Hidayeti birilerinin ellerinde, kutsallığında, tasarrufunda, vesilesinde aramak nafiledir, Yuce Rabbimiz aşağıda verdiğim onca ayette, HİDAYETİN BİREBİR AKIL İŞİ olduğunu ayan beyan ortaya koyuyor, şu cağda hÂl birilerinin elinden hidayet devşirmek niyetindeki arkadaşlarımıza bu ayetleri halis bir kafayla ve sindirerek okumalarını oneriyorum. Rabbimizin soz soylediği yerde butun sozler batıldır, buda unutulmamalı..


Hud; 28: … "…Hoşlanmadığınız hÂlde, zorla sizi buna mecbur mu ediyoruz?"

KÂfirun; 6: "Sizin dininiz sadece sizin icin, benim dinim de sadece benim icindir."

Yunus; 99: Oysa Rabbin dileseydi, yeryuzundekilerin hepsi topluca inanırdı. Artık, inananlar olmaları icin, insanları sen mi zorlayacaksın?

Teğabun; 2: O sizi yaratandır. Kiminiz kÂfirdir, kiminiz mumin. Allah yaptıklarınızı gormektedir de.

Zumer; 7: Eğer inkÂr ederseniz, gercekten Allah, sizden zengindir (size muhtac değildir). Bununla birlikte, kulları icin, kufurden / inkÂrdan hoşnut olmaz. Eğer şukrederseniz, sizden bunu hoşnutlukla karşılar. …

Zumer; 15: "Buna rağmen siz, onun astlarından dilediğinize kulluk edin!"...

Fussılet; 40: … Dilediğinizi yapın, gercekten O, yaptıklarınızı gorendir.

İnsan; 2, 3: Doğrusu Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz bu nedenle onu işitici, gorucu yaptık. Kuşkusuz Biz ona yolu gosterdik; ister şukredici olsun, ister nankor.

Nahl; 9: Doğru yolu gostermek Allah`a borctur. Cunku yolun eğrisi de vardır. Oysa, O dileseydi, elbette, hepinize doğru yolu gosterirdi.

Secde; 13: Biz dileseydik, hic kuşkusuz, herkese doğru yolu getirirdik. Ama tarafımdan şu soz kesinlik kazanmıştır: "Hic kuşkusuz, cehennemi, cinn ve insten (tum insanların bir kısmından) tamamen dolduracağım."

Maide; 48: … Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ummet yapardı. Ama bu, verdikleri konusunda sizi denemek icindir. …

Nahl; 93: Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ummet yapardı. Fakat Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de hidayet verir (dileyeni saptırır dileyeni doğruya ulaştırır). Şuphesiz ki, butun yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız / sorulacaksınız.

Yunus; 108: De ki: "Ey insanlar! Rabbinizden, elbette, size gercek gelmiştir. Artık doğru yola giren, ancak kendisi icin girmiş ve gercekten sapan da, kendi zararına sapmıştır. Ve ben, sizin uzerinize vekil (sizden sorumlu) değilim."

İsra; 15: Kim doğru yola gelirse sırf kendi iyiliği icin gelir. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Hicbir gunahkÂr başkasının gunah yukunu cekmez. Biz bir peygamber gondermedikce, azap edici değiliz.

Nahl; 36: Ant olsun ki Biz her ummete, "Allah`a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının." diyen bir peygamber gonderdik. Allah, bu ummetlerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hakk olmuştur. Şimdi yer yuzunde bir gezip dolaşın da bakın yalanlayanların sonu nasıl olmuş?

Şûra; 20: Her kim ahiret kazancını isterse, Biz onun kazancını artırırız, her kim de dunya kazancını isterse ona da ondan veririz, ama ona ahirette hicbir nasip yoktur.


Hud; 15,16: Her kim bu basit hayatı (dunya hayatını) ve susunu isterse, yaptıklarının karşılığını, hic eksiltmeden, orada tastamam veririz. Onlar orada hicbir zarara uğratılmazlar.
İşte onlar, kendileri icin, ahirette ateşten başka bir şey olmayanlardır. Sanayi urunleri de orada boşuna gitmiştir. Butun yaptıkları şeyler de batıldır.

İsra; 18: Her kim aceleciyi (carcabuk gecen dunyayı) isterse, istediğimiz kimseye, dilediğimiz şeyi cabuklaştırırız. Sonra ona cehennemi hazırlarız; kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer.

__________________