Frenginin bulgu ve belirtileri, ortaya koyduğu dort aşamaya gore değişkenlik gosterir (birincil, ikincil, latent ve ucuncul). Hastalığın ilk aşamasında klasik olarak şankr/cıban (sert, ağrısız, kaşıntısız bir deri ulseri) ortaya cıkar, ikincil frengide, coğu zaman avuc icleri ve ayak tabanlarında yayılmış dokuntu gorulur, latent frengi az belirti gosterir ya da hic gostermez, ucuncul frengi ise frengi kabarcıkları, norolojik veya kardiyolojik belirtiler sergiler. Fakat, bu hastalık, sıklıkla gorulen atipik goruntuler ortaya koyduğu icin “buyuk kopyacı” da olarak bilinmektedir. Teşhis genellikle kan testleri yoluyla konulur; ancak bakteriler mikroskop altında da gorulebilir. Frengi, antibiyotikler ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir, ozellikle kas ici penisilin G (norosifiliz icin damar ici olarak verilen) tercih edilir, yoksa seftriakson kullanılır, penisiline karşı şiddetli alerjisi olanlarda ise oral doksisiklin ya da azitromisin uygulanır.
Frenginin 1999 yılında dunya capında 12 milyon insana bulaştığına inanılmaktadır ve vakaların %90’dan fazlası gelişmekte olan ulkelerde gorulmuştur. 1940’larda penisilinin yaygın bir şekilde bulunması sayesinde carpıcı bicimde azalan hastalık oranları, milenyumun başında insan bağışıklık eksikliği virusu (HIV) ile kombinasyon halinde bircok ulkede artmıştır. Bu artış kısmen erkeklerle seks yapan erkekler arasındaki korunmasız cinsel uygulamalar, artan rastgele cinsel ilişkide bulunma, fuhuş ve bariyer yontemleriyle korunmanın azalması ile ilişkilendirilir. [1][2][3]
Konu başlıkları
1 Belirtiler ve semptomlar 1.1 Birincil 1.2 İkincil 1.3 Latent 1.4 Ucuncul 1.5 Konjenital 2 Sebep 2.1 Virusler 2.2 Bulaşma 3 Tanı 3.1 Kan tahlilleri 3.2 Doğrudan test 4 Onleme 5 Tedavi 5.1 Erken enfeksiyonlar 5.2 Gec enfeksiyonlar 5.3 Jarisch-Herxheimer reaksiyonu 6 Epidemiyoloji 7 Tarihce 8 Toplum ve kultur 8.1 Resim ve edebiyat 8.2 Tuskegee ve Guatemala calışmaları 9 Kaynakca 10 İlave okumaya yonelik kaynaklar 11 Dış bağlantılar
Belirtiler ve semptomlar
Frengi, dort farklı aşamadan birinde kendini gosterebilir: birincil, ikincil, latent ve ucuncul,[4] dahası ırsi de olabilir.[5] Frengi, kendini farklı goruntulerle ortaya koyduğu icin Sir William Osler tarafından “buyuk kopyacı” olarak adlandırılmıştır.[4][6]
Birincil

Birincil frengi genellikle başka bir kişinin bulaşıcı lezyonları ile cinsel temas yoluyla bulaşır..[7] İlk maruziyetten yaklaşık olarak 3 ila 90 gun sonra (ortalama 21 gun), temas noktasında şankr/cıban adlı bir deri lezyonu ortaya cıkar.[4] Bu, klasik olarak (%40 oranda), sağlam tabanlı ve 0,3 ila 3,0 cm boyutlarında keskin sınırları olan tek, katı, ağrısız ve kaşıntısız bir deri ulseridir.[4] Ancak lezyon hemen hemen her şekli alabilir.[8] Tipik şeklinde, makulden papule evrim gecirir ve nihayetinde aşınma ya da ulsere donuşur.[8] Zaman zaman, birden fazla lezyon olabilir (~%40),[4] birden fazla lezyon, HIV ile birlikte bulaştığında daha yaygın olur. Lezyonlar ağrılı ya da hassas olabilir (%30), ve genital organların dışında meydana gelebilir (%2–7). En yaygın gorulen yer kadınlarda rahim boynu (%44), heteroseksuel erkeklerde penis (%99) ve nispeten yaygın olarak erkeklerle seks yapan erkeklerde anal yolla ve rektaldir (%34).[8] Enfekte olan alanın etrafında sıklıkla Lenf bezi buyumesi gorulur (%80), [4] ve şankr oluşumundan 7 ila 10 gun sonra meydana gelir.[8] lezyon tedavi edilmeden uc ila 6 hafta kadar surebilir.[4]
İkincil


İkincil frengi, ilk bulaşmadan yaklaşık olarak dort ila on hafta sonra oluşur.[4] İkincil hastalığın bircok farklı şekilde kendini gosterdiği bilinirken, en yaygın belirtileri arasında deri,mukoz membranlar ve lenf duğumleri bulunmaktadır.[9] Govdede, el ve ayaklarda, avuc ici ve ayak tabanları da dahil olmak uzere, simetrik, kırmızımsı pembe ve kaşıntısız dokuntu olabilir.[4][10] Dokuntu, makulopapuler ya da pustular hale gelebilir. Mukoza zarında kondilom latum olarak bilinen duz, geniş, beyazımsı, siğil benzeri lezyonlar oluşturabilir. Butun bu lezyonlar bakteri barındırır ve bulaşıcıdır. Diğer semptomlar arasında ateş, boğaz ağrısı,halsizlik, kilo kaybı, sac kaybı ve baş ağrısı yer alır.[4] Hepatit, bobrek hastalığı, eklem iltihabı, periostit, optik norit, uveit ve interstisyel keratit nadir gorulen belirtiler arasındadır.[4][11] Akut semptomlar genellikle uc ila altı hafta sonra ortadan kalkar;[11] ancak, insanların %25’inde ikincil belirtiler tekrar gorulebilir. İkincil frengisi olan bircok kişide (kadınların %40-85’i, erkeklerin %20-65’i) daha once tipik birincil frengi şankrı rapor edilmemiştir.[9]
Latent
Latent frengi, hastalık belirtileri olmadan serolojik enfeksiyon bulgusu olarak tanımlanır.[7] Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nde, erken (ikincil frengiden sonra 1 yıldan az) ya da gec (ikincil frengiden sonra 1 yıldan fazla) olarak tanımlanmıştır.[11] Birleşik Krallık, erken ve gec latent frengi icin iki yıllık bir gecirim kullanır.[8] Erken latent frengide semptomlar nuksedebilir. Gec latent frengi semptomsuzdur ve erken latent frengi kadar bulaşıcı değildir.[11]
Ucuncul

Ucuncul frengi, ilk bulaşmadan sonra yaklaşık 3 ila 15 yıl sonra oluşur ve uc farklı şekilde sınıflandırılabilir: frengi kabarcığına benzeyen frengi (%15), gec norosifiliz (%6,5) ve kardiyovaskuler frengi (%10).[4][11] Tedavi olmadan, enfekte kişilerin ucte birinde ucuncul hastalık gelişir.[11]Ucuncul frengili kişilerin hastalığı bulaşıcı değildir.[4]
Frengi kabarcığına benzeyen frengi ya da gec iyi huylu frengi genellikle ilk bulaşmadan 1 ila 46 yıl sonra, ortalama 15 yılda, oluşur. Bu aşama, kronik frengi kabarcıklarının oluşmasıyla ayırt edilir, bu kabarcıklar yumuşak, boyutları değişkenlik gosteren, tumore benzer iltihaplı toplardır. Bunlar en sık olarak deri, kemik ve karaciğeri etkiler ancak her yerde oluşabilir.[4]
Norosifiliz, merkezi sinir sistemini iceren bir enfeksiyona işaret eder. Bu, semptomsuz ya da frengili menenjit formunda erken veya meningovaskuler sifiliz, genel felc ya da bacak ve ayaklarda zayıf denge ve yıldırım ağrılarla ilişkilendirilen omurilik zafiyeti formunda gec oluşabilir.Gec norosifiliz, ilk bulaşmadan sonra genellikle 4 ila 25 yıl sonra oluşur.Kent08 --> Meningovaskuler sifiliz, hissizlik ve felc, bunama ile genel felc ve omurililk zafiyeti olarak kendini gosterir.[4] Ayrıca, kişi yakındaki nesnelere odaklandığında kısılan ancak parlak ışığa maruz kaldığından kısılmayan iki yonlu kucuk goz bebekleri Argyll Robertson goz bebekleri gorulebilir.
Kardiyovaskuler firengi genellikle ilk bulaşmadan 10-30 yıl sonra ortaya cıkar. En yaygın komplikasyon, anevrizma oluşumuyla sonuclanabilen frengili aortittir.Kaynak hatası: Gecersiz etiketi; iceriksiz reflerin bir ismi olmalı (Bkz: Kaynak gosterme)
Konjenital
Konjenital firengi hamilelik ya da doğum sırasında ortaya cıkabilir. Frengili bebeklerin ucte ikisi semptom gostermeden dunyaya gelir. Yaşamın ilk birkac yılında gelişen yaygın semptomlar şunlardır:hepatosplenomegali (%70), dokuntu (%70), ateş (%40), norosifiliz (%20) ve akciğer iltihabı (%20).Tedavi edilmezse, %40’ında gec konjenital firengi oluşabilir, semptomları şunlardır: semer burun bozulması, Higoumenakis belirtisi, kılıc kaval kemiği ya da [[Clutton eklemleri].Kaynak hatası: Gecersiz etiketi; iceriksiz reflerin bir ismi olmalı (Bkz: Kaynak gosterme)
Sebep
Virusler

Treponema pallidum altturu pallidum spiral şekilli, Gram-negatif, son derece hareketli bir bakteridir.[8][12] İnsanlarda gorulen siğer uc hastalığın sebebi ilgili Treponema pallidumdir, bunlar verem dutu (alttur pertenue), pinta (alttur carateum) ve endemik firengiten oluşmaktadır (alttur endemicum).[4] Alt tur pallidumun tersine, sinir hastalığına sebep olmazlar.[13] İnsanlar, pallidum altturunun bilinen tek doğal rezervuarıdır.[5] Bu alt tur, konakcı olmadan ancak birkac gun yaşayabilir. Bunun sebebi, kucuk genomunun (1.14 MDa), makro besinlerinin coğunu yapması icin gerekli olan metabolik yolağını kodlayamamasıdır.30 saatten daha fazla bir iki katına cıkma suresi vardır.[8]
Bulaşma
Frengi, oncelikle cinsel temas yoluyla ya da hamilelik sırasında anneden cenine gecerek bulaşır; spiroket, sağlam mukoz membranlardan veya riskli deriden gecebilir.[4][5] Bu yuzden, lezyona yakın bir yerin opulmesi ile bulaşabilir, aynı zamanda oral, vajinal ve anal seksle de gecebilir.[4] Birinci ya da ikincil frengiye maruz kalan kişilerin %30’u ila %60’ına hastalık gececektir.[11] Bulaşıcılığı, yalnızca 57 organizmayla aşılanmış bir bireye bulaşma şansının %50 olmasıyla orneklendirilebilir.[8] Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yeni vakaların coğu (%60), erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkeklerde gorulmektedir. Kan urunleri yoluyla bulaşabilir. Ancak, pek cok ulkede test edilir ve bu sebeple bu risk duşuktur. İğne paylaşımından bulaşma riskinin sınırlı olduğu gorulmektedir.[4] Frengi klozet, gunluk aktiviteler, jakuzi ya da yemek kabı veya giysilerin paylaşılması ile bulaşmaz.[14]
Tanı

Frengiye, kendisini ilk gosterdiği anlarda klinik olarak teşhis koymak zordur.[8] Kan tahlili ya da mikroskopi kullanılarak doğrudan gozle muayene yoluyla teyit edilir. Daha kolay uygulandıkları icin kan testleri daha yaygın olarak kullanılmaktadır.[4] Ancak tanısal testler, hastalığın aşamalarını ayırt edememektedir.[15]
Kan tahlilleri
Kan tahlilleri treponemal olmayan ve treponemal testler olmak uzere ikiye ayrılır.[8] İlk olarak treponemal olmayan testler uygulanır, bunlar zuhrevi hastalık araştırma laboratuvarı (VDRL) ve rapid plasma reagin testlerini icerir. Ancak, bu testler zaman zaman yanlış pozitifler olduğu icin, treponemal palidum partikul aglutinasyonu(TPHA) ya da floresan treponemal antikor absorbsiyon testi (FTA-Abs) gibi bir testle teyit edilmesi gerekir.[4] Treponemal olmayan testlerdeki yanlış pozitifler suciceği ve kızamık gibi viral enfeksiyonların yanı sıra, lenfom, tuberkuloz, sıtma, endokardit, bağ dokusu hastalığı ile hamilelikte de oluşabilir.[7] Treponemal antikor testleri genellikle ilk bulaşmadan iki ila beş hafta sonra pozitif hale gelir.[8] Norosifiliz, bilinen bir frengi enfeksiyonu ortamında, cok sayıda lokosit (baskın olarak lenfosit) ve omurilik sıvısında yuksek protein seviyeleri bulunarak teşhis edilebilir.[4][7]
Doğrudan test
Bir şankrdan serum Karanlık zemin mikroskopisi, cabuk tanı koymak icin kullanılabilir. Pri2008 --> Ancak, hastanelerde her zaman ekipman ya da tecrubeli personel bulunmayabilir, tahlilse numuneye erişimden sonra 10  dakika icinde yapılmalıdır. Duyarlılıkın yaklaşık %80 olduğu bildirilmiştir, bu yuzden bir tanıyı elemek icin değil yalnızca teyit etmek icin kullanılabilir. Pri2008 --> Diğer iki test, şankrdan alınan bir numuneyle uygulanabilir: direkt floresan antikor tahlili ve nukleik asit amplifikasyonu tahlilleri. Direkt floresan testi, belirli sifiliz proteinlerini icine alan floresin ile etiketlenmiş antikorları kullanırken nukleik asit amplifikasyonu, belirli sifiliz genlerini saptamak icin polimeraz zincir reaksiyonu gibi teknikleri kullanmaktadır. Bu tahliller, teşhis koymak icin canlı bakterilere ihtiyac duymadıklarından zaman duyarlı değildir.[8]
Onleme
Şablon:As of, hastalığı onlemeye yonelik etkili bir aşı bulunmamaktadır.[5] Enfeksiyon taşıyan kişilerle yakın fiziksel temastan kacınmak, frenginin bulaşmasını azaltmada lateks prezervatifin uygun kullanımı gibi etkilidir. Fakat prezervatif kullanmak riski tamamen ortadan kaldırmamaktadır.[16][14] Dolayısıyla, Hastalık Kontrol ve Onleme Merkezleri enfeksiyon taşımayan bir eşle karşılıklı olarak tek eşli bicimde kurulan uzun sureli ilişkileri ve riskli cinsel aktiviteyi artıran alkol ve uyuşturucu gibi maddelerin kullanımından kacınılmasını onermektedir.[14]
Yenidoğanlarda doğumsal frengi, hamileliğin erken donemlerinde yapılacak kontroller ve enfeksiyon taşıyan anne adaylarının tedavi edilmesi ile onlenebilmektedir.[17] ABD Onleyici Hizmetler Gorev Grubu (USPSTF) tum hamile kadınların kapsamlı bir taramadan gecirilmesini tavsiye ederken,[18] Dunya Sağlık Orgutu tum kadınların doğumdan onceki ilk muayenesinde ve ucuncu trimesterde tekrar test edilmesini onermektedir.[19] Sonuclar pozitif cıkarsa, eşlerin de tedavi edilmesi tavsiye edilmektedir.[19] Pek cok kadın doğum oncesi bakım imkanından yoksun olduğundan ve diğerlerinin alabildiği bakım hizmeti ise tarama icermediğinden, [17] doğumsal frengi gelişmekte olan ulkelerde hÂl yaygındır; frengi kapma riski (uyuşturucu kullanımı yoluyla vb.) en yuksek olanlar, hamilelik suresince bakım gorme imkanı en az olan kişiler olduğundan, frengi gelişmiş ulkelerde de halen zaman zaman gorulebilmektedir.[17] Testlerin ulaşılabilirliğini artırmaya yonelik bir dizi onlemin duşuk ila orta gelirli ulkelerdeki doğumsal frengi oranlarını azaltmada etkili olduğu gorulmektedir.[19]
Frengi, Kanada[20] Avrupa Birliği,[21] ve Amerika Birleşik Devletleri gibi pek cok ulkede bildirimi zorunlu hastalık kategorisindedir.[22] Bu şu anlama gelmektedir: sağlık kuruluşları kamu sağlığı idarelerini bilgilendirmekle yukumlu olup, bu idarelerin de hastaların eşlerine eş bildirimi sağlaması gerekmektedir. [23] Doktorlar, hastaları eşlerini de tedaviye gondermeleri yonunde teşvik edebilmektedir.[24] CDC, erkeklerle ilişkiye giren cinsel yonden aktif erkeklerin yılda en az bir kere testten gecmesini onermektedir.[25]
Tedavi
Erken enfeksiyonlar
Basit frenginin oncelikli tedavisi kas icine uygulanan tek doz penisilin G veya tek doz oral azitromisindir.[26] Doksisiklin ve tetrasiklin de alternatif seceneklerdir; fakat bebekte doğuştan ozur oluşma riskinden dolayı bunlar hamile kadınlarda onerilmemektedir. Makrolidler, klindamisin ve rifampin gibi pek cok maddeye karşı antibiyotik direnci gelişmiştir.[5] Ucuncu nesil bir sefalosporin antibiyotik olan seftriakson, penisilin bazlı tedavi kadar etkili olabilir.[4]
Gec enfeksiyonlar
Norosifilizde, penisilin G’nin merkezi sinir sistemine zayıf girişi nedeniyle, hastalığa maruz kalanlara en az 10 gun boyunca yuksek dozlarda damar ici penisilin verilmesi onerilmektedir.[4][5] Kişi alerjik ise, seftriakson kullanılabilir veya penisilin duyarsızlaştırılması denenebilir. Diğer gec enfeksiyonlar uc hafta boyunca haftada bir yapılacak kas ici penisilin G iğneleri ile tedavi edilebilir. Alerji halinde, erken enfeksiyon durumunda olduğu gibi, daha uzun sure boyunca olmakla beraber doksisiklin veya tetrasiklin kullanılabilir. Bu aşamada tedavi, hastalığın daha cok ilerlemesini sınırlamakta fakat halihazırda meydana gelmiş hasarı duzeltmede cok az etki gostermektedir.[4]
Jarisch-Herxheimer reaksiyonu
Tedavinin muhtemel yan etkilerinden biri Jarisch-Herxheimer reaksiyonudur. Genellikle bir saat icinde başlayıp 24 saat surmektedir; semptomları ise ateş, kas ağrısı, baş ağrısı ve taşikardidir.[4] Parcalanan frengi bakterilerinden salınan lipoproteinlere cevaben bağışıklık sisteminin saldığı sitokinler nedeniyle ortaya cıkmaktadır.[27]
Epidemiyoloji

1999 yılında frenginin, %90’dan fazlası gelişmekte olan ulkelerde olmak uzere 12 milyon kişiye bulaştığı tahmin edilmektedir.[5] Hastalık yılda 700.000 ila 1,6 milyon hamileyi etkilemekte olup kendiliğinden duşuk, olu doğum ve doğumsal frengiye sebep olmaktadır. Sahra altı Afrika’da perinatal olumlerin yaklaşık %20’sinin nedeni frengidir.[13] Oranlar damar ici uyuşturucu kullananlar, HIV virusu taşıyanlar ve erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkekler arasında nispeten daha yuksektir.[1][2][3] Amerika Birleşik Devletleri’nde frengi oranları 1997 yılında erkeklerle kadınlarda neredeyse eşitken, 2007 yılında erkeklerde kadınlardan altı kat fazla gorulur hale gelmiştir.[29] 2010 yılındaki vakaların neredeyse yarısını Afroamerikanlar oluşturmuştur.[30]
Frengi, 18. ila 19. yuzyıllar arasında Avrupa’da cok yaygındı. 20. yuzyılın başlarında gelişmiş ulkelerde antibiyotiklerin yaygın kullanımı ile beraber enfeksiyonlar da 1980 ve 1990’lara kadar hızla azalmıştır.[12] 2000 yılından beri frengi, ozellikle de erkekler ile cinsel ilişkiye giren erkekler arasında olmak uzere, ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya ve Avrupa’da artış gostermektedir.[5] Amerikalı kadınlarda frengi oranları bu sure icerisinde sabit kalırken, İngiliz kadınlara ilişkin oranlar artış gostermiş, fakat erkeklere nazaran daha duşuk bir artış kaydedilmiştir.[31] 1990’lardan beri Cin ve Rusya’da heteroseksueller arasında giderek bir artış meydana gelmiştir.[5] Bu durum rastgele cinsel ilişki, fuhuş ve bariyer yontemleriyle korunmanın gitgide daha az kullanılması gibi guvenli olmayan cinsel uygulamalara bağlanmaktadır.[5][32][31]
Hastalık tedavi edilmediğinde, erkeklerde daha fazla olmak uzere, %8 ila %58 arasında olum oranı bulunmaktadır.[4] Frenginin belirtileri, kısmen etkili tedavinin yaygınlığı ve ulaşılabilirliği, kısmen de spiroketlerin azalan virulans oranı sayesinde 19. ve 20. yuzyıllar boyunca daha az şiddetli hale gelmiştir.[9] Erken teşhis ve tedavi ile komplikasyonlar azalmaktadır.[8] Frengi, HIV bulaşma riskini iki ila beş kata kadar artırmakta olup ortak enfeksiyon da yaygın bicimde gorulmektedir (bircok şehir merkezinde %30-60 arası).[4][5]
Tarihce
Frenginin kesin kokeni bilinmemektedir.[4] Başlıca iki hipotezden biri frenginin Kristof Kolomb’un Amerika kıtasına yaptığı yolculuktan donen denizciler yoluyla Avrupa’ya taşınmış olduğu iken, diğer hipotez ise frenginin Avrupa’da daha onceden mevcut olduğu fakat tanısının konulmadığını one surmektedir. Bunlar sırasıyla “Kolomb” ve “Kolomb oncesi” hipotezler olarak anılmaktadır.[15] Kolomb hipotezi en iyi mevcut kanıtlar ile desteklenmektedir.[34][35] Bir frengi salgınına yonelik ilk yazılı kayıtlar 1494/1495 yıllarında bir Fransız işgali sırasındaNapoli, İtalya’da tutulmuştur.[12][15] Geri donen Fransız askeri birlikleri tarafından yayıldığından başlangıcta “Fransız hastalığı” olarak bilinmekteydi – halen de bu şekilde anılabilmektedir. Turkcedeki “frengi” kelimesi de “Frenk hastalığı” anlamına gelmektedir. 1530 yılında “sifiliz” ismi İtalyan doktor ve şair Girolamo Fracastoro tarafından, hastalığın İtalya’daki tahribatını anlatan daktilik altı ayaklı dize ile yazılmış Latince şiirinin başlığı olarak kullanılmıştır.[36] Hastalık gecmişte "Great Pox" olarak da anılmıştır.[37][38]
Hastalığa sebep olan organizma Treponema pallidum ilk kez 1905 yılında Fritz Schaudinn ve Erich Hoffmann tarafından tespit edilmiştir.[12] Etkili ilk ilac (Salvarsan) 1910 yılında Paul Ehrlich tarafından geliştirilmiş olup, bunu penisilin denemeleri ve ilacın etkinliğinin 1943 yılında kanıtlanması takip etmiştir.[12][37] Etkili ilacların geliştirilmesinden once cıva ve tecrit yaygın olarak kullanılmış fakat tedavilerin hastalığın kendisinden daha kotu etkileri olmuştur.[37] Franz Schubert, Arthur Schopenhauer, Édouard Manet[12] ve Adolf Hitler,[39] gibi tarihte onem taşıyan isimlerin bu hastalığa yakalandığı duşunulmektedir.
Toplum ve kultur
Resim ve edebiyat

Avrupa’da frengiyi tasvir eden ilk eser Albrecht Durer’in “Frengili Adam” (Syphilitic Man) adındaki, Kuzey Avrupalı bir paralı asker olan Landsknecht’i betimlediğine inanılan ahşap oyma calışmasıdır.[40] 19. yuzyıldaki femme fataleveya "zehirli kadın" mitinin kısmen frenginin tahribatından kaynaklandığına inanılmaktadır; John Keats’in La Belle Dame sans Merci eseri bu konuda edebiyattaki klasik orneklerden biridir.[41][42]
Ressam Jan van der Straet 1580 yılları civarında tropik ağac guayak ile frengisi tedavi edilen zengin bir adamı tasvir etmiştir.[43] Eserin adı “Frengi Tedavisi İcin Guayakın Hazırlanması ve Kullanımı”dır ("Preparation and Use of Guayaco for Treating Syphilis"). Sanatcının Yeni Dunya’yı tasvir eden bir dizi eserine bu manzarayı dahil etmesi, o zamanlar Avrupalı elitler icin, ne kadar etkisiz de olsa, frengi tedavisinin ne kadar onemli olduğunu gostermektedir. Zengin bicimde renklendirilmiş ve detaylandırılmış eserde, arkasında bir şey saklayan bir doktor hastanın başında beklerken, dort tane hizmetci karışımı hazırlamakta, hasta ise icmektedir.[44]
Tuskegee ve Guatemala calışmaları
20. yuzyılda Amerika Birleşik Devletleri’nde tıbbi etik uygulaması tartışmalı olan en bilindik vakalardan biri Tuskegee frengi calışması idi.[45] Calışma Tuskegee, Alabama’da yapılmış olup Tuskegee Enstitusu ortaklığı ile ABD Kamu Sağlığı İdaresi (PHS) tarafından desteklenmiştir.[46] Calışma, frenginin yaygın bir sorun olduğu ve guvenli ve etkili bir tedavinin bulunmadığı 1932 yılında başlamıştır.[6] Bu calışma tedavi edilmeyen frenginin gelişimini olcumlemek icin oluşturulmuştur. 1947 yılı itibariyle penisilinin frenginin etkin bir ilacı olduğu kanıtlanmış olup hastalığı tedavi etmek icin penisilin yaygın bicimde kullanılmaktaydı. Fakat calışmayı yurutenler calışmayı devam ettirmiş ve katılımcılara penisilin vermemiştir.[46] Bu durum tartışma konusudur; kimileri ise pek cok deneğe penisilin verildiğini tespit etmiştir.[6] Calışma 1972 yılına kadar devam etmiştir.[46]
1946 yılından 1948 yılına kadar Guatemala’da da frengi deneyler yapılmıştır. Bunlar Amerika Birleşik Devletleri sponsorluğunda yapılaninsan deneyleri olup Guetemalalı bazı sağlık bakanları ve yetkililerinin işbirliği ile Juan José Arévalo hukumeti zamanında gercekleştirilmiştir. Doktorlar asker, mahkum ve akıl hastalarına, deneklerin bilgilendirilmiş onamları olmadan frengi ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar bulaştırmış ve sonrasında onları antibiyotik ile tedavi etmiştir. 2010 yılının ekim ayında ABD bu deneyleri gercekleştirdiği icin Guatemala’dan resmen ozur dilemiştir.[47]
__________________