Hani boş kaleye tamamlayan golculer icin denir ya "hayatının en kolay golunu" attı diye... Ben de bugun hayatımın en rahat 2 golunu yemiş gibi hissettim macı izlerken. 2-0 geriye duşmuş Beşiktaş'ı, kurşun yemiş Terminator gibi gordum. "Nasıl olsa kalkacak yahu.." tadında... Nedeni ise acık. Delgado-Bobo-Nobre-Holosko-Tello... Standard bir futbol duzeni icin bu kadar forvetle oynamak "luks" gorulebilir ama bu futbolcular aynı anda sahadaysa, Super Lig takımlarından en az 10'una karşı 0-2'den de rahatlıkla mac dondurur 0-3'den de... Ustelik hic de taktiğe, formasyonlara bağlı kalmadan. Nitekim bugun henuz 30. dakikada 3-2 olabilirdi de. Hem de Bobo'nun "durgun", Holosko'nun "heyecanlı" olmasına rağmen. Bu tatta macların sayısı arttıkca, Anadolu takımlarına karşı "psikolojik" baskı da yapmaya başlayacak bu hucum hattı. Kim acık bırakmış bu defansı? Sene başından taa ki Holosko transferine kadar bir "pivot santrafor" ihtiyacı olduğu soylendi. "Beşiktaş kapalı savunmalara karşı sıkıntı ceker" ongorusu ile. Lakin bir pivot santaforun "etkin" olabilirmesi icin surekli hucumu duşunen, cok adamla hucuma destek veren bir takım olması gerekir. Zaten bizim bu tarz bir oyunu benimsediğimiz takdirde, o savunmaları kevgire cevirecek bir adamımız var. O da Nobre. Bugun goruldu ki cok adamla hucuma destek verildiğinde, sık atak denemeleri yapıldığında Nobre, 10 uzerinden 11 puan alacak bir futbol oynuyor. Ve "kapalı" savunmayı aşamaz denen Beşiktaş da her ne kadar rakip genel olarak kotu takım olsa da, stoperleri Fatih Akyel ve klasik sert bir İskandinav savunmacısı olan takıma 2-0'dan gelip 4 atıyor, 5.yi 5 kez kacırıyor. Fantazi Bugun hucum hattından daha fazla bir fantaziyi savunmada denedik. Denemelere, yeniliklere her zaman acık olmak gerekir. Ertuğrul Sağlam'ın "yenilik" denemeleri şahsen benim hoşuma gidiyor. Fakat bazı denemelerin sonucları %99 oranında belli oluyor, daha denemeye bile başlanmadan. Tıpkı bugunku kadroda ortaya cıkan savunmanın en az 2 yiyebileceği gibi. Sol stoperin "savunmacı olmayan" İbrahim Uzulmez'in olduğu 3'lu savunmayla oynadık zaman zaman. Zaman zaman da onune topsuz oyunda hic gozukmeyen Holosko'yu almış "sağbek" Serdar Ozkanlı bir 4 savunma izledik. Bana gore paftan bir stoper cıkarıp (Koray Şanlı) İbrahim Kaş'ı sağbeke koyduğumuz bir savunma kurgusuyla cıksak cok daha rahat mac olurdu. Zaten ortaalandan itibaren tamamen ofans adamlarıyla cıktığımız bir takımın beklerini İbrahim Uzulmez ve Serdar Ozkan yapmak gercekten fantazi dışı bir şey oldu. Umarım bu yenen goller de yine "stoper" eksiğine bağlanmaz... Sol bek S.O.S. Bek kademesizliğinden goller yemeye devam ediyoruz. Ustelik savunmasına muthiş destek veren Tello'ya rağmen. Bu kesinlikle İbrahim Uzulmez'in sucu, formsuzluğu vesaire değil... O bir savunmacı değil cunku, haliyle bir bekin ne yapması gerektiğini bilmiyor, oyle bir alt yapısı yok. Savunmada verdiği acıklar onun bir savunmacı olmayışı yuzunden, hucumdaki etkisizliği ise "kendine guvenini" kaybetmişliğinden. Uretkensizlik damgası oyle vurulduki O'na, artık hucuma destek verdiği her atakta cekinerek toplara vuruyor, surmesi gereken yerde top surmuyor. Oysa bugun 4. golden once yaptığı hareketlerden sonra, tribunlerden de gelen alkış kendine guvenini getirdi. Ve o moralle, hemen sonra yine cok guzel bir atak başlattı. Holosko'nun onune guzel bir top bıraktığı, Aydın'ın kaleciyle karşı karşıya kalmasına kadar uzanan atak. İbrahim Uzulmez kotu bir futbolcu değil, sadece "bek" değil. Scala zamanında ust uste buyuk maclarda takımı goturen (Lokomotiv Moskova, Fenerbahce, Barcelona, Galatasaray) "solic" Deli İbrahim'le, bugun gorduğunuz Kaptan İbrahim aynı insan... Israrlıyım. Bu duzende gelecek bir solbek transferi, stopere yapılacak bir Rio Ferdinand transferinden daha iyi olur. Aksi takdirde tek kurtuluş Tello'nun beke cekilmesi. Tello-Aydın Tello-Ozkan hatta Tello-Cisse (3lu ortasaha oynadığımızdan solda oynayan oyuncu sadece kanat değil aynı zamanda bir ortasahadır. Ben o bolgeye "solic" diyorum. O nedenle Kurtuluş ortasahada duşunulduğunde Cisse de bir solic gibi oynayabilir.) gibi bir sol kanat varyasonu denenebilir. İbrahim de "solic" icin iyi bir alternatif olur. 69-79... 10 dakika "gol sevinci" molası 69. dakikada Delgado'nun gelen golu. Anlatması "boş", sadece gorulmesi gereken bir gol. Ve ardından 10 dakika sağa sola "gordunuz mu?", "of o neydi be.." diyaloglarıyla gecen macı takip edememe arası... Biliyorum. Abartı benzetmeler pek hoşa gidilmiyor. Ama ben benzetme yapmayacağım. "Dunya'nın en iyi forvet arkası oyuncuları kimlerdir?" diye sorsalar başlarım Riquelme, Diego, Rakitic'lerden falan... Delgado'yu da onlara benzetmem, direk aralarına koyarım... Bir forvet arkasının yapması gereken herşeyi yapıyor. Ustelik topsuz oyun olarak o saydığım oyuncuların da onunde.. Tek eksiği devamlılık ve fizik. Devamlılık gibi bir eksiği kalmayacak bu gidişle. Fizik eksikliğini de tamamlarsa alır başını yurur gider... Şuanda takımın en kilit adamı.... Şampiyonluk icin; Sırtını sıvazlayalım, 65'de oyundan almayalım, 45. dakikaya kadar kenarda ısındırmayalım, takımın teknik lideri sensin diyelim, gerisini 10'a bırakalım.
__________________