Geleceği icin yaptığı planların her zaman kendi tasarladığı şekilde gelişmesini bekleyen, başka ihtimallari hic goz onunde bulundurmayan bir kişiyi duşunelim. Bir hastalıkta veya bir kazada bu duşuncedeki kişinin bir anda tum yaşamı alt ust olacaktır. Cunku yaptığı planlar icinde bu kişi hastalık veya kaza gibi bir olaya hic yer vermemiştir. Hatta bircoğu, sağlıklı bir bedene sahipken -her gun binlerce kişinin başına gelebilen- bu tarz olaylarla karşı karşıya gelebileceğini duşunmemiştir bile.
Bu gibi kişiler boyle bir durum oluştuğunda hemen isyankar bir tutum icine girebilirler. "Niye benim başıma boyle bir olay geldi?" gibi duşuncelerle kader gerceğine son derece ters bir davranış gosterebilirler. Bu yanlış mantıkla hareket eden, din ahlakından uzak yaşayan insanlar icin bir hastalık veya kaza anında tevekkul etmek ya da karşılaştıkları olaya hayır gozuyle bakmak mumkun değildir.
Oysa insan bircok acizlikle yaratılmıştır. Cok cabuk hasta olabilmekte, kucuk bir virusun etkisiyle gunlerce yatakta kalabilmektedir. Kanser, sarılık, tifo gibi hastalıklara oranla "basit" olarak nitelendirilecek bir hastalık olan grip bile, bir insanın vucut direncinin ciddi anlamda gucsuz kalmasına neden olabilmektedir.
Hastalığa Neden Olan Virusleri de Hastalığı İyileştiren İlacları da Allah Yaratır
Kader gerceğini kavrayamamış olan insanlar, başlarına gelen hastalığın sebebi olarak yalnızca virusleri veya mikropları gorurler. Yine aynı şekilde bir trafik kazası gecirdiklerinde, bunun tek sebebinin kotu araba kullanan bir insan olduğunu zannederler. Halbuki gercek boyle değildir. Hastalığa sebep olan her mikroorganizma veya insana zarar veren her arac, her insan Allah'ın sebep olarak yarattığı varlıklardır. Ve bu varlıkların hicbiri başıboş değildir; tumu Allah'ın kontrolu ile hareket etmektedirler. Eğer bir virus yuzunden bir insan ağır bir hastalığa yakalanıyorsa, bu, Allah'ın bilgisi dahilindedir. Eğer bir araba bir insana carpıp onu sakat bırakıyorsa, bu da Allah'ın yarattığı kadere tabi bir olaydır. Hastalığı meydana getiren Allah'tır, tedaviyi yapan doktoru yaratan, ona bildiklerini oğreten, ilacı yaratan, yutulmasını sağlayan ve şifaya vesile eden Allah'tır.
Bir insan ne yaparsa yapsın bunları değiştiremez; kaderinden tek bir anı bile cekip cıkaramaz. Cunku kader bir butun olarak yaratılır. Ve sonsuz kudret sahibi Allah'a teslim olan, O'nun sonsuz aklına ve rahmetine guvenip dayanan insan icin hastalık da, kaza da, musibet gibi gorunen olaylar da sonu hayırla bitecek gecici imtihanlardır.
Onemli olan, Allah'a iman eden, O'nun yaratmış olduğu kadere teslim olan insanların bu tur zorluk ve hastalık anlarında gosterecekleri guzel ahlaktır.
İman eden bir insan hastalandığında, şifa icin Allah’a dua eder. Bu duanın devamı ve fiili bir şekli olarak doktora gider. İlac kullanmaya başlar ancak kesinlikle şifanın Allah’tan geldiğini unutmaz. Allah Kuran’da bu gerceği Hz. İbrahim'in şu sozleriyle bildirmiştir:
"Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur; bana yediren ve iciren O'dur; hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur; beni oldurecek, sonra diriltecek olan da O'dur." (Şuara Suresi, 78-81)
İlac etki etse de etmese de iman edenler bunda bir hayır olduğunu bilirler. İlac etki etmiyor ve kişinin hastalığı iyileşmiyor gibi gorunebilir ama o kişi Allah'a olan imanı, tevekkulu ve guzel ahlakı nedeniyle cennete gidiyor olabilir. Veya ilac hemen etki edip bir kişi iyileşebilir ama bu kişi de cehenneme gidiyor olabilir.
Allah ilacı hastalıkların iyileşmesi icin bir sebep olarak yaratır. Bir ilac aynı titizlikle uygulandığı, aynı yontemler kullanıldığı halde, aynı hastalığa yakalanmış kişilerden birine etki edip, diğerine etki etmeyebilmektedir. Bu, ilacın sadece bir sebep olduğuna delildir. Hastalığı iyileştiren ilac olsa aynı tedaviyi aynı şekilde uygulayan hastaların tumunun iyileşmesi gerekirdi.
Hastalıklar ve kazalar, muminlerin sabırlarını ve ahlaklarının guzelliğini gosterebilecekleri ve Allah'a yakınlaşmak icin kullanacakları cok onemli fırsatlardır. Allah Kuran'da zorluklar karşısında gosterilecek sabrın onemini anlatırken hastalık donemini de belirtmiştir:
… iyilik, Allah'a ahiret gunune, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kolelere veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gosterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve muttaki olanlar da bunlardır. (Bakara Suresi, 177)
Hastalıklar Allah'a Yakınlaşmaya Vesiledir
Fiziksel bir rahatsızlıkla karşılaşan insanın guzel ahlak gostermek icin butun bunların birer imtihan olduğunu; hastalığı da şifayı da yaratanın sadece Allah olduğunu duşunmesi gerekir. Eğer kişi hastalığındaki veya uğradığı kazadaki hayırları ve hikmetleri duşunurse, bunları o an icin goremese bile sabır gosterirse –Allah'ın izniyle- karşılaştığı zorluktan hem dunyada hem de ahirette cok karlı cıkar. Dunyada gecici bir zorluk yaşayabilir ama, Allah'ın izniyle ahirette Rabbimiz'e icten teslim olmuş olmanın sonsuz guzelliği ile mukafatlandırılır.
Hastalıklardaki Bazı Hikmetler
-Hastalık insana acizliğini ve Allah'a muhtac olduğunu hatırlatır. Mikroskobik bir virusun kendi bedeni uzerinde meydana getirdiği zayıflığa engel olamayan insan, boyle anlarda acizliğini ve Allah'a ne kadar muhtac bir durumda olduğunu cok daha iyi kavrar.
-Hastalıkla birlikte sağlıklı olmanın Allah'ın bir lutfu ve nimeti olduğu daha iyi anlaşılır. Uzun sure hasta olmayan, dolayısıyla bir rahatsızlık, ağrı ya da acı hissetmeyen insan bu duruma alışır. Ama ani bir hastalık ile karşılaştığında aslında sağlıklı olmanın Allah'ın bir lutfu olduğunun farkına varır.
-İnsan ciddi bir hastalıkta dunyanın geciciliğini, olumu ve ahireti daha cok duşunur hale gelebilir. Bazı insanlar hayati onemi olan bir hastalığa yakalandıklarında ya da bir uzuvlarını kaybettiklerinde bunu kendileri icin kotu bir olay olarak değerlendirebilirler. Oysa belki de bu kişinin hastalığı dert olarak, bela olarak değil, ahirette kurtuluş bulması ve yalnızca Allah'a yonelmesi icin bir vesile olarak kendisine verilmiş olabilir.
-İnsanın Allah'a olan duası ve yakınlığı artar. Ciddi bir hastalığın vucut uzerindeki belirtileri arttıkca bircok insan duşunmekten kactığı olumu duşunmeye başlar ve bu durumda kişi tum samimiyetiyle Allah'a dua ederek sağlıklı bir hale gelmeyi ister.
- Hastalığı oncesinde Allah'a tam olarak teslim olmamış bir kişi belki hastalığı sayesinde bu guzel ozellikleri kazanabilir; gecici dunya hayatındaki kısa sureli sıkıntılarının karşılığında sonsuz cennet hayatının nimetlerine kavuşmayı umabilir.
Allah dilerse insan hicbir zaman hasta olmaz, ağrı duymaz veya acı cekmezdi. Ama eğer insan boyle bir zorlukla karşılaşırsa da, bilmelidir ki bu zorluğu yaşamasının, hem dunyanın geciciliğini hem de Allah'ın sonsuz gucunu anlayabilmesi acısından pek cok hikmeti vardır. Unutulmamalıdır ki, bu gerceği kalben kavrayabilmek ve asıl olarak boyle bir olayla karşılaştığında guzel ahlak gosterebilmek cok onemlidir.
__________________