Her insan icten ice cocuğu olsun ister. Bazıları icin bu istek onlenemez bir arzuya, adeta bir tutkuya donuşebilir. Bazıları şanslıdır. İstedikleri zaman hemen cocuklarını kucaklarına alabilirler. Ancak hayat herkese gulumseyen yuzunu gostermiyor. Bazıları bu kadar şanslı olmuyor. İşte bu noktada hastaneler, doktorlar ve tup bebek merkezleri ikinci adres haline geliyor.


Coğu tup bebek tedavisi kısırlığa cozum sağlıyor. Ancak bazı durumlarda işler tasarlandığı gibi gitmiyor; ısrarlı tup bebek denemeleri bir turlu işe yaramıyor. Adım adım karamsarlığın gelişimine bakalım: Birinci deneme olmayınca moraller bozuluyor ama umutlar hala yerli yerinde duruyor. İkinci deneme de başarısız olursa umit yerini karamsarlığa, korkuya bırakıyor. Ancak ucuncu deneme de başarısız olduysa cocuk duşuncesi yavaş yavaş imkansız hayale donuşmeye başlıyor. Tam bu surecte serpilmeye elverişli tum koşullara kavuşan depresyon zaten zor olan durumu daha da icinden cıkılamaz hale getiriyor.


Başarısız tup bebek denemelerinden sonra ortaya cıkan depresyon genellikle kadınlarda daha ağır seyrediyor. Bu konuda bazı araştırmalar var. Bunlardan biri 86 cift uzerinde yapılmış. Bu ciftlerin tamamı başarısız tup bebek deneyimi yaşamış. Kadınların % 66’sında depresyon gorulurken, bu oran erkeklerde %40 olarak kaydedilmiş. Araştırmanın son aşamasında, surecin başlamasından 20 ay sonra ciftler tekrar muayene edilmiş. İncelemelerde kadınların 3’te birinde depresyon belirtilerinin surduğu farkedilmiş.
Konu hakkında yapılan tek araştırma bu değil. Bir başka araştırmada ciftler tup bebek tedavisinden once ve sonra bir dizi anket dolduruyorlar. Başarısız sonuclar elde edenler ikinci ankette cok daha karamsar yanıtlar işaretliyorlar. 59 cift uzerinde yapılan bu araştırmada da veriler kadınların erkeklere oranla cok daha yoğun depresyon belirtileri yaşadığını gostermiş.
Konu hakkında diğer araştırma da Hynes tarafından yapılmış. 100 kadın tup bebek tedavisi oncesi psikolojik analizden gecirilmiş. Ardından tedaviye başlanmış. Kadınların tamamı tedavi suresi boyunca 2 – 4 hafta arası tekrar muayene edilmiş. Tedavi uzadıkca kadınların kendine guveni azalmış. Depresyon belirtileri artmış.
Tup bebek sonrası depresyonla ilgili en geniş caplı araştırmalardan biri literaturde Newton calışmaları olarak geciyor. Bu calışmada 213 kadın ve 184 erkek uzerinde psikososyal analiz yapılıyor. Veriler hayli ilginc. Analiz sonuclarına gore kadın ve erkek olaylara farklı tepkiler veriyor; farklı kacış noktaları buluyor. Calışmada kadınların duygularını daha acık şekilde dile getirdikleri, bu nedenle daha sosyal oldukları belirlenmiş. Erkeklerinse duygularını daha az yansıttıkları, daha fazla sosyal desteğe ihtiyac duydukları ortaya cıkmış.
Tum bu araştırmaları goz onune alınca zaten bilinenler kesinlik kazanmış oluyor. Kadınların anne olma ozlemi erkeklerin baba olma isteğine gore cok daha yoğun. Bunu zaten biliyoruz. Ancak bu, erkeklerin durumdan etkilenmediği anlamına gelmiyor.
Ne yapmalı?
Cocuk sahibi olmayı isteyen kişiler icin kısırlık yıkıcı olabilir. Bu nedenle ağır depresyona girilebilir. Ancak unutmayın cocuk sahibi olmamak hayatınızın sonu değil. Bunun icin oncelikle psikolojik destek alın. Doktorunuz sizi daha iyi hissettirecek onerilerde bulunabilir. Aynı zamanda cevrenizle de konuşun. Konuyu yakın cevrenizle paylaşmak istemiyorsanız aynı dertten mustarip insanların birbirlerine destek olduğu gruplara katılmayı duşunebilirsiniz. Cocuk ozlemini dindirmenin başka yolları da olduğunu, kendi cocuğunuzu doğuramasanız da bunu telafi edebileceğinizi unutmayın. Dunyaya kusmek cozum değil.