SOSYOLOJİDE YONTEM VE ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ
Temel ihtiyaclarımızdan biri de “bilme”dir. İnsan icinde yaşadığı doğal ve
toplumsal cevreyi tanımak ister. Ancak bu bilme ihtiyacı gercekleştirilirken
bilinenlerin doğru olması da istenir. Bilinenin doğruluğu icin de bilimsel yontem ve
araştırma tekniklerine ihtiyacımız vardır. Bilim insanları, bilimsel yontem ve
araştırma tekniklerini kullanarak doğru bilgilere ulaşır.
Yontem (metod); bir etkinlikte bulunurken, bir amacı gercekleştirirken
izlenen yol ve uyulması gereken kural anlamına gelir. Ancak her izlenen yol doğru
olmayabilir. Bilimlerin bilimsel bilgi elde etme surecinde “bilimsel yontem”den
yararlanması gerekir. O hÂlde bilimsel yontem nedir?
Bu başlık altında oncelikle “bilimsel yontem” ve “bilimsel yontemin ilkeleri” belirtilecektir.
Sonra “sosyolojinin bir bilim olduğunun gostergeleri” uzerinde durulacaktır. Daha sonra da
sosyoloji alanındaki araştırmalarda kullanılan “veri toplama teknikleri” ana hatlarıyla verilecektir.
Ayrıca sosyolojinin “insan bilimleri icindeki yeri” ne de değinilecektir.
1. Bilimsel Yontem
Bilimsel yontem, bizi gunluk yaşamda herhangi bir amaca ulaştıran
yontemden farklıdır.
Bilimsel yontem, “doğal ve toplumsal gercekliği tanımlamak,
acıklamak ve bu gercekliğin yasalarına ulaşmak amacıyla izlenen sistemli bilgi
edinme yoludur.”
Bilimsel yontem sayesinde elde edilen bilgiler, gunluk yaşantımızda elde
ettiğimiz bilgilerden daha guvenilir ve doğrudur.
Bilimsel yontem kullanılırken iki temel akıl yurutme ilkesinden
yararlanılır. Bu akıl yurutme ilkelerini butun bilimler kullanmaktadır.
Tume varım (enduksiyon) ilkesi, tek tek gercekleşen olayların
gozlenmesi sonucu genel yasa ya da ilkelere ulaşma yoludur.
Zihnin ozelden genele doğru yaptığı bir akıl yurutmedir. Bu akıl yurutmede
birbirine benzer olaylar incelenerek olaylar hakkında genel gecer sonuclara
ulaşılır. Orneğin, belirli yıllarda yuksek enflÂsyondan dolayı toplumsal sorunların
arttığı tespit edilmişse, yuksek enflÂsyonun toplumsal sorunları artırdığı gibi genel
bir sonuca ulaşılır.
Tumden gelim (deduksiyon) ilkesi, genel bir ilkeden hareketle ozel
olayları acıklama yoludur.
Tumden gelim, tume varım akıl yurutme ilkesinin tam tersidir. Bu yolla
zihin, genelden ozele doğru bir akıl yurutme yapar. Orneğin, “EnflÂsyon artarsa
toplumsal sorunlar artar” ilkesinden hareketle bu yıl da enflasyonun yuksek olduğu
gorulurse, toplumsal sorunların artacağı sonucuna ulaşmak mumkundur. Tumden
gelim, bilgi edinmek ve edinilen bilgiyi geliştirmek icin genelden ozele doğru giden
bir duşunce surecidir.
Tume varım ve tumden gelim kavramlarına dikkat ediniz. Bu iki kavramı birbirine
karıştırmayınız.
Bilimsel Yontemin Temel Aşamaları:
Şimdi bilimsel bir araştırmada izlenmesi gereken aşamaları gorelim.
Bilimsel bir araştırma sonucunda incelenen konu hakkında doğru, guvenilir bilgi
elde etmek icin genelde dort temel aşamadan gecilir. Bunlar; gozlem, varsayım,
deneyleme ve genelleme aşamalarıdır.
Gozlem
Gozlem, genel olarak duyu organları yoluyla bilgi edinme anlamına gelir.
Bilimsel bir araştırmada gozlem, araştırmacının araştıracağı konuyu belirleyip ilk
verileri toplaması olarak nitelendirilebilir. Bu aşamada araştırmacı “tume varımsal”
akıl yurutme ilkesini kullanır.
Orneğin; Cocukların suc işlemesi, gecekondu ilişkileri carpık kentleşme,
ruşvet, kan davası vb. sosyolojik acılardan incelenebilir.
İncelenecek konu ya da sorun belirlenerek gozlem yoluyla konu
hakkındaki ilk bilgiler, varsayımlar (hipotez) oluşturulur. Ancak gozlemler ile elde
edilen bu bilgiler henuz gecerli bilgiler değildir. Diğer bir deyişle “ham bilgilerdir”.
Hipotezler hazırlanırken ozellikle tume varım ilkesi kullanılır.
Varsayım
Varsayım (hipotez, denence), doğruluğu ya da yanlışlığı kesin olmayan,
kanıtlanmak uzere ortaya atılmış, araştırmacının gecici acıklamasıdır. Hipotezler
hazırlanmadan once araştırmacı, konusuyla ilgili birtakım gozlemler yapar.
Araştırmacı bu aşamada “tumden gelimsel” akıl yurutme ilkesini kullanır.
Orneğin;
1. Varsayım: “Sınıftaki oğrenciler arasında benzerlik arttıkca, sınıf ici
uyum da o oranda artar.”
2. Varsayım: “Sınıftaki uyum derecesi yuksekse, oğrencilerin kurallara
aykırı davranma olasılığı da duşer.”
3. Varsayım: “Sınıftaki oğrenciler de benzerlik eşitse derslerdeki başarı
duzeyleri de o oranda eşit olur.”
Hipotezler kurulduktan sonra, sıra onu sınamaya (doğrulamaya ya da
yanlışlamaya) gelmiştir. Hipotezin sınanması demek araştırılan olay ya da olgular
arasında ongorulen (tahmin edilen) ilişkilerin var olup olmadığının araştırılması
demektir. Ucuncu aşama ise deneylemedir.
Deneyleme
Deneyleme, ileri surulen varsayımların sınanması aşamasıdır. Bu aşama da
bir tur gozlemdir. Birinci aşamadaki gozlemden farkı ise araştırmacı bazı koşulları
kendisi hazırlar. Orneğin, sosyolog bilgi toplamak icin soru kağıdı (anket) ya da
goruşme icin gerekli soruları hazırlayıp uygular ya da uygulatır. Sosyolojik
araştırmalarda lÂboratuvar ortamında yapılan deneyler uygulanmaz. Deney
coğunlukla doğa bilimlerinde kullanılır. Doğa bilimci aynı olayları doğada tekrar
tekrar gozlemleyebileceği gibi lÂboratuvar koşullarında da doğa olaylarını
tekrarlayabilir. Toplum ise doğaya oranla daha hızlı değişir. Koşullar daha hızlı
değiştiği icin aynı şeyleri tekrarlama olanağı yoktur. Bu yuzden sosyolojide,
lÂboratuvar ortamında deney tekniğinin kullanılması olanağı hemen hemen hic
yoktur. Ancak bu durum, sosyolojinin bilimsel sonuclara (kuram ve yasalara)
ulaşmasını engellemez.
Sosyoloji kendi araştırma konularına uygun bir takım araştırma
tekniklerinden yararlanır. Araştırma tekniklerine “veri toplama teknikleri” de denir.
Anket, monografi, goruşme, sosyometri, gozlem gibi veri toplama teknikleri
sosyolojik araştırmalarda en cok kullanılan tekniklerdir. Bunlardan “gozlem”
hakkında bilgi verelim.
Gozlem, araştırılan konunun ya da sorunun doğal akışı icinde sistemli
ve amaclı incelenmesidir.
İnsanlara, “Neden boyle davranıyorsunuz?” gibi sorular sormak yerine,
“neden” ve “nasıl” oyle davrandıklarını gozlemlemek daha gecerli ve doğru
sonuclara ulaşmamıza neden olur.
Deney ile deneyleme kavramlarına dikkat ediniz. Bu iki kavramı birbirine karıştırmayınız.
Sosyolojide gozlem, basit ve sistematik olarak iki şekilde yapılabilir.
Basit gozlem, tekrarlanması ancak rastlantılarla mumkun olan
gozlemdir.
Koy, iş yeri, okul gibi kucuk grupların yaşam bicimlerini, toplumsal
ilişkilerini, tutumlarını incelemeye yarayan bir veri toplama tekniğidir. Basit
gozlem, “katılımlı” ve “katılımsız” gozlem olmak uzere ikiye ayrılır.
Katılımlı gozlem, araştırmacının, kimliğini gizleyerek ya da gruba
katılarak bilgi elde ettiği gozlemdir.
Katılımlı gozlemde araştırmacı bizzat olayın icindedir. Orneğin,
araştırmacının bir işci gibi gorunup uzun bir sure işcilerle calışarak ve yaşayarak
onlar hakkında bilgi edinmesi katılımlı gozlemdir.
Katılımsız gozlem, araştırmacının, gozlemlediği olay ya da gruba
katılmadan bilgi elde ettiği gozlemdir.
Katılımsız gozlemde araştırmacı kimliğini gizlemez. İncelediği olaya hic
bir etkide bulunmadan dışardan bir kimse gibi gozlemler.
Sistematik gozlem, araştırmacının standart araclara başvurarak bilgi
toplamasını sağlayan bir tekniktir.
Sosyolog, sistematik gozlemde onceden hazırlanmış konu hakkında bilgi
toplayacağı cizelgelere, sorulara sahiptir. Ayrıca sistematik gozlemde, kayıt yapmak
icin teyp, fotoğraf makinası ve kamera gibi araclar kullanılır. Her araştırmacı bu
araclarla araştırma yapacağından, ulaşılacak sonuclar birbirine yakın ve kişisellikten
(subjektif) uzak olacaktır. Sistematik gozlem basit gozlemden bu nedenle daha
nesnel (objektif) bilgiler verir.
Orneğin, gozlem tekniğini kullanarak araştırdığımız konu hakkında bilgiler
topladık. Şimdi bu ham bilgileri (verileri) ne yapacağız?
Araştırdığımız konu hakkında gozlem yoluyla elde ettiğimiz bu bilgileri
belirli bir duzen icinde cozumlememiz (analiz etmemiz) gerekir. Toplanan bu
bilgileri “istatiksel analiz” kullanarak sayılarla, grafiklerle tablolarla ifade edebiliriz.
Boylelikle elde ettiğimiz bilgiler duzensiz bir bilgi olmaktan kurtulur.
Araştırdığımız konu hakkınaki bilgileri cozumledikten sonra birtakım kuramlara,
kuramların test edilip doğrulanmasıyla da bilimsel yasalara ulaşırız. Bir başka
ifadeyle genellemelere ulaşırız.
Genelleme
Genelleme, kuram ve yasalara ulaşmayı sağlar. Kuram ve yasalardan
yararlanılarak ongorulerde bulunulur.
Kuram (teori), bilgi edinme surecinde ortaya atılan, gecerliliği ve
guvenirliliği bilimsel yontemle saptanmış bilgi ve acıklama duzenidir.
Kuram, doğal ya da toplumsal gercekliğin bir yonune ilişkin genelleştirilmiş
bilgilerdir. Bir kuramın ortaya cıkması daha once gercekleşmiş bir dizi hipotezin
varlığını gerektirir. Butun bilimler gibi sosyoloji de bilimsel verilerden, gozlemlerden,
varsayımlardan kuramlara oradan da yasalara ulaşmayı amaclar.
Yasa (kanun), bilimsel bir araştırmada gozlem ya da deneyleme
sonuclarıyla doğrulanmış bir genellemedir.
Varsayımlardan kuramlara, kuramlardan da yasalara ulaşılır. Bilimsel
yasalar, kuramlara gore daha fazla kesinlik taşır ve matematiksel formullerle ortaya
konulmaya calışılır. Bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen kuram ya da yasalar
yeni araştırmalara kaynaklık eder. Bilimsel ilerlemeler de bu yolla gercekleşir.
Bilimsel kuram ve yasaların elde edilmesi, bize, incelenen gerceklik
hakkında doğru bilgiler verir. Bu doğru bilgiler sayesinde ongorulerde bulunuruz.
Ongoru, kuram ya da yasalara dayanarak gelecekle ilgili tahminlerde
bulunmadır.
Ongoru, doğayı, toplum ve insan yaşamını, denetleme, yonlendirme
olanağı sağlar. Boylelikle bilim pratik yararlar sağlayan sistemli bilgiler haline gelir.
Orneğin, sosyoloji insanlara toplumlarının değişim sureci uzerinde etkili olma
olanağı sağlama amacındadır.
a. Bilimsel Calışmalarda On Kabuller
Bir araştırmanın bilimsel yonteme gore yurutulmesi yeterli değildir. Aynı
zamanda bilimsel calışmalara başlamadan once bir takım ilkelere ya da on kabullere
uyulması gerekir.
Bu on kabullerin en onemlileri şunlardır:
1. Nesnellik (Objektiflik) İlkesi: Nesnellik araştırmacının araştırma
sırasında birtakım on yargılardan, inanclardan, arzu ve cıkarlarından arınmasıdır.
Araştırmacı, kendi zihninde şekillenen iyi-kotu, guzel-cirkin gibi değer
yargılarından arınmış olarak calışmasına başlamalıdır. Araştırma sonucu elde edilen
bulgular araştırmacının inanc ve değer yargılarına ters duşse bile tarafsız
davranmaktan vazgecmemesi, gecerli ve guvenli bilgilere ulaşmayı sağlayan en
onemli etkendir.
2. Somutluk İlkesi: Diğer toplumsal bilimler gibi sosyoloji de yer ve
zamanı belirli olaylardan hareket ederek calışmasını gercekleştirir. Sosyolog, doğa
otesi (metafizik) konularla ilgilenmez. Ancak, her somut olayın kendine ozgu
ozellikleri vardır. Orneğin, bir kent ailesi ile koy ailesi aynı değildir. Her birinin
kendine ozgu nitelikleri vardır. Bu yuzden araştırma konusu olan her somut olayı
kendi koşulları icinde incelemek gerekir.
3. Nedensellik İlkesi: Bilimsel calışmada her olayın bir nedeni olduğunu
ve bir olayın nedeninin de daha onceki başka bir olay olduğunu onsel olarak
kabulleniriz. Toplumda, hicbir grup, kurum ya da ilişki yoktan ortaya cıkmaz.
Doğada olduğu gibi, toplumda da belirli koşullar altında, belirli nedenler belirli
toplumsal sonucları doğurur. Orneğin, gelişmekte olan toplumlarda artan işsizliğin,
buyuk kentlere ya da başka bir ulkeye goce ve toplumsal sorunlara (alkolizm, suc
işleme vb.) yol actığı nedensellik ilkesiyle acıklanır.
4. Bilmediğini Var Saymak İlkesi: Araştırmacı uzerinde calışmaya karar
verdiği konu hakkında daha once edindiği bilgi birikimini yok saymalı, bunları
bilmiyormuş gibi davranmalı ve calışmasını bu şekilde gercekleştirmelidir.
Bu ilke nesnellik ilkesinin uygulanabilmesi acısından da onemlidir. Eski
bilgilerimizi bir tarafa koyarak yeni bir araştırmaya girersek, araştırdığımız konuda
tarafsız ve on yargısız davranma olasılığı da artacaktır. Orneğin, aileler ya da koyler
uzerinde araştırma yaparken, araştırmacının kendi bildiği birkac aile ya da koy
modeline ve bu bilgilere dayanarak genellemelerde bulunması yanıltıcı sonuclara
goturecektir.
5. Konunun Sınırlandırılması İlkesi: Bir konunun ceşitli yonleri vardır.
Tek bir araştırmayla bir konuyu butunuyle acıklığa kavuşturmak olanaksızdır. Bu
nedenle araştırmacı, incelediği konunun sınırlarını cizmeli, neyi araştıracağını
belirlemelidir. Orneğin, Turkiye’deki eğitim sistemi uzerine yapılacak bir
araştırmada; araştırmacı, oğrenciler uzerine mi yoksa oğretmenler uzerine mi, aynı
zamanda ilkoğretim, ortaoğretim ya da acıkoğretim uzerine mi araştırma yapıp
yapmayacağını belirlemek zorundadır. Boylelikle konu sınırlandırılmış olur. Aksi
taktirde, birbiriyle ilgili olmayan bir yığın veri toplamak, araştırma konusuna
acıklık getirmek yerine incelenecek olgunun butun icinde kaybolmasına yol acar.
Bu da hem insan emeğine, hem de para ve israfına neden olur.
6. Toplumsal Olayların Değişebilirliği İlkesi: Değişmenin bir gerceklik
olduğu gerek doğa bilimlerinde, gerekse de insan bilimlerinde on kabul olarak
alınır. Değişmenin kacınılmazlığı toplumsal olaylarda da gozlemlenen bir surectir.
Toplumsal gercekliğin tanımak istediğimiz bir kesitini yalnız şu anki durumuyla
değil, tarihsel değişme sureci icindeki durumuyla da incelemek gerekir.
b. Bilimin Nitelikleri
Bilim insanlığın ortak urunudur. İnsanlık surekli olarak yaşamı guvenilir ve
rahat kılma, dunyayı anlama cabası icinde olmuştur. Bilimsel gelişmeler, insanlığın
yaşam koşullarını iyileştirme olanakları sunduğu gibi akılcı ve gercekci duşunme
olanaklarının yolunu da acmıştır. O halde bilim nedir?
Bilim “gozlenebilir olgulardan hareket eden ve bu olgular arasında
neden-sonuc ilişkileri kurmaya calışan sistemli bilgiler butunudur.”
Bu durumda herhangi bir calışma alanının gozlenebilir ya da deneyle
ispatlanabilir bir konusu yoksa o etkinlik bilim sayılmaz.
Bilimin temel nitelikleri şunlardır:
• Bilim sistemlidir: Bilim gelişiguzel bir şekilde değil, bilimsel yontemi
ve veri toplama tekniklerini kullanarak sonuca ulaşır.
• Bilim olgulara dayanır: Bilimin olgusal olması gozlenebilir, deney
yapılabilir olgulara dayanmasıdır.
• Bilim mantıksaldır: Elde edilen bilgilerin kendi icinde tutarlı ve
celişkiden uzak olmasıdır.
• Bilim nesnel (objektif) dir: Bilimin olanı olduğu gibi inceleyip ortaya
cıkarmasıdır. Bilimin değer yargılarından (inanclardan, on yargı, beğeni ya da
cıkarlardan) uzak durmasıdır.
• Bilim eleştirici ve sorgulayıcıdır: Bilimsel bir sonuc (kuram ya da yasa)
ne kadar akla uygun olursa olsun yine de eleştiri ve sorgulamadan kurtulamaz.
• Bilim genelleyicidir: Bilim araştırma konusunda genelleyicidir, tek tek
olaylarla değil bunlar arasındaki ilişkilerle ilgilenir.
• Bilim evrenseldir: Ulaşılan bilimsel sonuclar her yerde gecerlidir.
• Bilim ongoru sağlar: Araştırmalar sonucunda elde edilen sonuclar
kullanılarak, geleceğe ilişkin bir takım tahminlerde bulunulur.
c. Sosyolojinin Bilim Olduğunun Gostergeleri
Diğer başlıkta bilimin temel niteliklerini aktarmıştık. Bu ilkeler tum
bilimlere, doğal olarak sosyolojiye de ozgudur.
Bir bilgi alanının bilim olarak nitelenebilmesi icin şu ozelliklere sahip
olması gerekir:
• Kendine ozgu nesnel konusu olmalıdır: “Toplumsal olgu” denilen
nesnel gerceklik sosyolojinin konusudur. Başka herhangi bir bilim tarafından
“toplumsal olgu” incelenemez.
• Bilimsel yontemi uygulamalıdır: Diğer bilimler gibi sosyoloji de
konusuna giren olay ve olguları incelerken bilimsel yontemi kullanır. Konularını
araştırırken, varsayımlar kurar. Varsayımları araştırma teknikleriyle doğrulayarak
birtakım kuram ve yasalara ulaşır. Gelecekle ilgili ongorulerde bulunur.
• Olgular arasıda neden-sonuc ilişkisi kurmalıdır: Sosyoloji de tıpkı
diğer bilimler gibi olgular arasında neden-sonuc ilişkisi kurmaya calışır. Bunu
yapabilmek icin, bilimmsel yontem ve araştırma tekniklerini kullanır.
• Değer yargılarından uzak durmalıdır: Sosyoloji “olması gereken”le
değil “olan” ile ilgilenir.
• Belirli bir amacı olmalıdır: Sosyolojinin amacı “toplumsal gercekliği
acıklamaktır. Bu gercekliğin oluşum, işleyiş ve değişimini acıklamayı amac
edinmiştir.
d. Sosyolojinin İnsan Bilimleri İcindeki Yeri
Bilimler;
İnsan bilimleri: Sosyoloji, psikoloji tarih, siyaset bilimi,
Doğa bilimleri: Jeoloji, biyoloji, kimya, fizik,
Formel bilimler: Matematik, mantık olmak uzere uc gruba ayrılır.
Butun insan bilimleri, insan ve toplum yaşamını konu edinir. Aralarındaki
temel fark, insan ve toplumun hangi yanını konu edindikleridir. Her bilim dalı,
“toplumsal gerceğin” butunluğu icinde yalnızca kendisini ilgilendiren yonlerini ele
alır.
Sosyoloji bilim hÂline gelirken kendisini diğer insan bilimlerinden aşama
aşama ayırmıştır. Bu surecte sosyoloji diğer bilimlerden onemli olcude yararlandığı
gibi, o bilimlere katkı da yapmıştır.
Sosyoloji 19. yuzyılda felsefeden ayrılıp kendini yeni bir bilim olarak ilan
etmiştir. Sosyoloji hem diğer bilimlerden yararlanan, hem de ulaştığı bilimsel
sonuclarla diğer bilimleri etkileyen, onlara yeni bilgiler sunan bir bilim dalıdır.
2. Sosyolojik Araştırmada Veri Toplama Teknikleri
Daha onceki konularda, bilimsel araştırma yapılırken bilimsel yontemin
uygulanması gerektiğini belirtmiştik. Bilimsel yontem, veri toplama teknikleri
aracılığıyla uygulanır.
Veri, “ceşitli kaynaklardan derlenebilen, uzerinde inceleme yapılabilecek
her turlu bilgi” olarak tanımlanır. Sozluk anlamı ise, bir sonuca varabilmek icin
gerekli olan ilk bilgidir. Bilimsel araştırmada veri toplama teknikleri aracılığıyla
guvenilir bilgilere ulaşılır.
Araştırma tekniği; bilimsel araştırmanın ceşitli aşamalarında veri
toplamak amacıyla kullanılan araclardır. Araştırma teknikleri araştırılan konuya
uygun bicimde secilir. Bilimsel yontem araştırma tekniği ile somutlaşır. Bir başka
deyişle yontem, araştırma tekniği aracılığıyla uygulanır. Anket, monografi, olay
incelemesi birer araştırma tekniğidir.
Kurulan varsayımlar araştırma teknikleriyle doğrulanmaya calışılır.
Bilimsel araştırmalar iki temel gruba ayrılır:
• Kuramsal (teorik) araştırmalar
• Alan (saha) araştırmaları
Birinci tur araştırmalarda, genellikle toplumsal gercek butunsel olarak ele
alınmaya calışılır. Orneğin, “Toplumsal değişme ile ilgili kuramlar nelerdir?”
konulu bir araştırma kuramsal bir calışmadır ya da “Durkheim’ın yontem konusuna
yaklaşımı” gibi bir konu kuramsal calışmayı gerektirir. Bu tur araştırmalarda tarih
biliminin verileri ya da aynı konuda yapılmış diğer araştırmalar ve yazılı eserler
kaynak olarak kullanılır. İleri surulen varsayımlar belgeler aracılığıyla (tarihsel
araştırmalar, filmler, istatistik veriler gibi) doğrulanmaya ya da yanlışlanmaya
calışılır.
İkinci tur araştırmalarda ise, olaylar ve gozlemlere dayanılarak varsayımlar
oluşturulur. Alan araştırmalarında, araştırma konusu anket, monografi, sosyometri
gibi tekniklerle incelenir. Yapılan araştırmalar butunsel olmayıp toplumun sadece
bir bolumu ile ilgilidir. Orneğin, toplum bilimci Birsen Gokce’nin 1984 yılında
yaptığı“Orta Oğretim Gencliğinin Beklenti ve Sorunları” araştırması, yalnızca orta
oğretime devam eden oğrenciler hakkında bilgiler icerir.
Kuramsal araştırmalarda ve alan araştırmalarında para, zaman, personel,
emek, sure ve incelenen konunun değişkenliği gibi nedenlerle konunun sınırlarının
belirlenmesi (orneklem secilmesi) gereklidir.
Bu tur araştırmalarda, daha onceden yapılmış araştırmalar, kitaplar, mek-
tuplar, sayısal veriler, ceşitli sanat eserleri, makaleler gibi araclar kullanılır. Butun
bilimsel araştırmalar bu tur yazılı kaynaklardan yararlanmak zorundadır. Nitekim,
kaynak taraması yapılmadan bir araştırmaya başlanamaz.
Şimdi sırasıyla veri toplama tekniklerini acıklayabiliriz:
a. Anket (soru kÂğıdı): Herhangi bir konuda, birden cok insanın goruşlerini
ve eğilimlerini oğrenmek amacıyla kullanılan bir tekniktir. Anket, araştırma
konusuyla ilgili olan yazılı sorulardan oluşur. Araştırmaya katılan kişilerden bu
sorulara acık ve doğru bir şekilde yanıt vermeleri istenir. Alan araştırmalarında en
cok kullanılan veri toplama tekniklerinden birisidir.
Ankete katılan kişilerden daha gecerli yanıtlar alabilmek icin anket
soruları;
• Kısa ve acık olmalıdır.
• Konuyla ilgili olmalıdır.
• Az sayıda olmalıdır.
Araştırılan konu ile ilgili bireylerin oluşturduğu evrene araştırma evreni
adı verilir. Orneğin, “Ankara’da lise oğrencilerinin boş zaman faaliyetleri” ile ilgili
bir araştırmada, Ankara’daki tum lise oğrencileri araştırma evrenini oluşturur.
Bazı araştırmalarda, konuyla ilgisi olan bireylerin sayısı cok fazla olabilir.
Bu durumda, herkese anket uygulanması, hem maddî acıdan hem de zaman
acısından olanaksızdır. Yukarıda verdiğimiz ornekte, Ankara’daki butun lise
oğrencilerine anket uygulanması guctur. Ancak, anket lise oğrencileri arasından
kucuk bir gruba uygulanabilir. Araştırma evreni icinden secilen bu gruba orneklem
adı verilir. Orneklem secerken, secilen orneklemin araştırma evreninin tum
ozelliklerini yansıtmasına ozen gostermek gerekir. Aksi hÂlde araştırmada yanlış
sonuclara ulaşılabilir.
b. Goruşme (mulÂkat); sosyolojik araştırmalarda uygulanan tekniklerden
birisidir. Goruşme, araştırılan konuyla ilgili bireylerle yapılan karşılıklı konuşma ile
gercekleştirilir.
Goruşmenin yuz yuze bir ilişkiye dayanması, verilerin elde edilmesine
acıklık ve kesinlik kazandırır. Goruşme, bir sohbet havasında gecebileceği gibi,
onceden hazırlanmış bir soru cizelgesi ile de uygulanabilir. Goruşme anında ses ve
goruntu gibi kayıt aracları da kullanılabilir. Ancak, buyuk caplı alan
araştırmalarında bu tekniğin uygulanması oldukca zordur. Bu tur araştırmalarda
goruşme tekniği yerine anket uygulanması daha uygun olur.
c. Monografi: Monografik araştırma, sınırları belirlenmiş tek bir konu
ustunde uygulanan bir araştırma tekniğidir. Tek bir konu, kişi, sorun vb. uzerinde
yazılı sorularla ya da goruşme yoluyla uygulanır. Kısaca sınırlı bir konunun,
derinlemesine incelenmesidir.
Monografîde bir konu tum yonleriyle incelenir. Orneğin, gecekondu ailesi
uzerine bir araştırma yapılırken, gecekonduların tarihsel gelişimi, gecekonduda
yaşayan ailelerin ekonomik ve kulturel durumları, dinî ve ahlÂkî değerleri, gelir
duzeyleri, yaşadıkları ortam, tuketim alışkanlıkları, dinlenme ve eğlenme
alışkanlıkları derinlemesine incelenir.
Koy monografileri ile koy ailesi, şehir monografileri ile şehir ailesi ele
alınır. Kuruluş monografileri, meslek gruplarını, siyasî bir partiyi ya da bir
sendikayı derinlemesine inceler. Monografiler bize, bir koy halkının kalkınması ya
da bir firmanın gelişmesi icin neler yapılacağına dair bilimsel bilgiler sunar.
d. Olay İncelemesi: Tek bir kurum, aile, kabile vb. grupların ele alınıp
ayrıntılı bicimde incelenmesine dayanan bir tekniktir. Olay incelemesinde amac,
incelenen grupta zaman icerisinde gorulen değişiklikleri ortaya cıkarmaktır.
Araştırma, bir ornek olay uzerinde yoğunlaşır ve denek sayısı sınırlıdır. Bu nedenle
konunun daha derinlemesine incelenmesini sağlar. Ancak, araştırılan konudaki
değişim ve gelişimleri ortaya cıkarmayı amacladığı icin diğer tekniklere gore daha
uzun sureli bir calışmayı gerektirir.
Olay incelemesiyle ulaşılan sonucları daha buyuk gruplara genellemek
doğru değildir. Cunku, olay incelemesinde ele alınan tek bir grup toplumun tumunu
temsil edecek niteliğe sahip değildir.
e. Sosyometri: Sosyometri, kucuk gruplarda bireyler arasındaki yaklaşma
(cekim) ve uzaklaşma (itim) modellerini acıklamayı sağlayan bir araştırma
tekniğidir. Uzerinde araştırma yapılan grup kucuk olmalı ve bireyler birbirini
tanımalıdır. Okuldaki bir sınıfta, yurtta, bir iş yerinde ya da kucuk bir koyde
sosyometri tekniği uygulanabilir.
Sosyometride amac grup ici dayanışmayı tespit edip, catışmaları ve
uyumsuzlukları azaltmaktır. Sosyometri aracılığıyla bireyler arası ilişkilerin
derecesini, kimin lider ozellikleri taşıdığını, hangi bireylerin birbirleriyle daha cok
iletişimi olduğunu oğrenebilmek mumkundur. Grubun her uyesine, Kiminle aynı
sırada oturmak istersiniz? Sınıfta davranışlarından hoşlanmadığınız kişi kimdir?
Kendinizi kime yakın hissediyorsunuz? Sınıfta kimlerle hic anlaşamıyorsunuz?
Kiminle beraber calışmak istersiniz? gibi sorular sorulur.
Bu tur sorulara verilen yanıtlar sonucu, elde edilen veriler, grup uyeleri
arasındaki ilişkileri gosteren bir sosyogram (ilişki haritası) hazırlanmasını olanaklı
kılar.
Orneğin, okulda uyguladığımız bir sosyometri tekniği ile birbirleriyle ilişki
iceriside olan bireyleri saptayarak başarının yukseltilmesini sağlayabiliriz. Herhangi
bir fabrikada işciler uzerinde uygulandığında, verimin artırılması sağlanabilir.
İstatistik Analizler
Bahsedilen veri toplama ve araştırma tekniklerinin dışında araştırmanın
konusuna gore istatistik analizler de kullanılabilir. İstatistik, olculebilen olayların
sayısal olarak ifade edilmesidir. Elde edilen verilerin tasnif edilip, cozumlenip,
yorumlanması icin kullanılan aractır. Değişkenler arasında bağlar kurmaya ve
bilgileri grafik ya da tablolarla gostermeye yarar.
İstatistikî veriler elde edilirken birtakım sorunlar ortaya cıkabilir. Bu tur
gucluklerin ortadan kaldırılması ya da en aza indirilmesi gerekir. Aksi takdirde
istenmeyen, yanlış sonuclara ulaşılabilir. İstatistikî verilerin elde edilmesinde
cıkabilecek problemler şunlardır: Oncelikle, araştırmaya katılan bireylerin verdiği
cevapların doğru ve gerceğe uygun olması gerekir. Orneğin, nufus sayımında
verilecek yanlış bilgi, araştırmacının yanlış sonuclara ulaşmasına neden olacaktır.
Araştırmacı, araştırma konusu hakkında bir bilgiye sahip değilse, elde
ettiği sayısal verileri ya yorumlayamayacak ya da yanlış yorumlayacaktır. Bu
durum, toplum ile ilgili sorunların cozumlenmesine de yansıyacak, ileri surulen
cozum onerileri, topluma uygunluk gostermeyeceğinden, belki de daha fazla
sorunun ortaya cıkmasına neden olacaktır.
__________________