1927 yılı sonbaharı idi. Yine Bursa'ya gelmişti. Birkac gun dinlendikten sonra "Nutuk"unu okumak uzere Ankara'ya donuyordu. Uğurlamaya Karakoy'e gitmiştik.
Beş on arkadaş, istasyonda tren hazırlanırken kendisini dinliyorduk.
-"Bursa'ya dargın gidiyorum", dedi. -"Yanlış bir davranışımız mı oldu efendim?"
-"Hangi bir?" Takılganca gulerek devam etti:
-"Geldik, banyoya girdik. Soğuk su iplik gibi akıyor. Sorduk, soruşturduk, anladık ki karşıki komşu bizim suya, gece karanlığında gizlice adam getirerek boru taktırmış, ortak cıkmış. Eh, komşu ne denir, dedik."
Akşam sofraya oturduk. Catallar ve bıcaklar birbirine benzemiyor. Halbuki Koşk'un pekala bir catal bıcak takımı vardı. Takımın ne olduğunu sorduk. Koşke hırsız girmiş, calmış. Tabii bulunamamış. Bulunur mu hic? Coktan eritilmiş, kimbilir ne yapılmıştır? Sesimizi cıkaramadık. Ama bu kez de tam "Nutuk"u okumak icin Ankara'ya giderken Bursa'nın rutubetli havasına sesimizi caldırdık.
Ne diyeceğimizi şaşırdık. Başlarımızı onumuze eğdik. Ataturk'un inceliği imdadımıza yetişti:
-"Uzulmeyin, polise sizleri verecek değilim." Hep beraber guluştuk. Veda ettik, ayrıldık.
Nasuhi Baydar Kaynak: Nasuhi Baydar, Tan Gazetesi, 10 Kasım 1946
__________________
1927 yılı sonbaharı, Bursa
Türkiye, Osmanlı ve Mustafa Kemal Atatürk0 Mesaj
●40 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Türkiye, Osmanlı ve Mustafa Kemal Atatürk
- 1927 yılı sonbaharı, Bursa