http://www.zubeyirgunduzalp.com/bresim.asp?res=46
http://www.zubeyirgunduzalp.com/bresim.asp?res=32
http://www.nurpenceresi.com/moduller...let&op=1&id=54
http://www.zubeyirgunduzalp.com/detay.ASP?db=h2&id=33

AFYON MAHKEMESİNDEKİ MUDAFAASINDAN
“Bediuzzaman Said Nursî’nin bu asırda nadir bir İslÂm dÂhisi ve her bir cihette eşsiz bir şahsiyet olduğuna bu millet senelerden beri o kadar inanmış ki, hakiki olan bu kanaati hicbir propaganda curutemiyor ve curutemez.
“Buyuk bir Ustadın eserlerinden mustefit olmayı lutuf buyuran Cenab-ı Hakka hamd ve senalar ederim. İman, İslÂmiyet dersi alarak buyuk faidelere nailiyetime sebep olan bir Ustada, butun ruhucanımla medyunum. Senelerden beri sıkıntılar icerisinde eser yazarak gencliğimizi komunizm yemi olmakla ebedî haps-i munferitliğe mahkûm edilmekten kurtaran bir mustakim Ustad icin senelerce dunya hapsinde kalmaya hazırım.
“Yirmi seneden beri milyonlarca insana din, iman, İslÂmiyet, fazilet dersi veren ve onları dinsizlikten muhafaza eden Kur’an tefsiri Risale-i Nur uğrunda idam edileceksem, sehpaya ‘Allah, Allah! Ya Resulallah!’ sedalarıyla koşarak gideceğim. Komunizme kapılıp dininden cıkan, ebedî felÂketlere yuvarlanan ve vatan haini olarak kurşuna dizdirecek curumlerden genclerimizi koruyan Risale-i Nur uğrunda kurşunla olduruleceksem, o kurşunlara cekinmeden goğsumu gereceğim. Ustadım Bediuzzaman icin hancerlerle parcalanırsam, etrafa sıcrayacak kanlarımın ‘Risale-i Nur, Risale-i Nur...’ yazmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz cenupta, birimiz şimalde, birimiz ahirette, birimiz dunyada olsak, biz yine birbirimizle beraberiz. KÂinatın kuvveti toplansa, bizi yuksek Ustad Said Nursî’den ve Risale-i Nur’dan ve bizi bizden ayıramaz.
“Bediuzzaman’ı ve Risale-i Nur’u her yeni tanıyan mudrik ve takdirkÂr kimseler, daha evvel tanımadıklarına binler teessuf edip kaybettikleri zamanları telÂfi edebilmek icin musait vakitlerini boşa sarf etmeyerek, beş dakikalık bir zamana dahi ehemmiyet verip, geceli gunduzlu Risale-i Nur’a calışmaya başlıyorlar. Bu rağbet ve şiddetli alÂka, hicbir psikolog, sosyolog ve filozofun eserinde gorulmemiştir. Onlardan ancak tahsilli kimseler istifade edebilmişlerdir. Bir ortaokul cocuğu veya okumasını bilen bir kadın, buyuk bir filozofun eserini okuduğu zaman istifade edememiştir; fakat Risale-i Nur’dan herkes derecesine gore istifade etmektedir. Bunun icin, sizlerin Bediuzzaman ve Risale-i Nur şakirtlerine vereceğiniz beraat kararını butun bir millet bekleşiyor. Eğer Said Nursî, talebelerine musibet zamanında sabır ve tahammul ve itidal telkin etmemiş olsaydı, gonullu alay kumandanı olarak harbe iştirak ettiği zaman topladığı talebeleri gibi hurmetkÂr olan binler Risale-i Nur şakirdi, Afyon tepelerine kuracakları cadırlar icerisinde, Afyon Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararını bekleyeceklerdi.
“Said Nursî ve Risale-i Nur şakirtlerinin calışmaları, kanun cercevesine alınıp gizli cemiyet olduğu ispat edilemiyor. Neden ispat edilemiyor? Acaba vukuflu bir adliyeci olmakla başmuddeiumumîliğe kadar yukselen bir şahıs, bu ispatı kanunla yapmaktan Âciz midir? Hayır, kat’iyen Âciz değildir. Ortada gizli bir cemiyet diyecek bir teşkilÂt yoktur ve onun icin cemiyetcilik ispat edilemiyor.
“Savcının evvelen, ‘Nur talebeleri bir cemiyet değildir.’ diye kanun dairesindeki tam goruş ve isabetle verdiği hukmu, biraz sonra her nedense ‘cemiyettir’ diye iddia etmesi, bir tenakuzdur. Elbette hukumsuzdur. Hey’et-i hÂkimenin gayet acık olan bu hakikati idrak ederek ‘Gizli cemiyet yoktur.’ diye karar vereceğinden emin bulunmaktayız.
“Sayın hÂkimler!
“Teessur ve ıstırap karşısında kalpten bir parca kopsaydı, ‘Bir genc, dinsiz olmuş.’ haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparca olması lÂzım gelir.
“İşte, sizin vereceğiniz beraat kararı, İslÂm gencliğinin, İslÂm dunyasının bu dehşetli Âfetten tesirli bir şekilde kurtulmasına sebep olacaktır.
“Onlar iyi bilsinler ve titresinler ki, gurultuye pabuc bırakmıyoruz. Zira Risale-i Nur eserlerinde hakkı ve hakikati gormuş, oğrenmiş ve inanmışız. Turk gencliği uyumuyor. Bu kahraman İslÂm Turk milleti, başka bir devletin boyunduruğu altına giremez. FedakÂr Musluman gencliği, sahip olduğu tahkikî iman kuvvetiyle vatanını sattırmaz. Dindar, cengÂver Turk milleti ve imanlı, cesur Turk gencliği korkmaz. Onun icindir ki bizi insanlık seviye ve seciyesinde en yuksek mertebelere cıkaran ve her sahadaki terakkiyatımızı sağlayan ve biz genclere, din vatan ve millet aşkını aşılayarak uğrunda butun mevcudiyetimizi feda ettirecek hakikî bir dinperver olarak bizleri yetiştiren Risale-i Nur eserlerini okuyoruz ve okuyacağız.“Bediuzzaman ve onun eserlerine kopmaz bir bağla bağlayan sÂikten biri de budur.
“Risale-i Nur’un serbestiyetine vereceğiniz beraat kararı, butun Turk gencliğini ve butun Muslumanları dinsizlik fecaatinden kurtaracaktır. Zira yuksek hakikatler hazinesi olan Risale-i Nur, hic şeksiz ve şuphesiz elbette bir gun olup butun dunya Âleminde tanınacaktır.
“Bu itibarla sizler insanlığın takdirine mazhar olacaksınız. Sizin vereceğiniz beraat kararı, hÂl ve istikbalde nesilleri minnettar ve muteşekkir edecek ve Risale-i Nur okunup azim faidelere nail olundukca takdirle yÂd edileceksiniz.
“Sakın zannetmeyiniz ki samimi olarak soylediğim bu sozlerimle riyakÂrlık yapılıyor. Asla ve kat’iyen! Cunku Bediuzzaman’ın mahkemesinde hicbir kimseden korkmuyorum, cekinmiyorum.
“Yalnız pek kısa olarak musaadenizle şu kadarcık arz ediyorum ki: Savcı, bu mubarek vatanda masonluk, komunistliği fevkalÂde faikiyetle onlemek caresi olan ve onlemekte olan Risale-i Nur’a ve muellifine ve okuyucularına oyle şenî ithamlarda bulunmakta devam eder ve o tamamen hatalı ithamlarından vazgecmezse, hissiyata kapılarak aleyhtarlık ederse, komunistlik ve farmasonluğu desteklemiş olur ve ithamlara hakikî hedef olan muzır dinsizlerin turemesine yardım etmiş olur.”

__________________