlikten bahsedilince bircokları Allah’ın sadece peygamberleri, elcleri sectiğini zannediyor. Tum yanlışlarına rağmen Adem’i affeden Allah’ın mumin bir kul olmanız icin sizi de sectiğinin farkındaysanız otesi var mı?
20 TaHa 122 Sonra Rabbi onu secti, tevbesini kabul etti ve doğru yola iletti.
Birileri cıkıp “Madem Allah seciyor, bu haksızlık değil mi? Neden beni secmiyor?” diye soruyorsa cevabını Allah’ın adaletinden şuphe duymakta değil kendinde aramalı.
20 TaHa 124 Kim de benim zikrimden yuz cevirirse, artık onun icin sıkıntılı bir gecim vardır ve biz onu kıyamet gunu kor olarak haşredeceğiz.
20 TaHa 125 O da (şoyle) demiş olur: Ben gormekte olan biriyken, beni niye kor olarak haşrettin Rabbim?
20 TaHa 126 (Allah da) Der ki: İşte boyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugun de sen işte boyle unutulmaktasın.
Allah her daim bizimle beraberdir. Allah yalnızların yanındadır. Allah unutulanları unutmaz. Allah kendisine yonelenleri geri cevirmez. Allah her daim bizi arayıp soran, bildiği halde halimizi hatırımızı soran şefkatli velimizdir. Doğru yol gosterenimizdir. Allah’a ve ahirete hak ettiği bicimde iman edenler dosdoğru yolda olanlardır. Kimin doğru yolda olduğundan şuphe duyanlara da en guzel cevabı yine O verir.
20 TaHa 135 De ki: Herkes gozetlemektedir; siz de gozleyip durun. Sonunda, dumduz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında oğreneceksiniz.
Merak etmeyin dostlar. En yalnız olduğunuz zamanda bile yalnız değilsiniz. Selam edenlere selam olsun. Fikriniz, fikretiniz sizin icinizdedir. Arada bir yoklayan yalnızlık hissi gayet normaldir ve Allah’tandır. O yalnızlık hissi sadece O’na yonelmemiz gerektiğini hatırlatan bir zikirdir. Aldığınız her selam, her hal hatır soruş ise, yaratılmış kimden gelirse gelsin aslında Allah’tandır.
Kaynak
-Kalemzade Kamilden hoş bir yazı..
__________________