Beyin ve Beyin Hastalıkları
Kafatasının icinde, beyin zarlarıyla ortulmuş, beyazımtırak ve yumuşakca bir kitle durumundaki sinir organı. Duyum ve bilinc merkezini oluşturan beyin, insanları hayvanlardan ayıran en onemli organdır. Bu bakımdan insan beyni hayvanlarda gorulmeyen bilinc, konuşma, sevinc, uzuntu gibi olayları da bir merkezdir. Dış dunya ile olan maddi ve manevi butun ilişkiler, duyular aracılığı ile beyne iletilir, orada değerlendirilir ve vucudun gerekli tepkiyi gostermesi ayarlanır. Gri ve beyaz hucrelerden oluşan beyin, kafatasının arkasında bulunan bir delikle omuriliğe bağlanır. Beyin ve omurilik, uc katlı koruyucu zarla (meninks) sarılıdır. Beyne en yakın olan ic zar ile orta zar arasında beyin sıvısı denilen bir sıvı bulunur. Anatomik yapıdan beyin, beyin yarıkureleri, orta beyin, beyincik ve beyin sapından oluşur. Beyin yarıkureleri de “lop” denilen dort kısma ayrılmıştır. Loplar, alın (frontal), yan (parietal), şakak(temporal) ve artkafa (oksipital) diye adlandırılır. Ayrıca loplar “girus” kıvrımlara ayrılır. Loplarda duyu organları aracılığıyla alınan duyuların yorumlanması (cicek kokusu ile yemek kokusunun ayırt edilmesi gibi) ve kaslara hareket sağlayıcı uyarıcıların yapılması gercekleşir (yazı yazmak icin el ve parmaklara gerekli uyarıların verilmesi gibi). Beyin yarı kurelerinin uzerinde beyin kabuğu (korteks) denilen gri hucrelerden oluşmuş, kıvrımlı bir kısım vardır. Beyin kabuğunun ic tarafı beyaz sinir liflerinden oluşmuş, cok yoğun bir tabakayla kaplıdır. Sinir lifleri sinir hucreleriyle beyin hucreleri arasındaki bağlantıyı kurarlar. Beyin kabuğunda duyularla ilgili belirli gorevleri ustlenmiş bolgeler vardır; sozgelimi gorme merkezi artkafa lobunun kabuğundadır. Organlardan işlevleri fazla ve duyarlı olanlar icin, beyin kabuğunda daha geniş bir bolge ayrılmıştır. Bu bakımdan beyin kabuğunda en geniş bolge el ve dudak hareketlerine uyaran bolgelerdir. Orta beyin, Varol koprusuyle beyinciğin bağlantısını sağlar. Beyincik, vucudun dengesini, kasların gerilmesini ve kaslar arasında uyumun sağlanmasını denetler. Beyin sapı denen omurilik soğancığında (bulbus) beyinden gelen sinirler omuriliğe gecerken yon değiştirirler; sağ yarıkureden gelen sinirler vucudun sol tarafını, sol yarıkureden gelenler de sağ tarafını denetler. Soğancıkta omurilikten gelen uyarılar alınır, ayrıca sindirim, solunum, dolaşım sistemlerine komutlar verilerek denetleme yapılır. Beyinde, gelen uyarıların dağıtım merkezi olarak calışan “talamus” ile, ic organların dış tepkilere gore calışmasını ayarlayan, acıkma, susama duyularını harekete geciren “hipotalamus” merkezleri vardır. Beynin calışması, milyonlarca kablo gorevi yapan sinir lifinin haber goturup direktif taşıdığı, cok karmaşık bir telefon santralı gibidir. Bu kablolar arasında gerekli bağlantılar yine on binlerce kucuk bağlantı merkezlerinde yapılır. Sinir lifleri arasında elektrik akımı aracılığı ile haberleşme sağlandığı ilk defa İtalyan hekimi L. Galvani tarafından bulunmuştur. Beynin oksijen ihtiyacı oldukca fazladır. Vucut ağırlığının %2’sini kaplayan beyin, vucuda giren oksijenin %25’ini kullanır. Bu bakımdan beyne kan goturen ve getiren damarlar, diğer organlardakine gore, sayı bakımından daha fazla ve daha geniştir. Normal boyutlardaki yetişkin bir insanın beyin ağırlığı 1.500-1.600 gr.’dır. vucut ağırlığına gore insan beyni 1/50 oranında iken, en gelişmiş memelilerde bu oran 1/100’u bulur.
Beyin Hastalıkları:
Beyinde gorulen kanamalar,urlar, iltihaplanmalar vb. ceşitli hastalıklardır. En onemli organ olan beyinde gorulen ceşitli hastalıkların vucudun başka bir yerinde onemli bozukluk yaratma olasılığı yuksektir. Kızamık, tifo, zaturree gibi hastalıklar sırasında, ya da goz, iltihaplanmalarında mikroplar beyne yayılarak beynin iltihaplanmasına yol acabilirler, buna beyin iltihabı (ansefalit) denir. Ansefalit, olumle, psikolojik yetersizliklerle ya da felclerle sonuclanabilir. Kılcal damarların sertleşmesinden doğan beyin kanamaları daha cok yaşlılarda gorulur. Şiddetli kanamalarda koma durumu, felc ya da olum gorulebilir. Kan dolaşım sistemine katılan bir kan pıhtısı beyinde tıkanmaya neden olur, buna beyin ambolisi denir ve sonucunda felc gorulur. Beyin damarlarının ic yuzeylerinin kanser vb. gibi hastalıklarla bozulmasından dolayı tıkanmalar da olabilir, buna beyin trombozu adı verilir. Ceşitli nedenlerle beyin dokusunda ya da beyin zarında urlar ortaya cıkarak, bulundukları yere ve neden oldukları rahatsızlıklara gore değişik belirtiler gosterirler. Hareketlerde gorme, işitme gibi duyularda bozukluklar, baş ağrısı gibi belirtiler yapan urlar coğunlukla ameliyatla alınır. Daha cok kucuk yaşlarda beyine, beyin-omurilik suyunun birikmesinden ileri gelen “hidrosefali” gorulur. Nedeni, beyin-omurilik sıvısının beyinden akmasını sağlayan yollardan birinin tıkanmasıdır. Duşme, carpma, vurma gibi olaylar sonucu beyin sarsıntıları, ezilme, yaralanma ve beyin patlaması gorulur. Kimi akıl hastalıkları doğrudan beynin yapısıyla ilgili değilse de, psikoz tipi hastalıklar beynin iyi calışmaması sonucu ortaya cıkar. Bellek yitimi (amnezi) gibi hastalıklarsa beyin zedelenmesiyle ilgilidir. Bu bakımdan bircok akıl hastalığı son zamanlarda beyin cerrahisiyle iyileştirilmektedir.
Beyin İltihabı (Anseptik Menenjit)
Merkezi sinir sisteminin viruslerden ileri gelen hastalıklarına ansefalit adı verilir. Şiddetli baş ağrısı, ense sertliği ve ateş gibi belirtilerle başlar. Bu hastalığa kabakulak, herpes simplex, enfluenza, enfeksiyoz hepatit ve enfeksiyoz mononukleoz gibi virusler neden olurlar. Kuduz virusunun neden olduğu ansefalit ise oldurucudur. Bu hastalığa, bakteriye rastlanmadığı goz onunde tutularak, cerahatli menenjitten ayırmak icin aseptik menenjit adı da verilir. Teşhis icin alınan beyin omurilik sıvısında, glikoz, normal hucreler yani lenfositler ve albuminin artmış olduğu gorulur.
Lenfositler cok arttığı icin lenfositik koriomenenjit adı verilen bir viral menenjit tipi daha vardır ki, grip gibi, salgın olarak gorulur. Bu gibi vakalarda baş ağrısı, ateş, ense sertliği gibi menenjit belirtileri hafif olarak vardır. Hastalık genellikle 1-2 haftada semptomatik tedavi ile iyileşir.
Tedavide antiviral ve ağrı kesici, ateş duşurucu ilaclar kullanılır. Komada gibi baygın yatan hastalar hastanede bakıma alınır, kas kasılmaları şeklinde gorulen konvulsiyonların hastaya zarar vermemesine calışılır.
Beyin Kanaması
Serebral Hemoraji, İnme:
Beyin fonksiyonlarının birdenbire bozulmasına beyin inmesi veya felc denir. Bu bozulmaya neden olan olaylar beyin kanaması, beyin trombozu veya ambolisi gibi uc şekilde meydana gelebilir.
Beyin Kanaması (Serebral Hemoraji)
Damar sertliği ve tansiyon yuksekliği bulunan 50 yaşın ustundeki kimselerde birden bilinc kaybı ve inme şeklinde yarım felc (hemipleji) gorulurse beyinde bir tıkanmanın veya kanamanın meydana geldiği duşunulmelidir. Bilinc kaybı birkac dakikada tamamlanır ve hasta olduğu yere yığılır kalır. Bu nedenle hastalığa, inme (ictus apoplecticus) adı da verilmiştir. Genellikle bu anda yuz kırmızı bir renk almış ve ağız carpılmıştır. Gozler, kanamanın olduğu beyin tarafa doğru ağız ise sağlam tarafa kaymıştır. Ayak tabanının bir iğneyle cizilmesi suretiyle aranan tepki de felcli tarafta ayak baş parmağı yukarı kalkar (Babinski tepkisi muspet), diz kapağı (patella) tepkisi kaybolmuştur. Hasta cok kere idrarını, hatta dışkısını kacırır. Beyin-omurilik sıvısı kanlı olabilir. Bir- iki gun icinde ateş yukselmeye başlar, 40 derecenin ustune cıkabilir.
Beyin Trombozu (Serebral Tromboz)
Arteriosklerozlu yani damar sertliği olan kimselerde cok kere uyurken gece başlar. Hasta idrar etmek icin tuvalete giderken yere duşer, bilinc kaybı yoktur. Ağır vakalarda bilinc sonradan bulanıklaşır ve hasta komaya girer. Beynin gecici trombotik daralması once kol ve ayakları zaman zaman uyuşması, konuşma bozukluğu (dizartri) gibi damar kısalması şikayetleriyle başlar. Bunlar gecici iskemik ataklar yani beynin zaman zaman kansız kalma belirtileridir. Sol hemiplejilerde genellikle konuşma normaldir, sağ hemiplejilerde konuşamama yani afazi vardır. İskemik atak gecirenlerde trombositlerin toplanmasını onleyici ilaclar (aspirin) ve pıhtılaşmayı onleyici antikoagulan ilaclar (coumadin) yarar sağlar.
Beyin Ambolisi (Serebral Amboli)
Her yaşta gorulur. Hemipleji ve bilinc kaybı birden genc bir kimsede meydana gelirse once beyin ambolisi duşunulur. Kalp hastalarında daha cok gorulen bu durum, kan pıhtılaşmasına karşı gelen ilaclarla (Heparin) tedavi edilebilir. Amboliyi tedavi eden ilac beyin kanamasında ise tamamen zararlıdır. Bu yuzden ayrıca teşhis yapmadan tedaviye başlamak doğru olmaz. Felcli olarak yatan hastaların, beslenmesi, bakımı ve iyileştirilmesi (rehabilitasyonu) doktorun planladığı şekilde yurutulmeli, idmanlar, masajlar ihmal edilmemelidir.
Beyin Travması
Beyin Sarsıntısı, Komosyo:
Kafatasının sarsılması veya kırılması sonucu icindeki beyin dokusunun zedelenmesine beyin travması (concussion) denir. Ulaşım araclarını sayılarının suratlerinin gittikce artmış olması, gunumuzde trafik kazalarını, insanlara diğer hastalık nedenlerinden daha fazla zarar verici bir duruma yukselmiştir.
Baş kemiklerinin catlaması veya kırılması, beyin zarlarında ve damarlarında yırtılmaya, beyin kanmasına neden olabilir. Bazı baş travmalarında kemiklerde kırılma ve damarlarda kanama olmadan da beyin dokusunda bir sarsıntı meydana gelebilir. Kafaici basınc değişmesi sonucu sinir hucrelerinin ani olarak elektriksel boşalmaya uğraması ile insanda bilinc kaybı meydana gelir. bU tip beyin sarsıntılarını tıp dilinde komosyo (commotio cerebri) adı verilir. Bilinc kaybı kısa surer, daha sonra baş ağrısı, baş donmesi, uykusuzluk, sinirlilik gibi belirtiler ortaya cıkar. Bu arada amnezi denen bellek kayıpları gorulebilir. Daha şiddetli darbeler beyin kontuzyonu denen durumu meydana getirir. Beyin kontuzyonu geciren kimselerde konuşamama (afazi), koku almama (anosmi), yarım gorme (hemianopsi) ve felc (hemipleji) gibi belirtiler ortaya cıkar. Kafa travması geciren bazı kimselerde daha sonraları sara nobetleri (Jackson epilepsisi) gelişebilir. Beyin sarsıntısı yani komosyo geciren bir kimsenin bilinci yerine geldikten bir sure sonra uyuklama hali ile bilincinin tekrar bulunması halinde beyinde kanama sonucu bir hematom meydana geldiği duşunulmelidir. Bu arada nabız yavaşlaması, kusma, baş ağrısı ve kanama bolgesine bağlı olarak felclerin meydana gelmesi, kanamanın varlığını ispatlayan belirtilerdir.
Başlangıcta belirti vermeyen hematomlar, devam eden ufak kanamalarla ve beyin-omurilik sıvısından su cekme sonucu buyuyebilir ve zamanla bir beyin uru gibi kafaici basıncını arttırarak belirti verebilir. Kanama beyin zarları arasında olduğu zaman ense sertliği, ateş yukselmesi ve bilincin kapanması gibi belirtiler gorulur. Beyin-omurilik sıvısında kan bulunması ile teşhis konur.
Beyin sarsıntısı geciren kimse en az 24 saat kontrol altında tutulmalıdır. Şok hali varsa serum ve kan transfuzyonları ile duzeltilmeye ve sinir hastalıkları uzmanı tarafından muayene edilerek teşhis konmaya calışılır. Bu arada enfeksiyonlara karşı antibiyotikler, beyin odemine karşı hipertonik solusyonlar damardan verilir. Kanamayı onlemek uzere kan durdurucu yani hemostatik ilaclar kullanılabilir.
Bilinci kapalı olan hastalar mide tupu ile beslenirler ve idrar birikmesini onlemek icin mesaneye devamlı bir sonda bırakılır. Kafatası kırıklarında acil cerrahi tedavi, ancak beyne baskı yapan acık cokme kırıklarında yapılır. Beyin zarlarının ic kısmında gelişen subdural hematomlar veya kafatası kemiğinin altında ekstradural hematom şeklinde biriken kan toplanmaları bazı vakalarda ameliyat ile boşaltılarak hastanın hayatının kurtarılması mumkun olabilmektedir.
Beyin Tumorleri
Kafa boşluğunda beynin ceşitli bolumlerinde gelişen urlara beyin tumorleri denir. Kafa icinde basınc artmasına ve beyin odemine bağlı olarak baş ağrıları, baş donmesi (vertigo), kusma, konvulsiyon gibi genel belirtilerle kendini belli eder.
Beynin on kısmında yani frontallobda oluşan urlarda ruhsal bozuklukların ve kişilik değişikliklerinin gorulmesi karakteristiktir. Onceleri durgunluk, unutkanlık, sonra aşırı sinirlilik ve psişik bozukluklar meydana gelir. Bazı tumorler beyin zarında lokal iritasyona bağlı olarak Jackson tipi epilepsiye neden olabilirler.
Tumorun tuttuğu beyin merkezlerine gore, parietal bolgedekiler konuşma bozuklukları (afazi), oksipital bolgedeki tumorler hemianopsi şeklinde gorme bozuklukları, koku, işitme ve gorme halusinasyonları, ufak veya buyuk gorme (mikroskopi veya makroskopi) gibi belirtiler meydana getirirler.
Baş donmesi kulak cınlaması ve ilerleyici işitme kaybı ile beraber oluşan Menier sendromu beyin tumorlerinin tipik bir lokalizasyonu sonucu meydana gelir.
Beyin dokusundan cıkan urlara gliom denir, erken belirti verirler. Beyin zarlarından oluşan urlar yani meningiomlar beyne basınc yaparak, kendilerini gosterirler, beyin dokusuna yayılmazlar. Sinirlerden kaynaklanan urlar ise norinom adını alırlar. Ayrıca beyin damarlarının urlaşması ile meydana gelen hemangiomlar veya ceşitli dokulardan oluşan mikst urlar da vardır. Bazı hastalıkların neden olduğu sifiloma, tuberkiloma ve aktinomikoma gibi urlar da kafa icinde gorulen diğer urlardır.
Butun bu tumorlerin muşterek belirtileri kafa ici basıncının artmasına bağlı olarak baş ağrısı şeklinde başlar. Birden başlayan ağrı bazen birkac dakika, bazen 1-2 saat surup gecer. Oksuruk, ıkıntı, bağırma, baş hareketleri gibi nedenlerle başlayan ağrılarda vardır. Bulantısız kusmalar, nabız yavaşlaması, gorme bozuklukları, ruhsal değişmeler bulunabilir.
Tumorlerin motor alanları tutması halinde bazı reflekslerin kaybolması, bazı reflekslerin arması şeklinde gorulur, hatta felcler meydana gelebilir. Hipofizin eozinofil hucrelerinden cıkan adenom şeklinde urlar genclerde jigantizm denen devliğe, yetişkinlerde akromegali sendromuna yol acarlar. Bazofil hucrelerin adenomu Cushing hastalığına yani tansiyon yuksekliği, şişmanlık, kıllanma gibi belirtilere sebep olur. Hipofizin kromofob hucrelerinin adenomu ise hipopituitarizm sendromu yaparlar. Frochlich sendromu da denen bu hastalık erkeklerde seksuel isteksizlik ve sekonder seks karakterlerinde gerilme ve kılların dokulmesi gibi belirtiler meydana getirir.
Ayrıca başka organlarda meydana gelen habis urların, orneğin akciğer, meme, deri, bağırsak ve bobrek kanserlerinin (Hipernefrom) metastazları da beyinde yerleşir. Beyin tumorlerinin bazıları beyin cerrahları tarafından ameliyatla tedavi edilebilmekte, bazılarına ise ancak sitostatik ilaclar (BCNU,CCNU), kortikosteroidler veya radyasyon tedavisi uygulanabilmektedir.
Beyin urları kan muayenesi, beyin-omurilik sıvısının muayenesi, goz dibi muayenesi ve rontgen muayenesi gibi yardımcı muayene yontemleriyle ve sinir hastalıkları uzmanı doktorların norolojik muayenesiyle teşhis edilirler. Bazı hastaların goz dibi muayenelinde papilla odemi vardır. Ayrıca serebral arteriografi (anjiografi), elektroansefalografi yani beyin elektrosu, radiozizotop tetkikler (sintigrafi), ultrason, ventrikulografi, tomografi, termografi gibi daha ozel muayene ve teşhis metotları kullanılmaktadır
__________________
Tıp / Biyoloji / Farmakoloji Beyin ve Beyin Hastalıkları
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●44 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Tıp / Biyoloji / Farmakoloji Beyin ve Beyin Hastalıkları