Beyin, omurgalılarda, kafatası boşluğunun icinde yer alan ve merkez sinir sisteminin on bolumunu oluşturan, yoğunlaşmış sinir do¬kusu. Duyular aracılığıyla alınan verilen birleştirip butunleyerek, bu uyarılara yanıt niteliğindeki hareketleri yoneten, bu neden¬le temel icgudusel etkinliklerde cok onemli bir rol oynayan beyin, ustun yapılı omurga¬lılarda aynı zamanda oğrenme merkezidir. Omurgasızların beyni, bir dizi sinir kordo¬nunun on ucunda kumelenmiş sinir hucrele¬rinden, omurgalıların beyni ise omurili¬ğin on bolumunun iyice genişlemesinden oluşur. Gelişmemiş omurgalıların beyni, boyle bir genişleme gostermediğinden, daha cok bir boruyu andırır; bu hayvanların beyni ile daha ustun yapılı omurgalı embri¬yonlarının erken gelişme evrelerindeki beyni arasında oldukca buyuk bir benzerlik goze carpar. Gelişmemiş omurgalıların bey¬ninde uc bolge ayırt edilir: Arka beyin ya da art beyin (rombensefal), orta beyin (m~zen¬sefal) ve on beyin (prozensefal). Ustun yapılı omurgalılarda, embriyonun gelişmesi sırasında beyin onemli değişiklikler gecirir¬se de, bu uc bolge arasındaki ayrım sonuna değin korunur. Ancak, embriyonun geliş¬mesi sırasında orta beyin~olduğu gibi kalır¬ken on beyin ve arka beyin ikişer alt bolume ayrıldığından, beyinde beş bolgeli bir yapı ortaya cıkar: Arka beyin, beyinciği oluştu¬ran metensefal ile soğaniliği (soğancık ya da omurilik soğanı) oluşturan miyelensefal bolgelerine ,ayrılır; on beyinden ise, beyın yarımkurelerini oluşturan telensefal (buyuk beyin) ile talamus ve hipotalamusu oluştu¬ran diensefal bolgeleri doğar. Beyni, beyin yarımkureleri(*) ve beyin sapı(~) olmak uzere iki buyuk bolum halinde incelemek anatomi acısından buyuk kolaylık sağlar. Bu incelemede, diensefal (talamus ve hipo¬talamus), mezensefal (orta beyin), meten¬sefal (Varol koprusu ve beyincik) ve miye¬lensefal (soğanilik) bolgeleri beyin sapı icinde sayılır. Beyin sapı icindeki oluşumla¬rın en onemlileninden biri olan ve embri¬yondaki arka beyin bolgesinden tureyen beyincik, dengenin ve kas hareketlerin¬deki eşgudumun sağlanmasından sorumlu¬dur. Soğanilik ise, omurilikten gelen sinyalleri beynin daha yukarıdaki bolgeleri¬ne iletir; ayrıca kalp atışı ve solunum gibi otonom sinir sistemi işlevlerini yonetir. Ust bolumu, embriyonun ilk evrelerindeki ve gelişmemiş omurgalılardaki gorme cıkın¬tısından turemiş olan orta beyin, balıklarda ve amfibyumlarda duyulardan gelen verilen birleştirme merkezidir. Kuşlarda bu işlevi orta beyin ve on beyin birlikte ustlenir. Memelilerde ise orta beyin iyice kuculmuş¬tur ve daha cok on beyin ile arka beyin arasındaki bağlantıyı sağlar Diensefal bolgesinden doğan talamus, soğanilik ile beyin yarımkureleri arasında, demiryollarındaki makas ya da role istasyonlarının işlevini ustlenir. Hipotalamus(*) ise, cinsel guduleni, hoşlanma, ağrı, acıkma ve susama duyumlarını, kan basıncını, vucut sıcaklığını ve ic organlara ilişkin obur işlevleri denetleyen onemli bir merkezdir. Ayrıca hormon salgısının duzenlenmesinde de onemli gorevler ustlenir; hipofiz bezinin on bolumunun salgısını uyaran hormonları ve bu bezin arka bolumunde depolanıp salgılanan oksitosin ve antidiuretik hormon¬ları uretir. Soyoluş ve embriyonoluş evrimleri sırasın¬da koku cıkıntısının bir parcası olarak gelişen telensefal, insan beyninde cpk daha karmaşık işlevlerden sorumludur. İnsanda ve obur gelişmiş omurgalılarda bu bolum, kıvrımlı bir bozmadde kutlesi oluşturacak bicimde buyuyerek, beynin geri kalan bolu¬mu ustune yerleşmiştir. Beyin kıvrımlarının azlığı ya da cokluğu, bir olcude canlının vucut buyukluğune bağlıdır. Karınca yiyen ve marmoset gibi kucuk yapılı memelilerin beyinleri genellikle duz denecek kadar az kıvrımlı, balina, fil ve yunus gibi buyuk memelilerin beyinleri ise cok kıvrımlıdır. Bu buyuk memelilerden bazılarında, orne¬ğin balina ve yunusta beyin kabuğundaki bozmaddenin cok ince olmasına karşılık, insanda ve insansı maymunlarda bozmadde genellikle daha kalın ve cok daha farklılaş¬mıştır. Beyin yarımkureleri, onden arkaya doğru uzanan derin bir yarıkla birbirinden ayrıl¬mıştır. Bu yarığın tabanında, iki yarımkure arasındaki iletişim bağlantısını sağlayan ve katı madde, nasırsı madde, beyin direği gibi adlarla anılan kalın bir sinir lifi demeti (corpus callosunı) bulunur. Sinir lifleri so¬ğanilikte ya da ender olarak. Omurilikte caprazlanarak yon değiştirdikleri icin, bey¬nin sol yarımkuresi vucudun sağ yanını, sağ yarımkuresi ise sol yanını denetler. Her ne kadar sağ ve sol yarımkure bircok bakım¬dan birbirinin ayna goruntusu bicimindeyse de, aralarında onemli işlevsel farklılıklar vardır. Orneğin bircok kişide konuşmayı denetleyen bolgeler sol yarımkurede, mekan algısını denetleyen bolgeler ise sağ yarımkurede bulunur. Orta oluk (Rolando yarığı) ve yanal oluk (Sylvius yanığı) denen iki derin yarık, beyin yarımkurelerinden her birini alın yan kafa,şakak ve art kafa lopları olarak bilinen dort parcaya boler. Orta oluk, beyin kabuğu¬nunhareket sinirlerinin uclarını alan bolgesi (yarığın onundeki bolge) ile duyu sinirlerinin uclarını alan bolgesini de (yarı¬ğın arkasındaki bolge) birbirinden ayırır (bak. beyin olukları İnsan beyninin ağırlığı, yaşa, boya, vucut ağırlığına, cinsiyete ve ırka bağlı olarak değişir. Beyin, erkeklerde ortalama ağırlığı olan 1.400 gr’a 20 yaş dolaylarında, kadınlarda ise ortalama ağırlığı olan 1.260 gr’a biraz daha erken yaşta ulaşır. Bu yaştan sonra her iki cinste de beynin ortalama ağırlığı her yıl bir gram kadar eksilerek, 75 yaşlarında, olgunluk doneminde eriştiği tepe değerinin onda biri kadar azalır. 20-70 yaşları arasın¬da, insan beyninde her gun yaklaşık 50 bin sinir hucresinin (noron) gorev yapamaz duruma geldiği ya da yok olduğu tahmin edilmektedir. Beyin kabuğu, beyin korteksi olarak da bilinir, beyin yarımkurelerinin, sinir sistemi¬nin bozmaddesinden oluşan ve istemli hare¬ketlerin denetlenmesinden, duyuların bir¬leştirilip yonlendirilmesinden, yuksek du¬zeydeki zihinsel ve duygusal işlevlerin du¬zenlenmesinden sorumlu olan en dış katmanı. Beyin kabuğunu oluşturan hucreler, kesin sınırlarla birbirinden ayrılmamış altı kat-manda toplanır: 1)Molekullu katman, 2) tanecikli dış katman, 3) piramidimsi dış katman, 4) tanecikli ic katman, 5) pirami¬dimsi ic katman, 6) iğsi hucreler katmanı. Her iki yarımkureyi orten beyin kabuğu, getirici sinir liflerinin dağılımına ya da daha derindeki sinir merkezleriyle bağlantılı olan goturucu liflerin kokenine gore de birkac bolume ayrılır. Bu ayrıma gore, kabuğun en onemli işlevsel bolumleri birincil hareket alanı, birincil duyul alanı, birincil gorme alanı, birincil işitme alanı ve birleştirme alanlarıdır. -Birincil hareket alanı beynin on bolumun¬de (alın lobu), orta oluğun on duvarında bulunur. Vucudun karşı yanındaki iskelet kasları buradan yonetilir. -Birincil duyu alanı beynin yan kafa bolumunde yer alır ve deriden, kaslardan, eklemlerden, kas kiriş¬lerinden gelen duyular talamus aracılığıyla bu alana ulaşır. Burada da, hareket alanın¬daki gibi, vucudun ceşitli bolgelerine karşı¬lık duşen ozel bolgeler vardır. Duyu alanı¬nın yıkımı, duyuların algılanmasını azaltır ama tumuyle yok etmez; cunku, ağrı gibi bazı onemli duyumlar talamusta bilinc du¬zeyine ulaşır. -Birincil gorme alanı, beyin kabuğunun art kafa bolumundeki mahmu¬zumsu yarıkta bulunur; bu alanın yıkımı gorme bozukluklarına, hatta yitimine yol acar. -Birincil işitme alanı şakak bolumunde, yanal beyin yarığının tabanında bulunur ve yıkımı orta derecede sağırlıkla sonuclanır. -Ceşitli hareket ve duyu alanlarıyla bağlan¬tılı olan birleştirme alanları, ustun yapılı omurgalılarda beyin kabuğunun cok buyuk bir bolumunu’ kap¬lar. Birincil duyu alanlarının yakınındaki birleştirme alanlarının gorevi, duyulardan gelen uyarıları goruntulemek ve anlamlan¬dırmaktır. Alınan uyarılar onceden yaşanmış deneyleri ve anılan cağrıştırdığında, uyarılan veren nesne ya da olgu tanınır. Karmaşık istemli hareketlerin yapılabilmesi icin, once hareket planının tasarlanması, sonra bu planın birleştirici sinir lifleriyle hareket alanlarına aktarılması gerekir. Ko¬nuşma işlevinde de karmaşık hareket ve duyu birleştirme mekanizmaları soz konusudur. Beyin olukları, beyin yarıkları olarak da bilinir, beyin yarımkurelerinin dış yuzeyin¬de, beyin lopları denen ceşitli anatomik bolgeleri birbirinden ayıran derin yarıklardır. Bu oluklar, insan beyninin en işlevsel bolumu olan beyin kabuğunun alanını artı¬racak bicimde, beyin yuzeyinin katlanıp kıvrımlaşmasından ileri gelir. Beyin oluklarının en belirginleri şunlardır: Alın ve şakak lopları arasındaki yanal oluk ya da Sylvius yarığı; alın ve yan kafa loplan arasında, birincil hareket ve duyu alanlarını birbirin¬den ayıran orta oluk ya da kolando yarığı; beyin kabuğunun gorme alanını barındıran art kafa lobundaki mahmuzumsu yarık; yan-kafa ve artkafa loplarını ayıran yan kafa ¬art kafa oluğu; beyin yarımkurelerini beyin¬cikten ayıran enine oluk ve yalnızca nasırsı (katı) madde aracılığıyla aralarında bağlantı kalacak bicimde, iki yarımkureyi hemen hemen butunuyle ayıran boylamasına oluk. Beyin-omurilik sıvısı, beyin karıncıklarını ve omurilik ic kanalını dolduran, ayrıca bu oluşumların cevresini sararak surtunmeleri engelleyen ve darbelerden koruyan duru, renksiz sıvı. Beyin omurilik sıvısı daha cok beyin karın¬cıklarında oluşur, beyin sapındaki kanaldan aşağıya doğru akar ve cevredeki doku boşlukları tarafından emilerek merkez sinir sisteminden ayrılır. Normal bir yetişkinin vucudunda 100-150 mI kadar beyin-omurilik sıvısı vardır. Beyin omurilik sıvısı daha cok mekanik işlevler ustlenir: Beynin ağırlığını taşır; beyin ve omuriliği cevreleyen zarlar ile kafatası kemiklerinin ic yuzeyini doşeyen zarlar arasındaki surtunmeleri azaltmak icin yuzeylere kayganlık kazandırır; başa sert bir cisim carptığında, darbenin etkisini dağı¬tan bir tampon işlevi gorur. Ayrıca, sinir sistemi icinde ceşitli maddele¬rin taşınması, orneğin metabolizma artıkla¬rının, antikorların, hastalık urunu olan ce¬şitli maddelerin beyin ve omurilikten kan dolaşımına aktarılması, bazı ilacların sinir sistemi dokularına ulaştırılması da beyin omurilik sıvısı aracılığıyla olur. Beyin sapı, tumbeynın (ensefal), beyin yarımkurelerinin altında kalan ve orta bey¬ni, Varol koprusunu ve soğaniliği iceren bolumu. Anatomi incelemelerinde’ coğu kez, talamus ve hipotalamusu iceren ara beyin ile gene art kafa cukurunda, beyin sapıyla aynı kesimde bulunan beyincik de bu bolumden sayılır. Ara beyin (diensefal) ve orta beyin (mezensefal) bolgesine ust beyin sapı, Varol koprusu ile soğaniliğe alt beyin sapı denir. Beyin sapının ayrı bir birim olarak kabul edilmesinin temel nede¬ni, refleks hareketlerin, duyu ve hareket iletisinin denetlenmesinde, vucudun ic orta¬mının duzenlenmesinde ve sinir sisteminin geri kalan bolumunun eşgudumunde cok ozel işlevler ustlenmiş olmasıdır. Beyin yarımkureleri ile omurilik arasında yer alan ve beynin bu farklılaşmış bolgeleriyle bağ¬lantısı olan beyin sapı, bu yapılardan her ikisiyle de bazı benzerlikler gosterir. Beyin sapı, giren sinirler aracılığıyla duyusal izle¬nimlerin alınıp biriktirilmesinden sorumlu olduğu gibi, deri ve kaslara giden hareket sinirlerinin, ayrıca goz, kulak, burun gibi duyu organlarına giden kafatası sinirlerinin buyuk bolumu de beyin sapından cıkar. Beyin yarımkureleri, kafatasının ust kesi¬minde beynin en geniş bolumunu oluşturan, boylamasına derin bir yarıkla iki parcaya ayrılmış, cok kıvrımlı sinir dokusu kutleleri. Sağ ve sol yarımkureler arasındaki tek bağlantı, altta, yarığın tabanında uzanan ve nasırsı ya da katı madde (corpus callosum) denen geniş bir sinir demetidir. Yarımkure¬lerin en dış katmanı olan beyin kabuğu ya da korteksi, daha cok sinir hucrelerini ve destek hucreleri iceren bozmaddeden, ic katmanları ise sinir hucrelerinin uzantıları olan aksonları ya da sinir liflerini iceren akmaddeden ve bazal gangliyonlardan ya¬pılmıştır. En ust duzeyde zihinsel ve duygusal işlev¬lerden sorumlu olan beyin yarımkurelerinin en ilginc ozelliklerinden biri, her yarımku¬renin, beyin kabuğunca yonetilen bu işlev¬leri, obur yarımkurenin etkisini bastırarak denetim altına alma eğilimidir. Bu baskınlık ozellikle konuşma alanında kendini belli eder; sağ elini kullanan kişiler¬de konuşma etkinliği sol yarımkurenin de¬netimi altındadır. Baskın ve baskın olmayan terimleri aslında biraz yanıltıcıdır; bir anlamda, insanların iki beyinli olduğu soylenebilir: Baskın denen yarımkure sozlu anlatımda on plana cıkar¬ken, obur yarımkure de yuzlerin anımsan¬ması gibi karmaşık algılama olaylarında baskınlığını gosterir. Beyin zarları, BEYİN OMURİLİK ( ZARLARI. ME¬NENJ ya da MENINKS olarak da bilinir, beyni ve omuriliği saran uc zarsı kılıf: İnce zar (pia mater), orumceksi zar (arachııoidea ya da araknoit) ve sert zar (dura mater). Beyin karıncıklarını ve orumceksi zar ile ince zar arasındaki boşluğu beyin-omurilik sıvısı doldurur. Beyin zarlarının ve beyin-omuri¬lik sıvısının temel işlevi merkez sinir siste¬mini korunaktır. İnce zar. İnce zar, doğrudan doğruya beyin ve omurilik yuzeyine değen ve bu yapılara sıkıca yapışmış, olan ic ortudur. Lifli doku¬dan yapılmış, cok ince bir zar olan bu ortunun dış yuzeyi, sıvıları gecirmediği sanı¬lan yassı ve cokgen hucrelerden oluşmuş bir katmanla kaplıdır. Beyne ve omuriliğe gi¬den kan damarları ince zarı delerek gecer. İnce zar bu damarlarla birlikte beynin derin¬liklerine doğru ilerler ve kan damarlarıyla arasında kucuk bir boşluk bırakarak. sinir dokusuna sıkıca yapışır. Orumceksi zar. İnce zarın ustunde yer alan bu ikinci zar ile ince zar arasında, orumceksi zar altı aralık denen bir boşluk bulunur. Son derece ince, saydam ve kolayca orsele¬nebilen bir doku olan orumceksi zar da lifli dokudan yapılmıştır ve ince zar gibi, buyuk olasılıkla sıvıları gecirmeyen yassı ve cok-gen hucrelerden oluşmuş bir katmanla kaplıdır. Yalnız, orumceksi zar, ince zardan farklı olarak, beyin yuzeyindeki butun girin¬ti ve cıkıntıları izlemez; bu ozelliğiyle, sinir sisteminin yuzeyi ile duvarları arasında bazen dar, bazen geniş boşluklar bulunan bol bir torba gibi duşunulebilir. Sert zar. Uc beyin zarının en dışta buluna¬nı, kalın, sağlam ve yoğun lifli dokudan oluşan sert zardır. Bu zarın ic yuzeyi, ince zarın ve orumceksi zarın yuzeyindekilere benzeyen yassı, cokgen hucrelerle kaplıdır. Obur iki zardan cok daha karmaşık bir duzeni olan sert zar, basit bir tanımla, orumceksi zarı saran ve cok ceşitli işlevleri yuklenebilecek bicimde değişikliğe uğramış olan bir kesedir. Sert zarın kafatası icinde kalan bolumu, beyin dokularından aldığı kanı kalbe taşı¬yan buyuk toplardamar kanallarını (sinusle¬ri) cevreler ve destekler. Ayrıca, ara bolme denen cok sayıda cıkıntıyla beyne de destek olur.
__________________
Tıp / Biyoloji / Farmakoloji Beyin Morfolojisi
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●54 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Tıp / Biyoloji / Farmakoloji Beyin Morfolojisi