Ergonomi, fiziksel cevreyi işe olabildiğince uyumlu hale getirme amacıyla, iş ya da gorevlerin bilimsel olarak incelenmesi şeklinde tanımlanabilir. Bir başka deyişle ergonomi, işci ile iş donatımlarının uyumunun incelenmesidir.

Ergonomik yaklaşım, vucut pozisyonları ile iş araclarının kullanılış tarzı arasında yuksek duzeyde bir ahenk sağlayarak calışanların en az yorgunluk ve en az cabayla en buyuk verime ulaşmasını hedeflemektedir. Ergonomi, gunumuzde daha geniş bir anlamda, 'insan-makine sistemleri 'nin incelenmesine odaklaşmaktadır.

Ergonomi, insan faktorunu hesaba katmayan bir iş organizasyonu icinde doğmuştur. Ondan once uzun bir donem boyunca makineler, kullanıcıların Ozelliklerine bakmaksızın salt teknolojik gerekleri dikkate alarak tasarlanmıştır, aygıtların uzerindeki pedallar, kollar, duğmeler, kullanıcı ve kullanım sureci goz onune alınmadan yerleştirilmiş ve bu yuzden gerek makineyi kullanan insan (operator), gerekse makinenin bulunduğu işletme ve cevre icin olumsuz sonuclarla karşılaşılmıştır.

Bu bağlamda ortaya cıkan ergonomi, once bir tur 'beşeri muhendislik' bicimini almıştır: Bu cercevede, orneğin bir kopru yapımında ustunden gececek taşıtların ağırlığına gore malzeme secmek veya kullanıcısına bir takım enformasyonlar sunan teknik bir aygıtı tasarlarken, alıcı-kullanıcının enformasyon alma kapasitesini dikkate almak gibi kaygılar gudulmuştur.

Boylece, hareket noktasına bağlı olarak psikolojik ve fizyolojik yonelimli ergonomi anlayışları gelişmiştir. Fizyolojik yonelimli olan, ısı, ışık, titreşim, uyku bozuklukları ve ceşitli bedensel cabaların kasların calışması ustundeki etkilerine odaklaşırken, psikolojik yonelimli olan olcum araclarının algılanması, dikkat gerektiren gorevler, enformasyonun kodlanması ve zihinsel yuklerin değerlendirilmesi gibi hususlar uzerinde durmuştur.

Kısa zamanda ergonomi disiplinler arası bir huviyet kazanmış, fizyoloji ve psikolojinin yanı sıra, biyometri, antropometri, psikofizik, muhendislik gibi bilim dallarının katkısını gerektirmiştir. İkinci Dunya Savaşı sırasında gelişen bu anlayışın ardından, ergonomi calışmalarının bir iş analiziyle başlaması gerektiğinin vurgulandığı bir başka aşamaya gecilmiştir. Bu anlayış ergonomiyi psikolojiye daha cok yaklaştırmış ve literaturde 'ergonomik psikoloji'den soz edilmeye başlanmıştır.

XX. yuzyılın ikinci yarısı boyunca ergonomide, calışanların ozellikle fiziksel enerjisiyle onem taşıdığı bir uretim tarzının aktoru oldukları bir durumdan cıkılarak insanın enformasyon işlemek uzere dahil olduğu otomatik sistemlere ve enformasyon teknolojilerine gecilmiştir; bir bakıma ergonomi, konusunu değiştirmiş, fiziksel gereklerden cok bilişsel gerekleri dikkate almaya yonelmiştir ve bu anlamda 'bilişsel ergonomi'den (Helander, 1988; Eason, 1993, vb.) soz edilmiştir.

Nihayet bazı araştırmacılar, işin ve iş araclarının tasarımında daha sosyal psikolojik bir perspektife kaymış ve calışanlar icin işin/calışmanın anlamının da hesaba katılması gerektiği uzerinde durmuştur; bu da bir tur 'sosyal psikolojik ergonomi' yaklaşımı doğurmuştur.

__________________