İnsan, beden ve ruhtan meydana gelir. Beden, ruhun bineği ve aletidir. Ruh, bedende tasarruf etmektedir. İmam-ı Gazali, bedeni bir şehre benzetmiş, ruhu bu şehrin padişahı olarak gormuştur.

Ruhun varlığına dair pek cok delil mevcuttur. Yazımızda bu delillerin birkacını sıralamak istiyoruz.

1. Her insan sıklıkla kendisinden bahseder. "Goruşum" der, "şahsiyetim" der, kısacası "ben" der. Bu "ben"in yerini insan vucudunda aradığımızda, insan hucrelerinden başka bir şey goremiyoruz. Bu hucrelerde ise, onlara ait gerceklerden başka bir şeye rastlamıyoruz. Acaba "ben" nerededir?

2. İnsan vucudu devamlı değişmektedir. Her an vucudumuzda sayısız hormon ve enzimler yapılmakta, hucreler olmekte ve yerine yenileri gelmektedir. Aldığımız gıdalarla hucrelerimiz tazelenmekte, aynı zamanda hucre icindeki maddelerin yerine başka maddeler gelmektedir. Boylelikle, soz gelimi birkac sene sonra insan -zerresine kadar olmak uzere- tamamıyla değişmektedir. Şu andaki vucudumuzun bir sure sonra, oraya buraya sacılacağı, kendimizin bambaşka maddeden yeniden oluşacağımız tıbben bir hakikattir.

Gozle gorulmeyen zerresine kadar bambaşka olan şahsın "ben"i aynı kalmaktadır. İnsanı maddeden ibaret sayarsak, "ruh"u inkar edersek, izah nasıl olacaktır?

3. Bir şey yapmak, konuşmak istediğimizde bu fikir zihnimize nereden, nasıl gelmektedir? Kim soylemektedir?

4. Mesela yurumek istediğimizde, sayısız mekanizma karışık hadiseler zinciri ile harekete gecmekte ve yurumemiz sağlanmaktadır. Biz bu sırada bunların farkında bile olamıyoruz. Acaba bu sayısız olayı duzenleyen, arada en ufak bir aksaklık olmasını onleyen kuvvet nedir?

5. İnsana hareket sağlayan kuvvet, yani canlılığı devam ettiren guc nedir?

6. Canlı ile olu arasındaki fark nedir? Bir kimse olduğunde; vucudu da, icinde beyni de, kalbi de, butun sinir sistemi de muhafaza olunduğu halde, nicin bir madde yığınından başka bir şey değildir?

7. Bir hucrenin calışmasını duşunelim. Sayısız hadiseler cereyan ediyor. Duzenli bir şekilde hucrede hayat surup gidiyor. Her şey olculup bicilmiş gibi, buyuk titizlik dikkati cekiyor. Karışıklık ve tehlike meydana gelmiyor. Acaba bu mukemmel işleyişi, bizim farkına bile varamadığımız bu organizasyonu sağlayan nedir?

8. Hucredeki karışık olaylar nereden yonetilir? Cekirdek (nukleus) diye cevap verebiliriz. Nukleusu ise enzimler ve haberci RNA aracılığı ile DNA icindeki genler idare eder. Kısacası, hucrenin beyni olan DNA'nın en yuksek seviyesi, genlerin butunu şeklinde duşunulebilir. Fakat bunun nereden yonetildiği aranırsa, cevap ne olacak?

9. Aynı soruyu insan beyni icin soralım. Vucudu beyin idare eder. Beynin de alt merkezleri, ust merkezleri vardır. Bazı merkezler diğerlerinin emrindedir. En yuksek merkez, en yuksek seviye hangisidir? Korteks mi (beyin kabuğu)?

Belki evet. Cunku şuurlu calışmamız ve irademiz kortekse bağlıdır. Fakat burası da en yuksek seviye olamaz. Cunku retikuler formasyonda bir bozukluk olunca, korteks sağlam olsa bile insan uyku veya narkoz halinde olmakta, duyumlar meydana gelmemektedir.

Buna gore beyinde en yuksek seviye, kati olarak belirtilemez. Beynin en yuksek seviyesi, onun butunudur gibi yuvarlak bir sonuca varılır. Gercekten ancak her bolumu normal ve sağlıklı olduğu zaman, her bir bolumu kendi gorevini en mukemmel bir şekilde yapabilir. Peki, beyni idare eden en yuksek seviye nedir?

İnsan, beden ve ruhdan meydana gelmiştir. Ruhun bedeni terk etmesiyle olum olur ve ruh asıl vatanına kavuşur. Bu vatanı da, ruhun dunyada tasarruf sahibi olduğu bedeni nasıl kullandığı belirler.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin dediği gibi:

"Eğer Allah Teala, seni bu beden memleketinde padişah etmese idi ve saltanat işlerini sana ısmarlamasa, bırakmasa idi sen cihanın sultanını nasıl tanıyabilirdin?"

(Doc. Dr. Sefa Saygılı)

RUH NEDİR, RUHUN MAHİYETİ ANLAŞILABİLİR Mİ?

Ruh icin aşağıdaki tanımlar yapılır:

“Can. Canlılık. Nefes. Cebrail (as.)...”

“Bir kanun-u zîvucud-u haricî.” (Haricte mustakil bir varlığı bulunan bir kanun.) (Sozler)

“Emir Âleminden olup, beden ulkesini idare etmesi icin kendisine mustakil bir varlık verilen bir kanun. Bedenden ayrılınca da varlığını devam ettirebilen lÂtif bir cisim.”

Bazı insanlar Peygamber Efendimize (asm) ruhu sordular. Cevap vermeyip, vahyi bekledi. Gelen ayet gayet netti: “O, rabbimin emrindendir, de.” Ruhun varlığı tasdik ediliyor, fakat mahiyeti acıklanmıyordu. Cunku, muhatapların soyleneni anlamasına imkÂn yoktu. Akıl, “emir aleminden” olan bir varlığı kavrayacak kapasitede değildi.

“Emir alemi” olcuden, tartıdan, şekilden, renkten uzak varlıkların dunyasıdır. Maddeler icin soylenen uzun, kısa, mavi, sarı, yuvarlak, duz, ağır, hafif gibi kelimelerin o alemde karşılığı yoktur. Olculere mahkum akıllar, olculemeyeni nasıl anlasın?

Hadiste “Kendini bilen rabbini bilir.” buyuruluyor. Bir buyuk mutefekkirimiz de, “Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku...” diyor. Şu halde, insanın kendini tanımaya calışması şart. Kendimizden giderek Ona ulaşacağız!

Ruh hakkında neler biliyoruz? Ruhun kendisini bilemiyoruz. Ancak bazı ozelliklerinden soz edebiliriz. Beden, anne karnında belli bir olgunluğa erişince, ruh verilir.

Ruh, sonradan yaratılmıştır, ama ebedidir. Birdir, bolunmez, parcalara ayrılmaz. İcraatıyla ve tesirleriyle bedenin her yerinde bulunur, fakat mekanı yoktur. Bedenin icinde olmadığı gibi, dışında da değildir. Butun işleri aynı anda idare eder, bir iş diğerine engel olmaz. O, tabiattaki kanunlara benzer. Mesela, bir yer cekimi kanunu hayat ve şuur sahibi olsaydı ruh ozelliği kazanırdı.

Ruh, şuuruyla fark eder, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, karar verir, hayaliyle plÂnlar yapar, hafızasıyla bilgi depolar, kalbiyle sever. Onun sayılamayacak kadar cok kabiliyeti vardır. Bunların bir kısmı da maddi uzuvlarla ortaya cıkar. Ruh, eliyle tutar, gozuyle gorur, kulağıyla işitir, ayağıyla yurur... Bedende bulunduğu surece bedene muhtactır. Faaliyetleri bedenle sınırlıdır. Olum, onun beden zindanından kurtulup, hurriyetine kavuşmasıdır. O zaman bedene ihtiyacı kalmaz. Gozsuz gorur, kulaksız işitir, beyinsiz duşunur. Mahşere kadar bedensiz bekler. Ahirette yeniden ve yeni bir bedene kavuşur.
Sorularla İslamiyet.
__________________