Gecmişi Antik Cağlara uzanan Anamur ilcesinin antik adı Anemurium'dur. Gunumuzde ilce merkezinin 6 km guneybatısındaki kalıntılar Roma ve Bizans donemlerine aittir. Ancak cok daha onceki yuzyıllarda buranın, erken Akdeniz kolonizasyonuna ait bir ticaret iskelesi olduğu bilinmektedir. MO 1. yuzyılda Romalılar'ın Kucuk Asya Eyaleti olan Kilikya bolgesi icinde kalan Anamur'da 4. yuzyıldan itibaren Bizans yonetimi başlamış ve bu donemde kent yeniden inşa edilmiştir. Musluman Araplar'ın yoreye gelmeleri 8. yuzyılda Abbasi Halifesi Mansur donemine rastlamaktadır. Anamur, 11. ve 12. yuzyılda Selcuklular'ın daha sonra Karamanoğulları Beyliği'nin yonetimine girmiş, 1471 yılında da Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır

1867 de Konya Vilayetine bağlı İcel Sancağı'nın bir kazası olan Anamur, 1877'de İcel Sancağı Adana Vilayeti'ne bağlanınca, Adana Vilayeti İcel Sancağı'nın bir kazası durumuna gelmişti.

V Cuinet, 19. yuzyılda Anamur iskelesine gemilerin daha cok yaz aylarında uğradığını yazmaktadır. Limana ayda bir duzenli olarak yalnızca Compagnie Bells Şirketi'nin gemileri gelmekteydi. Osmanlı yelkenlileri, Anamur'un deniz trafiğinde ağırlıklı bir yere sahipti. V Cuinet, 1890'da Anamur'dan dış ulkelere gonderilen en onemli urunlerin; kereste, buğday ve arpa olduğunu yaza. Buradan ihrac edilen kerestenin toplam değeri 350.000 frank idi. Ayrıca, Taşucu ve Kilindire'de olduğu gibi, İcel yoresinin ormanlarından elde edilen pelit ve meşe palamudu da, onemli ihrac urunleriydi. 19. yuzyıl sonunda Anamur'un gumruk geliri, yılda 150.000-200.000 kuruş arasında değişmekteydi. Anamur, 1869 yılında ilce olmuştur.

Eski Anamur (Anemurium)

Anamur ilce merkezinin 6 km guneybatısındadır. Kentin ne zaman kurulduğuna dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı gibi, Roma İmparatorluk Cağı oncesine giden kalıntılara da bugune kadar henuz rastlanmamıştır. Kentin adı sadece bir liman listesinde gectiği icin, MO 4. yuzyılda var olduğu bilinmektedir. Anemurium'un adının "ruzgarlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir. 1. yuzyılda kentin cevresine ilk surların yapıldığı, bir sure Kommagene Kralı Antiochos'un (38-72) yonetimine bırakıldığı tarihi bilgiler arasındadır. Kıbrıs'a yakın olması nedeniyle, ozellikle Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anemurium, aynı zamanda kara yoluyla Toroslar'daki en onemli Roma kentlerinden biri olan Germanikopolis ile bağlantılıydı. Boylece, bolgedeki doğal kaynakların ihrac edildiği onemli bir ticaret kenti olmuştu.

Anemurium, 260'da Sasaniler tarafından ele gecirilmiş 4. ve 5. yuzyıllarda Toroslar'dan gelen korsanlar tarafında sık sık tahrip edilmişti. 650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent, bu tarihten sonra terk edilir. 12. ve 13. yuzyıllarda Anadolu Selcukluları'nın Mamure Kalesini ele gecirmelerinden sonra, bolge Turk egemenliğine girer. Anemurium kenti yukarı ve aşağı kent olmak uzere iki bolume ayrılır. En goz alıcı yapıları; surlar, 3 adet hamam, tiyatro, odeon (konser salonu) ve palestra aşağı kenttedir. Liman Caddesi'nin her iki yanındaki kaldırımların belirli bolumlerinde yer yer zemin mozaikleri bulunmuş olup, bunların bir kısmı muzede sergilenmektedir. Kentin surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun en iyi korunmuş orneklerinden biridir. Tonozlu mezarların tek ve iki katlı orneklerinin bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler bulunmaktadır. Kentin icme suyunu sağlayan su kemerleri dışında, Erken Hıristiyanlık donemine ait kilise kalıntıları bulunmaktadır.

Hamam

Anemurium hamamı, Romalılar zamanında yapılmıştır. Zemini mozaiklerle kaplı, 2 katlı olan hamamın giriş kapısı onundeki yazıtta şoyle yazılıdır:"Hamama hoş geldiniz, iyi temizleniniz".

Odeon

Odeon, Anemurium harabeleri icerisinde, denizden 500 m. uzaklıkta sol tarafta bulunmaktadır. Roma tarzındaki oturma yerleri, yarım daire şeklinde taştan kademeli olarak yapılmıştır. Odeon'un orkestra yerinin tamamı mozaiklerle kaplıdır. Platformun her iki yanında "paradoi" veya "paradoks" denilen iki giriş kapısı bulunmaktadır. Bu kapılar konser salonuna girişi sağladığı gibi sanatcıların da salona girişini sağlamaktaydı.
__________________