Ekonominin ceşitli tanımları vardır :
1. Ekonomi, para kullanılarak ya da para kullanılmadan insanlar arasında değişim işlemlerine neden olan faaliyetlerin incelenmesidir.
2. Ekonomi, insanların ceşitli mallar (buğday, sığır, pardesu, konser, yol, bombardıman ucakları ve yat gibi) uretmek ve bunlan tuketmek uzere toplumun ceşitli uyelerine boluştunnek icin kıt ya da sınırlı uretim kaynaklannı (toprak, işgucu, makine gibi sermaye malları ve teknik bilgi) hangi bicimde kullandıklannı inceler.
3. Ekonomi, insanı, gunluk gecimini kazanırken ve yaşamından zevk alırken inceler.
4. Ekonomi, insanlığın tuketim ve uretim etkinliklerini nasıl duzenlediğini inceler.
5. Ekonomi servetin incelenmesidir.
Bugun iktisatcılar aşağıda tanım ustunde anlaşmış gorunuyorlar. “Ekonomi, insanların ve toplumların para kullanarak ya da para kullanmadan zaman icinde ceşitli mallar uretmek ve bunları bugun ve gelecekte tuketmek uzere, toplumdaki bireyler ya da gruplar arasında boluşturınek icin, kıt uretim kaynakları kullanmak konusundaki tercihlerini inceler."
Ekonomi, tarih incelemelerinden geniş olcude yararlanır. Kristof Kolomb’un altın dolu Amerika’yı keşfinden sonra İspanya ve Avrupa da yuzyıllarca fiyatlann yukselmesi bir raslantı eseri miydi? Buhar ve demiryolu devri neden Londra daki gecekondu sakinlerine yararlı oldu? Tarihin yorumu icin analiz araclan gereklidir. Cunku, olaylar kendi acıklamalarını getirmezler.
Modern ekonomi biliminin ilk gorevi, uretimin, işsizliğin, fiyatların ve bunlara benzer olayların davranışını tanımlamak, acıklamak ve aralarındaki ilişkiyi saptamaktır.
"Neden ekonomi okumalı?" sorusunun en iyi yanıtını Lord Keynes bircok tartışmaya neden olmuş klasik kitabımn sonunda şoyle verir :
"İktisatcıların ve siyasi yazarların duşunceleri, doğru olsun olmasın, genellikle sanıldığından cok daha etkilidir. Diyebiliriz ki, dunyayı bu duşunceler yonetmektedir. Her turlu entellektuel etkiden uzak olduğunu sanan pratik insanlar, genellikle artık hayatta olmayan bir iktisatcının esiridir. İktidarda bulunan ve havadan sesler işiten cılgınlar, birkac yıl once yazı yazmış akademik bir yazardan ilham alırlar. Eminim ki, edinilmiş cıkarlann gucu, duşuncelerin dolaylı etkisinden cok daha zayıftır. Bu hemen kendisini gostermez, belirli bir gecikmeye bağlıdır zira iktisadi ve siyasi felsefe alanında 25-30 yaşlarına geldikten sonra yeni teorilerin etkisi altına girenler cok değildir. Bu nedenle memurların ve siyaset adamlannın hatta ihtilalcilerin olaylara bakarak uyguladıkları duşunceler o kadar yeni olmayabilir. İyilik ya da kotuluk icin er gec tehlikeli olan, edinilmiş cıkarlar değil, duşuncelerdir".
__________________