Buyuk velîlerden Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gun sabah namazına uyanamaz.

Sabah olduğunda o kadar uzulur, o kadar ağlar, nefsini suclayıp yureği yanarak oylesine bir istiğfar eder ki, bu yuzden affedilir ve sabah namazının sevabından daha fazla ecir kazanır. Bunu goren şeytan ertesi gun o zatı erkenden sabah namazına uyandırır. Cunku, mu’minler sevap kazandıklarında şeytan kahrolur....




Acaba bu zamanda, namazı kacırdığında ağlayan, pişman olan, tovbe ve istiğfar eden, nasıl kılabilirim diye cırpınan ne kadar mu’min var dersiniz? Namaz, başta Peygamberimiz (sas) ve onun guzide ashabının uzerinde titrediği muhteşem bir ibÂdettir. Bir mu’min namazını kacırdığında yer yerinden oynamalı, aklı başından gitmeli, tovbe ve istiğfar icin Allah’a el acmalı, yalvarmalı, af dilemelidir. Cunku, sozunu ettiğimiz; bizim, kÂinatın ve her şeyin Sahibi, Sultanı, Yaratıcısı olan Allah’ın huzuruna girme; O’nun dergÂhında secdeye kapanma; canımız, cananımız, biricik varlığımız, sevenimiz, sevgilimiz olan ZÂt-ı ZulcelÂl’e ibadet etme meselesidir.

Dunyada hicbir şey bundan daha muhim, daha luzumlu, daha sevimli, daha vazgecilmez olamaz. Eğer burada bir eksiğimiz varsa, hat bizdedir. Bir mu’min, haftada bir, ayda bir namazı kacırmayı normal goremez, kabullenemez! Namazlarımızı kacırıyorsak, bu gidişe ‘dur’ demek, silkinmek, titremek, ihmalimize isyan etmek, “Artık yeter” demek durumundayız.

Alıntı
__________________