Olum Nedir?

Sozluk anlamı olarak olum; bir canlı varlığın (insan, hayvan ve bitkinin) hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesidir. Canlı varlıkların herhangi bir dokusunun canlılığını kaybetmesine de olum denir. Fıkıhta ise olum; bir Âlemden diğerine intikal etmektir. Bu anlamda olum yok olmak değildir, kelÂm bilginlerinin coğunluğuna gore ruh, suyun yaş ağaca nufuz etmesi gibi bedenle ic ice olan latif bir varlıktır. Ehlisunnete gore ruh bÂkidir, yok olmaz. Her canlı varlık icin olum kacınılmaz bir gercektir. Canlılar doğar, buyur ve olurler.

Olum Hastasına Nasıl Davranılmalıdır?

Olum hastasına ecel konusunda hoşuna gidecek, sevindirecek sozler soylemelidir. Cunku Allah’ın hukmunu hic bir şey geri ceviremez. Sadece gonlu hoş olmuş olur. Hasta tovbe etmeye ve vasiyetlerini yapmaya teşvik edilir. Olum halindeki kişiyi sağ yanına yatırıp kıbleye dondurmelidir. Eğer yer darlığı yuzunden hastayı kıbleye cevirmek mumkun olmazsa sırt ustu yatırılır ve yuzu ile ayakları kıbleye doğru cevrilir. Bu da yapılamazsa, olduğu hal uzere bırakılır. Olum sırasında kişinin ağzına bir kaşık veya pamukla su verilir. Hasta can cekişirken ona yardımcı olmak yakınları icin bir gorev ve sevap bir ameldir. Bu yuzden onun yanında kelime-i şehadet getirmek ve soylemesine yardımcı olmak sunnettir.


Hastanın yanında şehadet getirilir ki, o da hatırlayıp şehadet getirsin. Yoksa ısrarla, sen de yap denilmez. Zira o anda zor bir durumdadır. Ona yeni bir zorluk cıkarmamalıdır. Bir defa da soylese yeterli olur. Bu telkini hastanın sevdiği birisi yapmalıdır. Amac, hastada isteksizlik uyandırmamaktır.

Kişi vefat edince ağzı kapatılır, bir bez ile cenesi başından bağlanır. Gozleri yumulur. Eller yanlarına getirilir. Sonra olunun ustune bir ortu cekilir. Oldukten sonra yıkanıncaya kadar yanında Kur’an okumak mekruhtur. Olduğu iyice anlaşılınca hemen yıkanır.

Olunun Arkasından Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Olum vaktinden itibaren uc gun icinde olu sahibine baş sağlığı dilemek mendubdur. Bu muddetten sonra yapılmasında kerahet vardır. Ancak uzakta olanlarla haberi olmayanlar icin bir muddet yoktur. Baş sağlığı icin ozel bir soz yoktur. Orfe gore munasip sozler soylenir: Allah oluye rahmet etsin, size sabır ve sağlık versin, Allah verir Allah alır… gibi.

Olunun butun yakınlarına baş sağlığı dilenir. Aklı ermeyen cocuğa yapılmaz. İkinci defa baş sağlığı dilenilmesi mekruhtur.

Komşuların olu sahibine yemek pişirmeleri ve ona yemek gondermeleri guzel bir harekettir. Yemek icin olu sahiplerine ısrar da edilir.

Olumu 2 şekilde ele alabiliriz. Birincisi Ruhun Olumu, ikincisi ise Bedenin Olumudur.

Ruhun Olumu Nasıl Olur?

Şimdiye dek, once olup sonra da dirilerek insanlar arasına donen ve neler gorup, neler hissettiğini anlatan hic kimse olmamıştır. Bu nedenle olumun nasıl bir durum olduğunu, bir insanın olum anında neler hissettiğini bilmemize teknik olarak imkÂn yoktur. Ancak insana hayatını veren ve zamanı gelince de geri alan Allah’u TeÂlÂ, olumun nasıl gercekleştiğini Kur’an-ı Kerim’de bizlere bildirmiştir. Bu nedenle, olumun nasıl gercekleştiğini, olmekte olan bir insanın gercekte neler yaşayıp, neler hissettiğini ancak Kur’an’dan oğrenebiliriz.

Kur’an’a baktığımızda ise oldukca onemli bir gercekle karşılaşırız. Cunku Kur’an’da haber verilen ve tarif edilen olum, insanlar tarafından gozlemlenen olumden cok farklıdır.

Oncelikle, bazı ayetlerde olum anında, olecek kişi tarafından gorulen, fakat diğer insanlar tarafından gozlemlenemeyen olaylar yaşandığı bize haber verilir. Vakıa Suresi’nde şoyle buyrulmaktadır:

Hele can boğaza gelip dayandığında Ki o sırada siz (sadece) bakıp, durursunuz, Biz ona sizden daha yakınız; ancak gormezsiniz.

Bir başka ayette de, bu “gozlemlenemeyen olayların” inkÂrcılar icin bir zorluk anı olduğundan şoyle bahsedilir:

Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dunyada azablandırmak ve canlarının onlar inkar icindeyken zorluk icinde cıkmasını istiyor.

– Olum anında inkÂrcının sırtına ve yuzune vurularak canının alınması:

Oyleyse melekler, yuzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak? İşte boyle; cunku gercekten onlar, Allah’ı gazablandıran şeye uydular ve O’nu razı edecek şeyleri cirkin karşıladılar; bundan dolayı (Allah,) amellerini boşa cıkardı.

– Olumun şiddetli sarsıntıları ve meleklerin inkÂrcıya olum anında, ebedi azaplarını mujdelemeleri:

“… Sen bu zalimleri, olumun ‘şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: “Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) cıkarın, bugun Allah’a karşı haksız olanı soylediğiniz ve O’nun ayetlerinden buyuklenerek (yuz cevirmeniz) dolayısıyla alcaltıcı bir azabla karşılık goreceksiniz” (dediklerinde) bir gorsen… “

Melekleri, onların yuzlerine ve arkalarına vurarak: “Yakıcı azabı tadın” diye o inkÂr edenlerin canlarını alırken gormelisin. Bu, ellerinizin onceden takdim ettiği işler yuzundendir. Yoksa şuphesiz Allah kullara zulmedici değildir.

Ayetlerden acıkca anlaşıldığı gibi, inkÂr eden bir kişinin olumu kendisi icin buyuk bir azaptır. Dışarıdaki yakınları onun rahat yatağında huzurlu bir şekilde olduğunu sanırlarken o, gercekte, maddi ve manevi cok buyuk bir azabın icine girmiştir. Olum melekleri, acı vererek ve aşağılayarak onun canını bedeninden cıkarırlar. Kuran’da, bu melekler, inkÂrcıların canlarını bedenlerinden, “ta en derinden acıyla sokerek cıkaranlar” olarak tarif edilirler.

Başka ayetlerde şoyle buyrulmaktadır:

Hayır; can, koprucuk kemiğine gelip dayandığı zaman, “Son mudahaleyi yapacak kim” denir.

Artık gercekten, kendisi de bir ayrılık olduğunu anlamıştır.

İşte inkÂrcı, artık hayatı boyunca inkÂr etmiş olduğu o buyuk gercekle yuz yuzedir. Olumle birlikte, yaşamı boyunca işlediği buyuk sucun, inkÂrının cezasını cekmeye başlayacaktır. Meleklerin sırtına vura vura, canını en derinden sokerek almaları, kendisini bekleyen sonsuz azabın yalnızca cok hafif bir başlangıcıdır.

Olumun gerceği işte budur. Dışarıdaki insanlar, yalnızca tıbbi olumu bilirler; hayati fonksiyonları sona ermek uzere olan bir beden gorurler. Olen kimseyi seyredenler, ne onun yuzune ve sırtına vurulduğunu, ne ayaklarının dolaştığını, ne de canının koprucuk kemiğine dayandığını gorurler. Bu goruntu ve hislerle yalnızca olen kişinin ruhu muhatap olur. Oysa gercek olum, dışarıda insanların goremeyeceği bir boyutta olen kişi tarafından butun yonleriyle “tadılmaktadır”. Bir başka deyişle, olum sırasında yaşanan olay, bir “boyut değişikliğidir”.

Buna karşın, muminlerin olumu ise “guzellikle” olur:

Bunun aksine, olum, mumin icin buyuk bir mutluluk ve neşenin başlangıcıdır. Ruhu en derinden acıyla sokulen inkÂrcının aksine muminin ruhu, “yumuşacık cekip alanlar” tarafından, “guzellikle” ve “selamla”, adeta uykuda ruhun acısızsa bedenden ayrılıp farklı bir boyuta gecmesi gibi alınır.

Ki melekler, guzellikle canlarını aldıklarında: “Selam size” derler. “Yaptıklarınıza karşılık olmak uzere cennete girin.”

Muminin Olumu Nasıl Olur?

– Kacınılmaz olduğunu bildiği ve yaşamı suresince hazırlık yaptığı olumle karşılaşır.
– Canını almaya gelen melekler ona selam verip, onu cennetle mujdelerler.
– Melekler guzellikle canını alırlar.
– Ruhu bedeninden yumuşakca cekilip alınır.
– Arkasından gelecek muminleri mujdelemek, Allah’ın vaadinin hak olduğunu ve muminler icin bir korku ve uzuntu olmadığını haber vermek ister. Ama buna izin verilmez.

İnkÂrcının Olumu Nasıl Olur?

– Hayatı boyunca kendisinden kacıp durduğu olumle buluşur.
– Olumu şiddetli sarsıntılar icinde olur.
– Melekler, ellerini ona doğru uzatır ve onu alcaltıcı ve yakıcı bir azapla mujdelerler.
– Melekler, yuzune ve sırtına vura vura canını alırlar.
– Ruhu en derinden acıyla sokulur.
– Ruhu koprucuk kemiklerine kadar cekilir ve son mudahale yapılır.
– Canı o inkÂr icindeyken zorluk icinde cıkar.
– Olumle yuz yuze geldiği andaki imanı ve tovbesi kabul edilmez.
-Gerceği gormenin verdiği buyuk pişmanlık icinde Allah’tan kendisini dunyaya geri cevirmesini ve kaybettiği omrunu telafi etmeyi talep eder. Ama bu isteği kabul edilmez.

Dışarıdaki insanların gorduğu “tıbbi olumun” de insana ders veren cok onemli bir yonu vardır. Tıbbi olumun insan bedenini yok edişi, insana cok onemli bazı gercekleri kavrama fırsatı verir. Bu nedenle, gercek olumun ardından soz konusu tıbbi olume de değinmek, hepimizin bedenini bekleyen mezar hakkında biraz duşunmek gerekir.

Bedenin Olumu Nasıl Olur?

Olum anında ruh, bu dunyadaki insanların icinde yaşadıkları boyuttan ayrılırken, geride cansız bedenini bırakır. Deri değiştiren canlılar gibi, bu dunyadaki bedenini geride bırakır ve asıl hayatına doğru ilerler.

Ancak geride kalan bedenin karşılaşacakları da ibret vericidir. Ozellikle bu bedene hayattayken gereğinden fazla değer verenler icin.

Olum anından itibaren de, bedeninizle hicbir ilişkiniz kalmayacak. Hayat boyu “ben” dediğiniz ve sahiplendiğiniz o beden, sıradan bir et parcası haline gelecek. Olumunuzle birlikte bedeninizi başka insanlar taşımaya başlayacaklar. Etrafta ağlayanlar, “daha dun buradaydı”, “dağ gibi adamdı” diyenler olacak. Sonra o bedeni alıp evin bir odasına, belki de morga koyacaklar. Orada bir gece bekleyecek. Ertesi gun gomme işlemleri başlayacak. Cansız bedeni alıp gasil haneye goturecekler. Gorevli, kaskatı kesilmiş olan bedeninizi soğuk suyla yıkayacak. Ancak bu aşamada olumun izleri de bedende aşikÂr hale gelecek. Morarmalar başlayacak.

Daha sonra bedeni beyaz bir bezle, kefenle saracaklar. Sonra da tahta tabuta koyup ustune yeşil bir ortu ortecekler. Cenaze arabası gelecek, tabutu devralacak. Araba mezarlığa doğru ilerlerken, yolda hayat devam edecek. Bazı insanlar cenaze geciyor diye saygı gosterecek, coğu kendi işine bakacak. Sonra mezarlığa gelinecek. Tabut, sizi sevenler ya da seviyor gibi gorunenler tarafından ellerde taşınacak. Etrafta muhtemelen yine ağlayanlar, sızlananlar olacak. Sonra o kacınılmaz yere, mezara gelinecek. Ustunde sizin isminiz yazılı… Bedeni tabuttan cıkarıp beyaz kefenle birlikte mezarın icine atacaklar. Ve sonra son iş yapılacak. Ellerine kurek alanlar, beyaz kefenin icindeki bedenin uzerine toprak atmaya başlayacaklar. Kefenin ağzını acıp icine de toprak atacaklar. Ağzınıza, burnunuza, boğazınıza, gozlerinize topraklar dolacak. Topraklar yavaş yavaş kefeni ortecek. Biraz sonra işleri bitecek ve gidecekler. Mezarlık her zamanki derin sessizliğine burunecek. Gidenler, kendi hayatlarına geri donecekler, ama gomulen beden icin artık hayatın hicbir anlamı kalmamış olacak. Dunyadaki hicbir guzellik, hicbir guzel ev, guzel insan, guzel manzara artık o beden icin bir şey ifade etmeyecek. Bedeniniz, hicbir dostunuzla artık goruşemeyecek. Beden icin var olan tek şey, artık yalnızca toprak ve onun icindeki bakteri ve kurtlar olacak.

Olum Hakkında Hadisler ve Ayetler

-“Her can olumu tadıcıdır”

– “Onlar icin bir ecel tayin ettik ki onda hic şuphe yoktur”

– Biz senden once de hicbir beşere dunyada ebedîlik vermedik. Şimdi sen olursen, onlar baki mi kalacaklardır?”

– “Yeryuzunde bulunan her canlı fanidir”

– “O, hanginizin daha guzel amel yapacağınızı denemek icin olumu de dirimi de takdir edip yaratandır”

– “Allah’ın emir ve kazası olmadıkca hic bir kimseye olmek yoktur. O, vadesiyle yazılmış bir yazıdır”

– “Binlerce kişinin olum korkusuyla beldelerini terk ettiklerini gormedin mi? Allah onlara “olun” dedi, sonra da kendilerini diriltti”

– “Şoyle de: Siz evlerinizde olsaydınız bile uzerlerine oldurulmesi yazılmış olanlar, yine şuphesiz oldurulecekleri yerlere cıkıp giderlerdi”

– “Nerede olursanız olun, tahkim edilmiş yuksek kalelerde bile bulunsanız olum sizi bulur”

– Bir gun bakarsın ki, olum baygınlığı gercek olarak gelmiş “işte bu, senin kacıp durduğun şey” denilmiştir”

– “Hani Rabbin Âdemoğullarından onların sırtlarından zurriyetlerini cıkarıp kendilerini nefislerine şahit tutmuş; Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da; Evet, (Rabbimizsin), şahit olduk” demişlerdi. İşte bu şahitlendirme, kıyamet gunu; Bizim bundan haberimiz yoktu” dememeniz icindir”

– Peygamber, Rabbinize iman etmeniz icin hepinizi davet edip, dururken, size ne oluyor ki, Allah’a iman etmiyorsunuz? HÂlbuki O, sizden kesin teminat almıştır”

– “Son sozu La ilahe illallah olan kimse Cennet’e girer”

– “Olulerinize; “LÂ ilahe illallah’ı” telkin ediniz. Cunku olum halinde onu soyleyen bir mumini bu kelime Cehennem’ den kurtarır”.

– Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) , Beytullah icin “Olu ve dirilerinizin kıblesidir” buyurmuş.

-Hz. Fatıma (radıyallÂhu anh), Rafi’nin annesine; “Beni kıbleye cevir” demiştir.

“Ey oğullarım! Allah sizin icin İslam (dinini) beğenip secti. O halde siz de ancak Muslumanlar olarak can verin”

-“Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkmak lazımsa oylece korkun. Sakın siz, Musluman olmaktan başka bir sıfatla olmeyin”

-“Ey Rabbimiz! Artık bizim gunahlarımızı yarlığa, kusurlarımızı ort, canımızı da iyilerle beraber al”

-“Ey Rabbimiz! Ustumuze sabır yağdır, bizi Muslumanlar olarak oldur”

Cenaze İle İlgili Hatalar

Dunyasını değiştiren Muslumanlara karşı, hayatta bulunakların yapması gereken bir takım gorevler vardır. Bunların bir kısmı hakkiyle bilinmediği icin, tatbikat esnasında halk arasında bazı hatalar yapılmaktadır. Bu hatalar İslami hududu aşmakta ve bidatlara ulaşabilmektedir. Bu hataları şoyle sıralayabiliriz;

Su SalÂsı : Bazı yerlerde cenaze, yıkanmak uzere teneşirin uzerine konulduğunda Sal vermek adeti vardır. Saadet asrında ve onu takip eden zamanlarda gorulmeyen ve İslami eserlerde bulunmayan bu adet bidattır. Esasen cenaze yıkanmadıkca, onun yanında Kur’an okunmaya bile musaade yoktur. Kitab-ı İlahi’yi okumak arzu eden, başka bir odaya gecerek bu isteğini yerine getirebilir.

Cenazenin Kefenine Ahitname Koymak : Bir takım kimseler, olunun mu’min olduğunu ifade eden ibarekleri ve mubarek kelimeleri onun kefenine veya alnın yazmakta, yahut yazılmış bulunan bir kağıdı kefenin icine koymaktadırlar. Bunu yapmakta fayda olacağını ifade eden bazı beyanlar bulunmakta ise de, muteber eserler hassasiyetle mahzurunu işaret etmektedirler.

Cenazenin Bekletilmesi: Vefat eden bir kimsenin, başka bir şehirde bulunan yakınlarının yetişmesi icin, olunun yıkanması ve gomulmesi ile alakalı dini vazife saatlerce, bazen bir gun bile geciktirilmektedir. Dinin emirlerinin tehiri pahasına, bir kimsenin gelmesini beklemek, İslami esaslarla bağdaşmayacak bir davranıştır.

Cenazenin Tezkiyesi: Bazen cenaze evinde, bazen musallada, vazifeli kimse tarafından “Merhumu nasıl bilirsiniz?” diye sorulduğu gorulmektedir. Bu meselenin dayanağını bilmeyen bazı kimseler, bu uygulamanın doğru olmayacağına dair, ceşitli beyan ve sırf akla dayalı muhakemeler yurutmektedirler.

Olum ve Cenaze Hakkında Sıkca Sorulan Sorular

-Tuvalette Olmek Kotuluk İşaretimi?

Bizler perdenin arkasını bilemeyiz. Hangi yerde ne şekildeki olum hakkımızda hayırlıdır kestiremeyiz. Husnuzanna memuruz. Şunu biliriz ki, bir omur boyu İslami hayat yaşayanların amellerini Rabbimiz zayi etmez. Bunu ayetinde kendisi buyurmaktadır.

– Allah sizin imanınızı zayi etmez. İmanla işlediğiniz amelleriniz boşuna gitmez.

– Allah zerre kadar kuluna zulmetmez. Zerre kadar da amelinizi yok etmez.

Muhim olan imanlı ve amelli yaşamaktır. Olmenin şekli ve yeri o kadar muhim değildir. İmanlı insan tuvalette olse de imanın icabı olarak cennete gider. İmansız insan camide de olse imansızlığının gereği cehennemi boylar. Hayat boyu İslami yaşayanın kotu gorunuşlu olmesi amelinin zayi olduğuna delil sayılmaz. Allah iman etmiş kimsenin amelini zayi etmez. Hem de zerresini bile.

Uzulecek bir gorunuş icinde olmek gunahının affına sebep de olabilir. Biz husnuzanna memuruz. Suizan bize layık olmaz. Husnuzannımızda yanılmış olsak gunah yoktur. Ama suizannımızda yanılsak gunah vardır. Bunu unutmamak gerek.

-Kimlerin cenaze namazı kılınmaz?

Musluman olmayanların cenaze namazı kılınmaz. İslam bilginleri, annesini veya babasını kasten olduren, catışmada oldurulmesi halinde, yol kesen ve meşru devlet duzenine isyan sucu işleyenlerin de cenaze namazlarının kılınmayacağını soylemişlerdir.

– Oldukten Sonra Dirilmek Var Mı?

Oldukten sonra tekrar dirilmek de “Amentu” deki Ahiret gununun icindedir. Bu diriliş sadece ruhların diriliği değil, ruhların cesetlerine donerek, ruh ve ceset ic ice olumden sonra tekrar dirilecektir.

Peygamber Efendimize gelip soruyorlar: “Bu curumuş, dağılmış kemikleri kim diriltecek?” Cenab-ı Hak cevap veriyor:

“Ey Resulum! De ki onları ilk defa var eden kimse ise, ikinci defa da o diriltecektir ve o her turlu yaratmayı bilir.”

Ahireti inkÂr edenler; olduğumuz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mutlaka dirilecekmiyiz? İlk atalarımız da mı dirilecek derler?

“Ey Muhammed! De ki; Evet hem de bayağılaşmış olarak dirilecekler. Tek bir cığlık, hemen ayağa kalkıp baka kalırlar, vay halimize! Bu hesap gunudur derler.”

-Olu Doğan Cocuk Yıkanır mı?

Olu olarak doğan cocuğa isim konulur, yıkanır ve kefenlenerek defnolur. Ancak namazı kılınmaz.
__________________