imanımızı nasıl koruruz



İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: Aclık uykusuzluk halvet ve sukût etmek kişinin dinini imanını koruyan kaledir.

Aclık kalbin kanını azaltır; kalbi nûrlandırır. Aclık kalbin yağlarını da eritir yağlar eriyince de kalp incelir. Kalbin incelmesi ise manevi ilminin anahtarıdır. Kalbin katılığı da kalbin perdelenmesine sebep olur. Aclıkla duşmanın yolu daralır. Cunku duşmanın mecraları şehvetlerle dolu bulunan damarlardır. Bu bakımdan ac kalmanın kalbin aydınlanmasındaki faydası apacık bir şeydir.

Uykusuzluğa az uyumaya gelince; bu kalbi cilalar tasfiye eder nûrlandırır. Bu nûr aclıktan oturu kalbde oluşan berraklığa eklenir. Boylece kalp pırıl pırıl parlayan bir yıldız ve berrak bir ayna gibi olur. Bu takdirde Hakkın cemÂli kalbde gorunur. Âhiret derecelerinin yuksekliği kalbde muşahede edilir. Dunyanın hakirliği ve Âfetleri belirir. Boylece kişinin dunyadan el cekmesi ve Âhirete yonelmesi tamamlanır.

Uykusuzluk da aclığın neticesidir. Cunku toklukla beraber uykusuzluk mumkun değildir. Uyku kalbi katılaştırır ve oldurur ancak zaruret miktarında sakınca yoktur. Bu takdirde gayb esrÂrının keşfine sebep olur. “Evliyanın yemesi keyif icin değil mecburidir uykuları galebedir konuşmaları zarurîdir” denilmiştir.

İbrahim Havvas şoyle buyurmuştur: “Yetmiş sıddîkîn goruşu uykunun cokluğunun; cok yemekten ve cok su icmekten ileri geldiği hususunda birleşmiştir.”

İbni Abbas hazretleri Hazreti Peygamberin şoyle buyurduğunu nakleder: “Karnını tıkabasa dolduran kimse gokler Âlemine giremez!”

Susmaya gelince bunu uzlete cekilmek kolaylaştırır. Fakat uzlete cekilen kişinin hic olmazsa kendisine yemeğini suyunu veren ve işlerini idare eden bir yakını vardır. Bu bakımdan zaruret miktarından fazla konuşmaması gerekir. Cunku konuşmak kalbi meşgul eder. Kalplerin konuşmaya karşı oburluğu pek buyuktur. Zira kalp konuşmaya dalar. Zikir ve fikir icin yalnız kalmak ona ağır gelir konuşarak rahatlamak ister. Susmak ise aklı aşılar ver ile takvÂyı oğretir...
__________________