FIGHT HOUSE
Spike TV adlı televizyon kanalında yayınlanmış olan ve UFC'nin BBG evi olarak nitelendirilebilecek "The Ultimate Fighter" adlı programda yarışan 16 muhteşem dovuşcunun, spot ışıklarını uzerlerine cekebilmeleri icin tek yolları ağır ve acılı bir antrenmandı!
Şu cılgın dovuş sanatları neden bir meslek olarak secilir ki? Kırık burunlar ve yarık kaşlarla dolu bir hayatı secmek cok da mantıklı bir karar gibi gorunmuyor. Oysa bir dovuşcunun mantığı tamamen başka turlu calışır. Ona gore her yara izi, vucudundaki her tahribat bir derstir; zayıf yonlerini gosteren somut bir uyarı ve daha sıkı calışmasını oneren bir teşvik anlamına geliyor. Spike TV’nin The Ultimate Fighter yarışmasına katılan bu 16 dovuşcu icin spor salonunda takdir edilmeden, yorularak gecen her gun, un kazanıp dunyaca unlu dovuşculerin kutsal sayılan arenası Octagon’da tanınma şansı vaat ediyor. Bu yarışma, yeni yetişen ve gelecek vaat eden dovuşculerin yaşamlarına ve antrenman alışkanlarına dair tum detayları gozler onune seriyor. Bu dovuşculerin her biri altı haneli kontratı -bu sure zarfında imzalayacakları diğer karlı sozleşme potansiyelini de hesaba katarsanız hanelerin sayısı artıyor- kapmak icin rekabet icinde... Ancak bu noktaya ulaşabilmek, 6 hafta boyunca kendilerini izleyen milyonlarca dikkatli gozun onunde gonullu olarak fiziksel ve zihinsel zorlanmaya katlanmak zorundalar… Yarışmaya en formda halleriyle katılan yarışmacıların ne zaman maca cıkacakları hakkında hicbir fikirleri yok. Her gun iki antrenman yapıyorlar. Ağırlık calışmaları, bolgesel egzersizler ve cılgın kondisyon calışmaları ile yanlarında surekli bir sağlık ekibi bulunmasını gerektirecek kadar sert idman macları... Programın dergimize ozel kamera arkası cekimlerini sunuyoruz; Burada yarışmacıların hem atletik hallerini, hem de gaddarlık ve kırılganlıklarını goruyorsunuz. Şimdi Las Vegas’a doğru yol almanın zamanı... DOVUŞ KOLONİSİ Las Vegas’ın kuzeybatısındaki ucra bir koşede yaklaşık bir donumluk araziyle cevrilmiş 6,630 metrekarelik bir binadayız. Bu geniş ve modern konut, etraftaki diğer evlerin aksine bir yuzme havuzu ve basketbol sahasına sahip. Ayrıca bu evin sakinleri mahallenin diğer sakinlerine -aslında hicbir mahallenin sakinlerine- benzemiyorlar. Burası 6 ay boyunca 16 sert dovuşcunun posta adresi olacak. Yarışmacılar iki takıma ayrılıyor. Bir takımın başında UFC’nin ağır sıklet şampiyonu Antonio Nogueira, diğerinde ise eski ağır sıklet şampiyonu Frank Mir var. Her takım uyesi bu eve ilk gun bir dovuş kazanarak giriyor. Eve giren dovuşculer, yeni başlayan genc hafif sıkletler (70 kg) ve hafif-ağır sıkletlerden (93 kg) oluşuyor. Yarışma evinde sabahlar, sıradan bir oğrenci evinden farklı değil: Mutfağa dağılmış kirli bulaşıklar, son dakikada yıkanan camaşırlar, tezgahta yarısı yenmiş mısır gevreği kaseleri ve etrafta karton kutulardan meyve suyu icen genc adamlar... Ama tum bunların yanı sıra yaralarını saran ve protein iceceği hazırlayanlara da rastlıyorsunuz. Duvarda yumruk buyukluğundeki delik, bir defter kÂğıdı ve koli bandıyla kabaca ortulmuş. Hic şuphesiz ki bu, alkol veya testosterondan kaynaklanan bir ofke nobetinin eseri. Ne de olsa savaşcıların evinden bahsediyoruz… Fakat bu dovuş kolonisindeki gizliden gizliye suren duşmanlığa rağmen Nogueira’nın takımı yola cıkarken neşe ve samimiyet dolu... SUPER FIRSAT Minibuslerle kasabayı gecerek The Ultimate Fighter’ın spor salonuna varmak aşağı yukarı 30 dakika suruyor. Yarışmacıların bir kısmı kulaklıkla muzik dinliyor, diğerleri de takım arkadaşlarıyla dovuş sanatları hakkında sohbet ediyor. 24 yaşındaki Shane Nelson gibi olanlarsa onlerindeki gunu ve fırsatları duşunuyor. Uc yaşında bir oğlu olan Nelson, UFC’nin hafif sıklet şampiyonu BJ Penn’in oğrencisi... “Buraya gelebilmeyi cok istiyordum. Bu, muhtemelen benim kariyerimi geliştirecek. Hilo’da (Hawaii) butun gun inşaatta calışıyordum. Tabi bundan sonrası ne olacak goreceğiz… Umarım bir daha oraya geri donmem” diyor. İşte bu “tek şans” anlayışı, yarışmacılar arasında cok yaygın. Bazılarının geriye donecekleri bir işi olsa dahi sabah 9 akşam 5 calışmaya geri donmek, ozellikle de Vegas biletiyle, aranızda potansiyel olarak bir veya iki mac kalmışken, pek de iyi bir secenekmiş gibi gozukmuyor. 2005 yılında yapılan şovun birinci sezon finalinde Stephan Bonnar’ı yere seren Forrest Griffin, hafif-ağır sıklet şampiyonu olmak icin UFC yıldızı Quinton “Rampage” Jackson’ı jurinin oy birliğiyle yeniyor. Şimdi kendisi bu sporun en tanınan ve en cok kazanan isimlerinden biri... 7 Aralık 1992’de UFC’de Frank Mir’le kapışan Nogueira, “Bu onların hayali” diyor ve ekliyor: “UFC’ye katılmak icin tam on yıl dovuştum. Bu zor iş. İnanın, gercekten yaptıkları şey cok zor. Ben hicbir zaman bu kadar kısıtlı bir zamanda bu kadar cok dovuşe cıkmak zorunda kalmadım. Boylesi hic kolay değil.” 2004 yılında The Ultimate Fighter’ın Spike TV sayesinde beyaz ekrana taşınmasına yardımcı olan UFC başkanı Dana White; “Bu onların ruhsal, fiziksel ve duygusal anlamda en zor mucadeleleri” diyor ve ekliyor: “Gercekten cok sert. İnsanlar ne kadar zor olduğunu fark etmiyorlar bile. Bunu sezon sonunda 5. Sezon şampiyonu Nate Diaz soyledi. O ve 2. Sezonda yarışan kardeşi Nick Diaz, kanepede oturup diğerleriyle dalga gectiler ve Nick bir daha asla boyle dovuşmeyeceğini soyledi”. Minibuste havada ucuşan şakaların ardından spor salonuna girildiği anda etrafın neden buz kestiği anlaşılıyor. İKİ KAMPIN HİKAYESİ Uzerinde UFC logosu bulunan surgulu garaj kapısı, bu sanayi parkının koşesinde bir spor salonu gizlendiğine dair tek işaret... Dovuşculer kapının etrafında dolandıkları sırada dovuş mabedine dondurulmuş bu deponun durgun havası canlanıveriyor. Cok gecmeden sallanan kum torbalarının, minderin ve birbirine carpan vucutların sesi, yukarıdaki lambaların sesini bastırıyor. NOGUEIRA’NIN TAKIMI AĞIRLIK CALIŞIYOR; birkac hafif egzersizin ardından ağırlık calışmaya başlıyorlar. Buyuk kaslarıyla Ryan Bader, uzerinde 61 kiloluk barla yalın ayak jump squat setini deneyen ilk kişi oluyor. Ardından kocunun işaretiyle ayak parmaklarının ucunda birden yuklenerek yukarıya doğru yukseliyor. 6 tekrardan sonra, iki takım arkadaşı barı sırtlarına alıyor ve sıradaki başlıyor. Bader, Arizona’dayken iki sefer All-American ve uc kez de All-Pac-10 gureşcisi olmuş o yuzden artık burasının yabancısı değil. 25 yaşındaki dovuşcu fiziğini ağır deadliftlerle oluşturmuş, ayrıca 116 kiloluk power clean’lere de giriyor. Bader, “Dovuş sporcularının coğu, birinci sınıf sporculardandır” diyor ve devam ediyor: “Bircok disiplinde usta olmak ve surekli calışmaya devam etmek gerek. Bunun icin cok calışıyoruz.” Ardından Nogueira ve takımı her iki tarafında 12 kiloluk plakalar bulunan olimpik barla barbell curl yapıyor. Sanki yercekimi yeterli değilmiş gibi kocları, her tekrar bitiminde bara daha fazla baskı uyguluyor. Ancak sonraki istasyonda Nogueira ve adamları ayrı ayrı calışmaya başlıyor. Nogueira kalıbında bir adamın 61 kilonun altına uzanması o kadar da ilginc değil ama orada ne yaptığını gorunce şaşırıyorsunuz! Bir an, sehpaya oturmuş bir adamın karşısında onu dizlerinden aşağı bastıran birini gormek tuhaf geliyor. Sonra kolay bir tekrarın ardından geriye yatıp koprucuk kemiklerine koyduğu 61 kg ağırlıkla mekik cekmeye başlıyor. Bu egzersizden 10 tekrar yapmak, dovuşculerin ayakta olduğu kadar yerde de kuvvetli olmalarına yardım ediyor. Nogueira, ağırlık calışmasına hep sadık kalan biri ve dovuşculerini de boyle yetiştiriyor, bu durumu şoyle ifade ediyor: “Bu cok onemli. Her zaman hazırlıklı olmalısınız. Ayrıca bu calışmalar bağ dokuları icin de onemli. Cunku sizi daha guclu kılıyor ve cabuk sakatlanmıyorsunuz. Ayrıca sıkı calışan sporcular daha uzun sure ayakta kalıyor” diyor. NOUGEIRA TAKIMININ GUC OYUNU Antonio Nogueira’nın takımı GUC ve DAYANIKLILIK kazanmak icin haftada 3 kez bu antrenmanı yapıyor:
EGZERSİZLER
SET/TEKRAR
Plyometric Squat-1
6/6
Barbell Curl-2
4/8
Bench Press
4/6
Bench Press to Sit-Up-3
4/10
1- Ağırlık yuklu bir barı sırtınıza alıp 2-3 saniyede comelin ve sonuna geldiğinizde patlayıcı bir gucle yukarı kalkın. Dizleriniz tamamen acık halde, yavaşca ayaklarınızı zemine değdirerek tekrarlara devam edin. 2- Tam bir tekrarı yapın ve sonra hareketin zirvesindeyken partneriniz bara ucte bir oranında baskı uygulasın. Bu baskıya direnin ve barı mumkun olduğu kadar yavaş bicimde yere indirin. 3- Sehpanın her iki ucunda da birer gozlemci olsun. Biri barın arkasında diğeri de onunuzde, dizlerinize bastırsınlar. Barı askısından alın ve yavaşca goğsunuze indirin arkasından da dirsekleriniz barın altında kalacak şekilde bir mekik yapın. Yavaşca arkaya yattığınızda aniden yuklenerek bir bench press yapın. Bu tekrardan sonra aynı şekilde devam edin. MIR AKLINI KULLANIYOR… Frank Mir, ağırlık calışmaları ve kondisyonun faydalarını kabul ediyor, ama asıl işinin bu adamları cok kısa bir sure icinde daha iyi dovuşculer haline getirmek olduğunun da farkında. İşte bu yuzden onun da kampındakiler, ağır barlardan cok, ‘uykuya’ odaklanmış durumda! 2003 Eylul’unde M&F’e kapak olan Mir, “insan vucudunda belli bir enerji var ve asıl onemli olan, kazanmanıza yardım eden bu enerjiyi etkin bir şekilde zamana yaymanızdır." Atletik maharetler geliştirmeniz icin ağırlık antrenmanları bicilmiş kaftan ancak salonda belli bir noktaya geldikten sonra sadece temeller uzerine devam edemezsiniz” diyor. Dovuşculer, şova devam edebilmek icin, Las Vegas’ta yapılan ilk gunku musabakayı kazanmak gerektiğini biliyorlardı. Bu yuzden onceki sezonlara nazaran daha iyi bir kondisyonla oradaydılar. Tum bunların farkında olan Mir, ağırlık calışmalarına biraz sınır koymayı yeğliyor ve boylelikle takımı sakatlıklardan korunup daha iyi dovuşmeye odaklanabiliyor. Mir, “bir mucadeleye hazırlanmak bıcağı bilemek gibidir” diyor ve devam ediyor: “Cok fazla bilersen bıcak korelir. Ağırlık calışmaları ayarında yapılmazsa sinir sistemini zorlar ve bu sizi cokertir. İşte bu fikirden yola cıkıyoruz. Surekli kendini zorlar ve gerekenden fazla kondisyon, idman macı, ağırlık, tepki antrenmanları ve teknik calışmaları yaparsan vucut kendini tabii ki yenileyemez. Bedenin gucsuzleşir ve cokersin.” Mir’in kuvveti onemsemediği yanılgısına kapılmayın. Aslında bu konudaki tutumu oldukca net: “Bir sonraki doğru hamleyi bilmeniz icin teknik gerekir. Ancak yine de daha buyuk, hızlı ve guclu olan kazanır. İşin doğrusu bu.” Sonucta tum bu dovuşculer ringde (veya Octagon’da) bir dovuşe hazırlanmanın ne demek olduğunu ve neler gerektirdiğini biliyorlar. 22 yaşında olan The Ultimate Fighter’ın en genc dovuşcusu, şu ana dek hic mağlup olmayan Efrain Escudo (10-0) antrenmanın cizelgesinin dovuş performansını etkilemeyeceğinden emin: “Koclarımız antrenmanlarımızın cok ağır gecmemesi ve yara almamamız konusunda cok dikkatli. Kendi bedenimi ne kadar zorlayabileceğimi yani limitlerimi biliyorum, bu yuzden ağrı hissetmeye başladığım anda kendimi durduruyorum” diyor. BU İŞİN BEDELİ The Ultimate Fighter, guncel reality şovlarla karşılaştırıldığında aslında hic alışıldık bir TV programı değil. Yarışmacılar her gun dikişli yaralar ve yanan ciğerlerin ustesinden gelmeye calışıyorlar. Onlar istediklerini elde edebilmek uğruna calışmak icin buradalar. Aslında Dana White ile bu şovun yaratıcısı ve yapımcısı olan Craig Piligian, butunuyle kendini bu şova vermeyip dalga gecen dovuşculerden pek hoşlanmıyorlar. White, “Bu adamlar henuz UFC dovuşculeri değiller ama UFC dovuşcusu olmak istiyorlar. Bu program bir akvaryum gibi... Onları izliyor ve UFC icin uygun olup olmadıklarına bakıyoruz. Sadece iyi dovuşenleri programa alıyoruz ve sonunda tamamen farklı biri olarak programı bitiriyorlar. Her biri daha iyi birer dovuşcu haline gelirken zihinsel olarak da gucleniyorlar.” Ancak bunu yapabilenler, kalabalıkların kukremeleriyle dolu bir musabakaya cıkma fırsatı buluyorlar. Yarışmanın adına yakışır bir son değil mi? Kempoda kahverengi kuşağı olan bir dovuş hayranı olarak M&F Bilim editoru Jim Stoppani, “zemin dovuşleri veya kilitler, yavaş, basit ve keyifsiz gorunebilir ama inanılmaz derecede zordur” diyor ve devam ediyor: “Butun kas sisteminiz kasılıyor. Ya bir pozisyon kurmak ya da rakibin pozisyon kurmasını engellemek icin mucadele ediyorsunuz. Bunu dinlenmeden dakikalarca yapmak kaslarınızı hızla yoruyor. Vucudunuzun enerjisi cabucak tukeniyor ve kaslara kramp giriyor. Bu yuzden yerdeki bir karşılaşmanın suresi ne olursa olsun, ayağa kalktığınızda tum direncinizi kullanmış olursunuz.” Bir orneğe mi ihtiyacınız var? Jim Stoppani’yi dinleyin: “Biceps pozuna gecin ve kaslarınızı hic durmadan 2 dakika boyunca mumkun olduğunca cok kasın”. İşte bu tam olarak bir dovuşcunun rakibini pes ettirinceye kadar hissettiği şey! __________________