
Eski Kultur ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gunay, Turkiye turizminin durumunu, turizm gelirlerini, Turkiye’yi ziyaret eden turist sayısında 3 yıl oncesine oranla yaşanan duşuşu ve bunun muhtemel nedenlerini Euronews’e değerlendirdi.
TurizmGuncel
Eski Kultur ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gunay, Turkiye'nin yaşadığı turist kaybının genel olarak hukumetin dış politikasından, ozelde ise Suriye meselesine gereğinden fazla dahil olmasından kaynaklandğını belirtti. Gunay ayrıca, 2014 ve 2015 yılından bu yana resmi rakamlarla bir miktar oynandığını kaydetti.
Ertuğrul Gunay, Euronews'den Devrim Hacısalihoğlu'nun sorularına şu yanıtları verdi:
'DUŞUŞ DIŞ POLİTİKADAN KAYNAKLANIYOR'
Turkiye’de son yayınlanan turizm sektoru verileri bu yılın ikinci ceyreğinde turist sayısında ve gelirlerde bir artışa işaret ediyor. Turk turizmcileri icin umut verici bu gelişmenin yanında rakamlar 3 yıl oncesine oranla onemli oranda gerilemiş durumda. Ağustos 2007’de Kultur ve Turizm Bakanı oldunuz. İstatistikler bu yıldan itibaren gorevi bıraktığınız 2013 yılına kadar Turkiye’nin turizm gelirlerinin ve turist sayısınnın her yıl arttığını gosteriyor. 2014 yılından bugune kadar ise belirgin bir duşuş var. Bunun ana nedenleri neler olabilir?
Gercekten 2013-2014’ten itibaren Turkiye turizminde bir gerileyiş var. 2012-2013 rakamlarında biz dunya altıncısıydık. Avrupa’da da Fransa, İtalya ve İspanya’dan sonra dorduncuyduk. Şimdi galiba ilk 10’un gerisine doğru hızla gidiyoruz. Bu buyuk olcude kişilerden daha cok, dış politikadan kaynaklandı. 2011-2012 yıllarında Turkiye, Suriye sorununa gereksiz ve abartılı bicimde muhatap oldu. Bu sorunun tarafı haline geldi. Ben o zaman hukumetteydim, 2012’nin sonuna kadar.
Suriye sorununun Turkiye’ye buyuk olumsuz yansımaları olacağı konusunda uyarmıştım hukumeti. O zaman sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanımız 6 ay icinde sorunun cozuleceğini soylemişti. Altıncı yılı dolduruyoruz o tarihten bu yana. Suriye’den gelen multeciler, Suriye’ye giden, Suriye’den gelen bir takım fundamentalist akımların mensupları, bunların Turkiye’de yarattıkları kargaşa ve teror ortamı, bunun başka alanlardaki yansımaları bu geriye gidişin birinci sebebi oldu. Bir başka neden de 2013 ortasından itibaren Gezi Parkı ile başlayan, Turkiye’nin demokratikleşme, Avrupa Birliği cizgisinde kararlılıkla yurume yerine daha başka bir cizgiyi tercih etmesi, daha otoriter, daha totaliter bir savrulma icine girmesi gibi bir goruntu alması oldu.
'TURKİYE'NİN MARKA DEĞERİNİ TEKRAR YAKALAYABİLMESİ AVRUPA'YA BAĞLI'
Tabii bu dış politikadaki olaylar bire bir dışarıya, komşularınıza, ilişkilerinize yansıyor. Gecen yıla gore bu yıl bir olcude iyileşmişiz gibi gorunuyor ancak Rusya gecen yıl sıfır derecesine kadar inmişti ki Turkiye’nin turizm pazarında Almanya’dan sonra ikinci buyuk ulkeydi.
Bu yıl bir miktar canlandı yeniden ama Rusya’dan gelenlerin kultur ve gelir duzeyleri biraz daha geriye gitti. Turkiye ne yazık ki biraz daha ucuz bir turizm ulkesi olarak gorunmeye başladı. Rusya pazarındaki iyileşmeye karşın, bu yıl Avrupa pazarında sıkıntılar yaşıyoruz. Bizim asıl buyuk partnerimiz Avrupa. Almanya, İngiltere, Avusturya, Hollanda, Fransa. Butun bu ulkeler Turkiye’nin tekrar yukselen marka değerini yakalayabilmesi icin cok onemli.''
'DUŞUŞUN FECAATİNİ COK GOSTERMEMEK İCİN İSTATİSTİKLERLE OYNANIYOR'
Bu yılın ikinci ceyreğindeki turizm gelirlerindeki ve turist sayısındaki artış, sadece Rusya ile ilişkilerin duzelmesi ile mi ilgili?
Bu goreceli bir artış. Gecen yıl ozellikle Rusya pazarında ve Rusya’ya bağlı olarak turizm yapan yorelerde cok dibe vurmuş gibi gorunduğumuz icin bu yıl bir kıpırdanma var ama gelirin arttığını soylemek mumkun değil. Uzuntuyle şunu da soylemek istiyorum, 2014’ten 2015’ten sonra bir miktar resmi rakamlarla da oynanıyor. İstatistiklerle de oynanıyor, duşuşun fecaatini cok gostermemek icin. Ben bu rakamların onceki yıllardaki hesaplanış bicimlerini de biliyorum, sonraki yıllardaki bir miktar yapay artışların arkasındaki nedenleri de biliyorum. Bu yıl gelenlerin sayısı artmış gibi gorunuyor ama kişi başına gelir onceki yıllara gore artmıyor, duşuyor.
'15 TEMMUZ SONRASI ORTAM TURİZMİ ETKİLEDİ'
Turkiye’nin Avrupa değerlerinden, ozellikle hukuk devletinden kopuyor goruntusu de turizmi olumsuz etkiliyor. 15 Temmuz menfur bir girişimdi. Lanetlenmesi gereken bir girişimdi. Ama arkasından demokrasiye donmek konusunda cok umut verici gelişmeler yaşanmadı. Bir olcude darbe girişiminin yarattığı sevimsiz ortam başka boyutlarda toplumun uzerine coreklendi. Cok sayıda gozaltı, tutuklama, turistlere, yabancı gazetecilere varana kadar sevimsiz olaylar yaşandı. Bu da tabii dışarıdan bakıldığı zaman, hukukun tartışmalı olduğu, guvenliğin buyuk olcude zedelenmiş olduğu bir ulke olarak gorunuyor.
İnsanlar, dunyada guvenli bolgelere, hukukun iyi işlediği, rahatca gezip dolaşabilecekleri, can guvenliği yaşamayacakları veya ozgurluk sorunu yaşamayacakları yerleri gormek istiyorlar. Macera turizmini tercih edenler de var, savaş ortamlarına gidenler de var ama turizmin asıl ozelliği barış icinde gelişmesi ve barışı geliştirmesidir. Turkiye ne yazık ki bu alanlarda bazı sorunlar, sıkınıtılar, zaafiyetler yaşadığı icin biz bunların bedelini oduyoruz. 15 Temmuz sonrası yaşanan hukukun tartışmalı hale geldiği ortam da Turkiye’de turizmin geriye gidişini tetikleyen nedenlerden biri oldu.
'AVRUPA TURKİYE'Yİ TERK EDERSE UZAK DOĞU YETMEZ'
Uzak Doğu ulkelerine gozunu diken bir alternatif arayışı soz konusu. Turkiye’nin turizm politikasında bu bolgeler alternatif olabilir mi?
Biz Rusya’nın guneyinde ve Avrupa’nın guneydoğusunda sıcak iklim ulkesiyiz. Dunyanın buyuk pazarları bunlar. Turkiye’nin turizmdeki son 20-25 yılda, son 5-10 yıldaki başarısının arkasında bu iki buyuk pazara yakın olmak geliyor. Cin, Hindistan, dunyaya acılıyor, Japonya var, Arap ulkeleri var. Biz zaten turizmin yukseldiği donemlerde, orneğin benim gorev yaptığım 2010-2011-2012 yıllarında da bu pazarlara yonelik buyuk gayretler icindeydik. Uzak Doğu’da cok onemli tanıtım calışmaları yapıyorduk. Cin’de ikinci bir muşavirlik acmıştık. Fakat bu ulkelerden bize gelenlerin sayısı yuzde 100 artsa bile bizim Avrupa’dan yaşadığımız kayıpları karşılamaz. Almanya’dan 5 milyonun uzerinde, Fransa’dan 1 milyonun uzerinde, Hollanda’dan, İngiltere’den 2 milyonlarla olculen sayılarda insanlar gelirken Uzak Doğu’dan Cin’den, Japonya’dan Hindistan’dan 100’er bin kişi geliyor.
O yuzden uzak pazarlara yonelik gayretleri surdurmeliyiz. Benim donemimde Brezilya’da da muşavirlik actık. Ama ne yapıp edip Avrupa’yla ilişkilerimizi iyileştirmemiz, Rusya pazarında yeniden daha varlıklı ve kulturlu kesimlerin Turkiye’ye gelmesini sağlayıcı bir takım tanıtımlar yapmamız gerekiyor. Bizim komşularımız ulkemize akın akın gelmezse, onların gelmemesinin nedenleri, onların kanaatleri dunyanın başka pazarlarını da ilgilendirir. Avrupa Turkiye’yi terk ederse Uzak Doğu’dan Turkiye turizmini yeniden dunya beşincisi dunya altıncısı yapamayız.
'KOMŞULARLA SIFIR SORUN; GERCEKLEŞMESİ ZOR, TELAFFUZU BİLE GUZEL BİR YAKLAŞIMDI'
Gorev donemimde Avrupa ile cok iyi ilişkiler yaşamış, şanslı bir Kultur ve Turizm bakanlığı yaptım. Rusya da dahil buna. O zaman bizim komşularla sıfır sorun gibi belki gercekleşmesi zor ama telaffuzu bile guzel bir yaklaşımımız vardı. Ne yazk ki son zamanlarda bu yaklaşım, bu telaffuz bir miktar zedelendi. Ama şunun altını cizmek isterim: Turkiye’nin Avrupa Birliği doğrultusu tarihsel doğrultudur. Siyasal iktidarların konjonkturel davranışları Turkiye’yi Avrupa Birliği doğrultusundan koparamaz, koparmaya gucu yetmez. Turkiye cağdaş uygarlık duzeyine doğru ilerleyen bir ulkedir. Yuz yıllık tarihimiz bunun kanıtıdır. Arada sırada siyasi iktidarların konjonkturel yalpalamaları olur, Avrupalı dostlarımızın bunu cok one cıkarmamalarını, Turkiye halkının bu temel idaresini yok saymamalarını cok isterim. Turkiye’yi kimse defterden silmemeli. Avrupa ile Turkiye’nin birbirine ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacın gereklerinin yerine getirilmesinin cok onemli olduğunun altını cizmek isterim.
__________________