Kimi tahılları filizlenmeye terk ettikleri ve filizli halde tukettiklerini ileri surdu. Kimi alevde kavurduktan sonra ezerek un haline getirip bulamac halinde yedikleri savını benimsedi. Bir başka sav ise bu bulamacı pişirmeyi oğrendikleri andan itibaren bira imalatının oğrenilmiş olduğudur. Bu sav hayvan derisinden kaptaki bulamacın icine ateşte kızdırılmış cakıl taşı atarak bulamacın pişirildiğini one surmektedir. Bu yontemin uzun sure Germen ulkelerinde kullanıldığına ve biracılığın başlangıcının da bu şekilde olduğuna inanılır. XIX. yuzyıla kadar Avusturya'da Steinbierbrauerei denilen "taş birası birahaneleri" bu yontemle bira imalinin yapıldığı yerlerdi.
Londra'da British Museum'da bulunan, Tanrıca Ninkasi'ye yazılmış bir şiir olan "Blue Monument" denilen ve bazılarınca M.O 6000 yılı, fakat bazılarına gore ise M.O 1800 yılı civarında yazıldığı duşunulen belgede Mezopotamya'da bira icildiği belirtilmektedir.
Şu anda Irak sınırları icerisinde bulunan, Uruk'ta elde edilmiş olan M.O dorduncu binin ikinci yarısına ait bir tablette İkinci Sumer Hanedanının beşinci kralı olan Gılgamış'ın destanı anlatılırken Sumer'de biranın cok yaygın icilen bir icki olduğu da acıklanmaktadır.
Sumer kayıtlarına gore yıllık tahıl uretiminin % 40'ı bira uretiminde kullanılıyordu. Bir tapınak işcisinin gunluk bira iştikakı 1,2 litre iken aristokrat bir kişinin iştikakı 4,8 litre'yi buluyordu.
Icilen biranın karşılığında para odenmezdi. O gunlerin parası gumuştu. Bira icin gumuş değil, biranın değerinde arpa verilmesi zorunluydu. Bira icin gerekli hammaddeyi icenlerden tedarik etmek ne dahiyane bir buluş !
Babil'de M.O 2000 yılı civarında duğunlerde geleneksel kutlama ickisi bal birası idi. Buna "Arı şarabı" denirdi. Duğunden sonra tam bir ay boyunca damadın icebileceği miktarda "Arı şarabı" kayınpederi tarafından damada hediye edilirdi. Bal birasının erkeğin kudretini arttıracağına inanılırdı. Hatta Hun İmparatoru Attila'nın (406-453) yengemiz Ildico ile balayının bir-iki gun sonrasında fazlaca yabani ot ve baharat katılmış bal birası ictiğinden dolayı durdurulamayan burun kanamasından olduğu rivayet edilir. Şimdilerde vakit ve nakit azlığından bir ay değil de bir veya en fazla iki hafta olarak nikah sonrasında ciftlerin yaptığı "balayı" seyahati yani bal-ayı işte buradan geliyor. Babilliler kutlama harici
Kristof Kolomb Amerika'ya dorduncu gidişinde (1502 yılı) yerlilerin bir avuc dolusu mısır ve bir avuc siyah kayın ağacı ozunun bir surahiye doldurularak doğal fermentasyona bırakılması yolu ile bira elde ettiklerini gorur.
Cinliler de pirinc ve darıyı fermente etmek yolu ile bira yapıyorlardı.

Kaynak
__________________