Cocukluğumuzdan beri kulağımıza fısıldanan “iyi insan olmalısın” telkinleri yetmiyor demek, kaliteli insan olmak icin. Musluman iyi insan demektir elbette.
Peki, Musluman kimliğine sahip olan bireyin tercihlerinde, eylemlerinde Muslumanca tavrı kim bulacak?
İnsan olmak nasıl bir şeydir?
İnsan, et ve kemik yığınından ibaret bir varlık mıdır?
Yoksa varlığın sırrını keşfedip acığa cıkaran mı?
Ya da siretleri insan olmadığı hÂlde sureti insan gorunen mi?
İnsanı insan yapan istekleri midir? / Vazgecebildikleri mi?
Mecburiyetleri mi yoksa tercihleri mi?
Evet cok kafa karıştırıcı sorular. Hakikat, başka turlu, sozgelimi tek tip sorularla kucaklanabilir mi? Zira insan kendini sorularla ve cevaplarla donuşturebilir ancak.
Ozunde tevhit, yeryuzunu imar ve ıslah gorevi ile yaratılan insanın başarılı olamadığında tenzili rutbeye duşmesi ne demektir?
Eşref-i mahlukat makamındaki bir varlığın modern zamanların etkisiyle kimliksizleşip meta olması, insanlığını yitirmesi, tuketimin, istatiksel bir rakamın nesnesi konumunda hazlarının esiri olmasının acısı tırmalıyor icimizi.
Ekonomik ucurumlar, adaletsizlik, tuketim cılgınlığı, multeciler, savaşlar, katliamlar… Yaşadığımız hayat bize bir şeyler yaptı. Kalbimizdeki kara lekeleri kotuluklerle buyuterek ifsat etti. Ortaya koyduklarımızla insanlığımızın erozyona uğradığına şahit olduk.
Maddi olana arzumuz insani tarafımızda dondurucu kış yaşatıyor artık. Merhametsizlik ve gunah bataklığında debeleniyoruz. İnsan insanın kurdudur anlayışından insan insana yurttur erdemine ulaşamıyoruz bir turlu.
Cocukluğumuzdan beri kulağımıza fısıldanan “iyi insan olmalısın” telkinleri yetmiyor demek, kaliteli insan olmak icin. Musluman iyi insan demektir elbette. Peki, Musluman kimliğine sahip olan bireyin tercihlerinde, eylemlerinde Muslumanca tavrı kim bulacak?
Musluman sıfatı taşıyor olmamız iyi insan olduğumuz anlamına geliyor mu?
Teorik olarak evet. Pratikte pek de oyle değil.
İmanından aldığı kuvvetle ruhunu daha guzele, daha estetik olana yonelten, gorduğu yanlışları en uygun şekilde duzeltme kararlığındaki hakikatin hadimi Muslumanlar neredeler?
Her medeniyet insanın omuzlarında yukselir. Oyleyse nerden başlayacağız?
Once kendinden başlamalı. Hayatının her evresinde icine yolculuk yapmalı. Hatalarını, yanlışlarını restore etmeli insan. Bulunduğu yeri ne kadar doldurduğunu ne yaptığını kazandıklarının ne kadarını hak ettiğini gozden gecirmeli. Bunun yerine başkalarının kusurları uzerinden kendisini temize cıkarmayı gorev ediniyor zamanın insanı. Kendini bilmeyenin eylemi başkalarıyla savaştır.
“Başkalarının gunahları ile aziz olamazsın.”
Cehov
Eşitlerinden insanı ayıran aklını ve iradesini kullanarak ortaya koyduğu eylemlerse yeryuzunde yaşayan her bireyin butune bir değer katmadan kişiliklerini kazanamayacaklarını bilmesi gerekir. Vahşice katledilen Ozgecan cinayetini hatırlayalım. Ozgecan’ın kardeşi insafsızlığa yureğinden feryat ederken şoyle diyordu; “Okullarda once insan olmayı, insanlığı oğretsek sonra diğer dersleri okutsak cocuklarımıza.” Kim katılmaz ki bu duşunceye.
Yaşadığımız hayatın hesabını nasıl vereceğiz?
İnsanın bir fıtratı vardır o da insan olmaktır. Onemli olan insanın kendini beşerî ekranda ilahî olana ayarlamasıdır. Kendini bilen, icindeki merhametsizliği silen, maddi olanın arkasından koşmaktan vazgecip ahlak ve faziletin peşinden ilerlemeye calışan, kusuru zamana yuklemek yerine kendinde arayan insana ihtiyacı var dunyanın.
Diyanet Aylık / Mart 2017
__________________
Musluman Olmak
Dini Bilgiler0 Mesaj
●16 Görüntüleme