Cek dili mahdut bir sahada goruşulmektedir. Uzun seneler duşman tahakkumu altında yaşamış olan bu milletin mazisi, tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. Bu yuzden Cek edebiyatı diğer milletlerin edebiyatı gibi tekemmul ve inkişaf edememiş ve dunya edebiyatında mahdut bir cevrede almıştır. Bu millette edebiyat istidatı da yok gibidir. Cek edebiyatı tahakkumu altında yaşamış olduğu Alman edebiyatı tesiri altında kalmıştır. Bu memlekette doğan ve bir cok eserler meydana getiren bir cok Alman şairler yetişmiştir.
Modern Cek edebiyatı tamamıyla yepyeni bir şey olmayıp tarihi değişmenin nisyana gomduğu edebî mevzuların yeniden tedviniyle meydana gelmiştir. Cek dilindeki ilk yazılar teşrih bendlerden ibarettir. Bu turlu yazılar ilk defa XI.i asırda gorulmeğe başlamıştır. Cek kompozisyonlarının ilk numunesi “Bize Allah Acısın,, adlı bir ilÂhidir. Bu ilÂhinin yazıldığı tarih ve muellifin kim olduğu malûm değilse de, epiyce eski bir tarihte, aglep ihtimal XI.i asırda bu ilÂhi, kiliselerde, kralların tahta cıkı*mda ve harplerde okunan millî bir marş halini almıştır. Eski millî Cek edebiyatı “Libussa [1]„ Ceklerin Alman ve Polonyalılara karşı kavgalarını tazim ve tebcil eder. Bunlar tanınmış Koniginhof ve Grunberg yazıtları olup Cek bilginlerinden Vaclof Hanka (1791) tarafından 1817 de bir kilisenin kubbesinde keşfedildi. Bu yazıtlar uzerinde Cek Cumhur reisli*ğinde bulunmuş, muhim bir politika muharriri ve Panslavizimin baş mudafii olan Masaryk de incelemeler yapmıştır.
XIV.i asra doğru Cek edebiyatı ehemmiyetli bir terakki gostermiştîr. Bu sıralarda bir cok manzum veli menkabeleri ile efsaneler, dramatik parcalar ve aynı zamandaCek saz şairlerinin şiirleri goruldu. Bu devrin başlıca simalarından biri Smil Flosta idi. Bu zat "Yeni Meclis,,i 1934te yazdı. Jan Hııss (1369-1415)Cek lisanının ilk Reformatoru'dur.
|1| Libussa (Libusa) Prag'ın efsanevi kurucusu (700 tarihlerinde) ve kral Krok'un en genc kızıdır. Onun olumunden sonra Bohemya kralicesi oldu. Prezemysi ile evlendi ve 1306 tarihine kadar Bohemya’da hukumran olan Prezemyo sulalesinin kadın muessisi oldu.
Bu zat Cek lisanını LÂtince ve Cermence’den temizledi. Prag şivesini esas ittihaz ile bir standart Cek yazı dilini tesiste en muhim rolu oyna*dı. LÂtin ismi Comenius ile tanınmış filozof Comensky Cek lisanıyla “Allegorie,, mahiyetine "Dunyanın Labyrinth„ ini yazdı.
XVI. ı asır, ekseriya Cek edebiyatının en parlak bir devri diye tanınır. Fakat bu asırda sadece nesre ehemmiyet verilmişti. Diğerleri meyanında bu devrin meşhur adamlarından biri, tarihi eserleriyle, telif ettiği lugatleriyle ve tab'ını organize etmiş olmasıyla şohret bulan Daniel Adam'dır.
1620 de (Weissen Berg-Beyaz Dağ) muharebesi neticesi Cekler istik*lÂlini kaybetti ve bu yuzden Cek şiiri derin bir uykuya daldı. Bu mağlu*biyet neticesinde bir cokCek, vatanlarını terk etmek mecburiyetinde kaldı. Bu meyanda Cek lugatim telif etmiş olan Komensky de vardı.
Cek dili yeni hukumdarlarca hicte rağbet gormedi. Josef II. in em*riyleCek lisanı mekteplerde ve dairelerde kullanılması yasak edildi. Cekce kitaplar yakıldı ve yok edildi. Rivayete gore Konias otuz bin eser yak*mıştır. Bu şerait altında Cek edebiyatı 18 inci asrın ikinci yarısına kadar devam etmiş olan bir inkraz ve inhilÂl devresine girdi. Lisan hususunda verilen emirler tasavvur edilemeyecek kadar aksi bir tesir yaptı. Bu siya*si tazyik, şiiri yeni bir mecraya surukledi. Cek dili menfaatine bir gay*ret ve himmeti teşvik etti. Bu teşvik Cek intibahım meydana getiren amillerden biri oldu. Cek uyanış devrinin ilk onculerinden ve formal meselelerle meşgul olmuş olan Josef Dobrovsky (1829)dır. Onun mesaisi Josef Jungmann'ın yazdığı lugatle tamamlandı. Bu zat bir cok tercemeler yaptı. Bu devrin en buyuk şairi “Slavanın Kızı,, destanıyla şohret kazan*mış Jan Kollar (1793 -1852) dır. Bu eser Sonett şeklinde kaleme alın*mıştır. Goethe'nin bir muakkibi, halk sarkılan şairi Celakowsky'dir. Karl Hyneck Mache Cek lirik ve epik şiirlerinin orneklerini “Mai„ unvanlı eserinde toplamıştır. Jan Neruda da “Prag Halk Hayatının,, kucuk taslak*larını cizer. Svatopluk Czech millî destan olan “Jan Ziska„yi yarattı. Jaroslaw Vrchlicky (1853 -1912) milletine dunya edebiyatının en guzide*lerini armağan etti. Onun Produktiviteti efsanevî mevzulardır.
XIX. u asır ortalarına doğru Cek intibah edebisi artık iptidai de*virlerinden cok uzaklaşmıştı. Cek edebiyatının inkişafı (1820 - 62) Dozena Nemcova'nın 1855 de neşrettiği “Buyuk Anne,, pek muhim bir merhale teşkil etti. Bu romanCek koylu hayatını pek canlı bir şekilde tasvir eder. Bu devrin edebiyatı, gerek nesir ve gerek şiirde tamamıyla halktan alınmış unsurlarla doludur. Vitezslav Halek usluptaki inceliği ve sadeli*ği ile temayuz etti. “Akşam Şarkıları,, “Tabiatın Ortasında,, ve “Bizim Koyun Masalları,, gibi şiir koleksiyonları yazdı. XIX. i asır sonlarına doğru Cek romancılığı, Fransız ve Rus edebiyatının tesiriyle bir realizm devrine girdi. Bu temayulun dikkate değer onculerinden biri (1860-1927) K. Capek idi. Cinayet ve haksızlıkların bir etudu olup 1908 de cıkan ilk eser Muntakim, Kaspen Len eserlerinin en seckini telÂkki olunur. 1916 da burjuvazinin inhilÂlini tasvir eden “Turbin,, i 1920 de harp yılları hikÂyelerini ihtiva eden canlı bir koleksiyon “Ad Hoc„i ve daha bir cok eserleri intişar etti. Capek suni insan (W. U. Roboter) i ile modern Prag sahnesinde buyuk muvaffakiyetler kazandı. Frama Sranck (1877) lirik bir şairdir. Nesri daha ziyade liriktir. 1910 da cıkan “Gumuş RuzgÂr,, adlı romanı harikuladedir.
Jirasek de “Huss,, dramıyla buyuk muvaffakiyetler kazandı. Son yirmi sene icinde epeyce bir muvaffakiyet kazanmış olan diğer bir cek dramcısı Frantisek Langer dir. “Bir iğne Deliğinden,, (1923) atlı komedisi ile psi*kolojik faciası “Kenar Mahallelerde,, (1925) en cok muvaffak olduğu eserleridir.
Gecen harpte bir cok Cek muellifleri bizzat harbe iştirak etmişler ve yaşadıkları hayatı harpten donunce yaşamışlardır. Bu edebiyatın putperestane lideri S.K. Neumann'dır. Frantisek Hulka, J. Hasek kayda değer bu nevi muharrirlerden bir kacıdır.
Cek munekkitleri arasında en muhim mevkii T.G.Masaryk (1850 -1937 F. Salda (1897-1936) ve Arne Novak (1880-1939) işgal eder.
Slovak dilinin edebî bir dil olarak kullanıldığı yahut kullanabilmek teşebbusunde bulunduğu ilk edebî eser “Delikanlı Rene'nin Maceraları,, adlı romandır ve 1783 de Bratislava da neşrolunmuştur. Muellif Josef Ignac Bojza (1754-8836) adlı bir papazdı. Bu vadîde en fazla emek sarf eden Antonin Bernolot dır. 1787 de Bratislava da neşrettiği “Desserta tio Philogico - Critica de Literis Slavorum,, adlı eserinde diğer İslav mil*letler gibi Slovakların da bir yazı diline sahip olmağa hakları olduğunu iddia etti.
Stur, Hurban, Hodza Slovak edebiyatına yardımda bulunmuşlardır. Bunlar meyanında “Marina,, adlı uzun romantik şiirlerin muellifi O. Braxatoris (1820 - 62) temayuz etmiştir. XIX. yuzyıl ortasından itibaren Slovak yazın tarihi Slovak dilinin edebî bir dil olarak tesisi etrafında mucade*leler gorulur. Nihayet mucadeleler Slovaklar lehine bir neticeye varabildi. Vajansky (1847 - 1916), Martin Kukucin, Gregorova Slovak dilinde bir cok edebî eserler yarattılar. 1930 da Slovak yazını bir intikal devresi ge*cirdi. Şairlerinden E. B. Lukac (1900) bir kac cilt şiir neşretti. Novemesky (1904) ve J. B. Ponican (1902) komunist davasında en ileri gelen iki şairdir.
Nesre gelince Milo Urkan (1904) yabancı memleketlerde yer tutan ve okunan ilk Slovak romanını yazmakla temayuz etti. İvan Norveth (1904) “Arupaya ve Bize,, adlı bir kısa hikÂyeler koleksiyonu (1930) da yayınladı. Bu eserin yazarı Slovak edebiyatına bir kompozisyon havasını sokmak maksadını isdidaf eder.
Bugunku durum:
Cekoslovakya ikinci dunya savaşı icinde beş sene kadar Alman bo*yunduruğu altında kaldı. Birinci dunya savaşı ile ikinci dunya savaşı arsında ciceklenen milli şarkılar, kahramanlık menkıbelerini terennum eden turkuler ve edebiyat ikinci dunya savaşı icinde alınanların cek milliyet*ciliğini takip etmek icin sarf ettikleri calışma yuzunden duraksamış fakat buna mukabil bu ulus milli birliğin timsali sayılabilecek muziğe sarılarak ic duygularını terennum etmişler ve bu hÂl, bu kitle icin hakiki bir can kurtaran olmuş ve hemen herkes yegÂne teselliyi melodilerde bulmuştur. Almanların yenilmesi uzerine Cekoslovakya’nın Alman boyunduruğundan kurtulup Rus işgali altına girmesi, edebiyatı bambaşka bir yone surukle*miş ve yazın da -bu ideolojinin tesiri altında- kÂh İslavlık ve kÂh Bolşe*viklik terennum etmeğe başlamıştır. Bunun da ne kadar sureceği bu gunden kestirilemez.

__________________