Goz, neyi gorurse,
Akıl onun derdine duşup onunla meşgul oluyor...

Oyleyse, ey goz, guzel bak !..
Sen guzel baktıkca, guzeli gordukce,
...
kainatın sayfaları acılacak bir bir onune..

Sen bakmaman gerekenlere baktığında,
Yorulacak akıl ve kalp.
Gayenin onunu toz kaplayacak..

Kulak, işittiği sozleri tekrarlıyor..
İşitilenlerden akla bir yol gidiyor sanki ve gereksiz her soz,
O yolda ilerleyip, beyin kıvrımlarında yerini alıyor..
Oyleyse, ey kulağım,
Kotu şeyler işiteceğini bildiğin yerden kac..
Gıybet ve dedikoduya kapan..

Eller ve ayaklar, her gun turlu işte calışıyor..
Gidilmesi yere goturmeyip uzanıveriyor,
Bazen ayaklar bir yerlere..
Bazen, eller, vermesi gereken yere uzanmıyor..
Geri cekiliyor..

Oyleyse, ey el, “veren” ol..
Ve ey ayak, en guzel yerlere taşı bu bedeni..

Kalp, neyle doluysa, ameller de o yonde oluyor..
Kalbin ne kadar kısmını boş sevgiler kaplıyor?..

Sevgilerin esas sahibine yonelmeyince, bir yuk oluyor kalp..
Ey kalp, seni Yaratan’dan cok sevebileceğin kimse var mı?..

Akıl…
Guzelliklerin de,
Kotuluklerin de gercekleşmesinin onceki durağı..
İradeyle yonlendirilen, niyetlerle anlamlanan ameller…
İşte ey aklım, duşunmektir mesleğin..
Tefekkurdur emelin..

Hayrı ve iyiyi hayal etmekte, hayra karar vermekte, iradene hakim olmakta, yani senin işleyişinde belirleniyor her şey..

Cizgiler boylece ciziliyor..

Dil, turlu tatlarla mutelezziz..
Turlu kelamlarla muteellim..
Bazen, dokulen kelamın her biri ayrı bir tohum,
Ayrı cınarlar yetiştirecek..

Bazen, ağır bir yuk olarak inecek insanların kalbine kırıcı sozler...

İşte, ey dil!…
Sarf ettiğin sozleri koru…
Hayra don, şerde tutul..
İyi tad..

Fabrikanın yasakcısı (c.c.) hukmunu koru!!!...

__________________