XVII. yuzyıldan itibaren bu sanat desenden cok etkilendi. Basit kompozisyonlardan ve az sayıda canlı renklerden oluşan vitray yapma zevki XIX. yuzyılda doğdu. Buyuk ressamlar (İngres, Delacroix) modeller yarattılar. Geleneğe dayanan ya da yeni tekniklerden yararlanan vitray boylece anıtsal sanat icindeki yerini aldı.
İlk bilinen cam kesim tekniği onceden cam uzerine tebeşir ile cizilen desenin ucu ısıtılmış bir demir parcası ile kesilmesi tekniği idi. Kesim sırasında cam soğuması icin su ile ıslatılıyor ve işlem cam iyice kırılana kadar devam ediyordu. Daha sonra Vitray ustaları daha kucuk parcaların kolay kesilebilmesi ile kukurt tekniği ile kesim yapmaya başladılar. Kesilen parcalar temizlenip kesim şekline gore yapıştırılıyordu.(Yapıştırmada tutkal kullanılmıyor.) Sonra camın ustune desen işleniyordu. Bezeme bittikten sonra camlar kurşun icine gomuluyor. Yani H kesitindeki kurşun cubukların arasına yerleştiriliyor ve lehim ile kurşunlar kalaylanarak camlar sabitleştiriliyordu.
Uzun yıllar parlak donem yaşayan vitray sanatı zaman icersinde kulturel ve sosyal nedenlerden dolayı eski onemini kaybetmeye başladı. Yeniden onem kazandığı donem 19. yy. da Antonio da Pisa nın kitabı ornek alınarak vitray restorasyonları yapıldı ve eski zanaatkarlar gun ışığına cıkartıldı.
Vitray sanatının yeniden doğuşu ilk olarak Fransa da başladı. Ancak yuzyıl sonuna doğru Almanya vitray sanatının merkezi konumuna geldi. Bu donemde vitray sanatı ozellikle dini yapıların dışında saray ve malikanelerde, buyuk konakların kapı, pencere ve tavan suslemelerinde kullanılmaya başlandı. Desenlerde tema olarak dini ve kutsal desenler işlenmiştir. 1890-1930 yılarında dini konuların dışında manzara, insan figurleri, zarif bezemeler, cicek motifleri ve geometrik desenler vitray sanatında yeni ve dekoratif tekniklerle geliştirildi.
O tarihlerden bu yana daha yalın bir vitray anlayışı ortaya cıkıştır. Notre-Dame du Raincy Kilisesi'nde Auguste Perret «oyuk duvarlar» yarattı, Maurice Denis buralara Ortacağ'ınkiler kadar goz kamaştırıcı vitraylar yerleştirdi. Chagall, Leger ve Bazaine gibi ressamlar da buna benzer vitraylar yaptılar, ister figuratif, ister soyut olsun vitraylar modern mimarîye uydurulmakta ve doğrudan doğruya betonarme icine yerleştirilmektedir.
Bu tekniklere farklı olarak Amerika da New York?lu unlu tasarımcı Louis Comfort Tiffany vitray sanatı icin farklı bir uygulama tekniği geliştirdi. Kurşun cubuklar yerine bakır folyo şeritler kullanmaya başladı. Ayrıca bazı farklı cam turleri geliştirdi. Opal, renkli opal ve sedefli camlar gibi.
Kullandığı camlar ve tekniği ile cok farklı aydınlatmalar da ortaya cıkardı. Gunumuzde onun calışmalarından bir cok ornek taklit edilip uygulanmaktadır.
Turklerin Orta Asya'da yerleştikleri bolgelerde yapılan kazılarda ele gecen cam parcalan, onların bu sanat hakkındaki ileri bilgilerini ve ince kullanım bicimlerini kanıtlayıcı niteliktedir. İran uzerinden Anadolu'ya gelirken Turkler bu sanatı getirdiler ve geliştirdiler. Selcuklu mimarları, Artukoğullarında da gorulen ve «şemsiye» denilen cam suslemeleri kullandılar. Fakat Selcukluların son derece incelmiş ve gelişmiş vitray ornekleri, Beyşehir Golu kıyısındaki KubadÂbÂd Sarayı kazılarında ele gecen cam parcaları ve alcı suslemeler vardı.
Vitray sanatı Selcuklular doneminde geliştirilmiş, Osmanlı İmparatorluğu doneminde İstanbul?un fethinden sonra bir cok tarihi mimarilerde Vitray Tekniği ile muhteşem calışmalar yapılmıştır.
Evlerde, cami, medrese, şifahane, saray gibi anıtsal binalarda vitraylar normal pencere dizisinin ustunde oluyordu. «Kafa penceresi» denen bu nakışlı camlar, bitkisel ve geometrik şekillerle nefis bir bezeme bicimi oluşturuyordu. Bu camlardan suzulen ışıklar yapı icinde değişik yansımalar yapıyordu. Osmanlı vitrayının en guzel ornekleri Suleymaniye, Rustempaşa, Yeni Cami gibi buyuk mabetlerde, Topkapı Sarayı, HunkÂr Kasrı v.b. saray, kasır ve yalılardadır.
__________________
Vitrayın Tarihcesi
Tarih0 Mesaj
●46 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Tarih
- Vitrayın Tarihcesi