[IMG]http://img380.**************/img380/3892/cvrsidefrontlg83dac2sq8.jpg[/IMG]

"Karakutu" ile aynı cağrışımı yapmasada, ucuş veri kayıt cihazlarına "turuncu kutu" demek daha doğru olurdu; ne de olsa, kolayca bulunabilmeleri amacıyla hemen goze carpan portakal renkli kutulara yerleştiriliyorlar. Ucuş verilerini kaydetmenin bir kaza durumunda oynadığı hayati rol bugun herkesce kabul edilse de, David Warren 1950'lerde bu fikirle ortaya cıktığında neredeyse kimseyi icadının faydasına inandıramamıştı.

1953'te Warren, Avusturalya Havacılık Araştırma Kurumu'nda uzman bilimadamı olarak, dunyanın ilk jet yolcu ucağı De Haviland Comet'in duşmesinin ardından enkaz incelemelerine katıldı; bir ticaret fuarında gorduğu kucuk ses kaydediciyi hatırlayarak, ucağın duşme anında kokpitte neler olduğunu bilmenin cok işe yarayabileceğini duşundu; boylece ucaktaki aygıtların gostergeleri ile pilotun sesini kaydedebilecek bir makine yapmak icin kafa yormaya başladı.

Duşuncelerinin ayrıntılı bir teklifini yazıp birkac farklı ulkenin havacılık yetkililerine gonderdiyse de, ilgilenen kimseyi bulamadı. Ama yılmadan devam etti. Pilotun konuşmalarının yanı sıra, ucağın hız, irtifa ve yonunu kaydedebilen bir prototip yaptı; veriler bir teyp bandı yerine celik tel uzerine kaydedildiğinden yangınlarda zarar gorme olasılığıda duştu.

Warren nihayet 1958'de prototipini, daha once RAF'ın yuksek bir mevkiinde bulunmuş olan Sir Robert Hardingham'a gosterme fırsatını buldu. Sir Robert o sıralarda Avusturalya Havacılık Kurumu'nu ziyarete gelmişti. Aygıtın potansiyelini farkeden Hardingham'ın İngiltere'ye donuşunde hareketle savunduğu fikir, Havacılık Bakanlığı'ndan onay aldı; ucuş veri kayıt cihazları daha sonra İngiltere'de zorunlu hale getirilecekti. Bekleneceği gibi, karakutuları zorunlu hale getiren ilk ulke Avusturalya oldu; 1960'ta Queensland'de meydana gelen bir ucak kazasını inceleyen yargıc, tum ucaklarda ucuş veri kayıt cihazlarının olmasını tavsiye edecekti.



__________________