1.GİRİŞ
Tarım sektoru,nufusun belirli bir kısmını bunyesinde bulundurması ve istihdam olanağı sağlanması ,yaşam icin zorunlu olan gıda maddelerini ureten sektor olması, uretilen urunlerin ulusal gelir ve dış satımda değişen oranlarda yer tutması nedeniyle her ulkede belirli bir oneme sahiptir.Tarım sektoru bir cok ulkede ulusal bir sorun olmakla birlikte,belirli sayıda ulkenin birleşerek ortak karar aldıkları durumlarda da uluslar arası veya uluslar ustu tarım politikaları oluşmaktadır.
Uluslar arası tarım politikasının bolgesel duzeyde uygulanmasına en guzel ornek Avrupa Birliğinin (AB –Eski adıyla AET) Ortak Tarım Politikasıdır.Genel anlamda dunya capında yurutulen uluslar arası tarım politikası ulus ustu kuruluşlar (FAO,UNCTAD,GATT,Dunya Bankası,IFAD vb) veya uluslar arası mal anlaşmaları ile yonlendirilmektedir.Ama bu kuruluşlara uye veya yapılan anlaşmalar imzalanmış ulkeler kendi cıkarları cercevesinde uluslar arası tarım politikası kararlarını uygulamaktadırlar.Diğer taraftan AB gibi ekonomik ve siyasi birleşmeler daha az sayıda ulkeyi kapsamaktadır.Ortak Politika onlemlerinden daha az ulke yararlanmaktadır.Mal ,emek ve sermaye hareketlerinin serbest olduğu AB ‘de ,uygulanan tarım politikası da uluslar arası bir ozellik gostermekte ve alınan bağlayıcı kararlar nedeniyle dunya capında yurutulmeye calışılan uluslar arası tarım politikasından daha başarılıdır.
Calışma 3 bolumden oluşmaktadır.Birinci bolum giriş ,ikinci bolum OTP genel ilkeleri yer almaktadır,ucuncu bolum de ise Turkiye ve AB arasında ki tarımsal uyum icin gerekli unsurlardan bahsedilecektir.
2.AB ORTAK TARIM POLİTİKALARI VE TEMEL İLKELER
Avrupa Birliği’nin en eski ve tartışmalı politikası olan Ortak Tarım Politikası (OTP) , Avrupa Birliği (AB) ilgili antlaşmalarında , AB icerisinde olası gıda yetersizliklerinin onune gecilmesi ,verimliliğin artırılması ve gıda alanında dışa bağımlılığın oluşturulmaması gibi amacları taşımaktadır.
OTP’nin temel unsurları AB’ye uye devletlerde gecerli olan urun bazında ortak fiyatların belirlenmesi ,bu fiyatların korunması icin ic piyasada urunlerin desteklenmesi ,dış ulke urunleri rekabetine karşı ortak korunma yontemlerinin uygulanması ve soz konusu destek ve koruma sistemi icin gerekli harcamaların ortak bir fondan ( Avrupa Tarımsal Yonlendirme ve Garanti Fonu) karşılanmaktadır.
AB ‘ de geleneksel tarım uretiminden teknoloji yoğun uretime geciş yaşanmakta ve AB Ortak Tarım Politikası da bu geri donuşun bir gostergesini oluşturmaktadır.
Tarım,Avrupa Topluluğu’nda ekonomik ve sosyal yapı acısından ozel bir yere sahiptir.Bu itibarla, Topluluğu kuran Roma Anlaşması ‘nın imzalanmasından gunumuze kadar tarım konusu ağırlıklı ve temel bir politika alanı olmuştur. Roma Anlaşması ile tesis edilen OTP , Topluluktaki tarımsal faaliyetlerin yaklaşık yuzde 90 ‘ını kapsamaktadır.
OTP ‘nin temellerini atan kurucuların başlıca kaygısı ; II.Dunya Savaşı ‘nı arkasında bırakan Avrupa’nın gıda guvencesini tesis etmek ve geliri endustride calışan benzerleri ile mukayese edebilecek verimli ciftciler yaratmak ve tuketicinin yeterli olcude gıda maddesini uygun fiyatlarla satın almalarını temin etmektir.
OTP ‘nin amacları ayrıntılı olarak AT Antlaşması’nda ( 33.Madde) sıralanmaktadır. Bunlar,
• Tarımsal verimliliği ; teknik ilerleme ve tarımsal uretimin rasyonel gelişimi ve uretim faktorlerinin faktorlerinin optimum duzeyde kullanımı yoluyla artırmak,
• Tarımsal ureticiler icin makul bir yaşam standardını sağlamak,
• Tarımsal urun piyasalarında istikrar tesis etmek,
• Tuketicilere duzenli gıda arzını garanti altına almak,
• Tarımsal urunlerin tuketicilere uygun fiyattan arzını sağlamaktır.
Bu hedefleri gercekleştirmek uzere ,1960 yılında tesis edilen Ortak Tarım Politikası uc ana prensibe dayandırılmıştır :
*Topluluk tercihi,
*Ortak bir Pazar Kurulması
* Mali Dayanışma
Bu prensipleri kısaca acıklamak yararlı olacaktır.
Topluluk Tercihi İlkesi
Uyeler arasında tarım urunlerinde tek pazarın oluşturulması icin gerekli bir ilkedir. Bu ilkenin amacı, Topluluk ici piyasalarda ve Topluluk sınırlarında alınacak onlemlerle, uye ulkeler tarafından uretilen urunlere oncelikli bir rejim uygulamasıdır. Bu ise ,Topluluk tarım urunlerinin,ithalata karşı korunmasını ,ic uretim ve ihracatın da subvansiyonlar yoluyla desteklenmesini gerektirmektedir. Topluluk bu sistemin uygulanması icin , ic piyasada ve sınırlarda destekleyici – koruyucu bir takım fiyat ve piyasa sistemleri geliştirmiştir.
Tek Pazar İlkesi
Tarım urunlerinin Topluluk tek pazarında sanayi urunlerinde olduğu gibi serbest dolaşımı amaclamaktadır.Uye ulkeler arasında tarım urunlerinin serbest dolaşımını engelleyen butun kısıtların kaldırılarak , Topluluğun tarım urunlerinde tek bir piyasa şeklini alması amaclanmaktadır.Tek pazarın oluşturulması, ortak fiyat ve rekabet kurallarını, merkezi bir yonetimi,ortak sağlık ve bitki sağlığı kurallarını ,uye ulkelerde dengeli bir doviz kurunu ve dış rekabete karşı sınırlarda ortak bir korumayı gerektirmektedir.
Mali Dayanışma İlkesi
Tarımsal programların finansmanı icin topluluk icinde ortak bir finansal dayanışma sağlamayı amaclamaktadır.
Tek Pazar ve dışa karşı sorumluluk mekanizmaları beraberinde uyeler arasında ortak mali sorumluluğu da beraberinde getirmiştir. Bunun icin ortak fon olarak Avrupa Tarımsal Yonlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) , AB ‘nin tarımsal politikalarını yonlendirir ve mali dayanışmada bulunur. İki bolumden oluşmaktadır : Garanti ve yonlendirme bolumleri .Garanti Depolama Maliyetleri , gelir odemesi vb. desteklemeleri iceren ortak piyasa duzenlerinin işleyişle ilgili harcamaları finanse ederken ,yonlendirme bolumu de yapısal iyileştirmelerin gerektirdiği harcamalarda rol oynamaktadır.Fon başlangıcta OTP cercevesinde yapılacak harcamaların 1/6 ‘sını finanse ederken ,zamanla harcamaların tumunu finanse etmeye başlamıştır. Ancak bir yandan harcamaların hacmi artarken ,bir yandan da
OTP ‘ye tabi urun sayısının artmasıyla Fon’un harcamaları da hızla artmış, bunun uzerine OTP ‘de bazı değişiklikler yapılmıştır.
OTP ile kabul edilen bu uc ilke, kurucu altı uye devletin her birinde ,birleşmeden once uygulanan yuksek derecede mudahaleci ve dış rekabete karşı koruyucu ulusal tarım politikalarıyla tutarlıydı. Gerek 1930 ‘lu yıllarda yaşanan ekonomik depresyon genellikle ikinci dunya savaşının Avrupa’da yarattığı cokuntu,her bir ulusal ekonomiyi ,ozellikle tarımsal alanda mudahaleci ve dış rekabete karşı koruyucu onlemler almaya zorlamıştır.
Oncellikle ilk yıllarda birlik fiyatları dunya fiyatlarının oldukca uzerinde tutulmuş ve bir cok urunde her hangi bir miktar kısıtlamasına gidilmeden ureticilerin butun urunleri satın alınmıştır. Birlik ici tarımsal pazarlar dış rekabette karşı korunmuş ,birlik ici ureticiler ve tuketiciler bazı duzenlemelerden ve yukumluluklerden muaf tutulmuştur.Diğer taraftan dışardan ithal edilen mallardan alınan ithalat vergileri birlik butcesi icin onemli bir gelir kaynağı olmuştur.
OTP kapsamında uygulanan tarımsal destek politikası urunden urune değişiklik gostermiştir. Tahıllar ,sut ve sut urunleri ve sığır ve dana eti gibi bazı temel urunlerde ithalat levileri ,garanti fiyattan sınırsız mudahale alımları ,ceşitli ihracat primleri ve gerektiğinde vergi indirimleri gibi kolaylıkları iceren destekler sağlanmıştır.1968 yılında şekerin kontrollu uretilmesine yonelik bir dizi onlemler alınmıştır. Yine 1970 li yıllarda zeytin ureticilerinin karşılaştığı zararların karşılanması ,meyve ve sebzelerde minimum ithal fiyatı uygulanması ve uretim fazlalılıklarının satın alınması ve şarap uretimine ceşitli destekler verilmesi ongorulmuştur.
OTP ‘nin amacları Roma Anlaşmasının 39/ 1.maddesin de aşağıdaki gibi belirtilmiştir.
• Teknik gelişmelerin tarıma uyarlanması , tarımsal uretimin rasyonel bir şekilde geliştirilmesi ,uretim faktorlerinin ,ozellikle iş gucunun en uygun şekilde kullanılmasıyla tarımsal verimliliğin artırılması;
• Tarımla uğraşan bireylerin ve tarım topluluklarının yaşam standartlarını yukseltilmesi guvence altına alınması;
• Pazarların dengeli hale getirilmesi;
• Gıda maddeleri arzının guvence altına alınması ;
• Gıda maddelerinin tuketicileri uygun fiyatlarla sunulması.
OTP ‘nin işleyişi ve uygulanışında goz onunde bulundurulacak faktorlerde anlaşmanın 39/2 .maddesinde aşağıdaki belirtilmiştir :
.
*Tarımsal faaliyetlerin doğal yapısı goz onunde bulundurulmalıdır .Bu yapı ,tarımın sosyal yapısından ve tarımsal faaliyetlerin yurutulduğu bolgeler arasında yapısal ve doğal farklılıklardan kaynaklanmaktadır.
*Yapılacak duzenlemelerin aşamalı olarak yurutulmesi gerekmektedir
* Uye ulkelerde tarım sektorunun genel ekonomik sektorlerle bağlantılı olduğu gerceği goz onunde bulundurulmalıdır.
2.1 Avrupa Birliği’nde Ortak Tarım Politikası Fikrinin Oluşumu
1955 Messina Konferansı ile başlar.Bu konferansta,
*Tarımda uzmanlaşmanın oneminin vurgulanması
* Ortak pazarın oluşturulması icin tarım sektorunun yeniden yapılandırılması
1956 SPAAK Raporu ‘nda ise,
*Ciftcilerin sosyal durumu, arz dengesi ve iklimsel koşullardan kaynaklanan problemlerin cozumu
*Gıda sektorunde esnek olmayan talep probleminin ele alınması
Ortak tarım politikasının yururluğe girişi ,
1957 Roma Anlaşması
*Tarımın Ortak Pazar hedefine ulaşılması icin onemli sektor olduğu vurgusu
*Tarıma Yonelik Kararların Alınması (Roma Ant. 38.md)
Ciftcilerin ekonomik durumunun iyileştirilmesi
Talebe yetecek ve sağlıklı beslenmeyi sağlayan urunlerin yetiştirilmesi
Rekabeti sağlayacak bir destekleme politikası
1958 Stresa Konferansı - Sorunların Giderilmesi
Uretim maliyetleri
Urun fiyatlarındaki birlik
Urun fiyatlarının rekabeti desteklemesi
2.2 Ortak Tarım Politikası Aracları
OTP ‘nin aracları dort ana başlık altında incelenebilir.Bunlar fiyat destekleri ,ciftcilere yapılan doğrudan gelir desteği ,arz kontrolleri ve sınırlarda alınan onlemlerdir.Her ne kadar AB ‘ nin ilk yıllarda en onemli tarım politikası aracı fiyat desteği olsa da 1992 yılında kabul edilen ve 1999 yılında Gundem 2000 ile devam eden reformlarla fiyat desteği yerine doğrudan gelir desteği uygulaması ağırlık kazanmaya bağlamıştır.
2.2.1 Fiyat Destekleri
Fiyat destekleri, tarihsel olarak OTP kapsamında tarım kesimine yapılan en onemli destektir. Gecmişte fiyat desteğinin en cok uygulandığı urunler tahıllar, sut urunleri, sığır eti, dana eti ve şekerdir. OTP ‘in reformuyla tahıllara ve sığır etine ilk yıllarda uygulanan yuksek fiyat desteğinde onemli olcude azalma gorulmuştur.
Bu fiyat desteklerini iki şekilde yapmaktadır :
• Piyasa fiyatlarının mudahale fiyatının altına duşmesi eğilimi gostermesi halinde , piyasada ki fazlalık urunun satın alınması yoluna gidilmekte ve ,
• Topluluk sınırında gumruk vergisi ve prelevman tahsili yoluyla , ithal edilen urunlerin,Topluluk ici piyasalarda oluşması amaclanan “ hedef fiyat” duzeyinin altında ki fiyatlarla satılması onlenmektedir.
Hedef fiyat bir tavan fiyat niteliğindedir. Hedef fiyatın Tarım Bakanları Konseyi tarafından belirlenerek acıklanması ile tarım ureticisi uretimini onceden planyalayabilmekte , tuketicilerin de aşırı fiyat artışlarından korunmaktadır.Hedef fiyatın tesbiti her urune gore değişmektedir.
Başlangıctan beri ,kurucu ‘ altı’ lar tarafından fiyat politikalarının uyumu ve koordinasyonu ,duşuk fiyatlı ithalata karşı sınırında koruma uzerinde yoğunlaşmıştı.1960 ‘ ların başında ulaşılan pazar organizasyonları hakkında ki genel uzlaşma bundan sonra takipedecek olan butun piyasa duzeni sistemlerinin ana hatlarını oluşturmuştur. Bu itibarla ilk ortak hububat fiyatlarıdır.
Ana urunler icin ortak fiyat sistemleri ,daha sonra 1971 ‘in sonuna doğru oluşturulabilmiştir.Başlıca tarımsal urunler acısından sadece patates ( nişastalık patates haric) ve alkol hala ortak pazar organizasyonları tarafından kapsama alınmamıştır.
Genellikle Pazar destek mekanizmaları hedef fiyat ilkesi uzerine kurulmuştur. Hedef fiyat , ciftcinin eline gecmesi arzu edilen ve ek olarak ,temsili tuketim bolgesine taşıma maliyetini kapsayan resmen kabul edilmiş bir optimum fiyattır.
Ciftcinin cıkışlı fiyatları istenen hedefe doğru yakınlaşmak icin bir mudahale fiyatı, temel fiyat veye referans fiyat belirlenir.Ciftcilik cıkışlı fiyatlar bu guvenlik eşiğinin veya belli bir pazar taban fiyatının altına duştuğunde fiyatları artırmak icin mekanizmaları calıştırır.
Hedef fiyat AB ‘de tuketici bolgedeki (Duisburg-Almanya) ureticilerin eline gecmesi istenen fiyattır. Tum piyasada gecerli olan bu fiyat, mudahale ve eşik fiyatın saptanmasında esas alınmaktadır. Ayrıca AB icinde piyasanın duzenlenmesi hedef ve mudahale fiyat arasındaki ilişkiye dayanır. Uretim bolgesi olan Ormes’te belirlenen mudahale fiyata , tuketim bolgesi olan Duisburg arasındaki taşıma masrafları ve pazarlama marjı (mudahale fiyatın belli bir yuzdesi) kadar bir fark eklenerek hedef fiyat bulunur.
.
2.2.2 Arz Kontrolleri
Avrupa Birliğinde uygulanan fiyat destekleri bir cok urunde uretilen miktarları artmış ,gerek uygulanan fiyat desteğinin butceye getirdiği yuk ,gerekse uretim fazlalığı icin zorunlu depolama masrafları , 1980 ‘lerden sonra birliğin onemli sorunları arasına girmiştir.OTP ‘ de 1992 yılında yapılan reformla ,belirli urunlerin uretimini sınırlamak amacıyla, bedeli odenmek koşuluyla uretimden alıkoyulmaları uygulaması başlatılmıştır.Bu sistemde ciftciler soz konusu urunu uretmeden ,urunu onceden belirlenen fiyat esas alınarak doğrudan destek sağlamaktadır.Bu yontemle her ne kadar butceye onemli duzeyde yuk getirsede ,en azından, uretim fazlalıkları icin zorunlu olan depolama masraflarından ve ihracata verilen desteklerden kacınılmış olur. Arz kontrolleri oncellikle uretim fazlasının en cok olduğu tahıllar , yağ bitkileri ve protein bitkilerinde uygulanmıştır.Benzer bir uygulama tarımsal arazisini tamamen uretimden alıkoyup yeşil alan veya park haline donuşturen ciftcilere de yağılmıştır.
Tarımsal uretimi azaltarak uretim fazlalıklarını gidermek ve arzı kontrol etmek ,AB ‘ nin Gundem 2000 reformlarından da ele alınmıştır.Oncellikle toprağı işleyerek uretilen bitkilerde, doğrudan gelir desteği alabilmek icin arazinin en az yuzde 10 ‘luk kısmının uretimden alıkonması koşulu getirilmiştir. Bu bitkilerden en cok 92 ton tahıla eş değer uretim yapılan işletmeler kucuk ciftci olarak kabul edilmiş ve yuzde 10 koşulundan muaf tutulmuştur. Arz kontrolu icin uygulanan diğer bir yontem de uretim kotalarının konulmasıdır.Bu uygulamanın en iyi ornekleri de 1980 ‘li yıllardan sonra uygulanmakta olan sut ve sut urunleri uretim kotaları ve şeker kotalarıdır.
2.2.3 Doğrudan Gelir Desteği
OTP kapsamında uygulanan fiyat desteklerinin yanı sıra odemelerin direkt olarak ciftcilere yapıldığı bir destek sistemide var.Doğrudan gelir desteği (DGS) adı verilen bu destek ,urun ve girdi fiyatlarına ,dolayısıyla piyasanın işleyişini doğrudan bir mudahale olmaksızın tarımsal ureticilere yonelik olarak yapılan geri donuşsuz gelir transferi olarak tanımlanır.
Gundem 2000 kararları uye ulkelerden doğrudan gelir desteği programlarını uygularken cevresel faktorlere ve tarımda calışan iş gucuyle ilgili konulara ağırlık vermeleri istenmiştir.OTP kapsamında yurutulen doğrudan gelir desteği programlarında uygulanan kurallar Avrupa Konseyinin 17 Mayıs 1999 tarih ve (EC) 1259/ 1999 sayılı yonerge şoyle ozetlenebilir,
*Belirli urunleri ureten ciftcilere doğrudan odeme şeklinde destek sağlanır. Uye ulkelerin ,Birlik kanalıyla kendi ureticilerine doğrudan gelir desteği verirken ,cevresel faktorler ve iş gucuyle ilgili faktorleri goz onunde bulundurmaları teşvik edilir.
*Uye ulkeler kendi ureticilerine doğrudan gelir desteği verirken cevresel faktorleri ceşitli şekillerde goz onunde bulundurabilirler. Doğrudan gelir desteğini verme şekli , tarımdan kaynaklanan cevre sorunlarını azaltmak icin taahhut edilen uygulamaların yerine getirilmesi koşuluna bağlanabilir.
*Ciftcilerin, işletmelerinde belirli iş gucunu istihdam etme konusunda yeterli onlemleri almaları icin uye ulkelere gerekli yetkiler verilmiştir.
2.2.4 Sınır Onlemleri
AB,OTP ‘nin amaclarına ulaşmak icin coğu tarım urunlerinde fiyatları dunya oranla daha yuksek tutar .Bunu ucuncu ulkelerden gelen tarım urunlerine ithalat kotaları veya minimum ithalat fiyatı uygulayarak gercekleştirilir.Aynı şekilde ithalata sınırda uyguladığı tarifelerle, ithal edilen urun fiyatının Birlikce belirlenen ic fiyatından duşuk olmasına engeller .Diğer taraftan da Birlik ulkelerince uretilen ve fiyatı dunya piyasalarına gore daha yuksek olan urunlere ihracat desteği vererek dış piyasada rekabet edebilmesini sağlar.Her ne kadar Uruguay Round ‘da dunya capında ticaretin serbestleşmesi icin belirli kurallar ongorulmuş ise Avrupa Birliği dunyada tarım urunleri ihracatına verilen toplam desteğin % 90 ‘ını oluşturmakta ve bunun yukunu vergi yukumluleri cekmektedir.
2.3 Ortak Tarım Politikasında Pazar Ve Fiyat Mekanizması
AB ‘ de OTP kapsamında ele alınan ilk piyasa duzenlemeleri tahıllar icin yapılmıştır.Tahıl uretimini geliştirmek ve ucretleri korumak icin geliştirilen fiyat ve Pazar mekanizması daha sonraki uygulamalar icinde bir model oluşturmuştur.Sistemde yer alan fiyat ceşitleri aşağıda acıklanmıştır.
2.3.1 Hedef ve Mudahale Fiyat
Hedef fiyat birlik icerisinde tarım urunlerinde ulaşılmak istenen fiyattır.Her pazarlama yılının başında belirlenen ciftlik kapısı fiyatını veya ciftcilerin eline gecen fiyatı gosterir.Birlik ici arzın talebi aşması durumunda piyasa fiyatıyla birlikte ,ciftcilerin eline gecen fiyatta hedef fiyatın altına duşer.Mudahale fiyatı,uretimin bol olduğu yıllarda fiyatların aşırı derecelerde duşup tuketicinin mağdur duruma duşmesini onlemek amacıyla konulmuştur.Hedef fiyattan oldukca duşuktur.Ancak birlik icinde uretilen tahılların minimum bir garanti fiyatı gosterir.
2.3.2.Eşik Fiyat ,İthalat Kesintileri ve İhracat Teşvik Primleri
AB tarafından belirlenen buğday fiyatları genellikle dunyadaki diğer onemli buğday fiyatları genellikle dunyada ki diğer onemli buğday ureticileri olan ucuncu ulkelerden gelebilecek rekabete karşı korunması sınırlarda eşik fiyat, ithalat kesintileri ve ihracat teşvikleri primleri gibi bazı onlemler alınmıştır.Eşik fiyat Birliğe dışardan yapılan ithalat icin belirlenen minimum fiyattır.Dunya piyasasında oluşan fiyat ile urunun Birlik sınırına ulaştırılması icin yapılan taşıma masrafları toplamından oluşur.Eşik fiyat ,ithalat fiyatına Birlik icerisinde ki temel tuketim merkezlerine gelinceye kadar yapılan boşaltma ve taşıma masrafları da eklenirse hedef fiyata yaklaşmış olur.Eşik fiyatla Birliğe onerilen ithalat fiyatı arasındaki fark ‘levi’ olarak adlandırılan bir ornek kesinti olup Birlik butcesine katkı sağlayan finansal kaynaklardan biridir.
2.4.Ortak Tarım Politikasının Finansmanı
OTP’nin finansmanı 1962 yılında kurulan ve AB butcesinin onemli bir kısmını harcayan Avrupa Tarımsal Yonlendirme ve Garanti Fonundan (EAGGE) sağlanmaktadır.Garanti ve yonlendirme olmak uzere iki kısma ayrılır.Garanti kısmı tarım urunlerine yapılan odemelerin finansmanında ,Birinci amac,kapsamı dışında kırsal bolgelerin geliştirilmesinde ,belirli veteriner harcamalarının karşılanmasında ve OTP ilgili bilgi kaynaklarının geliştirilmesinde kullanılır.
Tarım urunleri icin yapılan ve garanti kısmından karşılanan harcamalar coğunlukla mudahale alımları , ihracat teşvik iadeleri , ihracat primleri ve tazminat tutarlarıdır.Tazminat harcamaları ortak fiyat prensibinin Birlik ici ve dışı tarımsal ticaret ile uyumlu olarak surdurulmesini sağlamaya yoneliktir.Gecici nitelikte ki bu tutarlar iki turludur.katılama tazminatı tutarları ve parasal tazminat tutarlıdır.Katılma tazminat tutarı Birliğe yeni katılan ulke ureticilerine OTP ‘ye uyum sağlayıncaya kadar onenen tazminattır.Parasal tazminat ise olumlu ve olumsuz olmak uzere şekilde uygulanır.Olumlu parasal tazminat uye ulkenin milli parası Euro ‘ya gore kullanılan yeşil doviz kurları sebebiyle değer kazanmış ise (revaluasyon) ,ithalat ithalat uzerine telafi edici bir vergi konulur, ihracata aynı miktarda telafi edici subvansiyon yapılır.Bir uyenin milli parası Euro’ya gore kullanılan yeşil doviz kurları sebebiyle duşmuş ise (develuasyon) ihracata telafi edici subvansiyonda bulunur.Buna olumsuz para tazminatı denilir.
Finansal işleriyle ile ilgili ile alınması gereken bir konu varsa, ilgili komisyon konuyu yazılı olarak komiteye sunar.Komite belirli bir sure icinde konu hakkında ki goruşlerini acıklar.Komite başkanı konunun ciddiyetini ve acillik durumuna bakarak onu hemen veya daha sonra ki bir zamanda ele alabilir.Kararlar oy coğunluğu ile alınır.Eğer komite konu hakkında olumlu bir karar verirse komisyon alınması gerekli onlemleri alır ve uygular.Eğer komite kararı olumsuzsa ,komisyon Konseye baş vurur ve ilgili onlemi erteler.Konsey de coğunluğa gore hareket ederek bir ay icerisinde ya kararın olumsuzluğunu onaylar ya da başka bir karar verir ve onu uygular.
2.5. Ortak Tarım Politikasının Genel Olarak Değerlendirilmesi
Verimlilik artışı:
İzlenen koruma ve destekleme politikaları sonucunda tarımsal uretimde verimlilik onemli olcude artış gostermiştir.Bunun yanında tarım işletmelerinin modernleştirilmesi ,yapısal politikalar ,geliştirilmiş mekanizasyonda etkili olmuştur.Bundan dolayı topluluk dunyanın en onemli tarım ureticilerinden birisi olmuştur.
Uretim ve Kendine Yeterlilik Duzeyinin Arttırılması:
Verimlilik artışı ile AB genel anlamda kendine yeten konuma gelmiştir.Yunanistan ,İspanya ,Portekiz ve İtalya’nın AB’ne katılmasıyla bu yeterlilik %100’e ulaşmıştır.Bu uretim artışı topluluğu ithalatcı konumundan ithalatcı konumuna getirmiştir.Ancak halen bu konuma rağmen topluluk bazı urunleri ithal etmektedir (Pamuk ,tutun ,mısır ,yenen ve yenmeyen bahce urunleri).
Tarımsal Piyasalarda İstikrar Sağlanması:
Destekleme mekanizmasının gecerli olduğu urunlerde tarımsal piyasalarda buyuk olcude istikrara ulaşılmıştır.İzlenen koruma politikası sonucunda ic piyasa dunya piyasalarındaki dalgalanmadan korunmuştur.
Uretici Gelirinin Artışı:
Belirtilen diğer gelişmelerin ciftcilere yansıması sonucu gelirde de artış olmuştur.
Stok Artışları ve Depolama Maliyetleri:
Talep değerlerinin cok uzerinde oluşan uretim artışları bazı tarımsal urunlerde stok artışına neden olmuştur.Sonuc olarak depolama fiyatları ve de depolanan urunlerin bozulmasında artış olmuştur.
Butceye Getirdiği Yuk:
Tarım politikası FEOGA-Garanti Bolumu ve AB butcesine onemli yukler getirmektedir.Bundan dolayı İngiltere ,Almanya ,Fransa gibi AB butcesine net katkıda bulunan ulkeler ve vergi mukellefleri arasında surekli anlaşmazlık ve şikayete olmaktadır.
Tuketiciye Getirdiği Yuk:
İzlenen koruma ve destekleme politikaları sonucunda ,tuketiciler tarımsal urunleri dunya fiyatlarının cok ustunde almak zorunda kalmaktadırlar.Bu durumda tuketici refahını olumsuz yonde etkilemektedir.
Buyuk Ciftcilerin Yararına İşlemesi:
Yuksek fiyat politikasının daha cok buyuk işletmeler lehine işlemesinden dolayı kucuk ve buyuk işletmeler arasında ucurumlar olmaktadır.
Dunya Ticaretinin Kısıtlayıcı Etkisi:
Destekleme ve koruma politikaları dunya ticareti uzerinde onemli kısıtlayıcı etki yapmaktadır.
Kaynak Tahsisi Etkinliğini Bozması:
Kaynakların etkin olduğu alanlar yerine , destekleme ve korumanın yuksek olduğu tarımsal urunlerin uretimde kullanılması ,kaynak tahsisi etkinliğini bozmaktadır.
3. Turkiye Bugunku Tarımsal Yapısıyla AB Uye Olabilir Mi?
Tarım urunleri dış ticaretimize bakıldığında Turkiye'nin en buyuk pazarı tartışmasız Avrupa Birliği'dir. Yılda ortalama 2 ile 2.5 milyar dolarlık tarım urunu ihrac ettiğimiz AB'den ortalama 1.5 milyar dolarlık tarım urunu satın alıyoruz. Turkiye tarımında son yıllarda yaşanan tum sıkıntılara rağmen, AB ile tarım urunleri dış ticareti Turkiye'nin lehine bir gelişme arz ediyor. Ustelik AB her fırsatta Turkiye'nin tarım urunlerine inanılmaz engeller getiriyor. Geleneksel tarım urunlerimizden cekirdeksiz kuru uzum, incir, fındık, pamuk hatta zeytinyağı konusunda AB zaman zaman tarife dışı engellerle veya başka yollarla ihracatımızı engelliyor. En son fındıkta aflatoksin kontrollerinde Turk ihracatcılarının onunu kesilmiş ve Birlik uyesi İtalya ve İspanya'daki fındık ureticilerinin urununu sattırma cabasına donuşmuştur.
3.1Turkiye ile AB tarım politikaları cok farklı mı?
Turkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam uye olabilmesi icin AB Ortak Tarım Politikası'na mutlaka uyum sağlaması gerekiyor. Ancak gerek tarımda uygulanan politikalar gerekse mevcut yapılanma bu "uyumu" neredeyse olanaksızlaştırıyor. Cunku Turkiye, AB Ortak Tarım Politikası'nın tam tersi politikalar uyguluyor. AB ile Turkiye'nin tarımsal yapısı genel hatlarıyla şoyle,
1-Tarımsal işletme: Turkiye'de yaklaşık 4 milyon tarım işletmesi var. Avrupa Birliği'ndeki tarımsal işletme sayısı ise 7.300 civarında. Ayrıca. İşletme buyukluğu gerek makine kullanımında gerekse verimlilikte onemli rol oynamaktadır. Bu nedenle AB'deki işletmelerin Turkiye'ye gore maliyetleri daha duşuktur.
2-Tarımsal nufus : Turkiye'de toplam nufusun yani 65 milyonun yaklaşık 22.5 milyonu tarımda iken, AB'de 374 milyonluk nufusun sadece 18.5 milyonu tarımla uğraşıyor. Bu rakamlar sonucunda da tarımda istihdamın payı Turkiye'de yuzde 43 seviyesinde iken, aynı oran AB'de sadece yuzde 5'tir.
3-Tarımsal ticaret: Turkiye'nin dış ticaretinde tarımın payı yuzde 11 duzeyinde iken, Avrupa Birliği'nde bu oran yuzde 7.5 seviyesindedir.Tarımın ekonomideki yeri: Avrupa Birliği'nde Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) icinde tarımın payı yuzde 2 seviyesinde iken bu oran Turkiye'de yuzde 14'tur.
Bu kriterler de gostermektedir ki, Turkiye'nin tarımsal yapısı ile AB'nin tarımsal yapısı arasında adeta ucurumlar vardır. Turkiye henuz tarımda teknolojiyi yeterince kullanamamaktadır. Bu şartlarda Turkiye'nin AB Ortak Tarım Politikası'na uyumu cok zor gorunmektedir.
3.2.Desteklemede Turkiye AB ile zıt politika uyguluyor mu?
Son yıllarda IMF ve Dunya Bankası destekli tarım politikası uygulayan Turkiye'nin en sık duyduğu sozlerden birisi kuşkusuz "tarımsal desteklemeleri azaltın". Oysa hem ABD, hem de AB tarımsal destekleri azaltmak bir yana surekli olarak artırıyorlar. Turkiye, 2001 rakamları ile tarıma toplam 6.3 milyar dolar destek verdi. Aynı donemde AB'nin tarıma verdiği destek 45 milyar Euro. AB toplam butcesinin yuzde 50'sini tarıma destek olarak verirken, Turkiye butcesinin ancak yuzde 4.3'unu desteklemeye ayırıyor.
Turkiye'nin tarımsal potansiyeli incelendiğinde en buyuk avantajı ise ekolojik urun uretimidir. ABD ve AB'ye oranla kimyasal kullanımının az olması ekolojik tarım yapılmasında Turkiye'ye onemli avantajlar sunmaktadır. Ozellikle son yıllarda ekolojik urun uretimi artarken, yapılan uretimin neredeyse tamamının Avrupa'ya ihrac edilmesi gelecek acısından umut veriyor. Turkiye ile Avrupa Birliği'nin tarımdaki durumu genel hatlarıyla boyle. Turkiye eğer Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası'na uyum sağlamak istiyorsa tarımda kırsal kalkınmayı da kapsayacak cok kapsamlı bir stratejik plan uygulamalıdır. Bunun icin AB'nin 1962'den beri suregelen Ortak Tarım Politikası iyi incelenmeli ve gerekli duzenlemeler ve desteklemeler buna gore yapılmalıdır.
Ancak şu acıktır ki, icsel etkenler Turkiye’de tarım politikalarını belirleme guclerini yitirmişlerdir. Turkiye ulusal tarım politikası uzerindeki en onemli sınırlayıcılar Avrupa Birliği AB ile yapılan Gumruk Birliği Anlaşması ve Gumruk Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)’dır.
AB ile yapılan Gumruk Birliği Anlaşması, 31.12.1995 tarihinde yururluğe girmiştir. Gumruk Birliği en dar tanımıyla taraflar arasında gumruk vergileri ve miktar kısıtlamaları ile bunlara eş etkili tedbirlerin kaldırılması ve ucuncu ulkelerden yapılacak dışalımda ortak bir gumruk tarifesi uygulanması anlamını taşımaktadır. AB ile Turkiye arasında yapılan GB Anlaşmasında esasen temel tarım urunleri kapsam dışında bırakılırken, bunyesinde şeker, hububat, sut bulunduran işlenmiş tarım urunleri (cikolata, şekerleme, cocuk mamaları, biskuvi, pasta, makarna, dondurma gibi) Anlaşma kaps..... dahil edilmiştir.Buna karşılık Turkiye’nin doğal koşullarının kendisine belli bir ustunluk sağladığı başta domates-salca konservesi olmak uzere meyve-sebze-su konserveleri kapsam dışında bırakılmıştır. Turkiye’nin dış ticaretinin dışalım ve dışsatımının yarısına yakın bir bolumu AB ile gercekleştirilmektedir. GB uygulamasının başlaması, AB-Turkiye dış ticaret dengelerinin de hızla Turkiye aleyhine bozulmasına neden olmuştur.
GATT’ın ise temel amacı, Dunya ticaretinin serbestleştirilmesidir. Tarımın GATT’ın ongorduğu ticaretin serbestleştirilmesi kapsamının dışında kalması, ABD’nin 1955 Yılı’nda GATT’a bir istisna hukmunu gecici olmak kaydıyla koydurmasıyla ortaya cıkmıştır. OTP ile AB, ABD karşısında tarım urunleri ticaretindeki payını surekli olarak artırmaya başlayınca, ABD GATT’ı kullanarak tarım urunleri ticaretinde de liberalizasyonun sağlanmasını savunmaya başlamış, Uruguay Raund ile de bunu başarmıştır.
Gorulduğu gibi GATT Uruguay Turu sonucları, AB ve ABD’nin dışsatım olanaklarını artırma amaclarına hizmet etmektedir. AB ve ABD’de tarımsal politika hedeflerinin değişmesi, doğal olarak tarım politikalarının da değişmesine neden olmuştur. Artık AB ve ABD icin tarımsal politika hedefi arz istikrarını sağlarken aynı zamanda yukselen urun stoklarını eritmek ve uretici gelirlerinin duşmemesini sağlamaktır.
3.3.Turk Tarımının Ortak Tarım Politikasına Uyumu
Turkiye’de diğer ulkelerde ve Avrupa Birliğinde olduğu gibi bir yasa ile belirlenmiş tarım politikası yoktur.Değişik hukumetlerin kendi donemlerinde parti programları doğrultusunda bir politika gayretinde bulunmalarına karşın, aynı hukumet doneminde bile farklı bakanların dahi farklı politika uygulamaları gozlenmiştir.
Turkiye’de tarımsal faaliyetler, bolgenin ve iklimin sunduğu hazır imkanlar haricinde , dışarıdan kayda değer bir katkıda bulunmaksızın surdurulmektedir.
3.4. Tarım Politikasının Hedefleri
*Tarımsal işletmelerin yapısının iyileştirilmesi, yeni teknolojinin en etkin bicimde kullanılması ve etkin orgutlenme ile tarımsal uretimi ve verimliliği arttırmak
*Halkın beslenme duzeyini arttırmak ve iyileştirmek
*Tum urunlerin arzında ve fiyatlarında istikrarı sağlamak
*Tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacını yurt icinde karşılamak ve tarım urunlerinin ihracını arttırmak
* Sektorler icindeki gelir farklılıklarını azaltmak ,işsizliği ve gocu onlemek
Tarım urunlerinin işleme ve pazarlamasında etkinliği sağlamak
* Verimli tarım topraklarının sanayi alanlarına donuşmesini engellemektir.
3.5.Turkiye-Avrupa Birliği Tarım İlişkileri
Ankara Antlaşmasından sonra 1973’te bu antlaşmanın uygulama esaslarını belirleyen katma protokol yururluğe girmiştir.1964’ten beri devam eden hazırlık donemini takiben girilen geciş donemi belirlemiştir.Bu geciş doneminde , tarımda dahil olmak uzere Gumruk Birliği’nin tamamlanması icin yapılacaklar belirtilmiştir.Bu surec icinde Turkiye’deki genel anlayış, AB’nin Turkiye’ye uyum surecinde teknik ve mali katkıda bulunması gerektiği yonunde olmuştur.
Helsinki zirvesinde adaylığın teyit edilmesi ile Turk tarımının OTP ile uyum gerekliliği geri donuşsuz bir surece girmiştir.Ayrıca Kasım 2000’de yayınlanan ve tarım ilişkin yonleri de bulunan Katılım Ortaklığı Belgesinde katılım muzakerelerine başlaması icin Turkiye’nin yerine getirmesi gerekli kurallar yer almaktadır.
Her ne kadar OTP uyumu acısından pek fazla ilerleme olmasa da,Ankara Antlaşması’ndan itibaren Turkiye kaynaklı tarım urunlerine AB pazarında tek yonlu giriş imkanı sağlanmıştır.
__________________
Sanat Tarihi / Arkeoloji Avrupa Birliği - Turkiye Tarım Politikaları - İktisat
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●45 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Sanat Tarihi / Arkeoloji Avrupa Birliği - Turkiye Tarım Politikaları - İktisat