Prof. Dr. Abidin KUMBASAR ( Cumhuriyet Gazetesi )


Piyasaların Denetimindeki Toplumumuz
Ulkemizin yeniden guclu ve onurlu konuma gelebilmesi icin, somurucu emperyalist guclerin uygulama alanı olan piyasaların yıkıcı etkisiden ekonomimizin mutlak olarak arındırılması gerekmektedir.

Ekonomi dilinde ‘‘Değerlerin kÂr amaclı değişim ortamı’’ olark tanımlanan ‘‘piyasa’’ sozcuğunun gercekte, ‘‘Somurucu kapitalist duzenin soygunları uygulama alanı’’ olarak algılanması gerekir.Toplumu, sermayenin cıkarları on planda tutarak orgutleyen kapitalist duzende, doğa, insan, emek ve yaratılan değerler arasındaki ilişkilerde sadece kÂrı en ust duzeye cıkarmak amacı gudulur.Kapitalistler, icinde yaşadıkları toplumu bu duşunceye uygun olduğu surece destekler ve bunalım anında toplumun ne duruma duşeceğine bakmadan kendi servetlerini kurtarmak icin her yonteme başvurabilirler.

Kapitalist duzende zenginliğin kaynağı doğa ve emeğin yağmalanmasıdır.Gunumuzde ‘‘serbest piyasa’’ sozcuğuyle bu yağma maskelenmekte, ‘‘hur teşebbus’’ aldatıcı deyimiyle somuru ozgurluğu haklı bir eylem olarak gosterilmeye calışılmaktadır.Boylece somuru guclenir ve kureselleşirken, yonetimlerdeki yerel işbirlikciler aracıyla emekciler denetim altında tutulmaktadır.

Piyasaların ekonomiyi yonettiği toplum duzeninde tumuyle ozgur olan sadece ekonomik gucu elinde tutanlar ve işbirlikci yoneticilerdir.Somurunun egemen olduğu bu ulkelerde yerli sermaye cokuluslu şirketlerin catısı altında yabancı sermaye ile eklemlenmiş olduğu gibi, piyasaları, borsaları denetimde tutanlar da genellikle, birden fazla ulkede vatandaşlık hakkı olan uluslar arası elit sınıftan oluşurlar.Piyasaların her şeye egemen olduğu toplumlarda, emekciye tanınan ozgurlukler, somurulmesini engellemeyen ozgurlukler, insan hakları diye savunulan haklar da, satın alma gucu olan insanların haklarıdır.Kapitalizmde yaşam sureci somurucu varsıllar icin luks konutlarda, yatlarda zevk icinde gecen zaman niteliğindeyken, yoksullar icin, yazgılandıkları soylenen olumu bekleme surecidir.Yerkure’de piyasalara egemen olanlar icin hicbir sınırlama yoktur; her zaman dunyanın bir yoresinde cıkarlarını koruyabilecekleri guvenli bir yer bulabilirler.

Gunumuzde giderek daha da acımasızca surdurulen somuru duzeninde kazancı ozel sektor alırken riskler devlet aracıyla emekciye odettirilmektedir.Ozetle somurucu-emperyalist gucler, dokunulmaz kıldıkları piyasalar aracıyla doğa ve emeği talan edip yeryuzunde sadece kendileri icin cennetler yaratırken yoksulları ‘‘oteki dunya cenneti’’ hayalleriyle uyutmaktalar.

Ulkemizde altmış yılı aşkın suredir yaşanan ve donem donem yoğunlaşan sosyoekonomik bunalımların bilimsel eleştirisi, somurucu duzenin bir ulkeyi ele gecirmek icin uyguladığı aşamaları butun cıplaklığıyla gozler onune sermekte, niteliklerini belirttiğimiz somuru duzenini gercekleştiren piyasa uygulamalarını somut olarak icermektedir.

Bugun tumuyle dış guclerin gudumune bırakılmak zorunda kalınan ekonomi ve yonetimimizin bu duruma gelmesinin nedeni de Ataturk ilkelerinden sapan işbirlikci yonetimler olduğu artık yadsınamayan bir gercek olarak belirmektedir.

Altmış yılı aşkın suredir emperyalist guclerin onerilerine uyarak somurucu piyasaların gudumune giren işbirlikci yonetimler, ulkemizi, yaşamsal sorunlarını cozebilmek icin bile dış guclerden izin alınmasını gerektirecek gucsuzluğe duşurmuşlerdir.

Bugun icerden ve dışardan gelen saldırılara karşı yeterince guclu olarak karşı koyamayışımızın nedeni de yeryuzunun somurucu egemenlerinin piyasalar yoluyla ulke ekonomisini ve yonetimini denetim altına almalarıdır.Piyasalara hukmedenlerle iş ve cıkar birliği icinde olan medya ve yonetimler, gercekleri halk kitlelerine yansıtmamakta, ulke yararına olacak davranışların piyasaları etkileyerek ekonomiyi sarsacağı aldatmacasıyla kitleleri korkutmaktadırlar.Bu yuzden ulkemizin nasıl boluneceğini gosteren haritalar pervasızca dağıtılmakta, bolucu guclere karşı alınması gereken onlemler gene piyasalar urker korkutmasıyla onlenmektedir.Ekonomiyi yonlendiren işbirlikcilerin her gun servetlerine bir şeyler katmalarının bedelini toplumumuz, biraz daha yoksullaşmak, biraz daha şehit kanının akması ve ulusal onurdan yitirmek olarak odemektedir.Coğunluk yoksullaşırken dolar milyarderlerinin sayısındaki artma bu carpık soygun duzeninin somut kanıtıdır.

Ulkemizi ‘‘Ataturk ilkeleri’’ ve ‘‘Laik Cumhuriyet’’ kavramlarından uzaklaştırmak icin, dış guclerin sunduğu ‘‘Ilımlı İslam’’ modeli, şeriat duzeni ozleminde olanların art niyetlerine uygun duştuğunden yonetimlerce benimsenmekte, piyasalara egemen olan gucler de medya egemenleriyle birlikte guncel cıkarları uğruna sessiz kalmaktadır.

Ulkemizin yeniden guclu ve onurlu konuma gelebilmesi icin, somurucu-emperyalist guclerin, uygulama alanı olan piyasaların yıkıcı etkisinden ekonomimizin mutlak olarak arındırılması gerekmektedir.Guney Amerika’da başarılanları bizim gercekleştiremememiz duşunulemez.Yakın zamanda yapılacak genel secimlerde bu amacı gercekleştirebilecek yonetimleri oluşturmak ilk aşama olacaktır.Sorunları bilen yurtsever aydınlarımızın yasal olan her yol ve yontemi kullanarak toplumumuzu uyarmaları ve genel secimlerde oyların, piyasaların kolesi olan siyasal partilere değil, ekonomik ozgurluk savaşı verecek olan siyasal partilere yonlendirmelerini sağlamaları kacınılmaz gorevdir.
__________________