Evrim Teorisinin Savunuluş Nedeni

Materyalist inanışa sahip fikir akımlarının ve Darwin'in evrim teorisinin ortak oldukları nokta dinsizliktir. Bu fikir akımlarını savunanların yegane amacları, insanların tammına Allah'ın varlığını inkar ettirebilmektir. Bu nedenle de materyalizmin cokertilmesi, aynı zamanda dunya uzerinde gun gectikce daha fazla yaygınlaşan dinsizliğin ortadan kaldırılması anlmına da gelmektedir.

Gunumuzde pek cok bilim adamı, bilimsel gerceklere rağmen neden hala evrim teorisini ve materyalizmi savunduklarını acıkca itiraf etmektedir. Orneğin evrim teorisinin ateşli savunucularından ve gunumuzun en koyu materyalistlerinden biri olan Harvard Universitesi'nden genetikci Richard Lewontin'in bir bilim adamı olarak materyalizmle ilgili şu yorumu yapmaktadır:

Asıl sorun insanlara en yakın yıldızın ne kadar uzaklıkta olduğunu gostermek veya hangi genlerin hangi bilgiyi icerdiği hakkında bilgi vermek değildir. İnsanların oğrenmesi gereken, ister beğenin ister beğenmeyin, şudur: "Biz, tum fenomenleri maddelerin arasındaki maddi ilişkilerden doğan, maddi bir dunyada yaşayan, maddi varlıklarız". Diğer bir deyişle insanlar Allah'ın varlığını inkar eden materyalizme inanmalıdır. (Phillip E. Johnson, Objections Sustained, Intervasity, 1998, USA, s. 69-70)

Lewontin'in bu ifadeleri, maddeci fikri savunanların aslında nasıl carpık bir mantık anlayışına sahip olduklarını da gostermektedir. Cunku bugun bilimin ortaya koyduğu gercekler, materyalizmin one surduğu iddiaların akıl ve mantıkla tamamen zıt olduğunu ortaya koymuştur. Ama materyalistler her turlu bilimsel veriye rağmen, koru korune bağlandıkları inanclarını korumakta kararlıdırlar ve bu uğurda caba harcamaktadırlar. Sydney Universitesi'nden, antropolog Dr. Michael Walker da evrim teorisine neden hizmet edildiğini şoyle acıklamaktadır:

Bircok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin'in teorisine onay veriyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin Yaratıcı'nın varlığını reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız. (Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim 1982, s.44)

Darwinizm'in bilim dışı iddialarını reddeden saygın bilim adamı Phillip Johnson ise, Darwinizm'in neden bilimin dinsiz liderleri icin "yeri doldurulamaz" bir onemi olduğunu ve neden her ne pahasına olursa olsun onu korumaya calıştıklarını şoyle anlatır:

Modern bilimin liderleri, kendilerini 'dindarlara' -yani bir Yaratıcı'nın var olduğuna inananlara- karşı girişilen bir savaşın onculeri olarak gormekteler. Darwinizm ise, 'dine' karşı girişilen bu savaşta yeri doldurulamaz ideolojik bir rol oynamaktadır. İşte bu nedenle bugun bilim cevreleri, Darwinizm'i test etmeyi değil, ne olursa olsun korumayı kendilerine amac edinmişlerdir. Bilimsel araştırmaların kuralları da, bu ideolojiyi doğrulayacak şekilde belirlenmektedir. (Phillip Johnson, Darwin on Trial, 2.b. Illinois:Intervarsity Press, 1993, s.155)

Materyalist ve ateist felsefenin en onde gelen savunucuları ve bunları tum dunyaya yaymayı kendilerine hedef edinen "dinsizliğin onderleri", Johnson'ın da belirttiği gibi, Darwin'in evrim teorisine kendi ideolojilerine sozde bilimsel bir dayanak sağladığı icin sahip cıkmışlardır.

Bu durumun orneklerine gecmişte, evrim teorisinin ilk ortaya atıldığı gunlerde de rastlanmıştır. Orneğin diyalektik materyalizmin kurucusu, ateist Karl Marx evrim teorisinin, kendi savunduğu fikirler acısından ne kadar onemli olduğunu defalarca ifade etmiştir. Marx, Darwin'in Turlerin Kokeni kitabını okuduktan sonra şoyle demiştir:

Bizim teorimiz evrimin teorisidir, ezberlenecek ve mekanik olarak yinelenecek bir dogma değildir. (Karl Marx-Friedrich Engels, Secme Yazışmalar 2, 1870-1895, Sol Yayınları, birinci Baskı, Ekim 1996, Ankara, Cev:Yurdakul Fincancı, -Kitabın orjinali Moskova 1975 basımı-)

Marx, yakın dostu ve diyalektik materyalizmin diğer unlu ismi Friedrich Engels'e yazdığı bir mektupta ise Darwinizm hakkındaki duşuncelerini şoyle ifade etmiştir:

Bizim goruşlerimizin tabii tarih temelini iceren kitap işte budur. (Conway Zirkle, Evolution, Marxian Biology and The Social Science, University of Pennsylvania Press, 1959, s.527)

Amerikalı botanik profesoru Conway Zirckle ise, komunizmin kurucuları olan Marx ve Engels'in Darwinizm'i neden benimsediklerini şu sozlerle acıklar:

Marx ve Engels, evrim teorisini, Darwin'in Turlerin Kokeni adlı kitabı yayınlanır yayınlanmaz benimsediler. Evrim, komunizmin kurucuları icin, insanlığın doğaustu bir gucun mudahalesi olmadan nasıl ortaya cıkmış olabileceği sorusuna getirilen cevaptı ve dolayısıyla savundukları materyalist felsefenin temellerini desteklemek icin kullanılabilirdi. Dahası, Darwin'in evrimi yorumlama bicimi -yani evrimin bir doğal seleksiyon sureci icinde geliştiği teorisi- onlara o zamana dek hakim olan teolojik (dini) duşuncelere karşı koyma fırsatı veriyordu. (Conway Zirkle, Evolution, Marxian Biology and The Social Science, University of Pennsylvania Press, 1959, s.85-86)

Evrim teorisi Marx ve Engels’in duşunduğunun aksine canlılığın ortaya cıkışını bilimsel olarak acıklayamıyordu. Nitekim ileriki yıllarda elde edilen bilimsel bulgular evrimin hicbir zaman yaşanmadığını ve canlılığın var oluşunun tek acıklamasının yaratılış olduğunu acıkca ortaya koydu. Aslında materyalist bir dunya goruşune sahip olan Marx ve Engels'in, Darwin'i desteklemelerinin ardındaki tek neden dine olan duşmanlıklarıydı. Bilimsel acıdan hicbir değeri olmayan, yalnızca Darwin'in hayal gucunden kaynaklanan bazı mekanizmalara ısrarla sahip cıkmaları da bu yuzdendi.

Gecmişte yaşamış komunist ve dinsiz liderlerin en kanlısı olarak bilinen Joseph Stalin de otobiyografisinde evrim teorisine verdiği oneme şoyle dikkat cekmişti:

Okullardaki oğrencilerimizin zihnini altı gunde yaratılış efsanesinden temizlemek icin onlara uc şeyi ozellikle oğretmeliyiz: Dunyanın yaşını, jeolojik orijinini ve Darwin'in oğretilerini. (Kent Hovind, The False Religion df Evolution, -Bu kitap sadece internette yayınlanmıştır-)
Materyalist inanışa sahip fikir akımlarının ve Darwin'in evrim teorisinin ortak oldukları nokta dinsizliktir.

Bilim adamlarının evrim teorisine olan bağlılıklarının nedeni sahip oldukları ideolojilerinde yatmaktadır. Bu evrimci bilim adamları gercek birer bilim adamı gibi davranmaz, sadece gozlem ve deneylerine bağlı kalmazlar. Onlar yapılan gozlem ve deneylere ve bilimsel araştırmalara rağmen ideolojilerini savunurlar. Sahip oldukları ideolojilerinin temeli ise materyalizmdir. Materyalizme olan inancları onlara Allah'ın varlığını inkar etmeyi emretmektedir. Bu nedenle tum bilimsel veriler ustun ve herşeyin hakimi olan bir Yaratıcının varlığını acık ve kesin olarak gostermesine rağmen, bu evrimci ve materyalist bilim adamları Allah'ın varlığını inkar etmektedirler. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da acıkca itiraflarda bulunmuşlar, delillerin bir Yaratıcının ve O'nun var ettiği kusursuz tasarımının varlığını gosterdiğini, ancak sahip oldukları ideolojileri uğruna bu gerceği kabul edemeyeceklerini belirtmişlerdir.

Chandra Wickramasinghe:
Bir bilim adamı olarak aldığım eğitim boyunca, bilimin herhangi bir bilincli yaratılış kavramı ile uyuşamayacağına dair cok guclu bir beyin yıkamaya tabi tutuldum. Bu kavrama karşı şiddetle tavır alınması gerekiyordu... Ama şu anda, Allah'a inanmayı gerektiren acıklamaya karşı olarak one surulebilecek hicbir arguman bulamıyorum. Biz hep acık bir zihinle duşunmeye alıştık ve şimdi yaşama getirilebilecek tek mantıklı cevabın yaratılış olduğu sonucuna varıyoruz, tesadufi karmaşalar değil. (Chandra Wickramasinghe, London Daily Express ile bir roportajından, 14 Ağustos 1981 )

Prof. Fred Hoyle (Cambridge Universitesi'nden İngiliz matematikci ve astronom):
Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar acıktır ki, insan bu acık gerceğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Bunun (kabul edilmeyişin) nedeni, bilimsel değil, psikolojiktir.(Fred Hoyle-Chandra Wickramasinghe, Evolution from Space, New York, Simon & Schuster, 1984, s.130)

Dr. Michael Walker (Antropolog, Sidney Universitesi):
Bircok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin teorisine dilleriyle hizmet ediyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin bir Yaratıcı olduğunu reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız. (Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim1982, s.44)

Pierre Paul Grassé:
(Evrimcilerin canlılığın acıklaması olarak one surdukleri)... tesaduf kavramı, ateizm goruntusu altında kendisine gizlice tapınılan bir tur ilah haline gelmiştir.(Pierre Paul Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s.107)


Gorulduğu gibi evrim teorisinin hala savunuluyor olması kesinlikle bilimsel değil sadece ideolojiktir.

Bazı İnsanlar dine inanınca bilimadamı olunmazmış gibi bir yanılgı icerisindedirler. Ama dunya milyonlarca iman eden bilim adamıyla doludur.
__________________