İlim ne demektir? İlmin faydaları nelerdir? Faydalı ve zararlı ilmin farkı nedir? Faydalı ve gercek ilim hangisidir? İlim ile insanın sır ve fazileti…

İnsanın mahiyeti, sır ve faziletleri, onu diğer insanlardan ustun kılmıştır. İnsan, kendisinin hakikatini oğrendikce CenÂb-ı Hakk’ı tanımaya başlar. Zira insan, CenÂb-ı Hakk’ın yarattığı buyuk bir hazine ve cozulmesi zor bir muammÂdır. Onda kÂinÂtın gizli-acık şifreleri vardır. O, kÂinÂtın bir parcası olarak ondan izler taşıdığı gibi; CenÂb-ı Hakk’ın kendisinden uflediği bir ruh sebebiyle ilÂhî tecellîlerin de aynası mesabesindedir.

İLİM NE DEMEKTİR?

İlim, tek kelime ile “bilmek”tir. İnsanın etrafı hakkındaki her turlu bilgisine ilim denebilir. Faydalı bilgiler olduğu gibi, faydasız, hatt zararlı bilgiler de vardır.

Dinimiz, insanları faydalı bilgiler oğrenmeye, oğrendiği faydalı bilgilerden de istifade etmeye teşvik etmiştir. O hÂlde mu’min, butun niyet ve amellerini hayra, guzele, faydalıya yonlendirmeli; en kıymetli sermayesi olan zamanını boş, gereksiz ve hatta zararlı şeylerle gecirerek zÂyî etmemelidir.

İlmin sonu yoktur. Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-, CenÂb-ı Hak’tan ilminin ziyadeleşmesini talep etmiştir. Cunku ilmi artanın takvÂsı, ibadeti, huşûu, edebi, firÂseti, ahlÂkı, kısacası dindarlığı artar.

Faydalı ilim, insanı AllÂh’a yaklaştırır. İnsanı AllÂh’a yaklaştırmayan ilim, O’ndan uzaklaştırıyor demektir.

İlim, kÂinÂtı okumak, AllÂh’ın yaratmış olduklarına bakarak AllÂh’ı tanımaya calışmaktır. Buna, eserden muessire ulaşma denir.

İnsanın mahiyeti, sır ve faziletleri, onu diğer insanlardan ustun kılmıştır. İnsan, kendisinin hakikatini oğrendikce CenÂb-ı Hakk’ı tanımaya başlar. Zira insan, CenÂb-ı Hakk’ın yarattığı buyuk bir hazine ve cozulmesi zor bir muammÂdır. Onda kÂinÂtın gizli-acık şifreleri vardır. O, kÂinÂtın bir parcası olarak ondan izler taşıdığı gibi; CenÂb-ı Hakk’ın kendisinden uflediği bir ruh sebebiyle ilÂhî tecellîlerin de aynası mesabesindedir.

İnsan, kendi gonlune akseden tecellîlere bakarak fıtratını, ne olduğunu, nereye gittiğini oğrenir. Bu sebeple gercek ilim, insanın kendisini tanımasıdır. Yûnus Emre’nin dediği gibi:

“İlim ilim bilmektir;
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin
Bu nice okumaktır.”

İnsanın bu dunyaya nereden geldiğini, burada nicin yaşadığını, nasıl yaşaması gerektiğini ve nereye gideceğini doğru bir şekilde oğrenmesi, “insan” olmanın îcabıdır. Butun hayatı boyunca bir şeyler oğrenmekle omrunu gecirmiş bir kimse, bu temel sorular cercevesinde bir marifete erememişse, okudukları boşa gitmiş demektir.

HANGİ İLİM?

İlim oğrenmek farzdır. Ama hangi ilim? Butun ilimleri oğrenmek, herkese farz mıdır?

Kadın-erkek butun insanlara farz olan ilim, biraz once ifade ettiğimiz gibi, insanı AllÂh’a goturen kulluk ilmidir. Bunun dışındaki ilimler, ihtiyaca binÂen ve kişilerin imkÂn ve kabiliyetlerine gore mecburiyet kazanır. Mesel ziraatle uğraşan kimselerin, cok ince matematik denklemlerini oğrenerek zaman kaybetmesi boşunadır. Aynı şekilde bir şoforun uzman bir kimyager gibi formuller ezberlemesi, kendisini hicbir zaman ilgilendirmeyecek şeylerle zihnini ve kalbini bolmesi, yine vakit kaybıdır.

Elbette ilmin her ceşidi, ehemmiyetlidir. Her birini bilmesi gerek insanlar vardır. Ama “ilm-i hÂl” adı verilen, butun insanların oğrenmesinin farz olduğu asgarî bir seviye vardır. Bu bilgiler de insanın meşguliyetine gore değişir. Ticaretle uğraşmaya karar veren kimsenin kendi işleri icin gerekli ilmi oğrenmesi farz olur. Aynı şekilde bekÂrken gerekli olmayan evlilik ile ilgili hukumler, evlenmeye karar verince farz hÂline gelir.

İnsanın en buyuk ilmi, kendini ve Rabbini tanımasıdır. Rabbimiz, kendi mÂrifet ve muhabbetine giden yolları bize kolaylaştırsın. İlmimizi, irfanımızı, takvÂmızı ve kulluğumuzu her gecen gun ziyadeleştirsin. Bizden rÂzı olduğu bir hÂlde, bizi huzuruna kabul buyursun. Âmin.

Kaynak: ZÂhide Topcu, Şebnem Dergisi 168. Sayı
__________________