SPOR PSİKOLOJİSİ İnsan vucudu, bilindiği gibi fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir sac ayağı uzerinde ic ve dış dengesini kurmuştur. Bu ayakların her biri, insanın sağlıklı bir yaşam surmesini ve sağlıklı davranışlar sergilemesine neden olmaktadır. Aşağıdaki satırlarda spor psikoloji ile ilgili bazı temel kavramların tanımlarını bulacaksınız. 1-Başarının psikolojik onkoşulları nelerdir? Sportif başarı bedensel performans zihinsel performans ve psikolojik performansın toplamlıdır. Ozellikle derby macları olarak tanımlanan, ustun fizik kondisyon ve mukemmel tekniğe sahip en iyi sporculardan oluşan takımlar arasındaki musabakalar aslında “psikolojik maclar”dır. Bu gibi durumlarda başarılı olmak icin gereken on koşullar bilen ve uygulayabilen sporcu ile antrenor başarılı olacaktır. Kazanmak, galip gelmek ya da yenilmemek olarak duşunulmemelidir. Sadece sonucu duşunmek ve ne olursa olsun galip gelmeye calışmak sporcunun doğru duşunmesini ve doğru davranmasını engeller. Sporcu sadece mevcut potansiyelini sergilemeyi duşunmelidir. Rakibin gucu, macın onemi, seyircinin tezahuratı, basının izlemesi, sporcu izin vermediği surece performansını etkileyemez. Sporcu başarısını sağlayanında, engelleyeninde yalnızca kendisi olduğunu bilmelidir. Tek rakip vardır, o da sporcunun kendisi kendisini yendiği zaman, yani izleyicinin, basının, rakibinin, hakemin, hatta hava ve saha durumunun başarısına tanık olmaya hazır beklediğine inandığı zaman kazanmış demektir. Ve sonuc kendiliğinden gelir. Bu guvenle sahaya cıkan sporcu her şeyin kendi kontrolunde olduğuna inandığı icin ne gerekiyorsa yapacaktır. Cunku, beyni ile vucudu arasında onlenemeyecek bir iletişim vardır. Aksini duşunurse vucut da o şekilde hareket eder ve vucut nasıl davranırsa beyin o şekilde duşunur. Panik halinde hareket eden, koordinasyon bozuk, telaşlı davranışlar sergileyen, hakeme sinirle el kol hareketleri yapan, takım arkadaşlarına bağıran bir sporcunun beyni, o gun kotu bir gunde olduğunu, her şeyin ters gittiğini, bu kadar şansız bir gunde kazanmanın mucize olacağına duşunmeye başlar. Duşuncesinde yenilgiyi kabullenen, kazanacağı konusunda şupheler olan sporcu, asla kazanamaz. Başarılı sporcu mucadeleyi seven, zorluklarla başa cıkmayı zevkli hale getirebilen, yaratıcı, buyuk duşunen ve hayaller kurmaktan korkmayandır. En yeni tekniklerle, en iyi koşullarda ve en bilgili antrenorlerle calışan, benzer yetenekli bircok sporcudan sadece bazılar şampiyon veya yıldız sporcu olur. Cunku, onlar psikolojik olarak başarmaya hazırdırlar. Kendine guvenir, yenmek ya da yenilmemek icin oynamaz, sadece elinden gelenin en iyisini yapmaya calışır. Yaptığı işten zevk alır ve kendisi izin vermedikce hicbir şeyi ya da kimsenin başarısını engelleyemeyeceğini bilir. Kendisi ile ilgili asla olumsuz duşunmez. Sadece o anı yaşar ve hata yapmaktan korkmaz. Olumlu davranışlara yol acacağına inanır. Neşeli rahat ve kendinden emindir. 2-Sporda psikolojik bilgi edinme nedir? Bir antrenor sporcularını secerken ve antrenman planlaması yaparken onların fiziksel ozellikleri kadar, psikolojik ozelliklerini de goz onunde bulundurmalıdır. Bircok antrenor sporcuların neler hissettiğini cok iyi bildiğini, onları anlayabildiği cunku daha once (sporcuyken) benzer şeyleri kendisinin hissetmiş olduğunu duşunur. Ancak bu tur subjektif değerlendirmeler yanıltıcıdır. Sporcular hakkında doğru bilgiler elde edebilmek icin bilincli yontemler secilmelidir. Spor psikolojisinde en cok kullanılan tanı koyma yontemleri; vak’a tarihcesi, gozlem, deney, test ve sosyometridir. Vak’a tarihcesi: Bir sporcunun hayatı ve ozgecmişi hakkında bilgi toplamayı ifade eder. Bilgiler genellikle anket yontemi ile toplanır. Gerekli olduğu hallerde sporcuya yakın kişilerle goruşme yapılır. Amac sporcunun umutları, hobileri, spor gecmişi, ulaşmak istediği hedefler, evindeki yaşam koşulları, ailesinin tavrı ve eğitim tarzı, gecmişteki başarı ve başarısızlıkları ile okul ve mesleki durumunu tespit edebilmektir. Gozlem: Yeni bilgiler edinmek icin planlı bir şekilde sporcunun gozlenmesidir. Bu yontem sporda vazgecilmez tanı yontemlerinden biridir. Sporcunun bir başkası tarafından gozlenmesi (dış gozlem) sonucu, yorgunluk belirtileri, saldırgan tepkileri, oğrenmedeki ilerlemesi, korkuları, etkileşim şekilleri ve belirli durumlardaki duygusal tepkiler saptanabilir. Bunun yanı sıra sporcunun da kendisini gozleyerek (icebakış) ne zaman heyecanının yukseldiğini, hangi durumlarda dikkatini tam olarak toplayabildiğini ozel antrenman ve yarışmalarda ne duşunduğunu, neler hayal ettiğini saptaması yararlı olur Deney: Bir olayın planlı ve kasıtlı olarak gercekleştirilmesidir. Sporda deney ve testi kesin olarak birbirinden ayırmak olası değildir. Deneyde daima bağımlı bağımsız değişkenler bulunur. Bağımsız değişken deneyi yoneten kişi tarafından tespit edilip duzenlenir. Bağımlı değişken ise tespit edilmiş koşulları bağlı olarak gozlemlenen değişiklilerdir. Orneğin, uykusuzluğun basketboldeki isabet yuzdesi uzerine etkisi araştırıldığında, uykusuzluk bağımsız değişken, isabet yuzdesi bağımlı değişkendir. Test: Sporda test yontemleriyle hem yetenekler hem de kişilik ozellikleriyle ilgili bilgiler toplanır. Orneğin zeka testleri, fiziksel uygunluk testleri v. b Bu testlerin kullanım, uygulama ve değerlendirilmesi ilgili test prosedurune uygun yapılmalıdır. Sosyometri: Bir grup veya takımın oncelikle duygusal yapısını belirlemeye yarayan tum calışmaların ortak adıdır. Bu calışmalar belli kriterlere gore kabul gorme veya reddedilme yoluyla gercekleşir. Boylece gruptan dışlananlar ve sevilen kişiler ile grup ici ilişkiler ve sorunların nedenleri tespit edilebilir Antrenorlerin, ancak tanı koyma yontemleriyle sporcuları hakkında doğru bilgilere ulaşmaları ve buna dayanarak sporcuların gelecekteki davranışlarını hem tahmin etmeleri hem de sevk ve idare etmeleri olasıdır 3-Sporda duşunce surecleri nelerdir? Sporda duşunce surecinin ozelliklerinin ve ceşitlerinin bilinmesi hem antrenorun, hem de sporcunun teknik ve taktiği bilincli olarak uygulayabilmesi acısından yararlıdır. Yarışmalar sırasında son derece heyecan duyulan ortamlarda ve her an beklenmedik durumlarla karşı karşıya olan sporcunun her şeye rağmen kendinden isteneni yapabilmesi hic de kolay değildir. Yarışma devam ederken bulunduğu pozisyon icerisinde hedefi, kendi durumunu, takım arkadaşlarının ve rakibin durumunu suratle değerlendirerek doğru hareket etmek zorundadır. Yapılan her hatayı veya olası daha uygun hareketi dışarıdan kolaylıkla gozleyip eleştirmek olasıdır. Sporcudan yoğun yuklenme icerisinde ve suratle hareket ederken mantıklı ve doğru hareket etmesi beklenir. Antrenorler genellikle antrenmanlar icinde soylediklerine uygun davranan sporcunun yarışmalarda bunları unutmuş gibi davranmalarını anlamakta gucluk cekerler. Oysa bilinme gerekir ki yarışmalarda gercekleştirilmesi istenen duşunce surecleri ancak yarışmaya benzeyen anlam ve onemi olan ortamlarda oğretilebilinir. Ve sporcunun deneyini gecirdiği hazırlık sezonu ile sporun turu, duşunme şeklini etkiler. Sporda gorulen duşunce ceşitleri aşağıda orneklenmeye calışılmıştır. Somut duşunce: Ozellikle kucuk yaştaki sporcuların duşunme şekli, somut olarak algılanabilene bağlıdır. Bu yuzden oyun icindeki olası gelişmeleri onceden zihinde canlandırarak soyutlamaları olası değildir. Ancak 10-12 yaşından itibaren sporcudan somut duşunceyi gercekleştirmeleri beklenebilir. Yeniden uretilen duşunce: Yeni ilişkileri kavrama ve yeni cozumler geliştirmede buyuk yarar sağlar. Yeni hareketler bulunması bunlar arasında bağlar kurulması yeteneğidir. Ve hayal gucuyle yakından ilişkilidir. Ozellikle dans, artistik patinaj, ritmik cimnastikte yaratıcı duşunce yeteneğine gereksinim vardır. Ama genelde tum performans sporcuları icin yaratıcı duşunce zorunludur Kavram duşuncesi: Hareketlerin oğrenilmesi ve uygulanmasında temel oluşturur. Sozlu olarak yapması gerekeni anlayabilen sporcu, becerilerini daha net ve istenen hedefe yonelmiş olarak gercekleştirebilir. Her kavramın bir iceriği vardır. Bu kavramın acık ve net olarak ortaya konması daha cabuk oğrenilmesini sağlar. Bu antrenor ve sporcunun birbirini anlayabilmesi icin şarttır. Soyut duşunce: Sporcunun edindiği deneyimleri goz onunde bulundurarak karşılaştığı benzer sorunların ustesinden gelebilmesini sağlar. Bu sayede sporcu var olan yetenek ve becerilerini sonuc elde etmeyi sağlayacak şekilde organize edebilir. Sezgisel duşunce: Sporcunun daha onceden edindiği benzer bir deneyim olmamasına karşı yeni olan sorun ile ilgili cabuk ve doğru karar verebilmesidir. Orneğin sporcunun uygulanmakta olan taktiğe uygun olmayan bir harekete bulunarak takımına sayın kazandırması ya da antrenorun iyi bir oyuncuyu gorunen bir neden olmaksızın değiştirmesi gibi. Kontrollu duşunce: Sporcunun kendi hareketlerini analiz edebilmesi ve hatayı kendi dışındaki nedenlerle(rakip, antrenor, takım arkadaşları, hakem v. b)aramak yerine, kendi yanlışlarını tespit etmeye yonelmesidir. Bu sayede sporcu kendisini bilincli olarak izleyerek var olan yanlışlarını duzeltebilir. Batıl duşunce: Bu duşunce şeklinde, arasında ilişki bulunmayan olay da nesnelerle başarı ya da başarısızlık arasında ilişki kurulmaktadır. Orneğin belli bir forma, maskot, muska, v. b Bağımlı şekle gelmedikten sonra ozellikle genc sporcularda duygusal dengenin korunması acısından yararlı olabilir. 4-Sporda hedef belirlemenin onemi nedir? Sporda hedef belirleme, sporcunun amacına ulaşabilmek icim oncelikle elde edilmesi gereken ozelliklerin ortaya konulması anlamına gelir. Hedeflerin belirlenmesi, sporcunun performansını geliştirmek icin planlamalar yaparken antrenore yol gosterir. Sporcudan beklenenlerin neler olduğunu acık ve anlaşılır bicimde ortaya koyacağı icin de sporcunun motivasyonunu artırarak, calışmanın kalitesini yukseltir. Sporda hedefler belirlenirken sporcunun sahip olduğu fiziksel ve psikolojik beceriler goz onunde bulundurulmalıdır. Ulaşılması cok zor olan hedefler ya da hemen başarılabilecek kolay hedefler bir yarar sağlamaz. Sporda yeni başlamış, kendi kapasitesi ve spor branşıyla ilgili yeterli bilgisi olmayan genc sporcularda hedef belirlemeyi antrenor yapılmalıdır. Ancak, ilerlemiş sporcularda, hedefin sporcunun kendisi tarafından belirlenmesi sporcunun daha istekli ve sorumlu davranmasını sağlar. Bu durumu antrenor ve sporcu arasında samimi ve guvene dayalı bir ilişki bulunmalı, sporcunun hedeflerini belirlemesine ona yardımcı olmalıdır. Sporcunun eğer varsa o andaki hastalık veya sakatlık gibi problemleri unutulmamalı, onlar da goz onune alınmalıdır. Hedeflerin ne zaman ve ne duzeyde olduğu bilinmelidir. Orneğin; hafta sonu oynanacak basketbol macında 5 tane uc sayılık atış yapabilmek veya 10 savunma ribauntu alabilmek gibi. Genelde sporcular ve antrenorler hedefleri macı kazanmak olarak belirler. Oysa macı kazanmak sporcuların kendi dışındaki başka faktorlere de bağlıdır. Orneklersek ; rakibin durumu, izleyicilerin etkisi, hakem, hava durumu v.b Bu nedenle sonuc yerine performans duzeyi ile ilgili hedeflerin belirlenmesi daha doğru olabilir. Performans hedeflerinin gercekleşmesi sonucunda başarı kendiliğinden gelecektir Hedefler ulaşıldıkca basamaklı olarak yukseltilebilir. Hedefler sadece yarışmalar icin değil, antrenmanlar icin de belirlenmelidir. Sporcu yarışmadan daha uzun bir sureyi antrenmanlara ayırmaktadır. Hedeflerin belirlendikten sonra not şeklinde yazılarak sporcunun surekli gorebileceği bir yere asılması yararlı olur. Hedefler başarıldıkca abartılı olmayan oduller verilmesi sporcunun motivasyonunu devam ettirecek ve kendine olan guvenini artıracaktır. Sporcunun hedefleri yanımda takımlar icin de hedefler belirlenebilir. Ancak takım hedeflerinin sporcu hedefleriyle ilişki olmasına dikkat edilmelidir. Takım hedeflerinin belirlenmesi sporcuların birlikte calışma ve başarma isteğini artırır. Belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi icin sporcunun antrenoru yanında, takım arkadaşları ve ailesi tarafından da desteklenmesi gerekir. Hedeflerin zihinsel hayal edilmesi onların gercekleştirilmesinde etkili bir yoldur. Belirlenen hedeflerin neler olduğu, ne zaman gercekleştirilmesi beklediği kartoteksler uzerinde yazılarak takip edilmeli ve kaydedilen ilerleme ile ilgili bilgiler sporcuya bildirmelidir. Ama her şeyden once sporcu ve antrenoru hedef belirlemenin yararına ve zorunluluğuna inandırmak gerekir. 5-Motivasyon nedir? Sportif yuksek performansın elde edilmesi icin sporcunun uzun ve yoğun antrenmanlara katlanması, ulaşılmış olduğu performansı değişik hava koşulları altında, rakip ve seyirci etkisine rağmen sergileyebilmesi onun motivasyonu ile ilgilidir. Değişik nedenlere bağlı olarak bir davranışta bulunmak veya bulunmamak, bir işi yapmak ya da yapmamak motivasyonun hangi yonde ve ne kadar kuvvetli olduğu ile bağlantılıdır. Burada motiv, bireyin icinde yaşadığı biyolojik ve sosyal ortamda varlığını surdurmeye yonelik davranışlarının nedenidir. Motivasyon ise bilincli ve bilincsiz, kalıtımsal ve oğrenilen psikolojik seyir ve durum icin kullanılan bir terimdir. Kısacası motivasyon, durumun şartları ve motiv arasındaki oyundur. Motivasyon performansı olumlu yonde etkileyecek şekilde kullanabilmek icin antrenorun sporcularını yakından tanıması, onların ilgi ve gereksinimleri konusunda ilgilere sahip olması gerekmektedir. Bu konuda olanak var ise bir psikologla calışmak en yararlı şekildir. 6-Yeterli motivasyon nedir? Sporcunun fizyolojik ve psikolojik acıdan yarışmaya hazır olma durumudur. 7-Yetersiz motivasyon nedir? Burada motivasyon duzeyi duşuktur. Yetersiz motivasyon durumundaki sporcu keyifsizdir, nedensiz yorgunluk hisseder, yarışmayı bırakma eğiliminde veya bir an once yarışmanın bitmesi isteğindedir. İşte bu ortamda sporcuda “start tembelliği” soz konusudu 8-Start tembelliği nedir? Sporcunun bir yarışmada yetersiz motivasyona sahip olması nedeniyle ortaya cıkan durumdur. Bu arada sporcu isteksizdir, yarışmayı bırakmak ister, savaşım isteği yoktur, sahip olduğu motor yetenekleri tam verimi ile kullanılmaz. 9-Start tembelliğinden nasıl kurtulunur? Start tembelliği durumundaki bir sporcuda yapılması gereken ruhsal gerilimi artırmaktadır. Bnun icin psikotonik antrenman uygulanmalıdır. 10-Aşırı motivasyon nedir? Aşırı motivasyon durumundaki sporcu sinirli ve telaşıdır. Bacaklarda halsizlik, ellerde titreme gorulebilir. ”Start telaşı” olarak isimlendiriln bir durum soz konusudur. Sporcunun davranışlar kontrolsuzdur. 11-Start telaşı nedir? Sporcunun bir yarışmada aşırı motivasyona sahip olması nedeniyle ortaya cıkan durumdur. Burada sporcu kontrolsuz davranış ve aşırı gergin bir davranış bicimi sergiler. 12-Start telaşından nasıl kurtulunur? Start telaşı durumundaki bir sporcuda yapılması gereken ruhsal gerilimi azalmaktır. Bunun icin psikoayarlama antrenmanı uygulanmalıdır. 13-Psikotonik antrenman nedir? Psikotonik antrenman, sporcuların psikolojik durumunu ayarlamak icin kas tonusunun (geriminin) bilincli olarak ayarlanması prensibine dayanır. Uygulamaya bakıldığında bir cok kas tonusunu ayarlama tekniği vardır. Bunlar sırasıyla, otojenik antrenman tekniği, progresif (gittikce artan) rahatlama tekniği, psikofizik antrenman tekniği, aktif tonus ayarlama tekniği v. b dir 14-Psikoayarlama antrenmanı nedir? Psikoayarlama antrenmanı, sporcuların psikolojik durumunu bir uzman denetiminde ve onun yonlendirmesiyle ayarlamak icin kas tonusunun (geriminin) bilincli olarak kontrol edilmesidir. Psikosomatik problemlerin azaltılması veya yok edilmesi hedeflenir. Psikoayarlama yoluyla yarışma icin uygun zihinsel durum elde edilebilir, gereksiz enerji kaybı onlenebilir, sporcuda başarı ile ilgili kendine guven duygusu geliştirilir. 15-Otojen calışma (traning) nedir? Sporcuların psikolojik yonden yarışmalara hazırlanması icim kullanılan psikoregulasyon (psikolojik duzenleme) teknikler icinde en yaygın olanı otojen traning (otojen antrenman)dır. Ruhsal ve bedensel gevşemeyi sağlayarak dinlenme suresini kısaltır. Otojen traning, fazla ışık ve gurultuden uzak bir odada yatar ya da oturur halde yapılabilir. Oturur durumda dirsekler dizlerde dayanmalı, baş one doğru eğilmelidir. Daha sonra son derece sakin ve huzurlu olduğu duşunulerek diğer butun duşunceler kafadan uzaklaştırılır. Ve aşağıdaki sırlanan altı psikofizik alıştırması uygulanmayı başlanır: a-Kolların giderek ağırlaştığı ve sıcaklık hissiyle kaplandığı duşunulur. b-Bacakların giderek ağılaştığı ve sıcaklık hissiyle kaplandığı duşunulur. c-Karın bolgesinin ust kısmının ve giderek tum vucudun sıcaklık hissiyle kaplandığı duşunulur. d-Nefes alıp vermeye dikkat kesilerek, kontrol edilir. e-Kalp atışlarına dikkat kesilerek duzenliliği kontrol edilir. f-Alnın serinlik hissiyle kaplandığı duşunulur. Otojen training (otojen antrenman) tek başına uygulamayı oğrenene kadar deneyimli bir uzman eşliğinde calışılmalıdır. 16- Biyofeedback(Biyolojik Geri Bildirme) ile gevşeme Biyolojik geri bildirme gevşeme, sporcuların psikoenerji yontemlerine ve enerjilerine yaptıkları aktivitelere gore optimal(en uygun) kullanımlarına yardımcı olur. Eğer sporculardan ust duzeyde verim almak istiyorsak onların fiziksel ve psikolojik kapasitelerini geliştirmelerine yardımcı olmak gerekir. Sporcular vucutlarındaki gerginliklerle ilgili yeterli bilgiye sahip değillerse biyolojik geri bildirimle gevşeme calışmaları gereklidir. Kas gerginliğini oğrenmede uc ceşit biyolojik geri bildirim kullanılabilir. a- Deri sıcaklığı: Deri sıcaklığı genel gerginlik duzeyini işaret etmede onemli bir gostergesidir. Kaslar gevşek olduğundan deride daha fazla kan akışı olduğundan deride sıcaklığı yukselir, kaslar gergin olduğundan deride daha az kan akışı olduğundan deri sıcaklığı azalır. b- Deri yuzeyinin elektrik aktivitesi: Derideki elektriksel aktiviteyi olcen bircok yol vardır. Bunların icindeki en kullanışlı olan”galvanik deri tepkisi”dir (Galvanic Skin Responce-GSR). Vucut gergin olduğunda. ter bezleri gergin kaslarda meydana gelen ısıyı kaybetmek icin daha aktif olur. Deride nem olduğunda elektrik aktivitesinin bir noktadan, diğer bir noktaya akışı daha kolaylaşmaktır. GSR ile derideki bir noktadan diğer bir noktaya olan bir dakikalık elektrik aktivitesi olculur. Bu olcum sporcuya işitsel veya gorsel uyaranlarla bildirilir. Sporcular kaslarını gerdirme ve gevşetme calışmalarıyla derideki nem oranlarını alcaltıp, yukseltmeyi oğrenmelidir. Bunun sporcular tarafından oğrenilmesi cok zaman almaz. c- Kasların elektriksel aktivitesi: Kaslarla cok duşuk duzeyde olan elektriksel aktiviteler”elektromyografi” EMG ile olculerek gerginlik tespiti yapılır. EMG yontemiyle kas gerginliği olcmek ozellikle sporcuların ozel kas gruplarında gerginlikler yaşandığında ve GSR ile sonuc alınmadığında oldukca yararlıdır. Biyolojik geri bildirimle gevşeme sportif becerinin oğretimine benzer. Oncelikle oğretilecek beceri tespit edilmelidir. Oğretilecek beceri genel kas gevşemesi ile veya ozel kas gevşemesi ile ilgili olabilir. Belirlenen becerinin, biyo geri bildirimle gevşeme olarak nasıl calışacağı sporcuya acıklanır ve gosterilir. Sporcu sakin bir odaya getirilir, malzemeler tanıtılır ve nasıl kullanılacağı acıklanır. Sonra sporculara bilincli olarak deri sıcaklığının veya GSR’in nasıl değiştirilebileceği gosterilir. Kas kasılmaları biyolojik-geri bildirimle calışılacaksa, sporcular EMG’ye bağlanarak aracın kullanımı gosterilmelidir. Aracların kullanımı oğretildikten sonra, sporculardan hayal becerileriyle gerginliklerini kontrol altına almaları ve isteklerine gore yonlendirmeleri istenir. Elektronikte bilimsel gelişmeler, yukarıda sozunu ettiğimiz aracların basit, kullanışlı, portatif olarak uretilmesini ve bunların antrenman Veya yarışmalar sırasında kullanmalarını daha pratik hale getirmiştir. 17- Zihinsel antrenman nedir? Zihinsel antrenman yapılacak olan hareketin uygulama olmaksızın yoğun bir şekilde zihinde canlandırılmasıdır. Vucut bilincli hareketlerinin tamamında beynin verdiği emirlere uymak durumundadır. Bu yuzden zihinsel antrenman, fiziksel antrenman ile birlikte duşunulmeli ve antrenman programları kapsamında mutlaka yer almalıdır. Bir hareketin zihinde canlandırılması sırasında ilgili kaslarda, o hareketin uygulamalı olarak yapıldığı zaman olduğu gibi elektrik akımlarının oluştuğu tespit edilmiştir. Bu yuzden sporcuların kendi spor dallarında oğrenmek veya geliştirmek istedikleri becerileri doğru şekliyle zihinde canlandırmaları, daha cok tekrar yapmalarını sağlayacağı icin yararlıdır. Hareketi durmadan, korkmadan doğru ve akıcı bir şekilde zihinde canlandırma uygulamalı olarak yapmaktan daha kolaydır. Hareketin mukemmeliği zihinde sağlandıktan sonra ise bunu pratikte gercekleştirmek kolaylaştırır Bu nedenle zihinsel antrenman koordinasyon gelişimde etkili bir yontemdir. Ayrıca zihinsel antrenman sporcunun yapacağı hareket yoğunlaşmasını engelleyen faktorleri ortadan kaldırarak konsantrasyonu sağlamaktır. Zihinsel antrenman spora yeni başlayanlarda de ileri duzeydeki sporcularda da rahatlıkla uygulanabilir. Sporcunun uygulayacağı teknik ve taktik karmaşıklaştıkca zihinsel antrenman daha da onem kazanır. Zihinsel antrenmanın uygulanmasını sporcu aşağıdaki basamakları izleyerek kolayca oğrenebilir. a-Rahatca oturarak veya uzanarak gozler kapatılır ve birkac kez derin nefes alınıp vucut serbest bırakılır. b-Ayaklardan başlayarak yukarı doğru vucut parcalarının rahatlamaya başladığı ve bir sıcakla cevrelendiği duşunulerek hissedilir. c-Zihin sorunlardan uzaklaştırılıp, yapılmak istenen hareket ve yarışma pozisyonu hayal edilir. d-Zihinde canlandırılan hareket net ve ayrıntılı olarak duşunulerek, bu esnada ne hissedildiği ve nasıl davranıldığı yaşanır e -Hayal edilen harekette sporcu kendini her zaman başarılı olarak duşunup gormelidir, f -Hareketin mukemmel olarak yapıldığı zihinde canlandırıldıktan sonra sporcu başarılı olduğunu ve uyguladığı hareketi kusursuz olarak yaptığını kendi kendine soylemelidir. g. -Birkac derin ve yavaş nefes aldıktan sonra gozler acılır i -Zihinsel antrenman gunde –2-3 kez uygulanır ve başlangıctan itibaren yararı giderek daha etkili ve cabuk hissedilir. 18- Meditasyon nedir? Meditasyon konsantrasyonu geliştiren bilincli bir zihin calışmasıdır. doğu kulturunde gunluk yaşamın bir parcası olan meditasyon, gunumuzde dunyanın pek cok ulkesinde kullanılır. Meditasyon yoluyla rahatladıkları, daha huzurlu ve mutlu oldukları bilinmektedir. Spora meditasyon kendine guvenme motivasyonu yukseltme olumlum duşunce geliştirme ve stresi azaltarak ideal performansa ulaşmak amacıyla zihinsel antrenman olarak kullanılmaktadır. Meditasyon kolaylıkla herkes tarafından uygulanabilir. Etkili olabilmesi icin gunde en az iki kere mumkunse aynı saat ve aynı yerlerde tekrarlanmalıdır. Meditasyona skin bir ortamda ve rahat bir pozisyonda derin nefes alıp vererek başlanır. sembol olarak bir obje veya sozcuğe yoğunlaşılır. Meditasyon yapılırken uykulu durumda olmamalı zihni berrak olmalıdır 19- Sibervizyon nedir? Gelişmiş ulkelerdeki spor psikologlarının, sporcuların performansını geliştirmek amacıyla kullandıkları zihinsel tekniklerden biridir. Ozellikle gelişme donemindeki sporcularda son derece faydalı bir tekniktir. Bu teknikle ilgili spor dalındaki şampiyonlardan biri model olarak alınır. Zihinde o sporcu canlandırılır. Hareketleri, tekniği, başarıları canlıymış gibi net ve parlak gorulur. sporcu belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra model aldığı sporcu yerine kendisini koyarak duşunur. Aynı mukemmel teknik ve başarıları kendinin sergilediğin, zihinde canlandırılır. Boylece kendine guvenme, kendi hakkında olumlu duşunceler geliştirme, başaracağından emin olma gibi duygular hakim olmaya başlar. 20- Swish (değiştir) tekniği nedir? Sporcu ancak kendine guvenli, rahat ve olumlu duşuncelere sahip ise ideal performansını sergileyebilir. Bunun yoluda kendini rahatsız eden duşuncelerden ve davranışlardan kurtulmasından gecer. Swish tekniği insanın mukemmel davranışı gercekleştirmek amacıyla kendi kendine iletişim kurmasına dayanan NLP’de (Neuro Linguistic Programming) kullanılan bir tekniktir. Bunun icin sakin bir ortamda rahat bir şekilde oturulur. Sporcu beğenmediği, değiştirmek istediği durumunu veya davranışını zihinde canlandırır (olaylara cabuk sinirlenmek veya yanlış yaptığında kendi kendine kızmak gibi). Bu hayali zihnindeki ekranının sol ust koşesinde buyuk ve net olarak yerleştirir. Sonra sahip olmak istediği durumu veya davranışı zihninde canlandırır. (Sakin olmak hatalara rağmen kendine guvenini kaybetmemek, başaracağına inanmak gibi). Bu hayali de zihnindeki ekranın sağ alt koşesine kucuk ve net olmayan şekilde yerleştirir. Daha sonra da soldaki goruntuyu giderek kucultup kaybederken, sağdaki olumlu ve istenen goruntuyu buyutup, net ve parlak bir şekilde tum zihin ekranına yerleştirir. Bu anda buyuk bir başarı elde etmiş gibi sevincle goruntuyu hissederek ve duyarak pekiştirmeye calışır. Bu calışmanın her seferindeki birkac kez ve sanki gercekten yaşıyormuşcasına hissedilerek yapılması gerekir. Etkisi, şaşırtıcı şekilde olumlu sonuclar ortaya cıkarmaktadır. 21- Duyguların performansa etkisi nedir? Duygular sozle anlatılması guc olan ve coşku, sevinc, neşe, kızgınlık, ofke, hiddet, endişe, korku v. b isimlerle anılan yaşantıları kapsar. Duyguların bilincli olarak yonetilebilmesi icin antrenman planlaması sırasında ele alınması gerekir. Duyguların kontrol altına alınmasından kasıt, onların bastırılması değildir. Cunku duygular deneyim ve oğrenme sureclerinin kontrolu altındadır, Duygularını tanımayan ve yonetemeyen sporcu, sahip olduğu gercek performans duzeyini sergileyemez. Sporcunun duyguları kendine yonelik olabilir. Genellikle genc sporcular bir yandan yetersiz kendine guven, bir yandan da beğenilme, kabul gorme isteği arasındaki farklılık duşuk performans ortaya konmasına neden olabilir. Burada sporcu o gun havasında olmadığı ya da her şeyin ters gittiği gibi ifadelere olası başarısızlığına kılıf hazırlamaya calışır. Başta bir şekilde sporcu duygularını cevredeki kişi ve olaylara yoneltebilir. Sporcu hava durumunu, zemini i, ulaşım koşullarını, yakım arkadaşlarının yaptığı hataları kendi başarısızlığının nedeni olarak gosterebilir. Hayal kırıklığı ve teslimiyetin sonucu şansızlıktan kurtulamamak olarak acıklayabilir. Bu noktada antrenore buyuk gorev duşmektedir. Antrenor sporcunun duygularının yarışmandan once ortaya cıkmasına olanak sağlayacak planlamalar yapılmalıdır. Cunku, kişisel farklılık nedeniyle sporcuların duygusal yonelimleri ve bunların yonetimi farklı olacaktır. Bunların yarışma sırasında tespit ederek cozumlemek olası değildir. Sporcunun duyguları neşe, endişe veya kızgınlık duzeyinde ise gosterdiği tepkiler performansını engelleyecek aşamada değildir. Antrenor sporcuya acıklayıcı konuşmalar yaparak veya ornekler gostererek ona yardımcı olabilir. Ancak bu duyguların alışkanlık haline gelmesi, yarışmanın hafife alınması ve onemsenmemesine yol acacağından goz ardı edilmemelidir. Sporcunun duyguları sevinc, korku veya ofke duzeyinde ise dikkati, koordinasyonu ve taktik davranışları olumsuz yonde etkilenelebilir. Cunku bu duygular sporcunun yarışma icin hedeflediği teknik ve taktik davranışlarının onemini kaybetmesine yol acar. Kendisine faul yapıldığında veya rakip one gectiği durumlarda sporcu yukarıdaki duyguların etkisinde ise rakibine duşmanca duygular sergileyebilir veya yarışmayı kazanma umidini kaybederek caba gostermekten vazgecebilir. Ya da yarışma sırasında bu duygularla hareket eden sporcu, eğer yarışmada iyi durumda ise erken sevinc nedeniyle teknik, taktik davranışı onemsemeyerek surpriz yenilgiler alınmasına yol acabilir. Antrenor iyi gozlem yaparak sporcunun bu duygularını hemen tespit edip algılama, duşunme ve karar vermesinde bilincliliğin devamını sağlamalıdır. Sporcunun duyguları coşku, dehşet veya hiddet duzeyinde ise başta duşunme ve algı yeteneği olmak uzere pek cok zihin fonksiyonu zayıftır ve hareketlerini bilincli olarak gercekleştirmesi olası olmaz. Sporcunun sahip olduğu psiko-fizik denge durumuna kavuşması icin yoğun duyguların ortadan kaldırılması gerekir. Aksi takdirde sporcuya oyunda tutmaya devan etmek ve sonuc beklemek buyuk hata olur. 22- Sporcuya duygusal yardım nedir? Sporda, hemen her durumda duygusal acıdan yaklaşılabilir ve eğer doğru yontemler kullanılabilirse sporcunun duygularını tanıması ve kontrol etmesi oğretilebilinir. Duyguların onemli bir ozelliği var olan durumun algılanmasına bağlı olarak ve subjektif yargılama sonucu ortaya cıkmasıdır. Bu nedenle antrenor yarışmada yaşanan durumları, antrenman planlaması sırasında benzer şekilde yaratarak, sporcunun deneyimlerini artırmalı ve olumlu duygular, doğru algılama, mucadele isteği uyandırmayı sağlayarak, olumsuz tepkileri başından engellemelidir. Bunun icinde oncelikle yapılacak olan antrenorun anlayışlı ve guven verici davranarak sporcunun duygularını rahatlıkla acıklayabileceği bir iletişim kurmasıdır. Sporcuya yanlış tepkilerde suclamak ve yapması gereken doğruyu soylemek yerine davranışının nedenini bulma konusunda yardımcı olmak gerekmektedir. Genellikle sporcuda neden gereken yere pas vermediğini, uygun pozisyonlarda atış yapmadığını yada belirli durumlarda tereddutler yaşadığını acıklamakta gucluk ceker. Cunku kendisi de nedenin farkında değildir. Bunları anlamsını sağlamak, benzer durumlarda, başka sporcuların duyguları hakkında bilgi vermek ve sonuctaki değişik olasılıkları sıralayarak sporcuyu bilinclendirmek gerekir. Sporcudan yapmasını istediğimiz teknik ve taktik hareketleri bir başka sporcuya yaparken gozletmek, istenenin zor olmadığını anlamasını sağlar. Ayrıca sporcunun hayran olduğu ve ornek aldığı birini izlemesi sağlandığında, o sporcuya guclu bir duygusal bağ kurulacağından henuz kendisi o kapasitede olmasa da spor yaşamı boyunca olumlu etkilenecektir. Bu durum ozellikle ergenlik donemi sporcularında gorulur. Sporcunun kendine, arkadaşlarına ve antrenorune guven duyarak mutluluk icinde hareket etmesi sağlanmalıdır. Bunları sağlayabilecek bir antrenorun oncelikle kendi duygularını tanıma ve yonlendirme konusunda yeterli olması gerekir, duyguların bulaşıcı olduğu unutulmamalıdır. Sporcunun hedeflenen sonuclara ulaşabilmesi icin uzun ve yorucu antrenmanlarla dış fiziksel engelleri aşması daha guclu daha cabuk ve daha mukemmel teknik taktik davranabilmesi icin uğraşılmaktadır. Oysa sporcunun yorgunluk, isteksizlik, kendine guvensizlik gibi ic psikolojik engelleri aşmadan duygularını tanıyıp, yonlendirebilme yeteneğini geliştirmeden yapılan calışmalar her zaman antrenorleri hayal kırıklığına uğratabilir. Bu nedenle duygusal eğitime cocuk ve genclerin fiziksel antrenmanlara başladıkları ilk andan itibaren başlamak gerekir. Bu da antrenorun antrenman planlaması yaparken fiziksel ve psikolojik hazırlıkları birlikte duşunmesi ve uygulanması anlamındadır. 23-Stres nedir? Organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya cıkan bedensel, zihinsel, psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya cıkan durum stres olarak adlandırılır 24- Stresin performans uzerinde etkisi nedir? Her insan belirli durumlarda kaygı duyar. Bu normaldir ve kendini koruması ya da ulaşması icin gereklidir. Ancak kaygı uzun sureli ve yoğun yaşandığında strese donuşur. Kaygı, olayları algılama durumuna bağlı olarak farklı duzeylerde yaşanır. Bazıları kişilik ozelliği olarak kaygı duymaya meyillidir. Bu kişilerin belirli durumlarda yaşanacak olan kaygıyı daha yoğun yaşadıkları gorulmektedir. Ayrıca duruma bağlı olarak yaşanan kaygının yaş ve tecrube ile de ilgili olduğu bilinmektedir. Bilindiği gibi stres organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya cıkan bedensel, zihinsel psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya cıkan durumdur. Milyonlarca insana bir anda coşku ya da huzun yaşatabilen spor musabakalarında başrolu oynayan sporcu da hem bedensel hem ruhsal olarak yoğun yuklenmeler altındadır. İstenen performansı sergileyebilmek icin, uzun sureli antrenmanlara katlanmak zorundadır. Ozel yaşamı dahil her hareketi kontrol altında tutulan sporcudan tek istenen kazanmaktır. Her yarışma sporcu icin sosyal ve ekonomik acıdan buyuk onem taşır. Boylesi bir ortamda sporcunun fiziksel ozellikleri ne kadar mukemmel ve gecirdiği antrenman sureci ne kadar kusursuz olursa olsun başarıya ulaşması stresle başa cıkabilme yeteneğine bağlıdır. Stres altındaki bir sporcuda şu değişiklikler gorulur. Fizyolojik olarak kan basıncını (tansiyon arteriyel), kas gerginliği(gerim/tonus) ter bezi faaliyetlerinin ve kalp vurum sayısının (pulse/nabız)arttığı gorulur. Solunum (respirasyon) sıklaşır ve gozbebeklerinde buyume olur. Beyine ve kaslara daha fazla oksijen gerektiği icin kanda alyuvarlar (eritrosit) sayısı artar, ic organlardaki kan miktarının azalması nedeniyle sindirim yavaşlar, zihinsel olarak dikkat azalır, algılamada yanılgılar ve unutkanlık gorulebilir. Psikolojik olarak guvensizlik hisseder, huzursuz ve karamsardır, yetersizlik duygusuna bağlı olarak korku başlamıştır. Butun bunlar antrenman veya yarışma sırsında sahip olduğu performansı sergileyememesine neden olur. Konsantre olamaz, koordinasyon bozulur, teknik ve taktik hareketlerde hatalar sergiler. Sporcuların kişilik ozelliklerini iyi bilen bir antrenor, sporcunun bu durumunu hemen tespit edebilir ve stresle başa cıkabilmesi icin yardımcı olur. Aksi halde kendisi de sporcunun beklenmedik hataları karşısında acımasıza eleştirip normal performansını gercekleştireceği beklentisiyle oyun icinde tutmaya devam edecektir. Bu da sporcunun stresinin artmasına neden olur. Stresle başa cıkma yolları arasında insanlar en cok onerilen fiziksel egzersizler sporcuda stresin kaynağı olduğu ici gecerli değildir. Bunun yerine doğru nefes alma egzersizleri biyolojik geri bildirim, otojenik gevşeme, progresif gevşeme uygulamaları ve pozitif duşunmeyi sağlayacak zihinsel calışmalar yapılmalıdır 25- Yerkes –Dodson yasası nedir? Ters cevrilmiş “u” hipotezi olarak bilinir. Bu hipoteze gore sporcunun istenen performansı sergileyebilmesi icin uygun bir uyarılmışlık dolayısıyla belirli bir gerginlik duzeyinde bulunması gerekir. Bu duzeyin altı ve ustu performansı gerekir. Bu duzeyin altı ve ustu performansı olumsuz yonde etkiler Yerkes ve Dodso (1908) fareleri kullanarak bu hipotezin deneysel doğruluğunu kanıtlayan ilk kişilerdir. Burada duşuk uyarılmışlık iki durumda gorulur. İlki genele sporcunun kendinden cok guclu rakiplerle karşılaşması durumunda ne yaparsa yapsa da kazanamayacağına inandığı durumdur. İkincisi ise rakibin kendisinden cok zayıf bulduğu ve rahatca kazanacağına inandığı durumdur. Her iki durumda da sporcu yetersiz uyarılma sonucu başarısız olacaktır Aşırı uyarılmışlık durumunda ise sporcu sonuca yoğunlaştığı ve sadece galip gelmeyi duşunduğu icin normal performansını sergileyemez. Aşırı gerginlik, guvensizlik ve korku doğurur. Bu durum yine başarısızlık getirir. 26- Sporcu ile iletişim nasıl olmalıdır? Sporcular yuksek performans hedefleyen uzun ve yorucu yolda başta antrenorler olmak uzere kulup idarecileri izleyiciler, basın, takım arkadaşları ve doğal olarak ailesinden destek gormek ister. Olumlu ve etkili bir iletişim pozitif duşunme, guven duyma, doğru davranışları pekiştirme ve ovme hatta odullendirme ile olur. Etkili bir iletişim ise sozlu olduğu kadar sozsuz mesajdır(jestler, mimikler, el-kol hareketleri v. b)onemini bilerek doğru ve yerinde kullanmaya dayanır. Ayrıca etkili bir iletişim icin gonderilen mesajlar, doğru bir şekilde algılanabilmelidir. Genelde antrenorler sporcularına surekli talimatlar gonderir. Ne yapması gerektiği ve yapmaması gerektiği ne yemesi gerektiği ne zaman yatması gerektiği v. b ama sporcuyu nadiren dinlerler. Oysa sporcular gorev ve sorumlulukların farkındadır. Hicbir sporcu başarısız olmak istemez. Başarısızlık durumunda hatalarını bilirler. Hataların nedenlerini acıklayacak durumdadırlar. Antrenorlerin sadece kendileri konuşmak yerine sporcuyu dinlemeye de onem vermeleri gerekir. Sporcu kendi tespitleri ve kendi duşuncelerine onem verildiğini hissetmelidir. Sporcuyla iletişim kurma, olumsuzluklarını soyleyerek yermeye değil, bilgi vermeye yardım etmeye kendine guvenini pekiştirmeye yonelik olmalıdır. 27- Biyoritm nedir? Gunumuzde antrenman programları uygulanırken ya da musabık takım listesi belirlenirken goz onunde olan konulardan biride sporcularının biyoritm eğrileridir. Biyoritm eğrileri fiziksel duygusal ve duşunsel sistemleri yoneten enerji dalgalarının seyrini gosterir. Her organizma fiziksel, duygusal ve duşunsel olarak periyodik bir dalgalanma icinde canlanma ve dinlenme evreleri gecirir Bu konu 20. y. y başlarından itibaren tıp, hava ve kara trafiği, sanayi, sigorta ve giderek spor alanlarında dikkate alınmaya başlanmıştır. Bu alanlarda yapılan pek cok araştırma, alınan sonucların biyoritm grafiklerinin durumları ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Fiziksel devre 23 gun surer. Bu surenini ilk yarısında fiziksel guc ve dayanıklılık yuksektir. İkinci yarısında ise fiziksel kapasite duşuk olduğundan organizma cabuk yorulur. Hal boyle ise sporcunun durumunu bilerek değerlendirmek, yuklenme yoğunluğunu azaltamayacağımız bir zamanda ya da musabakada ise uygun ilaclarla destekleyerek, hasta olma, sakatlanma v. b riskleri azaltmak gerekir. Duygusal devre 28 gun surer. Bu surenin ilk yarısında sinir sistemi ile ilgili sevgi, zeka, duygu gibi durumlar olumludur. İkinci yarısında ise sinirli, alıngan davranışları bakımından olumsuzdur. Bu durumlarda sporcuya karşı tahammul gosterip, anlayışlı davranmak ve motive etmek icin uygun yolları secmek gerekir. Zihinsel devre 33 gun surer. Bu surenin ilk yarısında kişi oğrenmeye daha yatkındır. Kolay kavrar ve net duşunebilir, hafıza iyi calışır. İkinci yarıda ise duşunme kapasitesinin tamamı kullanılmadığı icin oğrenme zordur. Yaratıcı duşunemez ve cozum yolları bulmada gucluk ceker. Bu durumdaki sporcunun ozellikle suratle devam eden musabaka icinde zekice ve cabuk kararlar vermesi beklenmemelidir. Her uc devrenin birini, sonuncu ve ortasındaki gunler kritik gunlerdir. Bu gunlerde kişinin ozellikle dikkatli olması mecbur kalmadığında onemli kararlar almaması, onemli ve yeni denemelerde bulunmaması gerekir. Ozellikle fiziksel devrenin kritik gunu cakışan diğer kritik gun var ise “ikili kritik gun”oluşmuştur. Ve son derece riskli bir durumdur. Araştırmacılar boyle ikili kritik gunlerin yılda en cok altı kez ortaya cıkabileceğini ve bu sayının azlığının şans olarak gorulmemesi gerektiğini belirtmektedirler. Biyoritmik devrelerin grafiğini cıkartmak icin kişinin doğduğu gunden itibaren biyoritmi gorulmek istenen aynı ilk gunune kadar yaşadığı sure bulunarak bazı hesaplar yapılır. Bu hesaplamaların pratik olarak yapılabilmesi icin geliştirilmiş tablolar bulunmaktadır. Ancak biyoritmin kullanımının, yaygınlaşmasına bağlı olarak hazırlanan bilgisayar programları en kısa yoldur. Doğum tarihi ve istenen tarih bilgisayara girildiğinde ekranda her uc devrenin grafiklerini gormek mumkun olmaktadır. 28- Circudian ritm nedir? Circudain ritm, gunun 24 saati icindeki pek cok fizyolojik ve psikolojik surecteki ritmlerin tumudur. Bunların noro-muskuler (sinir-kas) koordinasyon, fiziksel calışma kapasitesi (PWC-Physical work capacity) reaksiyon suresi (reaction time) kas dayanıklılığı, kavrama kuvveti, ana eklemlerdeki hareketlilik, vucut ısısı, kalp vurum sayısı, kan plazma volumu, oksijen kullanımı ve protein konsantrasyonu v. b Literaturde 24 saatlik bir gun sureci icinde bir sure yuksek verim ve yavaşlama gosteren ucyuzbinin uzerinde fizyolojik fonksiyon olduğu gorulmektedir. Antrenman planlanırken bu konu goz onune alınmalıdır. Acil enerji kaynağı olan karaciğer glikojen deposu sabahın gec saatlerinde en yuksek duzeydedir. Gecenin ortasına doğru da azalmaya başlar. Zorlu egzersizlerin şiddetine vucudun şiddetine adaptasyonunu sağlamak icin kas tonusu ve kuvvetine etki eden endokrin sisteminde ozel circudian ritmleri vardır. Bu tur etki gosteren hormonları başında kortisol gelir. Kortisol her sabah uyandıktan sonra maksimum duzeye cıkar ve akşam minimum duzeye iner. Yorgunlukla yakından ilgili bir hormon olan melatonin yemek yeme alışkanlıkları ile gece ve gunduz siklusuna bağlıdır. 29- Jet Lag (zaman değişimi)sorunu nedir? Jet lag belirli zaman farklılıkları olan bolgeler arasında yapılan ucak yolculuğu sonrası ortaya cıkan fiziksel ve mental (zihinsel) uyumsuzluk sorunlarıdır. Ani zaman değişimi icsel vucut ritmlerini etkileyerek, karışıklık yaratır. Ozellikle doğu ve batı yonunde uzun ucuşlar yapılmış ise uyuma ve uyanık olma siklusu bozulduğundan meydana gelen fizyolojik değişiklikler sonucu jet lag oluşur. Bunun sonucunda yorgunluk, depresif (saldırgan) duyguların oluşması, baş ağrısı, konsantre olamama, iştah kaybı, uyku bozukluğu, kuvvet kaybı ortaya cıkar. Vucudun eski durumuna kavuşması ve eski ritmini yakalaması icin birkac gun gerekebilir. Jet lag, bireyleri farklı derecelerde kavuşması ve farklı şekillerde etkiler. Bu etkilemede ceşitli faktorler soz konusudur. Bu faktorler şunlardır: a. Yaş, b. Onceki uyku alışkanlığı, c. ice/dışa donuk kişilik. Burada uyum suresi ucuş yonune bağlıdır. Batı yonune doğru yapılan bir ucuş sonrası uyum, uculan iki yer arasındaki saat farkının yaklaşık yarısı kadar bir surede sağlanabilmektedir. Doğu yonunde doğru yapılan ucuşta ise uyum, uculan iki yer arasındaki saat farkının 1. 5 ‘e bolumu sonucu ortaya cıkan surede gercekleşir. Kuzey veya guney yonune doğru yapılan ucuşlarda bu uyum, bir duş alınarak, yemek yenilerek ve kısa bir uyku ile sağlanabilmektedir. Bu nedenle ulkemiz koşullarında ozellikle Amerika’dan gelen oyuncularda bu konu goz onune alınmalıdır. Onların ucuş yonu batıdan doğuya doğru olduğu icin en az iki ulke arasındaki saat farkının 1. 5’e bolumu sonucu ortaya cıkan sure, o sporcunun uyumu icin gerekir. Bu konu uluslararası yarışmalarda ulkemizi temsil eden takımların veya sporcuların deplasmanlarında da gecerlidir. Burada ucuş yonleri, sureleri ve saat farklılıkları goz onune alınıp ona gore seyahatler ve gunluk programlar yapılmalıdır. Bu tur seyahatlerden bir gun once sporculara karbonhidrat yonunden zengin besiler verilmelidir. Uzun ucuşlar sırasında sporcuların dehidratasyonlarına (su kaybetmelerine) engel olmak icin meyvesuları, madensuları icmeleri sağlanmalıdır. Sporcuların bu tur seyahatlerde dehidrata(su kaybı) neden olabilecek ve onu artırabilecek cay, kahve ve alkol gibi iceceklerden kacınmalarına dikkat edilmelidir. 30- Spor yaralanmalarının psikolojik yonleri nelerdir? Spor yaralanmalarının oluşum nedenlerinden biride psikolojik nedenlerdir. Bu durumun bilinmesi ve ortadan kaldırılması spor yaralanmalarındaki bir oluşum nedenini ortadan kaldırabilir. Sporcunun zaman zaman ortaya koyduğu kontrolsuz, saldırgan ve riskli davranışlarının nedenlerini icşartlara (psikofizik) bağlamak gerekir. Kendisi yarışmanın heyecanına kaptıran sporcu, objektif olarak algı alanı icinde olmasına rağmen, bazı sakatlayıcı unsurları gormeyebilir. Bu da gerek rakip, gerekse sahadaki bazı maddelere carpmasına neden olabilir. Spor yaralanmalarının meydana gelme olasılığını artıran kişilikle ilgili psikolojik durumları; duygusal nedenler, zihinsel nedenler ve sensomotrik (duyu-hareket) nedenler olarak uc ana başlıkla altında toplayabiliriz. Duygusal nedenler: Saldırganlık, korku, hırs, rekabet, psikolojik yuklenme ve duygusal catışmalardır. Zihinsel nedenler: Algı bozukluğu, zihinsel yuklenme, tehlikeyi goze alma yatkınlığı ve zihinsel catışmalardır. Sensomotorik nedenler: Yorgunluk, duyarsızlık,, kondisyon eksikliği ile gudu ve beceri arasındaki uyumsuzluk olarak ele alınabilir. Başarısızlıktan duyulan toplumsal korku surekli takımda kalabilme cabası icinde olan sporcunun sozu edilen bu nedenlerle başa cıkabilmesi icin antrenorunun bilincli bir yonlendirme ve idaresine gereksinim vardır. __________________