"Turizm bir turlu istenilen seviye ve kıvama gelemiyor diye dovunerek gecen zamanla birlikte harcanan enerjinin farkında mısınız? Turizm konusunda sozde hizmet vermek amacıyla yola cıkan sonra devşirilen STO lerinin tek govdede toplanması gereklidir." Serdar Sağlamtunc yazdı.
Turizm bir turlu istenilen seviye ve kıvama gelemiyor diye dovunerek gecen zamanla birlikte harcanan enerjinin farkında mısınız? Coğu kez verdiğim seminerler ve eğitimlerde dikkat cekmeye calıştığım en onemli nokta farkındalıktır cunku bu husus eksik olduğunda yapılan tum cabaların boş olacağı acıktır.
Bugune kadar yapılan calışmalar, donemler icinde değiştirilen mevzuatlar, suslu otel toplantı salonları ile sınırlı bol maddeli, yuzlerce fikir iceren toplantılar sonucunda varılan SIFIR dır. Hayret icinde izleyip takip etmeye calıştığım turizm ile ilgili calışmaların ileriye gitmesi bu şartlarda olanaklı değildir. Konu başlıklarını tureterek, icindeki lafları ters duz ederek yeni cumle kurmuş gibi ekÂbir tavır takınmak belki en talihsiz tavırdır. Eğer dikkat edip farkındalıkla etrafınızdaki ozellikle politik soylemleri inceler ve yaptığı cağrışımları algılarsanız goreceksiniz ki aslında yeni bir soylem yoktur.
Sadece eski lafları ters duz edip tekrar dışarı bırakmaktan ibaret olan bu durumu ilginc bir şekilde beyinleri sunger hale getirilmiş coğunluk anlamsız bakışlarla alkışlamaktadır.
Yer yıl bilmem kac defa duzenlenen konseyler ve parlak uclu, soylemli toplantıların vardığı sonuc cıkmaz sokaktır. İşte bu noktanın bilimsel yorumu tuzun koktuğu noktadır. Bu koşede bircok kez tekrarlandığı gibi bu aşama hicbir duzletme, tadil, tedavi değil ancak sistemin yıkılıp yeniden kurgulanmasını gerektirir. Aynı takılan ve şişen bir bilgisayarda yapılan format atmak gibi tum dosyaların silinip, hafızanın boşaltılıp yeniden kurulması tek cozum olarak gorunmektedir. Eğer bu yapılabilirse cok kısa bir surede, hesaplara gore 3-5 yıl sure icinde cok parlak bir turizm yapısı elde edilebilir.
Bugunku modelin en buyuk zaafı kişilere ve odaklara bağlı olmasıdır. Bunu bir şekilde kabul etmek ve yeni kurguyu hazırlamak gereklidir. Turizm konusunda o kadar fazla kişi değişik fikirler ve goruşlere sahiptir ki sadece bu goruşlerin tasnif edilmesi bile hic yeni fikir gelmese belki onlarca yıl surebilir. Cunku fikir olarak ortaya atılanlar surekli olarak elde olan ve ortada dolaşan fikirlerin değiştirilerek tekrar sunulmasından başka bir şey değildir. Yenilik ve yaratıcılık olmazsa bu model marifetmiş gibi sunulur.
Kendi uzmanlık dalımdan onek vermem gerekirse, pişirilen ancak tuketilemeyen yemeğin soğutulup tekrar ısıtılması, her seferinde uzerine değişik baharatlar konması ile aynı mantıktır. Bir sure sonra mideniz dayanmaz. O halde goruş ve duşunceleri tasnif etmek ve aynı madde altında toplamak, fikirleri ana maddeler ve yan maddeler ile zengin bir sunuma donuşturmek gereklidir. Boylece buyuk bir ağac oluşturulabilir. Ağaca baktığınızda kokleri, govdeyi, dalları ve meyveleri rahatlıkla gorebilir ve gerekli duzeltmeleri kolaylıkla yapabilirsiniz. Diğer taraftan kafa karışıklığını ortadan kaldırmak icin ağacın govdesinin tek olması onemlidir. Yani turizm konusunda sozde hizmet vermek amacıyla yola cıkan sonra devşirilen STO lerinin tek govdede toplanması gereklidir. Boylece orneğin doğa fikri ortaya atıldığında ağac dikmek, ağacın meyveleri ile yeni tohumlar ve ağaclar elde etmek cok kolaydır. HÂlbuki bugun doğa dendiğinde ekilen cicekler memnuniyetle kabul edilmekte ve cicekle uğraşmanın boşuna gayret olması kimseyi rahatsız etmemektedir. Bu ornek turizm ve diğer temel konulardaki bakış acımızla doğrudan ilintili değişimin nasıl olması gerektiğini anlatmaktadır.
Uluslararası boyut her zaman ihmal edilen bir husustur. Biz iceride o kadar kasılıp kendimizi dev aynasında gormeye gudulenmişiz ki, kÂğıttan kaplanlar her tarafta dolaşmakta. Aslında bu goruşe gore ulkenin ic turizminin en yuksek değerleri yakalaması gerekirken ic turizm yerlerde surunmekte ve gelişmesi icin hicbir olumlu etki ortaya konmamaktadır. Peki, neden ice donuk bir kafa yapısıyla bu kadar iddialı bir uluslararası hedef oluşturuldu sorusuna turizm icinden nemalanan herkesin bir yanıtı olmalıdır. Benim goruşum, zaten ulaşılamayacak bir hedef peşinde insanların koşturulmalarıdır.
Tıpkı 100 basamak cıkmakta tıknefes olan kişiye 1,000 basamağı kolayca cıkacağı palavrasına inandırmak gibi bir yanılsama pazarlamasıdır. Surekli insanları gaza getirmek konusunda beceri sahibi olan tum işi gucu yanıltmak olan bu kıt goruşlu ve satın alınmış kişiler ortaya atılan projeler ne kadar tutarsızsa o kadar fazla caba harcayarak bunun tersini gostererek sahiplerine hizmet eder karşılığında belki bir kemik soz konusudur. Orneğin İstanbul’a gelen turist sayısı 10 milyon civarında olmasına rağmen once 90 milyon insan kapasitesinde bir havalimanını halka yutturmaya calışır sonra kapasiteyi 180 milyon sayısına cıkartıverirler. Şu anda İstanbul hava trafiğinin sıkışık olmasındaki sebep tum ucuşları buraya yonlendirerek bir sıkışıklık yaratmak ve yeni bir havalimanının gerektiğine halkı inandırmaktır. Aslında konu cok tekniktir. Mevcut olan iki havaalanı gelecekte 10 yıllık kapasiteyi karşılayabilir. Hesaplar bunu gosteriyor ama dikkatleri başka yere cekmek uğruna kamu hem gereksiz borc altına sokuluyor hem de tabiat onarılmaz bir bicimde tahrip ediliyor. Diğer bir dikkat cekilmeyen nokta ise İstanbul ozelinde diğer şehirlerden sadece otobus yoluyla ulaşımın sağlanmasıdır. Son gunlerde yıllar boyu bir arpa boyu yol alınmayan hızlı tren safsatası ortaya atılarak yine bilgi kirliliği yaratılmaktadır. Ankara İstanbul arasındaki mesafe 450 km ve hızlı tren ile bu mesafe 3,5 saatte alınacağı ovunulerek basit matematik hesabıyla 130 km ile giden bir trenden bahsedilmekte. Oldukca komik ancak bunu ellerini ovuşturarak turizme destek başarısı olarak adlandıran niteliksiz turizm ile uğraşan kişiler ve STO ler dunyada hızlı tren tanımlamasının Maglev turu tren olduğu ve hızlarının saatte en az 550 km olduğunu gormemezliğe veya halkı yanıltma cabalarının foyasının cıkacağını duşunmuyor. Basit hesap 1 saat surecek bir Ankara İstanbul guzergÂhı ne yazık ki bilincsiz ve bilgisizliğe meze oluyor.
BİR TESPİT
Gecenlerde bir yabancı kuruluşun araştırma calışması icin Ankara’ya en yakın deniz olan Amasra ve bolgedeki turizm merkezlerini inceleme gezisi yaptım. Calışma raporuna konu olmayan ve bizzat deneyimlediğim bazı noktaları paylaşmak istiyorum. Turistik bolgelerin gelişmesi yerleşim bolgeleri icinden ve tam ortasından yol gecirmekle olmuyor. Olan seyahatinizin gereksiz olarak uzaması, yerel yerleşkeye trafik yuku dışında hicbir şey katmıyor. Genel olarak yollar oyle reklamı yapıldığı gibi guzel değil ve mıcırlı doşenmiş. GuzergÂh boyunca pek cok yerde calışma var ancak ne doğru durust bir uyarı ne de iyi planlanmış işaretleme soz konusuydu. Gideceğimiz yerlerden biri olan Yedigoller icin internet araştırması yapmış olmama rağmen yolun calışmalar nedeniyle kapalı olması bilgisine ancak o yola sapınca sahip olduk. Tekrar yol değişikliği yapmak en az bir saat zaman ve 90 km yola mal oldu. Amasra varış noktasına yaklaştığımızda yolun bazı yerlerinin oldukca tehlikeli olduğu ve iki aracın yan yana gecmesinde sıkıntılı olduğu goruluyordu. Yerleşke aslında cok eski bir tarihi birikime sahip.
MO XII yuzyıldan itibaren Hitit, Finike, Lidya uygarlıkları ve MO 70 yılında Roma hÂkimiyetine girmiş ve bol miktarda kalıntı mevcut. Ancak yıllar icinde inanılmaz aymazlıkla bu tarihi eserler bir şekilde ortadan kaldırılmış. Ortadan kaldırılamayacak buyuklukte olan orneğin kapılar gibi yapıların yanlarına ilginc ama sevimsiz eklentiler yapılmış. Bu nasıl olabilir diye insan duşunmeden edemiyor. Yıllardır devam eden ilginc bir yenileme calışmasını tahmin edemezsiniz ancak Karayolları ustlenmiş. Bu yukarıda bahsi gecen karmaşıklığa guzel bir ornektir. Normalde Karayolları uzmanlık alanı olan yol yapımı icin caba sarf etmeli cunku yapılan calışmalar o kadar eğreti ve acemi izler taşımakta ki anlamak olanaksız. O halde neden bu yenileme calışmaları işin uzmanı olan meslek gruplarına bırakılmaz? Belki de eksik olan yine yukarıda bahsi gecen uzmanlık ve calışma alanlarının birbiri icine gecmiş olması ve neyi nasıl yapılması gerekliliğinin belirlenmemesidir. Bu işler belli bir bilgi birikimi ve deneyim gerektirir. Her işi uzmanı yaparsa hem kalite hem de bu yolu takip edecek profesyonel sayısı artar ki sadece bu bile cok buyuk bir kazanımdır.
Yerleşkedeki oteller ve pansiyonlar kendilerine ozgu yontemlerle muşteri kabul ediyor. Aslında cok basit olarak belli standartlar cercevesinde hizmetlerin tanımı tek ve yalın olarak yapılabilir. Eğer bu gercekleştirilirse yoresel karmaşaların onune gecilebilir. Diğer cok onemli bir husus gıda guvenliği konusunda belli standartların mutlaka getirilmesidir. Tabi ki yoresel tatlar kulturel zenginlik olarak ele alınmalı ve ureticiler emniyetli gıda ve kalite konusunda yonlendirilmelidir.
Donuş yolunda onemli bir turistik bolge Safranbolu’ya ulaşımın nasıl olduğu sorusuna yanıt arayarak trafik levhalarını takip ederek hicbir yere ulaşılamayacağını tespit ettik. Cok ilginc ama nerdeyse bir marka olarak yurt dışında isim yapan bir yerleşke sadece rehberler ile ulaşıma acık. Navigasyon cihazı yokmuş gibi yolu takip ettiğinizde boyle bir yerin olmadığını duşunebilirsiniz. Belki ilginc gelebilir ancak Safranbolu’ya varınca oldukca suni ve birkac markanın egemen olduğu bir yapı gozunuze carpıyor ve irdelediğinizde ise hizmet etkisinin cok duşuk kaldığını goruyorsunuz.
Sonucta bu kadar zengin bir potansiyelin bu kadar beceriksizce harcanmış olduğunu cıplak gozle goruyorsunuz.
Turizm sadece İstanbul ve Antalya’dan ibaret değil ama bunu kavrayacak kıvrak zek henuz oluşmamış durumda. Herkes bir şeyler yapıyor iyi guzel de yapılanlar ekonomik değer taşımıyorsa turizmin gelişmesi soz konusu değil. Bu hassas noktayı anlasak belki de sorunları cozeceğiz. Kim bilir.
KAYNAK
__________________
Turizmde sivil toplum orgutleri tek govdede toplanmalı [TT]
Turizm ve Tatil0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Turizm ve Tatil
- Turizmde sivil toplum orgutleri tek govdede toplanmalı [TT]