Şeytan Allah tarafından Ademoğluna secde et diye emrine uymayıp, isyankar olma ve kıyamete kadar muddet isteyip ademoğlunu saptırma peşinde olmasının amacı nedir? Bundan kÂrı nedir? İşte detaylar...
Şeytanın varlığı insanların tabi olduğu imtihanın bir parcasıdır. Olmazsa olmaz şartıdır. Cunku imtihanın olumlu veya olumsuz yolunu takip etmek icin insanın onemli bir rehberi olan aklına yardımcı olacak melek kuvvetine ihtiyac olduğu gibi, hak yoldan cıkmaya meyyal olan nefsin heveslerine yardımcı olacak şeytanların varlığına da ihtiyac vardır.
Bu sebepledir ki, kalbin bir tarafında melek yuvası, bir tarafında da şeytan yuvası on gorulmuştur. İnsanoğlu iyi ile kotuyu, hak ile batılı fark edip ozgur iradesiyle tercihini ortaya koyarken, meleklerin tavsiyelerine ve şeytanın telkinlerine maruz kalır. Talihi yaver ise vahyin emirlerini, akl-ı selimin telkinlerini ve meleğin tavsiyelerini dinler ve ona gore tercihini yapar. Yok -Allah korusun- eğer netice itibariyle talisiz/bedbaht bir kimse ise nefsin heveslerine ve şeytanın vesveselerine kapılıp gider, tercihini kendi aleyhine yapar.
- Şeytan’ın bu asli gorevi olmakla beraber, kendisinin insanoğluna yaman bir duşman olduğu icin bu duşmanlık uğruna her fırsatı değerlendirir. İşi yalnız telkin olduğundan herhangi bir sıkıntı, artı bir enerji, bir efor sarf etmesine gerek yoktur. Dunyada bazı insanlar bile duşmanlarına zarar vermek icin bin bir turlu sıkıntıya girmeyi goze aldıkları/alacakları -gozle gorulen- bir gercektir.
“Derken Şeytan onların ayaklarını kaydırarak icinde bulundukları nimet yurdundan cıkardı. Biz de: “Haydi, dedik, birbirinize duşman olarak yeryuzune inin! Siz orada belirli bir sure ikamet edip yararlanacaksınız. Buyuk pişmanlık duyan Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler oğrenip onlara gore hareket etti. Rabbine yalvardı. Allah da tovbesini kabul etti. Zaten O tovbeyi kabul eder, merhameti boldur.” (Bakara, 2/36-37) mealindeki ayette, hem insanların hem şeytanların kıyamete kadar dunyada kalacaklarına ve duşmanlıklarının devam edeceğine işaret edilmiştir.
Demek insan nesli gibi şeytanın soyu dahi kıyamete kadar devam eder.
- Şeytanların atası olan İblis’in de (Adem’in aksine) kıyamete kadar devam etmesinin gerekcesi Kur’an’da şoyle acıklanmıştır:
“Allah buyurdu: “Soyle bakayım, Sana emrettiğim halde, secde etmene engel nedir?” İblis: “Ben ondan daha ustunum; cunku Sen beni ateşten, onu ise bir camur parcasından yarattın.
- “Cabuk in oradan!” buyurdu Allah, “Oyle orada kurulup da buyukluk taslamak senin haddin değildir. Cabuk cık, cunku sen alcağın tekisin!”
- “Bana, onların diriltilecekleri kıyamet gunune kadar muhlet verir misin?” dedi.
- Allah: “Haydi, sen muhlet verilenlerdensin!” buyurdu.
- “Oyle ise” dedi, “Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin icin, ben de onları gozetlemek uzere Senin doğru yolunun uzerinde pusu kurup oturacağım. Sonra onların gÂh onlerinden, gÂh arkalarından, gÂh sağlarından, gÂh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şukreden kullar bulmayacaksın.” (Araf, 7/12-17) mealindeki ayetlerden anlaşıldığına gore, şeytanın insanlara bu kadar duşman olmasının sebebi, onun cok hakir gorduğu bu yaratıklar yuzunden kendisinin dergÂh-ı ilahiden kovulmuş olmasıdır. İnsanlar yuzunden hem dunyada lanet damgasını yemiş, hem ahirette ebedi olarak cehennemi hak eden bir isyana suruklenmiş olduğunu duşunduğu icin bu duşmanlık uğruna -deyim yerindeyse- her turlu fedakÂrlığa katlanmayı goze almıştır.
- Oyle anlaşılıyor ki, Allah’ın imtihanın bir parcası olarak gorduğu şeytanın ve neslinin devamının on gormesi ile şeytanın duşmanlık uğruna bu gorevi seve seve ustlenme arzusu cakışmıştır. Allah hikmetine uygun olarak bir imtihan yapıyor. Şeytan ise insanı bu imtihanda başarısız kılmaya uğraşıyor.
- İslam alimlerinin goruşune gore, şeytanın duşuncesine yerleşen kibir, inat, duşmanlık oyle bir derecededir ki, artık doğruyu bulmak veya ona donmek icin uğraşacak vakti yoktur.
- Bununla beraber -yukarıda gectiği uzere- ayette Allah’ın muhlet isteyen şeytana “sana muhlet verdim” demeyip de “sen muhlet verilenlerdensin” diye buyurmasının hikmeti şudur:
Şayet Allah “sana muhlet verdim” deseydi bu, şeytanın isteğine olumlu cevap vermek anlamına gelirdi. Halbuki Allah’ın huzurundan kovduğu şeytana -değer verme anlamına gelen- olumlu cevap vermek gibi bir iltifat yapması soz konusu olamaz. Tercih edilen “sen muhlet verilenlerdensin” ifadesiyle, şeytanın (dort buyuk melek, hamele-i Arş gibi) muhlet verilenler arasında yer alması, -şeytanın arzusunu yerine getirmek icin değil- bu sucu işlemeden cok once ta ezeli hukmu ile onun kıyamete kadar muhlet verilenlerden biri olduğunun hukme bağlandığına işaret edilmiştir. (İbn Aşur, Araf, 15. ayetin tefsiri)
Kaynak : Sorularla İslamiyet
__________________
Şeytan neden insanları kıyamete kadar saptırmak istiyor?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Şeytan neden insanları kıyamete kadar saptırmak istiyor?