BUYUK ŞAHSİYETLERİN SON SOZLERİ
Şeyh Abdulkadir el-Arnavut’un tahric ve tahkik ettiği el-Hafız Ebi Suleyman Ahmed b. Zebri’r-Rabai’nin ‘’Vasaya’l-ulema ınde huzuri’l-mevt’’ adlı eserinden bir kısım sectiğimiz ve bilhassa sahih olan rivayetlerden yaptığımız tercumeyi sunuyoruz.

‘’Vasiyet etmesi gereken bir durum varken bu vasiyetini yazılı olarak yanında tesbit etmeden bir muslumanın iki gece ustuste uyuması hakkaniyete uymaz. Ona yaraşmaz.” (Buhari, vesaya, 1.bab-Muslim, vesaya, 1.bab)

Hz. Aişe validemiz, Rasulullah (sav)’in olumunden hemen once kucağına yaslandığı halde şoyle derken işittiğini soyledi: “Allahım beni bağışla rahmetinle muamele et ve beni Rafik-i A’la’ya ulaştır.” (Muslim, Fedail-u’sahabe; Musned, 6-231; İbn-i Mace, cenaiz)

Hz. Ebu Bekr (R.A) olum doşeğinde kızı Aişe validemize Rasulullah’ı neyle kefenlediklerini sordu. Aişe Validemiz uc parca libasla kefenlendiğni soyleyince Hz.Sıddık -Şu iki elbisemi yıkayın (kırmızı boyalıydı) birde ucuncu bir elbise alın ama kifayet miktarı olsun aşırıya kacmayın, dedi: Bunun uzerine kızı: -Babacığım bizim durumumuz iyi hali vaktimiz yerinde, deyince Hz.Sıddık: -Kızım yeni şeye diriler olulerden daha layıktır. Bu ancak yaradan akan cerahat ve irinler icin uygun olur, dedi.

İbn-i Omer anlatır: Hz. Omer’in başı kucağımdaydı. Olum sarsıntısı gelince: -Başımı yere koy dedi. Bunun ona eziyet olacağını duşunup yapmadım. Bana: -Yanağımı yere koy anasız kalasıca bana ve anama yazıklar olsun ya Allah azze ve celle beni bağışlamazsa! dedi.

Hz. Omer’in olum anı geldiğinde Hz. İbn-i Abbas Yanına gelip: -Ey Mu’minlerin Emiri! İnsanlar inkar ederken sen musluman oldun. İnsanlar onu yenilgiye uğratmak icin calışırken Allah Rasulu ile beraber cihad ettin. Şehiden vefat ederken senin aleyhinde iki kişi dahi ihtilafa duşmedi. Rasulullah senden razı olarak vefat etti, dedi. Omer, sozunu tekrar et deyince İbn-i Abbas tekrar etti. Bunun uzerine Hz.Omer: -Mağrur sizin overek helakını hazırladığınız kimsedir. Vallahi şayet guneşin uzerine doğup battığı her şey benim olsaydı, hepsini o gunun korkusundan kurtulmak icin fidye olarak verirdim, dedi.

Şa’bi, Selman-ı Farisi’den rivayet ediyor: Hz. Selman’ın olum anı gelince evin hanımına dedi ki: -Gizlediğim şeyi getir! Hanımı bir misk kesesi getirdi. Selman: -Bana icinde su olan kaseyi getir. Sonra miski o kaseye attı, karıştırdı ve dedi ki: -Bunu etrafıma serpin! Zira Allahın mahlukatından kokuyu alan ama yemek yemeyenler yanımda hazır duruyorlar. Boyle yapıldı: Tekrar hanımına dedi ki: -Kapıyı ustume kapat ve aşağı in. Hanımı aşağı inip biraz bekledikten sonra tekrar yanına cıktığında onu olmuş olarak buldu.

Sa’d b. Ebi Vakkas olum hastalığında şoyle vasiyet etmişti: -Bana lahd usulu bir mezar kazın ve başıma Rasulullah’a yapıldığı gibi kerpicten bir taş dikin.

Sa’d (R.A) vefat ederken, yunden safran kokulu cubbesini getirtti. Dedi ki: -Beni bununla kefenleyin. Zira Bedr gunu muşriklerle uzerimde bu varken carpıştım. Onu bu gun icin saklıyordum.

Muhammed B. Ubade’den: -Ubade B. Sabit’in olum anı geldiğinde dedi ki: -Yatağımı salona cıkarın, hizmetcilerimi, kolelerimi ve komşularımı ve bana gelip gidenleri toplayın. Hepsi bir araya geldiler. Onlara dedi ki: -İcinde bulunduğum şu gunu ancak dunyadaki son gunum ahiretteki ilk gecem olarak goruyorum. Bilemiyorum belki sizlere karşı elimle yahut dilimle bir haksızlık yapmışımdır. Ubade’nin nefsini elinde tutana yemin olsun ki, kıyamet gunu kısas vardır. Her şey karşılığını bulur. Canım cıkmadan once bu hususta kendi hesabına bir hakkı olanın kısasla benden onu almasını kesinlikle istiyorum. Dediler ki: -Hayır sen bizim icin bir babaydın. Bizi yetiştiren sendin. Ravi, Ubade’nin hicbir hizmetciye kotu bir soz soylemediğini belirtir. Ubade (R.A) dedi ki: -Bununla ilgili herhangi bir durum varsa beni bağışladınız mı? Evet dediler. Bunun uzerine: -Allahım sen şahit ol. Dedi ve devamla: -Şu halde vasiyetimi iyi belleyin. Hicbir kimsenin arkamdan ağlamasını kesinlikle istemiyor bundan sakındırıyorum. Canım cıktığında herbiriniz guzelce bir abdest alsın. Mescide gidip namaz kılsın, sonra da Ubade icin ve kendi icin Allah’tan bağışlanma dilesin. Zira Allah Teala: Sabır ve namazla yardım isteyin buyuruyor. Sonra beni mezarıma cabuk goturun...’

Abdullah b. Mesud’a son anında bir adam gelip kendisi icin nasihat etmesini istedi. İbn-i Mesud (R.A) dedi ki: -Namaz kıldığın vakit veda edip giden biri gibi namazını kıl. Coğu ihtiyaclarını istemekten vazgec. Zira bu halihazırda bir fakirliktir. İnsanların elindekinden umudunu busbutun kes. Bu gercek bir zenginliktir. Sonunda ozur dilemek zorunda olacağın soz ve işlerden sakın. (Heysemi, Mecmaizzevaid, 10-237)

Kays b. Ebi Hazimden: -Habbab’ı (b. Eret) hastalığında ziyaret etmiştik. Karnının yedi yerinden dağlanmıştı. Dedi ki: -Eğer Rasulullah (S.A.V) nehyetmemiş olsaydı, olumu hemen isterdim. Bizden oncekiler nail olduklarını yemeden gecip gittiler. Biz de oyle bir dunyalığa ulaştık ki herhangi birimiz onu toprağa (binaya) harcamaktan başka ne yapacağını bilemez oldu. Her musluman toprağa harcadığı dışında her harcamasından ecir alır. ( Muslim, Zikr ve Dua; Tirmizi, Sıfatu’l-kıyame)

İbni Mesud, Huzeyfet’ubnu ‘l-Yeman’ın olum anı geldiğinde gecenin başında bir ara bayılıp kendine gelerek şoyle dediğini nakleder: -Bu hangi gecedir, Ey İbn-i Mesud? En yuce, buyuk seher vakti dedim. Dedi ki: -Cehennemden Allah’a sığın (bunu iki ya da uc kez soyledi.) Bana iki elbise alın aşırıya kacmayın. Eğer arkadaşınızdan razı olunursa bu onun icin bu iki elbiseden onemlidir. Yoksa zaten bunlar ondan hızla sokulup alınacaktır.

Ebu İdris el-Havlani anlatır: -Ebu’Derda olum hastalığındaydı. Evine cok ziyaretciler gelip gidiyordu. Onu hristiyanların bir kilisesine taşıdılar. Buyuk kalabalıklar halinde insanlar ziyarete geliyordu. Olum anı geldiğinde Ebu İdris yanına girdi. Kalabalığı gecip yanına oturdu ve Allahu Ekber diye tekrar tekrar soyledi. Ebu’d-Derda başını kaldırdı ve: -Allah celle ve Ala bir şeyi takdir ettiğinde ondan razı olunmasından hoşlanır. Yıkıldığım şu yer ve icinde bulunduğum şu zaman icin amel işleyecek adam yok mu? dedi ve ruhunu teslim etti.

Abdurrahman b. Mihran Ebu Gureyre (R.A)’ın olum anında şoyle vasiyet ettiğini bildirir: -Ustume cadır dikmeyin. Arkamdan buhurdanlık tutturmeyin. Beni kabre cabuk ulaştırın. Cabuk olun. Rasulullah’tan işittim ki; “Mu’min tabutuna konulduğunda, tabutu hemen goturun der. Kafir tabutuna konduğunda; yazıklar olsun beni nereye goturuyorsunuz der”.

Hemmam’ın anlattığına gore, Ebu Hureyre olum zamanı geldiğinde ağlamaya başladı. -Seni ağlatan nedir, diye sordular.

-Azığın azlığı, kurtuluşun uzaklığı, cennet ya da cehennemle bitecek mechul bir son, dedi.

Kays B. Asım’ın vefatı yaklaştığında oğullarını cağırdı ve dedi ki: -Oğullarım, beni iyi dinleyin. Zira size benden iyi nasihat eden olmaz. Ben olduğum zaman buyuğunuzu one gecirin. Kucuğunuzu one gecirmeyin ki insanlar buyuğunuzu ahmak ve cahillikle suclamasın. Onlara karşı hakir duruma duşmeyin. Mali durumunuzu ıslah sadedinde malı iyi kullanın. Cunku mal, kerim kişilerin anlaşılması ve bilinmesi icin bir vasıtadır. Onunla aşağılık kişilerden korunulur. İstemekten sizi sakındırırım. Zira bu kişinin kazancının en son ihtimalidir. (yani istemeye başladığında calışmayı terkeder.) Ben olduğum zaman beni namaz kıldığım ve oruc tuttuğum elbisemle gomun. Sakın arkamdan bağırıp cağırıp yas tutmayın. Beni kimsenin bilemeyeceği bir yere gomun. Zira bu mahalde Bikr b. Vaille cahiliyye zamanında bir kan davası vardı. Sizin aranıza bunu tekrar sokmasından ve dininizi ifsat etmesinden korkarım.

Said b Cubeyr anlatır: -İbn-i Omer’in vefat anı geldiğinde dedi ki: -Dunyada yalnız şu uc şeye hayıflanıyorum. Sıcak ve uzun gunlerin susuzluğu (oruc), gecelerin zorluklarına katlanmamak. Ve başımıza inen şu baği asi Haccac ordusu belasına karşı savaşmamak.

Rakabe b. Meskale Hasan b. Ali (R.A)’ın vefat anı geldiğinde şoyle dediğini anlatır: -Beni avluya cıkarın belki semavatta melekut aleminin acaibatını seyrederim.

Cıkarttılar devamla dedi ki: -Ya Rabbi canımın sabır ve sebatla elde edeceği ecri senden umuyorum. Zira bu can benim icin aziz ve kıymetlidir..
__________________