O Ruh Gelir Mi Dersin Yeniden?
Beşiktaş0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Spor
- Beşiktaş
- O Ruh Gelir Mi Dersin Yeniden?
-
12-10-2019, 06:39:48Kayıtlı ÜyeDile kolay, 8 senelik derin bir uykuda gorduğumuz kabustan daha yeni uyanmışız. Kabus gormemize sebep olan şeytan yuzunden kulup kimsesiz kalmış, başkanlık secimi yakın, kimisi felaket tellallığı yapıyor, kimisi olmadık vaatler veriyor, kimisi parayla herşeyi duzeltebileceğini zannediyor. Derken bu cınarın sahipsiz, oksuz kalmasını ve mali durumunun kotuye gitmesini istemeyen gercek sahipleri #FEDA diye bir şey başlatıyor ve bu başlatılan fikirden sadece mali değil, manevi değerleri bile tekrar kazandırıyor koca cınara. Hayatını bu cınara adamış onca insan oylesine #FEDA ediyor ki herşeyi ne başarı umrunda, ne aldığı galibiyet, ne aldığı mağlubiyet. Derken bu cınara yıllar boyu hizmet etmiş birini takımın başına getiriyor yeni gelen yonetim. Bu cınar icin hayatını bile ortaya koyabilecek sevdalılar da hoşgeldin diye tempo tutuyor, yapılan demagojik acıklamalara bazı şeylerin farkında bile olsalar ses cıkartmıyorlar. Daha sonra cınarın para kazandıran dallarının kesildiğini, bundan dolayı sadece elinde kalan dalların kaldırabileceği kadar harcama yapacağını soyleyerek sevdalılara acıklamalarda bulunuyor yonetim ve bu cınara yıllar boyu hizmet etmiş olan teknik adam. Sonrasında kadrodan bir cok oyuncu gonderiliyor, sevdalılar ses etmiyor. Son şampiyonlukta inanılmaz pay sahibi olan bir Alman semtin az ilersine yollanıyor Taksim tarafına. Sevdalılar uzuluyor, boylesine bir askerini kaybettiği icin daha sonrasında başka bir asker daha yollanıyor hemde Beşiktaş'a yakışmayacak bir şekilde. Yollanacak olanı savunanların Beşiktaş'lılığı sorgulanıyor, sevdalılar arasında bir bolunme yaratılıyor adeta. Derken futbol takımı uzerinde hic bir baskı oluşturmayan sevdalılar, takımın iyiye gittiğini gorunce heyecanlanıyor daha fazlasını istemeye başlıyor cunku olasılık yuzdesi bizi gosteriyor. Sevdalıların beklenti bile oluşturmadan destekledikleri cınarın mabedine akın akın skor sevdalıları akmaya başlıyor. Mac icersinde bir hata yapsa ıslıklar, takım gol yese kufurler havada birbiriyle yarışıyor. Bazı sevdalılar da ister istemez onlara katılıyor bu arada. Bir ara patlak veriyor herşey, sene başında bu takıma donmuş olan ruhlar bir anda ortadan yok oluyor ve mac sonunda ıslıklara ve tepkilere donuşuyor son dakika yenilen gol sonrasında. Tam o haftadan sonra bir anda sanki herşey unutulup, yeniden başlamışcasına deplasmanda Sivasspor galibiyeti geliyor, ruhlar takıma donuyor. Sivasspor macından sonra da derbi var, şehrin karşı tarafıyla. Ruhlar sevdalıları oylesine ele gecirmiş ki, herkeste zafer sarhoşluğu var. Derbiden once de kongremiz oluyor, 8 sene bizi uyutup, kabus gormemize sebep olan şeytan ibra edilmiyor. Bu zafer sarhoşluğunun uzerine bir de bu ekleniyor. Derbi biletleri cıktığı gibi tukeniyor, artık herkes hazır takvimler 3 martı gosterdiğinde semtte son yılların en coşkulu gunlerinden biri yaşanacak. Gercekten de oyle oluyor, geceden semte gelip sabahlayanlar mı dersin, sabahın korunde işe gider gibi semte gelip Beşiktaş'ın kokusunu burnuna cekenler mi dersin, işlerini halledip oğleden sonra semte gelenler mi dersin. Ruh oylesine ele gecirmiş ki herkesi, maca gelecek olan, gelmeyecek olan ruhu siyah-beyaz olan herkes orda. Ruh oylesine etkilemiş ki cınarın dallarında duranları, dakika olmuş 90+3 mac bitmek uzere herkes nefesini tutmuş, biraz sitemkar şekilde macın bitmesini beklerken koca cınar golu buluyor ve 3-2 kazanıyoruz. Tribunler cıldırmış, zafer sarhoşluğu ikiye katlanıyor. Mactan sonra herkes eve gitmek yerine semte geri donuyor Beşiktaş'ın kokusunu biraz daha soluyabilmek icin. Derken ligde ustte bulunan Fransızlar'ın puan kaybıyla Trabzonspor macı daha da oneme biniyor. Sevdalıların bile fikri değişmişti artık cunku sene başında beklenti bile oluşturmadığı bu takım şampiyonluğa cok yaklaşmıştı. Sene başından beri savaşan takım, ruhuyla oynayan takım bir anda kendini ligde umudu kalmamış, ligin son sırasında olan bir takıma donuşturuyor kendini ve hayal kırıklığı yaşatıyor herkese galip gelemeden İstanbul'a geri donuyor. Buna rağmen skor sevdalıları bile umudunu yitirmemiş, sevdalılar her zamankinden daha cok severcesine cumartesi gununu iple cekiyor. Semtin ilersine yollanan askerin takımıyla mac var ve alınacak galibiyet gecen hafta ortaya konulan berbat performansın bile uzerini kapatacak ve yeniden şampiyonluğun belki de en buyuk adayı haline getirecek, boğazı bile siyah-beyaza boyatacak sevdalılara! Mac saati geliyor, sene başında giden asker selamlanıyor, takım selamlanıyor, mac başlıyor ve askerin sol ayağıyla ortaladığı topa vuran oyuncu golu atıp 1-0 one geciriyor şu az ilerde ki semtin takımını. Daha sonra ruh bir ara uğruyor takıma ve 1-1'e getiriyor macı, onun dışında takım hala cok kotu oynuyor hatta Trabzon macından bile kotu. Gelen şok gollerle 3-1 kaybediyoruz ve skor sevdalıları başlıyor ıslıklamaya, kufretmeye. Sevdalılarınsa ici buruk, morali bozuk bir şekilde eve donuş planları yapıyorlar. Ote yandan sene başından beri varolan ruh etkisini kaybetmiş, sanki koca cınarı, sevdalıları terketmiş gibi. Zafer sarhoşluğu kaybolmuş, umudunu yitirmiş bir hal alıyor herkesi. Yine de duşunmeden edemiyorlar, koyicinde yapılacak 110.Yıl kutlamalarını, ne olursa olsun onlar armaya aşık cunku skor sevdalılarından değiller. Ama sorgulamadan da duramıyorlar, bu kadar yaklaşmışken neden olmadığını. İclerinden biri cıkıp diğerlerine de soyluyor, sene başında hic beklemediğimiz anda gelen o ruh artık yok, veda etti bize. Sonra hepsi duşunmeye başlıyor, kabul etmek istemiyorlar ama baktıkları zaman gercekten de oyle olmuş. Kimse de sene başında ki heyecan, coşku kalmamış depresyona girmiş bir hasta gibi hic bir şeyden zevk alamıyor, umudu azalmış gibiler. Duşunuyorlar, henuz daha 8 hafta var yarışın bitmesine. 110.Yıl Kutlamalarında ki coşkumuzla, sevincimizle, o ruhu yeniden cağırabilirmiyiz, hic beklemediğimiz anda gelen o ruh gelir mi dersin yeniden? __________________