Beden Dili 1
1.1. Problem Durumu
1.1.1. İletişim Kavramı Ve Tanımı
Yakın zamanlara kadar, dilimize Fransızca’dan ve Fransızca soylenişi ile gecen komunikasyon (communication) sozcuğu ile birlikte ve aynı anlamı karşılamak icin haberleşme kavramı kullanılıyordu. Gunumuzde kullanımı yaygınlaşan iletişim sozcuğu ise haberleşmeyi de iceren daha geniş kapsamlı bir ileti alışverişi anlayışı yansıtmaktadır.Fransızca ve İngilizce’de yazılışı aynı, soylenişi ayrı communication kavramı Latince’deki communicatio sozcuğunun karşıtıdır. Sozcuğun 14. yuzyıl Fransızca’sında, ticaretin(merkantilizmin) geliştiği donemde ticaret ve ilişkiler karşılığında kullanılması, belli bir donemdeki etkinliklerin sozcuklere yukledikleri anlamlar acısından ilginc bir ornektir. Communication’un kokeninde ve Latince’deki communis kavramı bulunmaktadır. Bircok kişiye ya da nesneye ait olan ve ortaklaşa yapılan anlamlardaki bu kavramlardan hareketle iletişim sozcuğunun ozunde, yalın bir ileti alışverişinden cok toplumsal nitelikli bir etkileşimi, değiş tokuşu ve paylaşımı icerdiğini soyleyebiliriz. “ Birisiyle iletişim kurmak”; “Bir haberin, bir bilginin iletilmesi”; “Cağımız iletişim cağıdır”; “Bir dosyanın, belgenin iletilmesini istemek”; “Kitle iletişim aracları, dunyayı kucuk bir koye donuşturdu”; “İnsan-makine iletişimi”; “Sistemler arası iletişim”; “İletişim sistemler”; “Hayvanlarda iletişim ozellikleri” iletişim kavramının kullanımında akla gelebilecek pek cok ornekten yalnızca birkacıdır.Duşunce ve goruşlerin sozlu olarak karşılıklı alışverişidir. Başka bir tanıma gore; Bizim başkalarını başkalarının da bizi anlaması sureci olarak tanımlanmaktadır. Doğan Cuceloğlu ise; “iletişim iki birim arasında bir biriyle ilişkili mesaj alışverişidir” şeklinde acıklamıştır. Birim kelimesi insanı, hayvanı ya da makineleri kapsamaktadır. İletişim sadece insana ozgu bir olay değildirİletişim kavramı o denli değişik alanlarda kullanılıyor ki, birbirinden cok ayrı anlamları yukleniyor. Yazılı kaynakların taranması yontemiyle yapılan bir araştırmada sozcuğun 4560 kullanımı derlenmiş ve daha sonra 15 anlamı belirlenmiştir.Duşuncenin sozel olarak(konuşma ile) karşılıklı değiş tokuşu;
· İki kişinin birbirini anlaması, insanın karşısındakine kendisini anlatabilmesi;
· Organizma duzeyinde bile olsa ortak davranışa olanak veren etkileşim;
· Bireyde benlikle ilgili olarak belirsizliğin azaltılması;
· Duyguların, duşuncelerin, bilgi ve becerilerin aktarılma sureci;
· Bir kişi ya da bir şeyin başka bir kişiye/bir şeye icinden aktarımla, değiş-tokuşla donuşme değişme sureci;
· Yaşayan bir evrenin parcalarının ilintilenmesi, bağlantılarının kurulması sureci;
· Bir kişinin tekelinde olanın başkalarıyla paylaştırılması, başkalarına da aktarılması sureci;
· Askeri dilde iletişim(komutun) iletiyi gonderilmesi ile ilgili arac, usul ve teknikler;
· İletiyi alanın belleğinin, iletiyi gonderenin beklentisine uygun yanıt verecek şekilde uyarılması;
· Organizmanın ortamdaki uyarıya verdiği fark edilir yanıt, ortamdaki değişime uyarlanma yanıtı; bu yanıtla diğerini etkileme;
· Kaynaktan cıktıktan sonra iletiyi alan icin bir uyaran olan davranış;
· Kaynağın karşı tarafı etkilemeyi amaclayan davranışı;
· Belli bir konumdan, yapıdan bir diğerine geciş sureci;
· Guc(iktidar) kaynağı olarak kullanılan mekanizma.
Bu cok değişik anlamlardaki kullanımına karşın “iletişim”deyince akla ilk gelen genellikle insanlar arası iletişim ve bu amacla kullanılan araclardır. Nitekim Turk Dil Kurumu sozluğunde de iletişim:
“1. Duygu, duşunce ya da bilgilerin usa gelebilecek her turlu yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme(...)
2. Telefon, telgraf, televizyon, radyo gibi aygıtlardan yararlanarak yurutulen bilgi alış verişi, bildirişim, haberleşme...” Olarak tanımlanmaktadır.
Bununla birlikte, sozcuğun sibernetikte olduğu gibi, cansız ve calışan sistemlerdeki oğeler arası etkileşim icin kullanılmasını bir yana bırakırsak da, canlılar dunyasındaki etkileşim icin kullanıldığını goz ardı edemeyiz. Cunku, canlılar icinde ileti alışverişi anlamında iletişim kurma yetisine, becerisine sahip tek tur insan değildir.
Ancak canlılar icinde yalnız insan simge(sembol) yaratma ozelliğine sahiptir. Bu ozelliği ile başkalarına yalnız duygularını belirtme değil, duşunce ve bilgilerini de biriktirip aktarma olanağına sahiptir. Boylece, cevresinde bulunamayan nesneler, olay ve olgular ya da nesnel varlığı olmayan duygu ve duşunceler hakkında ileti alışverişinde bulunabildiği gibi, gecmişte olmuş bitmişler ya da gelecekte olabilecekler konusunda da iletişimi gercekleştirebilir. Ayrıca, yine bu ozelliği sayesinde iletilerini değişik mekanlara ulaştırabilir. Orneğin, doyduğunu belirtmek icin “doydum” der ya da elini ağzının hizasına getiri; “guneşi” gostermeden de resmini cizerek, adını soyleyerek, yazarak guneşle ilgili ileti aktarabilir; “guzellik” icin heykel, resim yapabilir, şiir yazabilir; “savaşa cağrı” icin ok, mektup gonderebilir. Bu nedenle insan iletişimini, anlamlarında uzlaşılmış simgeler aracılığı ile bilgilerin, duşuncelerin, duyguların biriktirilip aktarılmasının ve alışverişinin hem ortak hem de değişik zaman ve mekan boyutlarında gercekleştirilmesi, olarak tanımlayabiliriz(ZILLIOĞLU, 1993: s.3-7.)
1.1.1.1.İletişimin Temel Amacı
Kuşkusuz, butun insanlar her iletişim eyleminde bilgilenmek, ikna etmek, bilgilendirmek, yonetmek, eğlenmek vb. bir dizi nedeni ve amacı va5rdır. Bu amacların bir kısmı, karşılığını/odulunu hemen elde etmek istediğimiz amaclardır; bir kısmı uzun vadeli beklentilere dayanır. Schramm, amaclarla ilgili beklentileri “gecikmeden odullendirilme”ye ve “sonradan odullendirme”ye yonelik beklentileri olarak sınıflandırır. İletişimde bulunanlar bazı iletileri daha uretirken ya da aktarırken odullenmiş olurlar. Orneğin, ozanın şiir yazarken, muzisyenin beste yaparken ya da konser verirken, oğretmenin ders anlatırken, yoneticinin bir toplantıda yeni iş projelerini acıklarken aldıkları keyif ve bunun hedef aldıkları kişilerce de paylaşılacağını ummaları gecikmeden odullendirme beklentisi ile ilgilidir. Buna karşılık ozanın yada yayınevi yetkililerinin şiirlerin beğenilip satışı artıracağını, oğretmenin mesleki becerisinden oturu ilerde ovgu ile anılacağını ya da meslektaşları tarafından taktir edileceğini, yoneticinin yeni projeleri kabul ettirip işinde daha ust bir konuma ya da gelire kavuşacağını umması, iletişimde geleceğe yonelik bir yatırımın, başka deyişle sonradan odullendirme beklentisinin orneklerini oluştururlar. boyle, iletişim amacları, karşılığı hemen beklendiğinde “tuketime” yonelik; daha sonraki odullendirmeler hedeflendiğinde”aracsal”olarak ayırt edilebilir.Beklentilerin zamansal boyutu ne olursa olsun, bireylere gore amacları cok ceşitli olan iletişimin temel bir amacından soz edilebilir mi? Bu soruya yanıt verebilmek icin, insanın doğumundan başlayan iletişim yaşantılarına kısaca değinmek yaralı olacaktır.Yeni doğan bir bebek kendi başına hicbir şeyi yapamaz. Ne kendi, ne de başkalarının davranışları ne de fiziksel cevresi uzerinde herhangi bir denetimi, amaclı olarak etkileme gucu yoktur. Kısa bir sure sonra fizyolojik bazı becerileri gelişir, başını, kollarını ve ayaklarını isteyerek oynatmaya başlar. Sonra cıkardığı seslerle cevresinde istendik davranışlar yaratabildiğini gozler ve bunu kullanır. Bir yaş civarında istediği şeylere uzanır, istemediklerinden uzaklaşır. Boylece, cevresini belirlemeye ve etkilemeye başlar. Yurutme becerisini kazanması bu yonde temel bir adımdır.Daha sonra konuşmayı oğrenir. Once sozcuklerle, sonra tumcelerle derdini anlatmayı, istediklerini belirtmeyi becerir. Bu, aynı zamanda konuşma yoluyla cevresinde daha fazla etkin olabildiğinin bilincine varması demektir. Başka deyişle deneme yanılma ve taklit yoluyla cıkardığı ve başkalarınca anlamı olan seslerin onceki sescil ve sessiz davranışlarından daha etkili olduğunun kavrar. Bir kez konuştuktan sonra durmadan soru sorar, bu sorulara aldığı yanıtlarla canlı ve cansız cevresini tanımlamayı ve anlamlandırmayı surdurur. Okulda, yeni bilgilerle birlikte, belli bir bicimde akıl yurutmeyi oğrenir. Genişleyen cevresinde diğer insanları tanır, değerlendirir, yargılar; fizik cevresi ile ilgili goruşleri genişler, bicimlenir. Bu arada kendisi hakkındaki duşunceleri ve değerlendirmeleri de onem ve yoğunluk kazanır. Genclik ve yetişkinlik cağlarında yaşadığı ortama, koşullara ve icine girdiği ilişkilere gore belirlenen cevresiyle etkileşimde bulunur ve bu durum yaşamı boyunca surup gider. Butun bunlar iletişim yaşantılarıdır. Bu yaşantılarla birey emir vermeyi/almayı, başkalarından istemeyi/onların isteklerine yanıt vermeyi oğrenir, olgular ve olaylar hakkında ve bunların nasıl gercekleştikleri, bozuldukları/geliştikleri, değiştikleri hakkında az/cok bilgilenir. İnsan bunca zahmetli, doyum verdiği kadar hatta belki de ondan daha cok sıkıntılı ve uzucu ilişki ve iletişim yaşantısına neden katlanır ve bunları surekli coğaltmaya calışır? Ek olarak neden bu konulara ilişkin duşuncelerini, bilgilerini genişletip derinleştirmeye uğraşır?
Berlo’ya gore”amaclı olarak etkilemek, değiştirmek icin iletişim kurarız”. Boylece, birey icin iletişimin temel amacı, kendisi ile cevre arasında başlangıcta kendisi yeniden olumsuz olan ilişkiyi etkileyebilmek, yonlendirebilmek, eş deyişle, dış guclerin hedefi olmak yerine, kendisini guclu kılabilmeyi sağlayabilmektir. Bu bağlamda iletişim, insanın cevresi ve kendi yaşamı uzerinde etkin ve belirleyici olabilme cabasını yansıtır. Bireyin bu cabasının ardında başkalarından hemen ya da sonraki bir zamanda kendi isteklerine uygun yanıtlar, tepkiler alabilme beklentisi yatar. Bu beklentimizin bilincinde olup olmamamız ya da gecmişte kurduğumuz iletişimlerdeki temel amacımızı anımsayıp anımsamamamız onemli değildir. Cocukluğumuzdan beri gozlemlerimiz ve uygulamalarımız bize sozel ve sozel olmayan iletişim kodlarını kullanarak cevre uzerinde etkili olunabileceğini oğrettiği icin bu konuda alışkanlık kazanırız. Kısaca iletişimin kişi acısından ozel amacları ne olursa olsun, temeldeki amacı cevre uzerinde etkin olmak, başkalarında davranış, tutum geliştirmek ve değiştirmektir. (ZILLIOĞLU, 1993: s.9-13.)
1.1.1.2. Toplumsal Ve Kulturel Sistemler Ve İletişim İşlevleri
İletişimle toplumsal kulturel sistemler arasındaki ilişki karşılıklıdır. İletişim toplumsal/kulturel sistemleri yeniden uretimi ve değişiminde rol oynadığı gibi toplumsal/kulturel sistemlerde iletişim sistemlerini ve bireylerin ilişkilerini belirler. Bunun yanında iletişim toplumsal/kulturel sistemler hakkında bilgi vererek bireylerin iletişim davranışlarında ongoru sağlar.İletişim bir aktarma ve paylaşma sureci olduğu kadar bazı kişi ve grupların başkaları uzerinde guc kazanmasında da rol oynar.İletişimin işlevleri psikolojik ve toplumsal işlevler olarak sınıflandırılabilir. Psikolojik işlevler: Ben merkezli; aracsal; oyun ve benliğin geliştirilmesidir. Toplumsal işlevler ise haberdar etme; eşgudum; kuşaklar arası aktarma ve eğlence işlevleridir. Bireysel iletişimde toplumsal boyuttaki iletişime gecişte uc aşamadan soz edilebilir. Birincisi kucuk gruplar icinde bireylerin gercekleştirdiği iletişim; ikincisi bu iletişimlerin zamanda ve mekanda birbirine eklendiği aşama; ikinci aşamada ki iletişimlerin kitle iletişim boyutunda genişlediği aşamadır. (ZILLIOĞLU, 1993: s.89.)
1.1.1.3. Temel İletişim Surecleri
İletişim bir surec icerisinde gercekleşen bir olaydır. Bu surec icerisinde kod, kodlama, kod acma, yorumlama, geri iletişim yer almaktadır. ( Cuceloğlu, 1992: s.72-78)
a- Kod: Mesajın işaret haline donuşmesinde kullanılan simgeler ve bunlar arasındaki ilişkileri duzenleyen kuralların tumune kod adı verilir. Şu anda bu yazıyı Turkce kod kullanarak yazıyorum. Karşılıklı konuşurken aynı anda değişik kodlar kullanılır. Yuz ifadesi, soyleyiş tarzı, el ve kolların hareketleri de ayrı ayrı kodlar aktaran mesajlardır.
b- Kodlama: Mesajın iceriğinin kod simgelerine donuşturulmesine kodlama denir. Belirli bir niyet ya da duygunun değişik kodlarla ifade edilebileceğini yukarıda belirtmiştik. Orneğin kızgınlık duygusu kullanılan kelimelerle, soylenilen kelimelerle ifade edilebileceği gibi kişinin yuz ifadesiyle de belirtilebilir.
c- Kod acma: Kodlanarak gelen mesajın iceriğini yeniden elde etmek icin yapılan cozumleme surecine kod acma denir.
d- Yorumlama: Yorumlama yeniden bir değerlendirmeyi gerektirir. Kod acılarak elde edilen mesajın iceriğine, o andaki butun ilişkiler ve koşullar cercevesi icinde yeniden anlam verilmesine yorumlama denmektedir. Bazı durumlarda kod acılarak elde edilen anlamla yorumlama sonucunda elde edilen anlam arasında pek bir fark yoktur. Bazen de tamamen farklı bir yorumlama yapılabilir. Bazen bizim soylemek istediğimiz şeyle karşıdakinin anladığı arasında farklılıklar meydana gelebilir.
e-Geri iletim: Kaynak birimin gonderdiği mesaja karşılık hedef birimin gonderdiği cevaba geri iletim adı verilir.
f- Kişinin kendisinin gonderdiği mesajı kendisinin alması surecine kendine geri iletim adı verilir. Eğer kişi kendi soylediklerini duyamaz ise 3-4 dakikadan fazla konuşamaz.
1.1.1.4. Bir İletişim Modeli
Konuşan iki kişiden birisi kaynak diğeri de hedef birimi oluşturur. Bu iki birim arasında mesajın gidip geleceği kanallar vardır. Ornekte kaynak ve hedef birim insan olduğundan birimler yapı ve işlev olarak birbirlerine benzerler. Her birimde merkez, gonderici ve alıcı vardır. İletişim modelindeki oğeler ve surecler ise şunlardır.
1- Kaynak Ve Hedef Birimler
2- Kanal
3- İletişim Ortamı
Bunlara yakından goz atmak gerekirse;
1-Kaynak ve hedef birimler:
·Merkez: Gonderilecek mesajların iceriğinin (duygu, duşunce, niyet, gudu, eylem vb. ) oluştuğu ve gonderilmek uzere secildiği bolumdur.
·Gonderici: Merkezdeki iceriği sozlu ya da sozsuz işaretler haline donuşturerek kanala bırakan oğedir. Bedenin hareketleri ve duruşu mesaj niteliği taşıdığından tum beden bir gonderici olarak calışır.
·Alıcı: İşaret bicimine donuşmuş olarak kanaldan gelen mesajları alan ve merkeze aktaran oğedir.
2- Kanal: Kaynak ve hedef birimler arasında yer alan ve işaret haline donuşmuş mesajın gitmesine olanak sağlayan yola, gecide kanal adı verilir. Bilindiği gibi telefonla sadece işitsel kanalla iletişim kurulabilir. Karşımızdakinin yuz ifadesini goremeyiz. Buna karşılık yuz yuze iletişimde aynı anda birden fazla iletişim kanalı ile iletişim kurarız. İletişimde kullanılan kanal sayısı arttıkca iletişimin etkisi de o derecede artar. İşaret mesajın gondericiden gectikten sonra temsil edildiği fiziksel bicim. Şu anda burada yazılan kelimeler fiziksel işaretlerden meydana gelmektedir.
·Cıktı: Kaynak birimin gonderdiği işaretlerin tumune cıktı adı verilir.
·Girdi: Hedef birimin alıcısının yakaladığı işaretlerin tumune girdi adı verilir.
·Gurultu: Kaynak birimin gonderdiği mesaj ile hedef birimin aldığı mesaj arasında fark varsa bu farka gurultu denir.
3- İletişim ortamı: İletişim surecinin etkileyebilecek nitelikleri olan ve iletişim durumu icinde bulunan kişi nesne ve olayların tumune iletişim ortamı denir. Burada bir noktaya değinmekte fayda vardır. Algılamanın kalitesi de iletişimde cok onemli rol oynar. Orneğin karşısındaki kişi ile iletişimde bulunan bir insan kendisinin ve karşısındakinin psikolojik fiziksel ve sosyal duzeyde durumlarının bilincinde bulunmaya ozen gosteren ve algıladığı durumların sayısını ve kalitesini arttıran insanın insan ilişkilerinde daha başarılı olabileceğini soyleyebiliriz. Bir de şoyle bir durum soz konusudur; insanın bir algılama kapasitesi vardır ve bunun otesinde her şey kendisine anlamsız gelecektir.
__________________
Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Beden Dili
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji Beden Dili