Herkese cok guzel bir haberim var: Turkish Airlines EuroLeague geri donuyor! Evet, hepiniz cok beklediniz biliyorum. Ozellikle transfer doneminin yavaş yavaş bitmesiyle birlikte sıcak yaz geceleri hic cekilmez oldu. Ustelik boşluğu doldurmasını beklediğimiz Dunya Kupası da maalesef o hissi pek veremedi ama artık başınızı kaldırabilirsiniz cunku yeni sezona 20 gunden az bir sure kaldı. Sizleri cok seven Eurohoops Fırın hemen klavyeye sarıldı ve geri kalan gunlerde hap gibi yutabileceğiniz takım analizlerini karşınıza getirmeye karar verdi. Gun gun huzurlarınıza takım analizlerini ve ilgi cekici raporları taşıyacağız. Bu sebeple hala yapmadıysanız Eurohoops’u favorilerinize atmanın tam zamanı. Sırada ise Kızılyıldız var. ALBA Berlin Takım Analizi: Keyifli Basketbol, Az Galibiyet Bayern Munih Takım Analizi: Doğru Organizasyon, Soru İşaretli Kalite Valencia Takım Analizi: Ortalama Ama Yetmez Baskonia Takım Analizi: Kucuk Şehir, Buyuk Gelenek Hoşgeldin Aleksandar Nikolic Spor Salonu! Gectiğimiz sezon ilk kez modern EuroLeague’de bir Sırp takımının olmadığı bir sezona şahit olduk. Onların yerine gelen Buducnost’un yıllar sonra geri donuşu guzel bir hikayeydi ama acık konuşmak gerekirse aynı etkiyi pek hissedemedik. Cunku bu takımların bizlere sunduğu şey, sadece basketbolla alakalı değil. Zaten yeni duzenle birlikte duşuk butceli takımların -ozellikle de Balkan takımlarının- başarılı olması cok kolay değil. Partizan’ın peri masalı yazarak Final Four’a kaldığı gunler eskide kaldı. Fakat sporla ilgili her şey de sonucla alakalı değil. İnsan tutku da gormek istiyor. Kızılyıldız ve Partizan gibi takımlar ise bunu sunuyor. Mesela şu tribunlerden etkilenmeme şansımız var mı?Bu sebeple Kızılyıldız ve taraftarının geri donmesi harika oldu. Takıma donersek; hatırlarsanız, Kızılyıldız, 2017/18 sezonunda oldukca başarısız bir sezon gecirmişti. Daha sonrasında ise Sırp ekibi, EuroLeague’in en bilindik asistan kocu olan Milan Tomic’i takımın başına getirdi. 10 yıl boyunca Olympiakos’ta bircok başarılı kocla calışan Tomic, ilk tam sezon baş antrenorluk deneyiminde takımı istediği hedefe ulaştırmayı başardı. Genellikle tanıdığı, tecrubeli oyuncularla calışmak isteyen Sırp koc, inişli cıkışlı sezonun ardından ABA Liga’yı “olaylı” bir şekilde şampiyon tamamlayarak takımı EuroLeague’e geri getirdi. Bu yaz doneminde ise Tomic, gecen sezona benzer bir şekilde, ismi bilinen ama oyunu duşuşte olan isimler uzerinden bir kadro kurguladı. Stratos Perperoglou dahil olmak uzere 7 oyuncusuyla sozleşme uzatan Kızılyıldız, ekleme olarak ise hep tecrubeli isimlere yoneldi. Charles Jenkins’i kulube geri getiren Kızılyıldız, ayrıca James Gist, Derrick Brown ve Ognjen Kuzmic gibi son sezonu -hatta son birkac sezonu- kotu gecirmiş ama belirli bir seviyede olan oyuncularla anlaştı. Takımın yeni transferleri arasında daha once EuroLeague tecrubesi olmayan tek isim, Lorenzo Brown’dı. Fakat Brown da hali hazırda 29 yaşında bir oyuncu. Ligin en yaşlı kadrolarından birini oluşturan koc Tomic, ortaya tecrubeli, belki yetenek duzeyi olarak eski kadroların daha ustunde ama saha ici uyumu ve verimi soru işareti olan bir takım cıkardı. Bunları acacağız ama oncelikle gelin, transferleri birlikte notlandıralım! Transfer Karnesi Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği icin onları karşınıza karne şeklinde cıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri icin ise universitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve kucuk bir değerlendirme bulacaksınız. Charles Jenkins (C): Harika bir gorev adamı, elit bir savunmacı / Kotu bir şutor Ognjen Kuzmic (C-): Pota cevresinde iyi bir bitirici, harika bir ribaundcu / Son 2 sezonda cok az oynayabildi James Gist (C-): Ligin en iyi ikili oyun bitiricilerinden biri / Oyunu buyuk bir duşuşte Derrick Brown (D): Muhtemelen sadece yetenek acısından Avrupa’nın en iyi 4 numaralarından biri / Gecen sezon hic oynamadı, verimliliği cok duşukEn İyi Transfer: Lorenzo Brown (C) Kızılyıldız’ın yeni kısa lideri Lorenzo Brown olacak. Aslında Amerikalı guardın cok daha once buralara gelmesini -bir donem Karşıyaka da ilgilenmişti- bekliyorduk ama o, 29 yaşına kadar G-League ile NBA’de ucuncu guard olmak arasında gidip gelen bir kariyeri secti. Sonunda pes etmiş olacak ki bu yaz Kızılyıldız ile Avrupa’ya geldi. 2018’de G-League’in MVP’si olan Brown, deliciliğiyle one cıkan birisi. Aslında cok estetik değil ve bu tarz oyunculara gore boyu da uzun ama pota cevresinde savunmaya rağmen cok dengeli bir şekilde bitirebiliyor. Ayrıca kariyerinin bu bolumunde cok da bencil bir isim değil. Saha goruşu iyi ve ikili oyun sonrasında uzunlara doğru pozisyonu yaratabiliyor. Kızılyıldız’ın EuroLeague maceralarında hep takımı surukleyen bir guard oldu. Brown da 2019 model Kızılyıldız’da bu gorevi ustlenecek. Tabii, Avrupa’da ilk kez oynuyor olacak olması onu etkileyecek. En son ne zaman sert bir mac yaptı bilemiyorum. Cunku G-League ile NBA’de farkın acıldığı anları arasında oyunda kaldı. Dolayısıyla sertlik karşısında ne yapacağı şu an icin benim adıma bir bilinmez. Ustelik doğal olarak yeteneklerinin buraya adaptasyon sureci de olacak. Oyunu acısından ise kotu bir şutor olduğunu belirtmem gerekiyor. Takım Dizilişi Oyun kurucu: Lorenzo Brown – Filip Covic Şutor guard: Billy Baron – Charles Jenkins – Branko Lazic Kısa forvet: Stratos Perperoglou – Dejan Davidovac – Ognjen Dobric Uzun forvet: Derrick Brown – Mohammad Faye – Borisa Simanic Pivot: James Gist – Ognjen Kuzmic – Michael Ojo Bu Takım Ne Oynar: Yetenek Evet, Uyum Hayır! Hatırlayacaksınız, Kızılyıldız’ın EuroLeague’deki en başarılı donemi Dejan Radonjic’li yıllardı. Duşuk butcesine rağmen, ciddi bir şekilde playoff mucadelesi veren bir Kızılyıldız izlemiştik. Bunun tek sebebi, Radonjic’in cok iyi bir koc olması değildi. Sırp ekibi, genellikle ac ve ileriye doğru adım atabilecek isimlerden kurulu kadrolara sahipti. Zaten Kuzmic, Guduric, Jovic, Jenkins, Miller ve Marjanovic gibi bu kadrodan cıkan isimler EuroLeague’de daha iddialı takımlara gitti. Başarısız oldukları 2017/18 sezonunda ise aksine tecrubeli oyuncularla kurulu bir takım kurmuşlardı. Yeni model Kızılyıldız da maalesef boyle bir takım. Kızılyıldız’ın standartlarına gore oyunculara tek tek baktığımızda bu takımın yetenek tavanı cok duşuk diyemeyiz. Hatta muhtemelen 2017’de playoff’u kacıran Kızılyıldız takımından yetenek tavanı daha yukarıda olan bir takımdan bahsediyoruz. Fakat yetenek basketbolun tek bileşeni değil. Daha bircok onemli şeyi daha hesaba katmanız gerekiyor. Bu Kızılyıldız takımı ise işte o diğer şeylerde sınıfta kalan bir takım. Bir kere bu takımda oyunu son donemde duşuşte olan pek cok kişi var. Kuzmic iki senedir oynamıyor, Gist gecen sezon felaket durumdaydı. Brown ise… Onu tanımlayacak derecede bir sıfatım bile yok. Bu kadar problemli isimden iyi bir kurgu cıkarmak zor. Dahası mac ici devamlılığı ve oyuna aclığı problemli isimlerden bahsediyoruz. Bu kadronun bence en iyisi olan Billy Baron bile istikrar problemi yaşayan bir isim. Zarların surekli duşeş gelme ihtimali gercek dunyada pek mumkun değil. Dolasıyla bu kadar performansı soru işareti toplamak doğru da değil. Hoş, kadro planlamasında genel olarak problem var bence. Bir kere Kızılyıldız’ın kanat rotasyonu ve uzun rotasyonu fazla dolu. Ust uste binen cok fazla isim var. Mesela Simanic gibi parlatabileceğiniz bir yetenek potansiyeli varken Derrick Brown ya da Mohammad Faye’den birisi kesinlikle fazlalık. Ustelik Perperoglou’nun da surelerini artık 4 numaradan almak zorunda olduğu bir hale geldiğini duşunursek ortaya daha da sacma bir hal cıkıyor.Gerci, Perperoglou’yla devam etmeleri bana gore tamamıyla yanlıştı. Yunan forvet, gecen sezon zaman zaman kritik katkılar verdi ama oyunu Efes’ten beri verimsizleşen birisinden bahsediyoruz. Belki soyunma odası icin iyi bir karakter olabilir ama şu haliyle Kızılyıldız’ın tavanını aşağı ceken bir durumda. Diğer taraftan bu takımın bir diğer problemi de agresiflik. Kızılyıldız, ne yeteri kadar sert ne de yeteri kadar istekli. Dolayısıyla karşısına sertlik koyan her takım karşısında Kızılyıldız’ın problem yaşaması oldukca doğal. İyi şeylerden bahsedeceksek herhalde hucum guclerini konuşmamız gerekiyor. Baron-Brown guard ikilisi kağıt uzerinde birbirine uyumlu olabilecek isimler. Onların yaratıcılığının yanında Derrick Brown da sezonda birkac mac destek verirse ozellikle yumuşak savunma yapan takımlar karşısında rahat rahat sayı kapasitelerini 80’in ustune cıkartabilirler. Hazırlık Macları: Beklenenden İyi Kızılyıldız hazırlık maclarında şu ana kadar kusursuz gidiyor. 5 hazırlık macı oynayan Sırp ekibi, hepsini kazandı. Ustelik oynadıkları takımlar, Mornar dışında oyle cok yerel takımlar değildi. Ozellikle Olympiakos’u mağlup etmeleri onlar icin onemliydi. Diğer yandan James Gist ve Derrick Brown hazırlık doneminde oldukca formda gozuktu. 01 Eylul Kızılyıldız-Brose Bamberg: 90-75 (Derrick Brown 14 sayı) 04 Eylul Kızılyıldız-Daruşşafaka: 92-73 (Stratos Perperoglou 17 sayı) 08 Eylul Kızılyıldız-Mornar: 90-72 (James Gist 18 sayı) 17 Eylul Kızılyıldız-Olympiakos: 82-77 (Derrick Brown 14 sayı) 19 Eylul Kızılyıldız-Peristeri: 85-66 (Lorenzo Brown 22 sayı) 20 Eylul Kızılyıldız-Olympiakos: İzlenmesi Gereken İsim: Borisa Simanic Kızılyıldız genellikle veteranlardan oluşan bir takım, bunun istisnalarından birisi ise Borisa Simanic! 21 yaşındaki Sırp uzun, gecen sezon kendisinden beklenen ilk adımı attı. Fiziği ve atletizmiyle alt yaş gruplarından beri buyuk bir potansiyel olarak gorulen Simanic, bu patlamayı yapması 2016’dan beri bekleniyordu. Pek ortalıkta gozukmedi. Gecen sezon artık sonunda sahne almaya başladı. Oyun ici devamlılık acısından buyuk bir gelişim gosteren 21 yaşındaki uzun, ligde %45.0 ile ucluk atıp, 0.8 blok ortalaması yakalayarak uzerinde durulması gereken bir yetenek olduğunu herkese bir kez daha gosterdi. Simanic’in oyununda gelişmesi gereken hala cok şey var ama modern basketbol diye surekli tekrarladığımız oyun icin cok uygun yeteneklere sahip. Zaten biraz kendisini gostermesiyle birlikte bu yaz ismi başta Fenerbahce olmak uzere EuroLeague’in buyuk takımlarıyla anılmaya başladı. Bu sebeple herkesin gozu gelecek sezon biraz onda olacak. Fakat bildiğiniz gibi bir problem var. Kızılyıldız’ın uzun rotasyonu cok dolu ve bu onun surelerini kesinlikle etkileyecek. Yine de Kızılyıldız gibi takımların buyout’lara ne kadar ihtiyacı olduğunu duşunursek, sezonun 2. yarısından itibaren Simanic’in surelerinde onemli bir artış gorme ihtimalimizin olduğunu da soyleyebiliriz. Ne beklemeli: New York Knicks Eğer bir NBA takımıyla bir EuroLeague takımını benzetmem gerekse herhalde hic duşunmeden Kızılyıldız ile New York Knicks’i secerdim. İkisi de koklu takımlar ve ikisinin de salonları, buyuk birer mabet. Fakat iki takım da sadece yetenek bazlı duşunerek felaket bir kadro planlaması icerisine gitti. Dolayısıyla sonuc almaları cok zor. Kızılyıldız’ın gercekci bir playoff hedefi olmadığı ortada. Bu takım playoff yaparsa son yılların en ilginc hikayelerinden biri olur ve uzun yıllar konuşuluyor. EuroLeague’de onlar icin onemli olan evlerinde kac mac kazanabilecekleri… Hele hele EuroLeague’in buyuk takımlarından birkacını mağlup edebilirlerse taraftarlarını mutlu edebilirler. Sezonun genelinde ise Kızılyıldız’ın yarışmacı olmaktan erkenden kopmasını ve ABA Liga’yı oncelikli hale getirdi bir durumun ortaya cıkmasını bekliyorum. İnternethaber
__________________