Farz ediniz uc bin sene evvel ben
Geldim gittim dehre, bir insan idim.
Fakat beş bin sene once yok iken
0 surete bir sîrette kÂn idim.

Sîretim ki bir esiri ihtizaz,
Ezelidir, yoktan suret olamaz.
Sevda oldum, gezdim dillerde biraz,
Son demlerde pederde mihman idim.

Gonullerden guzelliğe akardım,
Kimde olsam gamla yakar yıkardım.
Bir guzele bend olamaz, bıkardım,
Bu hikmete, kendim de hayran idim.

Sırr-ı-vahdet cerağını sondurdu,
İlahi bir raşe rahme gonderdi,
Bir neveden bak nelere donderdı,
O Âlemde bile kahraman idim.

Milyonlarla emsalimin icinde
Hak kazandım o ummanın dibinde,
Bin planla bir beyzanın ininde
Muhitime karşı hukumran idim.

Muddet geldi şu Âleme fırladım,
Genclik coştu, bir aşk ile parladım.
Duydum, bildim, yazdım, cizdim, zırladım,
Hindistan'da Buda, Bırahman idîm.

Benden evvel gelenleri duşundum,
Bir din vardı, once taptım, oğundum.
Zan, tereddut, bircok goklerde dondum,
Makbulume ben kendim burhan idim.

Burhanırn şu: Ben var mıyım, yok muyum?
Evet, varım, insanım Hintf li soyum
Ve kendimde son bulduğum Vişno’yum?
Bu suretle taptığım Yezdan idim.

Tapılmasam ben tapmazdım burada,
Cunku sırran farkımız yok arada.
Yerde, gokte, denizlerde, karada,
0 seyyahın teninde ben can idim.

Dinim Buda kalbim buna mutmain,
Dedi mi, o işte sana yeni din.
Bu fikrime bir put diker ve demin
Anlattığım bu dine iman idim.

Put değildir, fikir burda dikilen,
İşte mabed secde, duran, eğilen,
Bu da oldu gitti bunca cekilen
Cilelerde ibadet isyan idim.

İşte sana vahdet ile teslisin
İkisi bir olduğuna berÂhin.
Hangi dini karıştırsan bu zemin,
Bu hikmeti anlayana şan idim.

Şimdi sağ mı, olu mu burda Buda?
Sağ ki işte kendisi yazıyor ya!
Duşunuyor ne soylesem ki daha
O esnada ustunde yorgan idim.

Şu yediği incirdeki cekirdek,
Duşunduğu hayale, fikre felek!
Ben Neyzen m diyen o koca eşek
Ben idim be, hem iyi rahvan idim!

Sahibimi goremezdim binince,
Anlaşırdık yularımı cekince.
Kanat taktı Refref oldum dinince,
Ta Sidre’de onu bırakan idim.

Cebrail’miş Buda’nın diktiği put,
Sen bu fikri burada terk et, unut!
Peygamberler buradan etti hubut,
Bundan otesine ben sultan idim.

Burasını ben soylerim, yazamam,
Felsefemi kalemimle bozamam.
Goruşuruz yarın akşam, uzamam,
Senin aradığın o canan idim!

Yatıp daldıktan sonra uyku icindeki sayıklama ki yazmadan
hatırımda kal cin parcaları:

Neyzen Tevfik, ne halt ettin yine sen?
İşin gucun hokkabazlıkla duzen.
Seni sevenlere cok selam bizden,
Başucunda duran ben Kur’an idim!

Bana yapış, oku kalb-i selimi,
İbadettir, zikret Rabb-ı Kerim’i.
Ey AzÂb-ı Mukaddes’in nedimi,
Elindeki kalemde pinhan idim!

İlmi, fenni, mantığı, felsefesi,
Buralarda yoktur ki cıksın sesi!
Sırtlarında birer tavuk kafesi
Gezdirirken ben yine irfan idim.

Feylesof Rıza’nın yediği herze
Saman olsun Hugo gibi okuze!
Balta lazım beynindeki puruze,
Şekispir’i uyandıran can idim.

Başka soz yok, şu yazdığım şeyleri
Bir sanattır desem, cinnet eseri!
Tolostoy da bir hicliğin pederi,
Ben varlıkla ona tercuman idim.

Hem yerdeyim, hem gokte, hem pusuda,
Yıldızlarda, ateşte, tende, suda,
Temiz bir kalb ile Jan Jak Ruso'da
Pek samimi gorunen vicdan idim.

Akacak kan durmaz imiş damarda,
Demek her ne vaki ise hak orda.
Kasap, coban benim, penceyim kurda,
Kocta candım, kan idim kurban idim.

Bir lokmada yuz bin şahsiyetim var,
Kenz-i mahfî la-taayyun bu esrar.
Bir nevede nasıl etmiştim karar,
Bilirsin ya katrede umman idim!

Sîretteki ruhum, tenim surette,
Neyzen oldum vatan adlı gurbette.
Bir AzÂb-ı Mukaddes’tim niyyette,
Teraneler icinde giryan idim.

Neyzen Tevfik

__________________