148 – Allah, zulme uğrayan haric, kotu sozun acıkca soylenilmesini sevmez. Allah Semi’dir, Alim’dir.



Allah (c.c) onceki ayetlerde munafıkların sıfatlarını bildirdikten sonra bu ayette, insanlarda bulunan kotu sıfatları herkese yaymanın yasak olduğunu bildirmekte ve bu yasaktan sadece haksızlığa uğrayan kimseleri istisna etmektedir. Buna gore; kendilerine zulmedilen kimselerin, uğradıkları zulumleri insanlara anlatmaları caizdir.



“Allah.... kotu sozun acıkca soylenilmesini sevmez.”

Allah (c.c), insanların ayıplarının acık bir şekilde soylenmesini sevmediğini bu ayetle bizlere haber vermiştir. Bu; insanlardaki her turlu ayıp, kotu huy ve işlenen gunahları topluma yaymanın caiz olmadığını bilakis haram olduğunu gosterir.

Bu amel iki, acıdan cok zararlıdır:

1 – Kotu huyları, gunahları, ayıpları topluma yayılan kişiler ile bunu yayanlar arasında duşmanlık ve kin meydana gelir. Bu duşmanlık ve kin ise haksızlıklara ve muslumanlar arasında kanların dokulmesine sebeb olabilir.

2 – İnsanların ayıpları, kotu huyları ve gunahları topluma acıkca yayıldığında bu haber, duyan kimselerin nefislerinde kotu etkiler oluşturabilir.Yani; musluman fertler birbirlerinin kotu huy, ayıp ve gunahlarının aralarında yayıldığını gorunce boyle yapmanın caiz olduğunu zannederek aynı amelleri yapmaya başlayabilirler. Boylece fertleri arasında duşmanlık, kin ve dedikodu dolu, birbirlerinin ayıplarını kollayan, fertlerin hak ve hukukuna riayet etmeyen ve birbirlerinin kotuluklerini yayan bozuk bir toplum meydana gelir. Boyle bir toplumdaki fertlerin birbirlerine saldırmaları ve bu toplumun yok olması artık an meselesi olur.

İşte bu iki sebep ve başka sebeblerden dolayı Allah, ayette bildirdiği istisnai durum dışında bir muslumanın ayıbını, gunahını ve kotu huylarını topluma yaymayı yasaklamıştır.

Bu ayet, kişinin gunah, kotu huy ve ayıplarını acıkca soylenmeyi yasaklamıştır. Fakat bu, bu ameli gizlice yapmanın caiz olduğu anlamına gelmez. Bu ameli gizlice yapmak da aynı şekilde caiz değildir. Ayette sadece, bu ameli acıkca yapmanın zikredilmesi; bu amel acıkca yapıldığında, gizlice yapıldığından daha fazla zarar getireceği icindir.

Allah (c.c) başka bir ayette, insanların gunah ve ayıplarını başkalarına gizlice soylemenin de caiz olmadığını bildirmiştir.

Allah (c.c) şoyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşacağınız zaman gunahı, duşmanlığı ve rasule karşı gelmeyi fısıldamayın! İyilik ve takvayı konuşun! (Kıyamet gununde) huzurunda toplanacağınız Allah’tan korkun!” (Mucadele: 9)



Allah (c.c) gıybeti de yasaklamıştır.

Allah (c.c) şoyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Zannın coğundan sıkının! Cunku zannın bazısı gunahtır. Birbirinizin gizlisini araştırmayın! Kimse kimseye gıybet etmesin! İcinizden biri, hic olu kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz (değil mi?)” (Hucurat: 12)



“...zulme uğrayan haric...”

Allah (c.c), kişinin kotu huy, ayıb ve gunahlarının acık bir şekilde yayılmasını yasaklamış, ancak bundan bir durumu ayrı tutmuştur... O da, haksızlığa uğramaktır.

Haksızlığa uğrayanların yapmaları caiz olan şeyler konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir.

Hasan Basri’ye gore; zulme uğrayan kişi, kendisine zulmeden muslumana beddua etmeyip şoyle dua etmelidir:

“Ey Allah’ım! Onun bana haksızlık yapmasını engelle!” Hicbir zaman sovmeye karşılık sovmeyle, zulme karşılık zulumle cevap verilmez.

İbni Abbas ve başkalarına gore; zulme uğrayan kişinin, kendisine zulmedenlere beddua etmesi caizdir. Fakat sabretmesi, kendisi icin daha hayırlıdır.

İbni Abbas (r.a) şoyle dedi:

“Allah (c.c), hicbir kimseye beddua edilmesini sevmez. Ancak zulme uğrayanlar mustesna... Zulme uğrayanın kendine zulmedene beddua etmesi caizdir. Ancak sabrederse daha hayırlıdır.”

(İbni Cerir, İbni Munzir, İbni Ebi Hatim)

Aişe (r.a)’dan Rasulullah (s.a.s)’ın şoyle dediği rivayet edilmiştir:

“Kim kendisine zulmedene beddua ederse Allah’tan yardım istemesin!”

(Tirmizi, Ebu Davud, İbni Ebi Şeybe)

Suddi’ye ve İbni Abbas’ın bir goruşune gore; zulme uğrayan kimsenin kendisine yapılan zulmu, bu konuda kendisine yardım edebilecek kişilere acıkca anlatması caizdir.

Mucahid’e gore bu ayetin inme sebebi şudur:

“Bir kişi ıssız bir yerde bir kişiye misafir olmuş, fakat ev sahibi olan kişi ona ikram etmemişti. Bu sebeble misafir olan kişi, ev sahibinin kendisine ikram etmediğini herkese yaydı ve buna hicbir ekleme yapmadı.”

(Abdurrezzek, Abdullah b. Hamid, İbni Cerir Taberi rivayet etmiştir.)

Bu ayet; yapılan zulmu ortadan kaldırmak niyetiyle, zulme uğrayan kişinin, uğradığı zulmunu acık bir şekilde anlatabileceğini gostermektedir. Fakat zulme uğrayan, zulmedene, hicbir zaman kendisine yapıldığı gibi zulmedemez veya bu konuda haksız yere ona iftira atamaz. Eğer zulmeden kişi, insanlara surekli zulmeden biri değil, fakat bir an şeytana uyarak haksızlık yapmış biri ise, zulme uğrayanın onu affetmesi daha efdaldir. Şayet bu kimse insanlara surekli zulmeden bir kişiyse, o zaman insanların onun şerrinden korunması icin, yaptığı zulumleri ve sahip olduğu kotu ahlakı insanlara acıklamalıdır.

Bazı insanların sahip olduğu kotu ahlakı ve işlediği gunahları insanlara acıkca anlatmak zararlıdır. Fakat zulme karşı susmak daha da zararlıdır. Bu sebeble, ondan daha az zararlı olan, zalimin zulmunu insanlara anlatma ameli tercih edilir. Ancak, zalimin zulmunu ortadan kaldıracak kadar anlatmak mubahtır, daha fazlasını anlatmak ise caiz değildir.



“Allah Semi’dir, Alim’dir.”

Allah (c.c) soylenilen sozlerin hepsini duyar ve ne niyetle soylenildiğini cok iyi bilir. Buna gore hesap soracaktır. Haksızlık ve zulum yapanları, insanlara iftira atanları muhakkak cezalandıracaktır.



Bu Ayetten Cıkan Sonuclar:
Sayfanın Başına Cık

.

1 – İnsanların ayıplarını gizli veya aşikar olarak yaymak yasaktır. Allah (c.c) boyle yapan kimseleri muhakkak cezalandıracaktır.

2 – Zulme uğrayanlar, zulmu kaldırmak ve toplumu zalimden korumak icin uğradıkları zulmu kendilerine yardım edebilecek kişi veya kişilere anlatabilirler.

3 - Zalime beddua edilebilir. Cunku mazlumun bedduası kabul olunur.

İbni Omer (r.a)’den Rasulullah (s.a.s) şoyle buyurdu:

“Mazlumun bedduasından sakının! Cunku o, goğe kıvılcım gibi yukselir.”

(Hakim rivayet etmiştir.)

Rasulullah (s.a.s) şoyle buyurmuştur:

“Mazlumun bedduasından sakının! Cunku bulutlarla taşınır ve Allah (c.c) şoyle der:

“İzzetim ve celalime yemin ederim ki, muhakkak sana yardım edeceğim..”

(Taberani)

Ebu Hureyre (r.a)’den şoyle rivayet edilmiştir:

“Bir adam Rasulullah’a gelerek komşusunun kendisine eziyet ettiğini soyledi. Rasulullah (s.a.s) ona şoyle dedi:

“Eşyalarını evden cıkart ve dışarı koy!” Adam Rasulullah (s.a.s)’ın kendisine soylediği gibi eşyalarını evden cıkarıp yola koydu. Yoldan gecenler onun durumunu sorunca uğradığı zulmu anlatarak:

“Komşum bana eziyet ediyor” dedi. Bunu her duyan kişi, o adamın komşusunu kastederek:

“Allah’ım, ona lanet et, Allah’ım onu utandır” diye dua etti. Bu durum uzerine komşusu hemen o adamın evine gelerek: “Haydi evine don! Vallahi, bir daha sana eziyet etmeyeceğim” dedi.”

(Ebu Davud, Buhari-Edeb’ul Mufred, Ahmed Şakir bu hadis icin sahih dedi.)

4 – Zulme uğrayan kişinin kendisine zulmeden kişiye zulmetme hakkı yoktur. (1) Onun icin Allah (c.c) ayetin sonunda; “Allah Semi’dir, Alim’dir” buyurmuştur. Bu, zalimi zulmetmekten, mazlumu da hakkını alırken aşırı gitmekten korkutmak icindir.

Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şoyle dediği rivayet edilmiştir:

“Haddi aşmamak şartıyla, iki kişi birbirine sovduğunde, sovme gunahı ilk sovene ait olur.”

(Muslim, Ebu Davud, Ahmed)

5 – Muslumanların birbirleriyle yardımlaşarak zulmu kaldırmaları İslam’ın temellerindendir.

Enes (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şoyle dediği rivayet edilmiştir:

“Musluman kardeşine, zalim olsun, mazlum olsun yardım et!” Sahabeler:

“Ey Allah’ın rasulu! Biz ona mazlumken yardım ederiz. Ama zalime nasıl yardım ederiz?” dediler.Rasulullah (a.s):

“Onun zulmetmesini engelleyerek yardım edersin” buyurdu.”

(Buhari, Tirmizi, Ahmed)


--------------------------------------------------------------------------------

(1) Gercekte ilimden hicbir nasibleri olmadığı halde insanların arasında bilgili olarak gecinen bazı yarım hocalar, bu ayetin “zulme uğrayan haric” bolumunu, kendilerince zalim gordukleri kişilere, muslumanların ağzından asla cıkmaması gereken, ancak ahlaksız, adi toplumların alıştıkları ve normal gordukleri pis (sinkaflı) sovgulerle sovmenin caiz olduğuna delil gostermişlerdir. Bu goruşu dipnot olarak bu kitapta yazmamın sebebi, insanın ne kadar alcak bir seviyeye duşebildiğine ve bunun ilim adına yapılabildiğine ornek vermek icindir.
__________________