Zamanın mekanik olarak olculmesi yonundeki ilk adımlar din adamlarından gelmiştir. Keşişler dua etmek icin kesin saati bilmek zorundaydılar. İlk mekanik saatler, saati gostermek değil duyurmak uzere yapılmışlardı. Bu saatler birer ağırlığa bağlı olarak calışıyorlardı ve belirli zaman aralıkları ile gonga vuran tokmaklarla donatılmışlardı. Daha onceki yuzyıllarda, eski saat sistemlerinin sesli birer uyarı vermesini sağlama cabaları olumlu sonuclanmamıştı. Gecen sureyi ufak taş parcacıkları atarak ya da duduk otturerek belirten karmaşık mekanizmalar uretilmişti?
Guneş saati, su saati ve kum saati, değişik şekillerde sureyi gostermek amacına yonelikti. Mekanik saat ise manastır hayatında belli bir mekanik işlevi yerine getirmek, bir cekic aracılığıyla ses uretmek ve boylece belirli zaman aralıklarını belirtmek amacını gutmekteydi. O donemlerde saatlerin can calması gerektiğine inanılıyordu. İngilizcede saat anlamına gelen ?clock? kelimesi Latince ?clocca?dan gelmektedir ve can anlamındadır. Ancak, daha sonra bu kelime butun saatleri tanımlamaya başlamıştır. Mekanik saatler icin bulunan mekanizma, ağırlığın asılı olduğu ipi ya da zinciri kısa aralıklarla tutan ve bırakan bir vargel duzenidir ve tum modern saatlerin de ortak ozelliğidir. Boylece, kısa aralıklarla duran ve inen bir ağırlık, saat mekanizmasını gunun uzunluğuna ya da kısalığına bağlı olmaktan kurtarıyordu. Bu mekanizmanın en eski turu ?kamalı? olarak biliniyor. Ucuna ağırlık bağlı iki yanından atlamalı olarak tırnaklarla donatılmış bir metal cubuk ve yatay olarak gidip gelen bir milden oluşan mekanizmada, her gidişte bir tırnak salıveren bir duzen oluşturulmuş ve milin ivmesi de dış ucuna takılmış bir ağırlıkla kontrol edilmiş. Ağırlık uzağa cekilince salınım hızlanıyor, yaklaştırılınca da yavaşlıyor. Boylece, başlangıcta dakikaların ve daha sonra da saniyelerin belirlenmesi mumkun olmuştur.
Mekanik saatlerin icinde en unlulerinden olan Giovanni di Dondi?nin tasarımı, ağırlıkla işleyen mekanizmaya bağlı sarkac ve sekteli rakkas dişlisinden oluşuyordu ve saatte kadran bulunmuyordu. Gunduz saatlerinin gece saatlerine uymayan saat sistemi, 14. yuzyılda mekanik saatlerin yapılmasına kadar devam etmiştir. Gunu eşit saatler halinde bolen ilk saat, Milan?daki Saint Gottard kilisesi saatidir. Yuzyılın ortasına doğru buyuk Avrupa şehirlerinin kulelerinde mekanik saatler gorulmeye başlanmış ve gittikce yayılmıştır. Vargel duzeniyle calışan bu saatler 300 yıl boyunca devam etmiştir. 1500?lerde Nurnberg?de Peter Heinlein?ın zembereği bulmasıyla, buyuk ağırlıklar kalkarak taşınabilir kucuk saatler olanaklı kılınmıştır. İlk saatlerde kadran, akrep ve yelkovan bulunmuyordu. Okuma yazma oranının duşuk olması, saatlere insanların bakıp anlayacağı yazılar koymak yerine can sesleri konmasını gerektiriyordu. Sureyi gorsel olarak gostermek icin saatlere kadranı ilk olarak kullanan ve 1344?te 24 dilimlik saati yapan Dondi?dir. Saat gelişiminde atılan başka bir buyuk adım da sarkacın bulunmasıdır. Kilisede papazı dinlerken kursunun uzerinde sallanan lambanın salınım zamanının sabit olduğunu farkeden Galileo, sarkacın salınım periyodunun, ağırlığına ya da genişliğine değil, uzunluğuna bağlı olduğunu bulmuştur. Galileo, olumune yakın, sarkacla calışan bir saat tasarlasa da bunu gercekleştirememiştir. İlk calışan sarkaclı saati 1656?da, Galileo?nun olumunden 14 yıl sonra, Alman astronom Christian Huygens yapmıştır.
Huygens?in saati onceleri gunde bir dakikadan az hata veriyordu. İlk olarak sağlanan bu hassaslığı, Huygens calışmalarıyla hatayı gunde 10 saniyeye duşurerek, artırmıştır. Sarkacın bulunmasıyla ilk defa olarak saatlere dakika ve saniye kolları eklenmiştir. 1670?lerin ortalarında Huygens?in balans yayını geliştirmesi taşınabilir saatlerin gercek bir cep saati haline getirilebilmesini sağlamıştır. Yay mekanizmasının bulunması, zamanın hem karada hem de denizde aynı doğrulukta olculebilmesini sağlamıştır. Balans yayının geliştirilmesi ile gittikce kuculen saatler cepte ya da kolda taşınabilmeye başlamış, ilk ucuz cep saatleri ABD?de uretilmiş, kol saatleri ise 1890?larda ortaya cıkmıştır. Başlangıcta sadece kadınların kullandığı kol saatleri I. Dunya Savaşı sırasında erkekler arasında da yaygınlaşmıştır. Zamanı karada ve denizde aynı olarak olcebilen bu yeni saatlerle zaman birimlerinin hassaslığı sorgulanmaya başlanmıştır. Bir saniyenin uzunluğu neydi? Basit bir hesapla saniye dakikanın 1/60?ı, dakika saatin 1/60?ı ve saat te gunun 24?te biri olduğu icin bir saniye ortalama guneş gununun 86 400?de biri olarak ortaya cıkar. 1820?de zaman aralıkları bu hesaba gore standardize edilmiştir.
__________________
Mekanik Saatin İcadı ve Tarihi
Tarih0 Mesaj
●37 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Tarih
- Mekanik Saatin İcadı ve Tarihi