Yazarımız Serdar Sağlamtunc, Turkiye'deki ekonomik yapıyı ve gelir dağılımını turizm uzerinden irdeliyor. Guncel asgari ucret ve hayat pahalılığı nedeniyle milyonlarca insanın turizme erişemediğini ifade eden Sağlamtunc, bu denklem cozulmediği surece farklı turizm modellemeleri yapmanın sadece vakit kaybı anlamına geldiğinin altını ciziyor.

TurizmGuncel

Suslu ve yuksekten atan, milletle dalga gecen, doviz kuru belirleyen ve falcılık yapan bir suru unvanlı unvansız kişileri TV lerde gorduk.

Bazıları bu rollerinden sonra daha ust mevkilere de ulaştı. Tabi ki tum bunlar geciciydi ve oyle de oldu. Yaşam muazzam bir devinimi tarif eder ve surekli değişim olması sureclerin oluşumu icin gereklidir. Enerji ve titreşimlerin oluşturduğu yapı icinde her kucuk birim hem kendi hem de diğerleri etrafında dongu halindedir. Enerji oluşumunun başlangıcı ve devamı bu basit teoride acıklanabilir. Sadece bu ornekleme yaşam dinamiklerin de acıklayan bir kılavuz niteliğindedir.

O halde bu temel var oluş felsefesini elde tutarak her yerde gorulebilecek uygulamalara bakmak yeterli olabilir. Bu hipotezde anlaştıysak, ekonomik boyuta donelim. Ekonomi icin aynı oluşumdaki gibi dongu gereklidir. Yani, mal, hizmet ve karşılığında değiş tokuş aracı paranın donmesi ve devinimi gereklidir. Eğer bu donuşum olmaz ise sistem icinde olağan olmayan birikimler başlayarak şişmeler oluşur ve bu ise her an farklı bir nedenle patlama riskini uzerinde taşır. Bu surec icindeki olağan olmayan durumlar icin enflasyon, durgunluk, kırılganlık benzeri tanımlar yapılmaktadır. Ama hepsi sadece makyajdır.

Ekonomi doner bir cark olarak resmedilebilir ve bu carkın rahat donmesi onun icinde yer alan tum paydaşların faydasınadır. Eğer tersi olursa bugun yaşanan kısır dongu ortaya cıkar. Formul basit olmasına rağmen cozum icin caba gosterilmemesi ise sorunun buyutulmesi anlamındadır. Eğer sektor olarak bazı orneklemeler yapmak istenirse, tum sektor işleyişinde o yapıyı oluşturan tum paydaşların birbirleri ile alış verişleri soz konusu olmalıdır. Boylece paydaşlar gelişir ve ticari etkileşim gelişir. Daha da basit ornekleme tohumun toprağa atılması, toprağa su verilmesi, cıkan urunun hasadı, tuketilmesi ve atılması ve tekrar tohum hali. Eğer bu cevrim bir yerden kesilirse urun ortaya cıkabilir mi?

Turizm ornek olarak alınırsa, icinde cok ilginc zıtlıkların var olduğu kolaylıkla gorunecektir. Yapı olarak cevre, doğa, alt yapı, ulaşım, tesis, gıda, cop, atıklar bir butun teşkil ediyor gibi gorunse de durağan olan bu ogelerin harekete gecmesi icin hizmetin satın alınması gerekiyor. Daha acık bir anlatımla eğer urunu satın alacak taraf yoksa uretim bir işe yaramaz. İkinci sorun ise bu dengenin bir şekilde yabancı turiste dayandırılmış olmasıdır. Buyuk yatak potansiyeli bulunan sahiller 12 ay hizmet vermediği icin sistem olarak yanlışlık sırıtmaktadır. Bu tablodan turizmde kazanım cıkmaz ve yıllardır cıkmıyor.

O zaman, bu yapının oncelikle aksaklıklarının tespiti ve duzeltilmesi gereklidir. Hizmeti satın alacak kesim yani turist yerli ve yabancı diye ayrım yapılmadan hedef olarak alınırsa dengeler yeniden kurulabilir. Ama burada daha olumcul bir vaka mevcuttur. Hizmeti satın alacak yerli turist konaklama harcamasını nasıl yapacaktır? Guncel asgari ucret ve hayat pahalılığı bedelleri karşılaştırılınca yerli turist kapsamında olan milyonların bu hizmetlerden faydalanma şansının olmadığı acıkca gorulmektedir. Yapılması gereken bu denklemi cozecek farklı bir yontemin onerilmesidir. Yoksa farklı ceşitli turizm modellemeleri sadece vakit kaybı ve kaynak israfıdır. Daha acık ifade etmek gerekirse bu mevcut sistemin işleme ve para kazandırma olanağı yoktur.

Bu orneği otel olarak değil restoran, kafe ve bar icin de coğaltabiliriz. Zaten buyuk oranda acılma ve kapanma işleminin olduğu konaklama sektorunde kalıcı bir yontem ve hizmet tarzı gelişmemektedir. Gelişmesi de olanaksızdır. Cunku toprağı sulanmayan bir cicek gorunumundedir. Goruleceği gibi son yıllarda yatılan istiare uykuları ve acılan fallar ile turizm kapsamlı olarak ele alınsa bile cozum ekonomik paydaya dayanmaktadır.

Şimdi bunun tersi olan durumu ele alıp ekonomi tanımını yeniden yaparsak, calışanın kazancının artırılması ve paranın ceşitli gereksinimler icin ceşitli sektorlerde el değiştirmesi ile oluşturulan donen bir cark olduğunu kabul edebiliriz. Eğer dikkatli analizler yapılırsa ekonomisi ileri yabancı ulkelerde uygulanan tarz budur. Basitce paranın her alanda donerek o alanlara enerji vermesidir.

Burada onemli bir ikincil zaaf, ticaret kavramı icinde yatmaktadır. Ticaret bir alış veriştir ve eğer cift taraflı olursa işler artar ve gelişir yoksa durgunlaşır ve durur. Tanıdık geldi mi? Ucretleri duşurmek, mal bedellerini artırmak, bu arada vergi dilimini buyutmek bir anlam ifade etmez. Etseydi bugun Turkiye politik palavralardaki gibi dunyanın ileri ve gelişmiş ulkeleri arasında olurdu. O zaman her kişi ve kurum bu ekonomik carkın donmesine hizmet verecek kurguları araştırarak hayata gecirmek cabasında olmalıdır.

Daha onceki yazılarımda dile getirdiğim diğer bir buyuk yanılgı ise bir malın bedeli hesabıdır. Ticaret bir malın uzerine istediğiniz kadar kar payı koyarak onu satmak değildir. Tam tersine, bir malın ortaya cıkışındaki kabul edilmeyecek ve rekabet dengesini bozan maliyet girdilerini kontrol edebilmek ve ona karşı uretimi artırıcı yollar bulmaktır. Burada diğer onemli unsur, uretilen değerin piyasa ederinin farkında olmaktır. Yani, eğer pahalı uretiliyorsa veya temini ceşitli nedenlerle yuksek ise onun farklı bir turunu ortaya koyma calışmasıdır. Veya daha basit bir tanım ile ticaret en duşuk bedelle uretip satışa en fazla sunabilme becerisidir. Cunku dongu kazanımı artırır.

Ne ki bu sistem yerine son on yıllarda her şeyin bunye dışında temini ve satın alınan malın uzerine kar payı koyarak ticaret yapılıyorMUŞ gibi garip bir sistem her gun yeniden denemekte ve sonuc husran olmaktadır. Uretime daha bilimsel yaklaşmak, cevre ve doğayı korumak, atık yonetimine uygun projeler ortaya cıkartmak hedef olmalıdır.

Benzer sistem hatası hastanelerde ortaya cıkmak uzeredir. Buyuk kaynak ve umit bağlanan bu yapılar aynı turizmde olduğu gibi salt tesis olarak kabul gormekte, işleyiş icin gerekli olan calışan bolumler kendi icinde cozulmeden dışarıdan hizmet satın alınarak surdurulmesi duşunulmektedir. Ozellikle mutfak ve camaşırhane bolumleri ihmal edilmekte ve 30 sene onceki hizmet sistemi ile iş yapılmak istenmektedir. Bugun modern hastane işletim sistemlerini yakalamak ve daha ileriye gitmek varken bu tarz kararlar uzucudur.

Son soz, eğer donguyu yakalayamazsanız hicbir alanda ileri gidemezsiniz.

__________________