Devre arasında bir tartışma vardı, basketbol adamları arasında… Ersan Hidayet Omer hala deniyor muydu, yoksa bu onun gercek rotasyonu muydu! Kimse inanmak istemiyordu yapılanların rotasyon olduğuna; yoksa bu kadar cılgın olamazdı kurt (!) hoca. Rakibin boyalı alandan yuzde 75 ile hucum ettiği ilk yarıda Omer Aşık’ın sahaya surulmemesine, 7 dakikada 12 sayı atan Omer Onan’ın sadece suresi dolduğu icin kenara alınmasına, 4 numaralı pozisyonda oynadığında cok daha faydalı olduğu gun gibi ortadayken, iyice sıkışana kadar, Ersan’ın 3 numarada kullanılmasına, rakibin ikili oyunlarda ellerini kollarını sallayarak sayı attığı bir macta surekli iki 5 numarayla pota altını kapatma cabalarına nasıl kılıf uydurulabilir ki başka! 7. dakikada 20-13 ondeyken, Ender, Hidayet, Ersan, Semih ve Fatih gibi uzun ama garip bir beşe donmemiz, ardından da 14. dakikada 32-26 geriye duşmemiz de gozden kacmaz inşallah. Cunku bu kadar guzel bir seyircinin onunde oynayacağımız, rakipten 19 tane fazla faul atacağımız, macları bulamayız Polonya’da! Bir sorun daha vardı sahada… Keşke bu kadar gergin olmanın sebebini birileri cıkıp acıklasa. Alman takımı oyunu sertleştirip bizi duzenden cıkarmayı hedeflemişti, başardı. Bu takım maclara kafa olarak da hazırlanmalı. Şuna bakın… Polonya’da ilk dort hedefinden bahsederken, Nowitkzi’siz Almanya’ya yenildik ve Efes Cup’ta bile bunu başaramadık. Belki de iyi oldu bu sonuc, yoksa aynı hatalarda ısrar eder, sonra da, ‘coachun sistemi bu’ diye mırıldanırdık. Bir musibet bin nasihatten iyiymiş ya, belki de dun biz onu yaşadık. Kaynak : MİLLİYET GAZETESİ / UMİT AVCI Linki : http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp...%20Avci&ver=77 __________________