Atakoy sahildeki inşaatların yapımına izin veren 1/5000 ve 1/1000 olcekli imar planları icin İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde acılan davada bilirkişi, planların iptaline yol acacak bir rapor hazırladı. 3 kişilik bilirkişi heyeti planların deprem riski goz onune alınmadan hazırlandığından, kıyı kullanımının kamuya kapatıldığından ve 70 metre yuksekliğin sakıncalarından soz ederek planların ‘planlama ilke ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığı’ sonucuna ulaştı. Mahkeme bilirkişinin raporuna uyarsa Atakoy sahilde halihazırda devam eden inşaatların tumu duracak.




Radikal Gazetesi'nden Omer Erbil'in haberine gore, İstanbul’da Bakırkoy ilcesi Atakoy sahili Zeytinlik Mahallesi’nde tescilli Baruthane Yapılar Topluluğu’nun bulunduğu 412 bin metrekarelik arazi, Emlakbank ve TOKİ arasında imzalanan 14 Aralık 2001 tarihli protokolle TOKİ’ye devredilmişti. ‘Turizm alanı’ ilan edilen arazi parsellere bolunerek otel, AVM, akaryakıt istasyonu, rezidans ve benzeri fonksiyonlar tanımlandı. Bina yuksekliği 70 metre olarak belirlendi. TOKİ araziyi parsellere ayırarak satışa cıkardı. Bir kısmını da gelir paylaşımı yontemiyle verdi.

OTEL, AVM, REZİDANS, KONUT İNŞAATLARI YAPILDI


Atakoy 2. Kısım karşısındaki 174 parsel hasılat paylaşımı esasına gore Karadeniz-Orme ortaklığına verildi, arazilerin bir kısmında inşaatlara başlandı. Tarihi Baruthane binalarının olduğu 160 parsel ise hasılat paylaşımı yontemiyle Celebican A.Ş.’ye verildi. ‘Blumar’ isimli projeyle AVM ve otel-rezidans planlandı. 181 parselde Simpaş evlerinin inşaatları yeni başladı. 182 parselde ise Bosphorus otelin inşaatı tamamlandı. Mimarlar Odası inşaat ruhsatlarının iptali icin 160, 174 ve 182. parseller icin dava acmış İstanbul 9. İdare Mahkemesi yurutmeyi durdurma kararı vermişti. Ancak daha sonra 174 ve 182. parseller icin yurutmeyi durdurmayı kaldırmıştı.

İstanbul Universitesi Tıp Fakultesi’nden Prof. Ayfer Kaynar tum bu inşaatların yapımına onay veren 1/5000 ve 1/1000 olcekli imar planlarında yapılan tadilatların yasaya aykırı olduğunu ileri surerek iptal istemiyle İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde gecen yıl dava actı. Mahkeme Yrd. Doc. Dr. Ercan Koc, Doc. Dr. Oya Akın ve Doc. Dr. Yiğit Evren’i bilirkişi tayin etti.

Mahkeme bilirkişilerden şu soruları cevaplamasını istedi: ‘‘Planlarda revizyon yapılmasını zorunlu kılan nedenler var mı? Dava konusu imar planları ust olcekli plana uygun mu? Plan notunun taşınmazlara getirdiği fonksiyon, yoğunluk, ulaşım, cevresel etkiler yonunden irdelenmesi ve planların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına uygun mudur?”
Bilirkişi tek tek saydı

Bilirkişi yerinde yaptığı inceleme sonucunda fotoğraflarla hazırladığı raporu 21 Nisan 2014 gunu mahkemeye teslim etti.

RAPORDA OZETLE ŞU İTİRAZLAR YAPILDI

‘‘İmar tuzesi gereği 1/100 bin olcekli Cevre Duzeni Planı’ndan (CDP) sonra 1/25 binlik CDP hazırlanmadan 1/5000 olcekli Nazım İmar Planı hazırlanmasının ve mevcut planda değişiklik yapılmasının uygun olmadığı, bu durumun ust olcekli bir plan denetimine olanak sağlamamaktadır.’’

‘‘Cevre yapılaşma koşullarının uzerinde yapılaşma hakları, silueti olumsuz etkileyen yapı yukseklikleri, getirilen yapılaşma yoğunluğunun ortaya koyacağı ulaşım ve altyapı problemlerinin butuncul değerlendirilememesi, kentsel kamusal kullanıma konu donatı alanları icermeyen bir icerik nedeniyle planlamanın varoluş sebebine aykırı yaklaşımlar sergilenmektedir.’’
‘‘Parsellerin komşuluğunda tescilli yapılar (Baruthane) yer almaktadır. İmar mevzuatı tescilli parsel komşuluğundaki yapılaşmalarda mevcut tescilli eserlerin yapılaşma hakları, dokusu vb. ile birlikte değerlendirme gerektirmektedir. Bu gereklilik dava konusu parselleri iceren Nazım İmar Planı’nda izlenmemektedir.’’

‘‘Parsellerde bilirkişi keşfi sırasında onceden tescil edilmiş ağacların korunup korunmadığı konusunda bilgi edinilememiştir. Keşifte bilirkişi heyetine mevcut bir adet tescilli ağac gosterilmiştir.”
‘‘Vaziyet planında tanımlanan işlevlerin ozel kullanıma konu olduğu, kıyı arkasındaki toplumun, kıyıyı kullanmasına olanak tanıyacak kamusal işlevlere konu edilmemiştir. Kıyıya erişim 10 metrelik yaya yolu ile sağlanmaktadır. 10 metrelik yaya yolu 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na aykırı olduğu, zira kıyı kenar cizgisinin onunde yapılaşmaya (yol dahil) olamayacağı, sahil şertlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar cizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir kuralına rağmen yapı yaklaşma sınırı ile kıyı kenar cizgisi arasındaki mesafe yer yer 40 - 45 metreye duşmektedir.’’

70 METRE NEREDEN CIKTI?

‘‘Siluet calışması sonucunda belirlenen 70 metre yapı yuksekliğinin hangi kritere bağlı olarak tanımlandığı tam anlamı ile belirsizlik ortaya koymaktadır. Bir başka deyişle kentin kıyı bandında 70 metrelik yapı yuksekliğinin belirlenmesi, kıyı arkasının, kıyı ile ilişkisinin kopratıldığı ve kıyı arkasında duvar etkisinin oluşturduğu bir yapılaşma duzeni tanımlaması acısından son derece olumsuzdur. Siluet yonetmeliği ile belirlenen maksimum yukseklik değeri butuncul plan calışmaları kapsamında yoğunluk kademelenmesi yapılarak yuksek yapıların yapılabilmesine olanak sağlanabilecek alanlarda verilebilecek maksimum değeri ifade etmekte, bu değerin her yerde ozellikle kıyı bandında verilebilmesi anlamına gelmemektedir.”

‘‘Deprem Master Planı’nda yer alan analiz calışmalarında ‘sıvılaşma hassaslığı yuksek bolgeler’ olarak tespit edilen ve deprem kaynağına son derece yakın konumdaki Atakoy bolgesinde, yoğun ve yuksek yapılaşma son derece onemli bir risk olarak karşımıza cıkmaktadır.’’

Bu tespitler sonucunda bilirkişi şu sonuca ulaştı: ‘‘Bilirkişi heyetimiz davaya konu 28.02.2012 onanlı 1/5000 olcekli Atakoy Turizm Merkezi Nazım İmar Planı tadilatı ve aynı tarihli 1/1000 olcekli Uygulama İmar Planı tadilatın plan notu değişikliği ve 1997 onanlı Mer’i 1/5000 ve 1/1000 olcekli nazım imar planlarının; planlama ilke ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığı sonucuna ulaşmıştır.’’

KIYI KENTİ KİMLİĞİ BOYLE YOK OLUYOR

Raporda şoyle denildi: ‘‘Kıyı kenti olmanın en onemli bileşenlerinden biri kıyıya ve suya dokunma olanağını veren kamuya acık mekÂnların varlığıdır. 1950’li yıllarda banliyo olarak planlanan Atakoy 1 ve 2. Kısım konut alanlarının onunde kamping, otel, motel ve plaj alanlarının yer aldığı bolge, kentlinin kıyıya eriştiği suya dayalı aktiviteleri gercekleştirebildiği, kıyı kenti kimliğinin en onemli bileşenlerini sağlayan icerikte bir bolge olarak ayrışmaktadır. Bu ozelliğini 1980’li yılların sonuna kadar surdurulen alan turizm bolgesi ilan edilmesi sonrasında oluşturulan planlarda kamusal kullanıma konu edilmediği gorulmektedir.”

Kaynak

__________________