Giyotin, idam mahkumunun kafasını ust taraftan kesmek prensibiyle yapılmış bir ceşit idam aracıdır. Giyotin ilk kez 1792 yılında Jacques Nicholas Pelletier adlı bir hırsızı idam etmek icin kullanılmıştır.
1792 yılında Jacques Nicholas Pelletier adLı kişinin Giyotin ile idamı..
[img]http://img98.**************/img98/543/25941806.jpg[/img]
Giyotin, belirtildiği gibi Fransız Devrimi ile adını duyurmuştur. Kendisinden cok once, Avrupa'nın uzun yıllar kullandığı giyotin benzeri araclar bulunsa da Fransız yapımı bu makine standart bir idam bicimi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Alet, adını mucidi Joseph-Ignace Guillotin'den alır. Bir doktor olan Guillotin aynı zamanda bir meclis uyesidir. İdam cezalarını infaz etmek icin bir makine tasarlar. Amac daha "insancıl" ve eski rejimden daha modern, daha devrimsel bir idam cezası uygulamaktır.
Fransa'da giyotinden once soylular genellikle kılıcla ya da baltayla idam ediliyordu. Bunun yanında asılma da yaygın bir idam bicimiydi. Tum bunların yanında cok acı veren yakılma ve eziyet iceren cezalar da bulunuyordu. Bu, giyotine gore eski ve geri kalmış yontemlerde idam bir anda gercekleşmiyor, acı verici bir surec oluyordu. Hatta bu donemde, olum acısız ve hızlı olsun diye kurbanın ailesi cellatlara para bile teklif ediyordu. Tum bu şartlar altında devrimini gercekleştiren Fransa, olum cezalarını da modernleştirmeliydi, bunlarla birlikte 20 Mart 1792'de giyotin resmi olarak Fransa'nın idam aleti haline geldi. 1939'da kullanımı durduruldu fakat Fransa'nın 1981'de idam cezasını kaldırmasına dek resmi idam aleti olarak kalmayı surdurdu. Bu doneme dek idamlar ya giyotinle ya da kurbanlara tufekle ateş edilerek infaz edilirdi.
Antoine Louis (1723-1792), Chirurgicale Akademisinin bir uyesiydi ve giyotin konseptini ilk olarak gercekleştiren insandı. Geliştirdiği bu alete "lousion" ya da "loisette" deniyordu ve giyotinin atası sayılırdı. Kurbanın kafasını tutan iki parcalı tahta (lunette) ve belirli bir acıya sahip bıcak, Louis'in makinasında da bulunuyordu.
Giyotin ilk kez Nicolas J. Pelletier'in idamında, 25 Nisan 1792 tarihinde kullanıldı.
Mucit Guillotine hakkında yayılmış bir mit ise kendisinin, mucidi olduğu giyotinle oldurulduğudur; ancak, bu yanlıştır. Dr. Guillotine 26 Mayıs 1814'te doğal sebeplerden oturu olmuştur. Dr. Guillotine, aletin ve idam şeklinin kendi soyadıyla anılmasından rahatsız olmuş ve soyadını değiştirmiştir.
Haziran 1793 - Temmuz 1794 arası Fransa'da "Terorun Tırmanışı" ya da kısaca "Teror" olarak adlandırılır. Monarşinin cokuşunun ardından yaşanan karışıklık, yabancı monarşist gucler tarafından saldırıya uğrama korkusu ve monarşi sonrası karşı-devrim partileri Fransa'yı tamamiyle bir paranoyaya surukler. Devrimin gercekleştirdiği demokratik reformların bircoğu bu donemde iptal edilir ve giyotinli idamlar başlar. Bu donemde Maximilien Robespierre, hukumetin en kuvvetli adamlarından biri haline gelir ve Teror'un simgesi sayılır. Devrim Mahkemesi, binlerce insanı giyotine surukledi. Asiller ve halk, entelektueller, politikacılar, fahişeler... Herkes her an idam edilebilirdi. "Madam Giyotin" olarak anılan bu makineyle tanışmak icin "cumhuriyet karşıtı" ifadesi bile yeterliydi. Giyotin, "Madam Giyotin" dışında "Ulusal Jilet" olarak da adlandırılmıştır. Tahminlere gore olu sayısı 15.000 ile 40.000 kişi arasındadır. XVI. Louis ve kralice Marie Antoinette 1793 yılında idam edilir. Temmuz 1794'te Maximilien Robespierre de giyotinle idam edilir.
Bu sure boyunca giyotinli idamlar, idam yerine toplanan kalabalığın populer bir eğlencesi haline gelir. Hatta bu donemde idam saatlerinin yazılı olduğu programlar satılmaya başlanır. Her gun gelen izleyiciler en iyi izleme yerlerini oğrenirler. İdamları izlemeleri icin ebeveynler, cocuklarını da getirir. Teror'un bitimiyle bu kalabalıklar aniden dağılır. Aşırı tekrarlar bu urkutucu eğlenceyi bile sıkıcı hale getirmiştir
Halka acık son idam mahkumu, 6 cinayet işlemiş Eugene Weidmann'dı. 17 Haziran 1939'da şu an Adalet Sarayı olan, fakat o zaman hapishane olarak kullanılan bir binada kafası kesildi. Fransa'daki son idam mahkumu Hamida Djandoubi'dir ve 10 Eylul 1977'de cezası infaz edilmiştir. Fransa'da idam cezası 1981 yılında kaldırıldı.
Fransa dışında, 1792'den cok once giyotin benzeri aletler bulunuyordu, ancak ozellikle Avrupa'daki ulkeler, bu "modern" idam makinesini kullanmayı secmiştir.
Dikkate değer bir ornek; Almanya'nın kullandığı "Fallbeil" (Duşen Balta) denen alettir. Bu alet ceşitli Alman eyaletlerinde 17. yuzyıldan beri kullanılmaktadır hatta Napolyon Bonapart zamanında geleneksel idam aleti olur.
Giyotin ve tufekle ateş ederek oldurme Almanya'daki legal idam yollarıdır. Almanya'da 1871-1918 arasında, Weimar Cumhuriyeti'nde ise 1919-1933 yılları arasında kullanılmıştır.
Alman Federal Cumhuriyeti'nde 11 Mayıs 1949'da 24 yaşındaki Berthold Wehmeyer adlı mahkum idam edilir ve bu giyotinli son idam olur. Batı Almanya idam cezasını 1949 yılında kaldırır. Doğu Almanya idam cezasını 1987 yılında, Avusturya ise 1968 yılında kaldırmıştır. İsvec'te ise giyotinli son idam 1910 yılında gercekleşir.
Giyotin, Amerika Birleşik Devletleri'nde hicbir zaman kullanılmaz. 19. yuzyılda elektrikli sandalye kullanılmadan once tartışıldıysa da devreye girmemiştir. 1996 yılında Georgia eyaletinin meclis uyesi Doug Teper, elektrikli sandalye yerine giyotin kullanımını onerir ve suclunun organlarının hastalara bağışlanabileceğini soyler. Ancak bu oneri kabul edilmez.
Giyotinin ilk kullanımından itibaren Dr. Guillotin'in umduğu gibi hızlı bir olum yolu olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Gecmişteki idam yontemlerinde acı cekmeyle ilgili minik kuşkular olmuştur. Ama giyotinin icadıyla, "insancıl" bir olum yolu olması dolayısıyla, bu konu ciddi bir bicimde tartışmaya acılmıştır. Giyotinin bıcağının kafayı vucuttan cok hızlı ayırması yuzunden kurbanın acı cekme suresini uzatması da olasıydı. Bıcağın yeterince cabuk kesmesi, beyne gorece ufak bir etki yapması ve kucuk bir ihtimal de olsa aniden bilincsizlik haline gecilmesi de ihtimaller dahilindeydi.
İdamları izleyenler, hareket eden gozler ya da oynayan ağızlar hakkında sayısız hikÂyeler anlatırdı. Hatta Charlotte Corday'in kopmuş kafasının ensesine atılan bir tokatta bir kızgınlık ifadesi oluştuğu bile soylenmişti.
Canlı kafalar yuzunden bilimadamları bir cok deney yaptı. Ancak parmak şıklatmalara ve isimlerin telaffuzuna rağmen herhangi bir tepkiyle karşılaşmadılar. Buyuk ihtimalle damarların buzulmesi, gibi bir sebepten dolayı kafaların surat ifadelerinin değiştiği soylendi.Fakat yine de bununla ilgili şupheler devam etmektedir.
Alıntıdır..
__________________
Giyotin'in Tarihi ve iLk Kullanıldığı Yıl...
Tarih0 Mesaj
●47 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Tarih
- Giyotin'in Tarihi ve iLk Kullanıldığı Yıl...